ğ ii Gemlik kaplıcasında geçen Yalovadan Gemli on gün ğe otomobil seya- hati — Temiz sokaklar — Sirke kokusunun tesirile ... Avrupada halk, hava açıksa tren ücretleri ucuz olduğundan, © yakın köylere, bozuksa müze ve sinemalara giderek bilgilerini art- ç turmağa çalışırlar; bundan dolayı: dır ki çocukları bile bazısını gör - © mek ve bazısını işitmek suretile , memleketlerinin köylerine varın « — <ıya kadar her yerini öğrenirler. © Ne yazık!,. Çoğumuz, İstanbu - lun kaç köyü olduğunu bilmedik - ten başka yurdumuzun belli başlı kasabalarına dair tam bir bilgi - miz de yoktur.. Bu yokluğumuzu, Gemlik seyahatimde utanarak an- ladım!. i Gemlik adında bir kasabamız > olduğunu tabiidir ki biliyordum z » ancak evvelce bir çok zenginleri - — mizi (tedavi için) Avrupaya koş » turan arsenik ve çeliği havi öyle — şifalı bir hassası bulunduğundan — haberim yoktu. © o Bir ayağından zahmet çeken samimi bir arkadaşım, kaç sene - “dir ki sıcak kaplıcalara gittiği hal- > de topallıktan kurtulamamıştı. O hanım ,geçen yıl Gemlik ılıcasına © gilmişti, bütün kış bastonsuz gez - — disOnun methine uyarak ben de, © buyıl (deniz banyosu yerine Gem- — Jiğe) gittim. ss» Yalova tarikiyle yola çıktık. k Otomobil, Yalovanın zümrüt dağ- , Jarmı dolanarak kırların neş'e ve rir güzel kokuları arasında epeyce ol aldık. Sonra birden sarsıntıyla gitmeğe başladık. Meğer yağmur - lardan yollar bozulmuş. Zorlukla , Saat ikide Gemliğe girebildik. © Gemlik dört köşeli gibi görü - — men bir körfezin sahilinde, alçak , vezeytin (ağaçları ile süslü dağ yamaçlarma yâslanmış aydınlık, © geniş caddeli ve pek © sevimli bir « memlekettir; sokaklarının temiz - liği de çok hoşuma gitti, On dakika sonra ulu çam ağaç- © armin arasina saklanmış kaplıca ya vardık. Cenup ciheti zeytinliklerle do- — manmış sıra sıra tepeler, simalde o mavi suları gözleri okşıyan kör- a fez... Büyükadanım İetaeftini an - © dırıyordu... © Şark tarafına hâkim bir nokta. — sında muhteşem böcekhanelerini © yüklenmiş (Umurbey) köyü, kap- — ca hayatını gözetlerken, bürün - düğü yeşil güzellikleriyle çınar al. , lında oturanları selâmlıyordu!.. Banyo edilecek havuz orta bü « — yüklükte ve ılık olarak kaynıyor , » hem de ne kadar kalabalık girilse — girilsin suyu berraklığını kaybet - , miyotdu. Bir tarafında ise kirli — suları havuza karışmıyan üç kur- . ması da vardır ki, orada yıkanılı- ö da (Çelik, gümüş $.. Esasen etraf oluymuş.. ar iyiliklerini yazdı- “ ğim ılıcanın biraz da noksanlarını - söyliyeyim: © ve arsenik) 1 | İlicanın üstünde büyük bir so - | fa, dört oda ile küçük bir mutfak, öylece de bir kileri vardır. iki oda- da, müstecirlerin aileleri oturu- yordu. Diğer ikisini debiz işgal ettik, Belediyeye ait olan kaplıcada geceleyin müşterilere rahatlık ve- recek hiç bir şey yapılmamıştır . Tavanlar harap, aptesahne ber- bat, hele büyüklüğü insanı ürküten | siyah ve tüylü örümceklerle uğraş- ! mak!... Sivrisinek, tatarcık, tahta- kurusu,. Aman bir de pireler... O afacanlardan kurtulmağa hiç ça » re bulamadık!.. Orada kaldığım on iki gece zarfında odaya hayli sirke dökmek © sayesinde ancak bir gece uyuyabildim.. Sonra anladım ki: Sirke koku - sundan bayılan ufacık ma hlüklar değil, meğerse benmişim !. Uykusuzluk O midemi bozmuş , artık yemeden ,içmeden de kesil di miştim; böyle olduğu halde, her| gün iki defa aldığım banyonun si- hir gibi tesir eden suyu, kuvvet ve- rerek beni ayakta gezdiriyordu. «Bir gün Halkevi nesriyat hey. etinden iki muhterem zat, benimle görüşmek üzere kaplıcaya gelmek lâtfünde bulundular. O zatlarla konuşurken lâf arasında kaplıca « nın bu hallerinden şikâyet ettim. Meseleyi şöyle izah ettiler: Ilıcanın yeni baştan yapılması yüksek bir meblâğa muhtaçmış, halbuki belediye gelirinin azlığı, böyle mühim bir | teşebbüsü göze almaktan uzakmış.... Esasen müşterilerinin en çoğunu | i köylüler teşkil ediyormuş, bu yıl onlar da ücreti yarıya indirmişler., Kazancının eksilmesi yüzünden u- fak, Fakat sıhhi tedbirlerin alın - | masına bile imkân kalmamış. İş - i te belediye bütçesinin darlığı, Gem likte görülen faaliyet ve teşebbüs- lerin ılıcaya kadar uzamasına mâ- ni olmuş.. Bu sözleri dinledikten sonra başımı eğerek teessürle düşün - İ düm!. Emine Semiye ——.. Ödemişli Tevfik Bey Amerikada beş senedenberi Na- fia Vekâleti namına su mühendis“ liği tahsilini yapan Ödemişli Tev- fik Bey Amerikadan memleketimi» ze dönmüştür. Tevfik Fikret Bey, cemahiri müt tehidei Amerikadaki su işlerini, hassaten su kuvvetinden elektrik is tihsalini, nehirlerin kontrolu, sula- ma şehirlere su isalesi gibi bütün mühim su işlerini mahallinde gö- rüp tetkik etmiş ve notlartutmuş- tur., Tevfik Fikret Bey, geçen sene Amerikanın “İwa,, üniversitesinde “su bentieri,, üzerine yazdığı tez- den dolayi Amerikanın yüksek i- lim cemiyetlerinden birine “Hono- rary National Scientific Society,, ye Fahri aza int ilmiştir. 'lar ve gene iki taraf İİ Memlekei Haberleri ) E a 1 Büyük bir yangın Halkapınar istasyonunda IZMIR, 5 (Hususi) — İzmir - Kasaba demiryolu (o üzerindeki Halkapınarında büyük bir yangın çıkarak, istasoyn civarında bulu - Man bütün ambarlar, depolar, ma- ğazalar ve atölyelerin hemen cüm- lesi yanmıştır. Yanan binaların za Tar ve ziyanım miktarı takriben 150 ilâ 200 bin lira kadardır. Hat komiserliği tarafından yolun ka-| panmaması için icap eden tedbir- ler alınmıştır. Yanan yerlerin büyük bir is - mı Ünyen sigorta şirketine sigor - tak olduğundan polis yangın hak. kında tahkikata başlamıştır. Yılandan kurban! İzmir, — Yılanlar aklımıza kor. ku veya tiksinme fikirleri getirir - ken şimdi kâr ve para kelimelerini getiriyor, İnsan düşmanı telâkki olunan bu hayvanlar, az dostlukların verece ği kârlar temin ediyorlar, Yılân ticareti henüz inkişaf et - mediyse de yakında (mühim bir ihraç merkezi olmamız mümkün - “ İşterber “rmtürmeebotle “ Avruna matbuatında garip bir havadis gör dük, İtalyanın bir köyünde, sene - Trakyada VAKIT Çorlunun ihtiyaçları Temizlik —Mektep lâzım— Ziraat, ticaret ve iktısat işleri Trakyadaki seyyar muhabiri- mizden: Çorlu ilk insanların mağa ra ve taş kovuklarını terk ile buğ- day ve ot saplarını çamurla karış- tırarak kulübeler yaptıkları tarih- | ten bugünün bübik © tarzına ka - dar mimarlığın geçirdiği istihaleyi bir müze gibi şebekesinde saklıyan | bir kasabamızdır. Kerpiç bir bina ile gübik .bir otelin, çamur ve buğday sapından yapılmış bir kulübeyle pançurlu kârgirbir evin yekdiğerine omuz verişindeki tezadın vücude getirdi- ği manzarayı ifade etmek pek güç! Kasabayı birçok cephelerden tetkik ettim. Mahfeli askerinin güzel bahçesi istisna edilirse ziya- retçi ruhunda memnuniyet bıraka- | cak bir güzelliğe tesadüf etmek mümkün değildir, Umumi caddesi pis, çarşısı öy“ le. En fenabir ciheti de ya- hudicenin kulakların zarını yırta- cak kadar gürültü ile sokakları dol durmasıdır. Mektep işleri Tekirdağı vilâyetinin bu kasaba sında mektep işleri hükümet ve İN deyil zmlimizie itediği ye nok mamıştır. Kasabanın diğer hayır | İr işleri gibi bu en lüzumlu işi de nin muayyen bir gününde yılanlar öldürülüyor ve gömülüyormuş. Bütün sene yılan toplıyan genç ihtiyar herkes senenin o muayyen gününde yılanları öldürüyorlar - mış?., Ve bu umumi merasim bir azi « zin şerefine yapılıyor. Bu garip âdet karşısında bütün yılan tacirlerinin ağlamaması müm kün değil? Maamafih rakibimiz olabilecek bir mıntakanın işe başlamaması faydalıdır. Aziz söz söyleyebilseydi şüp »- hesiz köylülerle şu suretle konuşa. caktı: Ey köylüler, zamanında yı İanral muzırdı, şimdi faydalı oldu r, Asrımızda yaşamış olsaydım yılanları gömmeden onları satar - dım.. Mersin gazeteleri Mersin — Burada çıkan Yeni Mershin ve Eğe gazeteleri arasın. da hiç yoktan çıkmış olan bir münakaşa büyümüş ve iki taraf Adliyeye müracaatla dava açmış- hakkında mahkeme muhtelif mahkümiyet kararı vermişti İtiraz müddeti dahilinde iki ta - raf mahkemeye müracaat ederek haklarından feragat etmişler ve bu suretle iş sulhan halledilerek| verilen hükümler sakit olmuştur. Üzüm satışı İZMİR, 5 (A. A.) — Dün bor- sada 11 kuruştan 26 kuruşa kadar 2170 çuval üzüm satılmıştır. çok geri kalmıştır. Biri tam, diğeri üç sınıflı iki ilk mektebe devam eden talebe adedi 619 a baliğ olmasına rağmen tah- sil çağında ve mektepsizlik yüzün- den tahsilden mahrum çocuk ade- di bu yekünun iki mislini bulmak- tadır. Kara Mehmet, Bakırcı köy” lerinde maarif vekâletinin plânla- rına tevfikan iki mektebin inşası- na (başlanmıştır. Bu köylerden başka daha 14 köyde mektep mev cuttur. Ancak bu köylerdeki mek tepler de ihtiyaca tekabül edecek bir vaziyette değildir. Merdivensiz mektep Çorluda bir sene evel yapılmış güzel bir mektep daha vardır ki halk buna merdivensiz mektep is- mini vermiştir. Badanasıma kadar her şeyi ikmal edilen (bu binada tedrisata başlamak bugüne kadar Imümkün ve müyesser olamamış- tır. Bir sene evvel inşaatı hitam bu. lan bu binanm her nasılsa merdi- ven ve halâşı yapılamamış bu nok- sanm ikmali için bir sene gibi çok feci bir zaman kaybedilmiştir, Bu noksanın ikmali münakasaya vaz- ve mütcahhidine ibale edilmiştir. Bu ecne bidayetinde tedrisata baş lanacaktır. Ancak bu O mektebin tedrisata açılması mektep ihtiyacı nr izale edemiyecekse de okuma ça ğında bulunan çocuklardan mühim bir kısmını cehlin kara pençesin- den kurtaracaktır. mektepsilikten tahsiline devam edemiyen çocuk adedi —kazaya bağlı köylerle beraber — (5.000) i bulmaktadır. Bu rakamın arzetti ği dehşetin karşısında titrememek bilmem mümkün müdür. ! “Orta mektepten mahrum bulu ,nan bu kasabada cümhuriyetin ilâ inmdan bugüne kadar ilk mektebi ikmal o ederek — tahsiline Ode“ vam &den talebe adedi yir- mi beşi © bulmamıştır. © Zi- ya Bey isminde maarifperver bir zat hususi bir orta mektep tesisine çalışmış ve Maarif Vekâletinden ruhsalı resmiyesini de istihsal et- miştir. Ancak binasızlıktan mek İtep henüz açılamamıştır. Ziral vaziyeti Trakyanın üç zahire ambarın- dan biri olan burada ziraat işleri de eski kıymet © ve ehemmiyetini günden güne kaybetmekte vasi ve bereketli ovaları metruk bir hale düşmektedir. (30) a yakm büyük çiftlikler es ki senelere nispetle yapılan zeriya- tta büyük bir noksanlık müşahede edilmektedir. Buna da sebep hu" bubat fiatlarının düşkünlüğüdür. Zeriyat miktarının tenakusuna rağ men bu yılki bereket bu noksanlıs ğı ikmal edecek kadar mebzuldür. Buğday fiatları 3-3,20 kuruş ara" sında temevvüç etmektedir. Hu bubat kıymetlerinin bu sukutu köy | TUBUM TECYMSRTATI va TELTMTAYe —gA- sında tevazün husulünü temin ©& dememektedir. Ticari ve iktisadi vaziyeti İktısadi vaziyette hissedilir bir durgunluk mevcuttur. Koyuncu luk, peynircilik işleri de eski par“ laklığını kaybetmiştir. Bilhassa ya hudi muhtekirlerin tasauultları ko- yuncuları nefes alamıyacak bir ha- le koymaktadır. Çorlu koyuncula rımın da Edirne koyuncularından ders alarak kendilerini kurtaracak tedbirler alması şayanı arzudur. Bu sene yapağı ihracatının 159,000 200.000 okka raddesinde olacağı tahmin edilmektedir. Pelvanoğlu Ekrem Cümhuriyet bayramı Ayvacık, — Cümhuriyetin o * i nuncu yılını tesit için kazamızds gayet büyük hazırlıklara başlan * mıştır. Kaymakam Hikmet Beyin riyaseti altında (Belediye reisi Arif, Fırka reisi Hilmi, Jandarm4 kumandanı Şükrü, askerlik şube muamelât memuru Arif ve maarif memuru Soref Beylerden mürek” kep bir komisyon teşkil edilmiş v£ faaliyete geçmiştir. Bartinde bir kaza Bartın — Zafranbolu yolund! bir otobüs kazası olmustur, Şofö Nurinin idaresindeki otobüs yanlı bir manevra neticesinde şoseni” kenarından dik bir bayıra yuva” lanmıştır. Otobüste bulunan yol * culardan on bir kişi yaralanmı$ * tır. Bunlardan dördünün yars" ağırdır. Yarası 25:: olanlar: Sinema Halil, Bartın icra memuru Hile Beylerle Zafranbolu ebesi Naciy? H. ve yolculardan Sabri Efendidi”