e MD Me * haberdar değil!... ——VAKIT 2 BEYİNİ. 29 emma 1933 Hikâye eN — Allo.. Ailo.. Burası “Müca- dele,, gazetesi, ben, tahrir mü- dürü Ilhan. Kiminle görüşüyo- rum ? Okuyucularımızdan biri, öyle mi efendim?.. Teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim. Tahrir müdürü telefonu bıra- kır, bitişik odaya seslenir: — Kudret Bey, biraz gelir | misiniz ? — Emriniz ? — Azizim, şimdi ' telefonla, ismisi söylemiyen bir zat, müt- hiş bir cinayeti haber veriyor: Genç bir kız, gene genç bir erkek tarafından öldürülmüş.. Ikisisi de yüksek ailedenmiş.. Cinayet te (...) köyünde (...) ote- linde oluyor. Hemen bir otomo- bile atla, fotoğrafıda beraber almayı unutma !.. . 4. — Allo. Allo.. Burası “Müca- dele,, gazetesi. Kudret bey 8iz- misiriz?. Yal... Neden?.. O halde burâya geliniz... Bir saat sonra tahrir müdürü- nün odasına giren Kudret bey, yorgun ve sinirli anlatmağa baş- ladı; — Cinayet haberi doğru. Fa- kat tafsilâtını öğrenmek kabil değil.. Otele gittim, patronundan | | bulaşık çısına kadar bepsinin ağız- ları mühürlü... Sanki otelde hiç bir şey olmamış. Asıl tuhafı neresi, garsonlardan biri beni | atlatmıya çalıştı dadedi ki; “Bi- zim otelde böyle bir cinayet ol- madı. Galiba .(...) otelinde böyle bir. şey, olmup--.. Buradan bir şey öğreneme- yince, polis karakoluna gittim. Merkez memuru, komiser, polis, kapıcı, odacı.. Kimse vak'adan Merkez memuru : — Daha şimdi geldim efen- | dim, henüz böyle bir vak'adan haberim yokl.. Komiser : — Bugün Yandi. Polis: — Memur beyi görünüz!.. Odacı: — Duymadım, neme gerek!. dedi. Artık ısrar etmek ma- nasızdı. Tahrir müdürünün camı sıkıldı. Telefonu açtı: — Allo.. Müdüriyet mi efen- dim? Kurası “Mücadele, gazete- si. -Ben tahrir müdürü Jlban: (6 6.) köyündeki cinayet hakkın- da malümat alabilir miyiz?. Ala- maz mıyız?. Neden efendim... Tahkikat bitmedi öyle m ?.. Peki efeidim, geç vakit tekrar rahat- sız ederim... Akşam, saat sekizde tekrar telefonu açtı: — Allo... Efendim cinayet hak- kında malumat & verecektiniz. Tahkikat bitmedimi? Ya., demek fendim bu alelâde bir cinayet. O balde..? Bilinen kadarmı ya- zalım... “Telefonu kapadı, Kudret Beye döndü: — Azizim, müddeiumumi Bey malumat verecekmiş., —Emin olunuzki oradan da aynı cevabı alacağız. Henüz tahkikat bitmedi, diyecekler... — Ne yapalım? — Şimdiki halde yapacak bir SALE e © MAN Yaşasın Telefon !.. | sız Yazan: K. N. e şey yok, Bir az sonra siz de gi- | deceksiniz. Ben buna dair bu gece ne öğrenebilirsem gece muharririne telefon ederim. Tahrir müdürü işi gece muhar- ririne devir ederek gitmişti. Beş on dakika sonra telefon fasıla” çalmaza (başladı. Gece muharriri telefonu açtı: — Alo. Nöbetçi benim efen- dim, Fabhir.. Fahir Bey birden gözleri par- ladı. Heyecanı yüzünden belli idi. Masanın östündeki kâğıtları, sür'atle toplamağa başladı. Hem yazıyor, hem gülüyor, fevkalâde bir hal karşısında olduğunu her halile arkadaşlarına ibsas edi- yordu. Fahir bey telefonu kapadı. Ancak bir gazetecinin hissede: | bileceği büyük bir zevkle müte- heyyiç iskemlesine dayandı. Mü- | temadiyen gülüyordu. Arkadaş- larının mütevali suallerine cevap verdi: — Olur şans değil, bu milyon- ; da bir olur. Durunuz, anlatayım: Telefonu açınca işittiğim ses bana sordu: — Nöbetçi beyi verir misiniz? | "oğlu Yusufun bahçesine Ben cevap verdim: — Nöbetçi benim. — Isminiz ?, — Fahir. — “Burası (....) polis mer- Fi Bendeniz, komiser Süküti, .) otelindeki cinayet tahki- ia bitti, “Cinayetin a hatı anlaşıldı. Rapor yazılıyor, şimdi tahkikat bulâsasını arzedi- yorum. ,, Düşünün azizim, sabahtanberi bu cinayeti öğrenmek için çal- madık kapı kalmadı. Bütün ilti- zam edilen ketumiyet karşısında, bu, herhalde büyük bir yanlış- lıkla ayağımıza kadar gelen ni- meti görünce az kalsın telefonu bırakıp şakır şakır oynıyacak- tım. Komisar bey, olanı biteni söyledi, ben de yazdım. Şimdi anlaşılacak bir nokta kaldı. Onu da anlıyalım. Dedi ve telefonu açtı: Allo... Müdüriyet santralı mı efendim ? Bu gece nöbetçi bey kimdir ? Fahir bey öyle mi?.. Teşekkür ederim... Arkadaşlarına döndü: Şu tesadüfe bakın... Müdüri- yette bu gece nöbetçi Fahir bey- miş... Komiser numarayı yanlış çevirmiş Olacak ki müdüriyeti bulacağına bizim matbaayı bul: MUŞ. Mubharrirler hep birden ellerini çırparak haykırdılar : — Yaşasın telefan!.. Doktorsuz yer ! Güdül, (Hususi) — 15 köy ve üç | Efendi dayısı ve arkadaşı Meh - bahsetmek kabil olmıyacak... E- | mahalleden ibaret olan nahiyemi - | met Efendiyle birlikte mezbahaya l zin nüfusu 9 bini aşmaktadır. Yal- gitmişlerdir. nız nahiye merkezinde 4500 nüfus “o Mem o Memleket Haberleri o! Bir tevkif Ödemiş Ziraat bankası müdürü tevkif edildi ÖDEMİŞ, 28 (Hususi) — Zi raat bankası Ödemiş şubesi Müdü- rü Hilmi bey hakkında tevkif ka: rarı verilmiştir. Tevkifi icap etti « ren hâdise hakkında aldığım ma - lâmat şudur: Hilmi bey, Ödemiş tütün koo- peratifinden Cavit beyden bir! miktar rüşvet alırken yakalanmış. | Cürmü meşhut Ödemiş müddeiu - mumisi Abidin Beyle jandarma Karakol kumandanı OHelil İbra - him efendi tarafından tesbit edil. miştir, Hilmi bey adliyeye teslim edil- miş görülen lüzum üzerine tevkif kararı verilmiştir. Koyun sürüsü kanlı bir hadiseye sebep oldu İ İzmirde Keller köyünde Mehmet Tahir kâhya ismindeki köylünün koyun - ları girmiş ve oldukça mübim tah İ ribat yapmışlardır. Bu hadisenin münakaşası esnasında, koyunları- nı başıboş bıraktığı ve şunun bu - nun bahçesine verdiği zararlar yet miyormuş gibi Tahir kâhya taban- casını çekerek zavallı Yusuf ağa- nin üzerine dört kurşun atmış ve omuzundan ağır surette yaralamış tır, Katil yakalanmıştır. small Feci bir kaza IZMİR (Hususi) — Ev velki Ogün Hacr OHüseyinler istasyonu civarında çok feci bir tren kazasr'olmuş' ve trer-altında kalan beş yaşlarında bir kızcağı - zın ayakları kesilmiştir. Sabah saat yediyi otuzda Kar- şıyakadan hareket eden Bandır - ma treni Hacı Hüseyinler istasyo- nuna yaklaşmakta iken makinist tren yolundan küçük bir kızın geç mek üzere olduğunu görmüş der - hal tevakkuf etmek istemişse de makine ani tevakkufu yapama - mıştır. Makinistin gayretine rağ - men kızcağız trenin altında kal - mıştır. Beş metre ilerledikten son- ra tren durmuş ve vaşonlardan inen yolcular çok feci bir manza- ra ile karşılaşmıştır. Çünkü trenin altımdan çıkarılan küçük Nezihe ciğin iki ayağı tekerlekler altın. da kopmuş olarak kalmıştır. Ya « ralı kız derhal memlekst hastane. sine seykolunmuştur. İzmirden celbedilen diğer bir makinist treni sevk ve idaresine almış, kazayı yapan makinistin ise ticvabına başlanmıştır. Makinistin bu kazada kabahati olmadığı söy- lenmektedir. Halam Adanada bir boğulma Adana Ticaret mektebi talebe » lerinden Hacı Efendi oğlu Ahmet Ahmet Efendi biraz (o sonra | vardır. Fakat bu kadar kalabalığa | mezbahanın biraz ilerisinde soyu- rağmen nahiyede bir tek doktor bi | Narak ırmağa girmiş ve kenardan le yoktur. On bin nüfuslu Bayburt ayrılmış, iyi yüzmek bilmediğin » ta (5), 20 bin nüfuslu Mersinde | den bir burğaca kapılarak boğul - (30) doktor mevcut olduğu ve bu | Muştur. doktorların hasta muayenâsinden | Ahmet Efendinin cesedi yapı : Hususi idareleriçin YE ibir alyan za çıktı, tekaüdiyeler tayin edildi | Ankara, — Vilâyetler hususi i- dareler tekaüt sandığı nizamname si çıktı.. Nizamnameye nazaran vilâyet huhusi idateler tekaüt sandığını i- ! dare etmek üzere dahiliye, marif, sıhhiye vekâletlerince umum mü-| dür veya müdürlerden mürekkep | bir heyet teşkil olunur.. Bu heyet kendi aralarında birini reis seçer- ler, Mezkür sandık idaresi dahiliye vekâletine bağlıdır. Sandık mü“ dür ve memurları idare heyetince intihap ve dahiliye vekâletince tas dik olunurlar. Heyetin vazifeleri şunlardır: a — Hususi idarelerden maaş alan muallim ve memurların teka- ütleri halinde kendilerine ve vefat ları halinde yetimlerine verilecek maaşların tahsis muamelesi kanun mucibince mensup oldukları vekâ- letçe de tetkik ve kabul edildikten sonra maaş miktarı ve tahsis tarihi sandık idaresine bildirilir. İdare heyeti tahsis evrakını ka- nun umumi hükümleri dairesinde tetkik ederek düzeltilecek cihetler görürse bu cihetleri tasrih ederek ikmal edilmek üzere evrakı iade eyler. Muvafık görüldüğü takdir de maaşın miktarı, tahsis tarihi ve nereden verileceği karar altına a- lnarak reis tarafından Ziraat ban kasi umum müdürlüğüne bildirilir. b — 1683 numaralı kanun tat- biktarihi «olan... Lr9r-1930 ta, - rihinden 2097 numarâlı kanun me, riyet mevkiine vazedilliği 1— 6 1933 tarihleri arasında kendi tale bi veya kanuni sebepler üzerine tekaüde sevk edilen vilâyet hususi idare memurları ile muallimlere ve bunların yetimlerine eski hüküm - lere göre tahsis ve ita olunur. Ma- aş ve ikramiyeler 2097 numaralı kanunun muvakkat maddesi mu - cibince 1—6—1933 tarihinden iti- baren tadil ve tashih olunur. Tadil muamelesinin o ikmaline kadar bankaca sandık hesapların- dan eski maaşların nisbetinden pa- ra verilir. < — Sandığın hesabatı heyeti tarafından tutulacak ve sandık na mına ziraât bankasına yatırılan pa ralarla ziraat bankasından sandık namına yapılan tediyat takip olu- nacaktır. Hususi bütçeler müşte - rek tekaüt sandığı hissesi namiyle konulan tahsisat vilâyetler hazi - ran ve teşrinisani ayları nihayetin de olmak üzere iki müsavi taksit te ziraat bankalarına yatırılacak - tır, Ziraat bankasanıa müşterek te - kaüt sandığı hissesi namiyle tevdi olunacak tekaüt aidatı mütekait| muallim ve memurlarla bunların yetimlerine tahsis olunacak maaş ları tediyeye kifayet etmediği tak- dirde bu cihe tidare heyetince he- sabata müsteniden tesbit olunacak ve eksik kalan miktar 1561 numa- ralr kanun mucibnice müteşekkil bütçeler komisyonuna bildirilecek ir, Komisyon hususi idare bütçe « leri maaş tertiplerindeki nuhassa- bunalacak hale geldikleri düşünü- lan bütün araştırmalara rağmen lürsa (9) bin nüfuslu nahiyemizde bulunamamıştır. Polisçe araştır « doktora ne kadar ihtiyaç olduğu | Daya ve tahkikata devam olun - anlaşılır. maktadır, sata göre vilâyetlere tevzii suretile eksiğin ikmali hakkına verilecek icra vekilleri kararına tevfikan lâ- zim gelen muameleyi ifa eder, Sandık ile ziraat bankası arasi daki münasebetler ayrıca bir mM kavele ile tesbit edilecektir. Al kadarlarla resmi muhabeeye i6 re heyeti reisi salâhiyettardır. Müteakip maddelerde maaşl alâkadarların oturdukle.ı yerd | zirnat bankası şubesince ve Zi! bankası şubesi bulunmadığı tak dirde en yakın yerdeki ziraat b#” kası şubeşince tediye olunacağı tekaüdü icra edilenlerle muvaz# veya mütekait iken vefat edeni yetimlerine cüzdan verilinciye K* dar mensup oldukları vekâlett sandığa vaki olacak işar üze! bilâhare mahsubu icra edilme şartiyle askeri v emülki teka; Define aranıyor, fakat yok! Manisa — Ankarada avukat A li Rıza Beyle Muzaffer ve Has#| Beyler namında iki arkadaşı, 6 ce Yunanistana hicret eden bit pazdan bir mektup almışlardır. | Bu mektupta; Manisanın Çob İsan köyü civarında yeni inşa len Nümune köyü istikametin” işaratı mahsusalı bir taşın l da bir teneke Türk altını sakla | dığı bildirilmekte idi. Büyük bir neke içinde olan bu altmla! (52000) adet olduğu da zikredik mişti, , fh Bu zevat hükümete mü derek, taharriyat icrasmamü de istemişler ve yüzde otuz mik rında bir hissenin de hükün devredileceğini de zikretmişle” dir, Dahiliye Vekâleti, buna müs#| de etmiş; bu zevat Manisanın 6* ban İsa köyüne gitmişler ve harriyat yapmışlardır. | Taharriyatta, Manisa vilâyetif den terfik edilen resmi memur da hazır bulunmuştur. Avukat Rıza Bey, beraberinde bulunan # vatla Çoban İsa köyü civarınd” değirmenin bir yanında işaril mabhsusalı bir taş bulmuştur, F bütün taharriyata rağmen pr lan altın dolu teneke bulunamari! Ur, Ü Gazi koşusu Yarış ve ıslah encümeni koşusu,, namile yeni bir koşu i sma karar vermiştir. Memleketimizde doğmuş, 3 ş şındaki halis kan kıstaklara İn$i liz kısraklarına mahsus olan bu “ $u her sene haziranın üçüncü ei” masında yapılacaktır. İlk defa 1935 senesinin hazir? nında başlanacak olan “Gazi K, şusu, için 5 bin lira mükâfat ayi mıştır. — Şeker fabriksı Uşak — Şeker fabrikası 1 kampanyasına başlamıştır. Bu * , e ir. i me şeker, 200 ton sarı yeke ey ton kuru küspe, 4000 ton melâf 1,120,000 litre ham ispirto mz seki? , caktır. Fabrika gece gündü? maktadır. İşçilerin mesaisi saattir.