efakış. v z “AL edebi tefrikası : 72 yy Te A Gönül tuzağı ç teliha, KE — om yas ın Selömi o Zzzet > | — Günay, iki ayrı his arasmn- da ne yapacağını şaşırmıştı. Eğ- lenmek istiyor, keyfine bakmak istiyodu. Fakat “diğer tarfatan da vicdanı buna mani olu yordu. Bir aktris o kıyafetine girerek, yüzünü, gözünü boyayan, halk arasında, güzel bir erkekle acaip bir dansa çıkmak hoşa gitmiyor değildi. Fakat böyle bir şevi yapmayı da do”rü bulmı yordu. Annes'nin bir sözü kula: ğında çınlıyordu: — Unutma kızım, senim ye gâne namusun sermayendir. Dile gelmemeğe gayret et. Bülent tekrar sordu: — Razı oldunuz değil mi?. Göreceksiniz ne kadar iyi ola- cak,, ne kadar çok eğleneteğiz.. | Haydi geliniz de defter ismimizi yazdıralım. Program yapan hey- et cevap bekliyor. Nezihe Hanım yerinden kalk- tı, Günayın ko'undan çekip kal- dırdı, o nuzundan itti; — Haydi yürü... Hayat kısa- dır, böyle fırsatlar kaçırılmaz. Günay ağır ağır yürüdü. Babçevi geçtiler, hole girdiler. Müsamere tertip heyetinin bu. landuğu oda kalabalıktı. Bütün gençler büyük masanın etrafına toplanmışlardı. Her kafadan bir ses çıkıyordu: di, “e tunç kollarını gerdi, ge- 2 İşten bahsetmemeğe gayret hala. Burası bana para» m retli şey olduğunu öğ- Nezih, sevap vermedi, iki üç Onuşarak onların yanına gel Öldün Bülent, Nezihenin elini şen yere oturdu: ç Nihayet sizi bulduk, mal Ragıp ta onu taklit etti: İzi arıyorduk. ı gene Organdi elbisesi | melek kadar güzeldi: ana ihtiyacımız var Günay. rediniz!?. eman Ragıp anlattı: Ni lecek hafta klüpte bir mür | var... Hasılatı fakir çocuk Yardım cemiyetine verilecek- “ O gece hepimiz birer numa- Pacağız.. Ahsenle Matmazel İspanyol dansı oynıyacak- *liha şarkı söyliyecek, Ben ı bazlık yapacağım. Mükem Sa azım.. dun Bülent, gözlerini Güna - sözlerine dikti: Biz de beraber dans edece I Neg; a ich Hanım şöyle bir doğrul ! yeleğinden saat ve altın kordo- Bir kaldırımcı ve tramvay i numaralı | anmasına sebebiyet vermiştir. İ başlamış ve Nefise Hamm ev: | velki akşam evine dönerken ka- Si Dün saat 13 buçukta Kandil. | lide tramvay caddesinde 112 numaralı evden depo sahibi Şa- binyan efendinin asılı bulunan nu çâlınmışlır. Şahinyan “efen- dinin yanında çalışmakta iken çıkarılmış olan Ohanecs hakkında —28— tahkikata baş'anmıştır. — Paşa.. Gel, gel... Seni göre- Patlıcan ve yangın |sim geldi. yang — Söyle baba..: Gene ne müj- Dün saat i5 de Hatice sultan maballesinde Babür “sokağında SI numaralı evde sakin İsmail efendinin kayin valdesi Müker- rem hanım patlıcan kızartmakta iken sıçrayan ateşten evin üst kalı tamamen ve yanındaki ev kısmen yanmıştır. deler vereceksin?, — Müjdeler hayırlı Paşa.. Sen böyle gayıptan irşat görürsen sır- tın yere gelmez.. Esrarı ilâhiyeye tamamiyle mazhar oldun... Burası Sıvas vilâyetinin bir sah- rasıdır.. Nihayetsiz düzlükte niha yetsiz çadırlar kurulmuş, ateşler | yanıyor ve binlerce silâhlı dolaşı- | yor... Muhaverenin cereyan ettiği | en büyük çadırlardan biridir. Bu| çadırın orta yerinde beyaz sakal- | ları göbeğine kadar uzıyan bir şeyh oturmaktadır.. Şeyhim önün- de müteaddit kaplar ve cilt cilt ki- taplar duruyor.. Bir tarafta doksan Dön saat 16'da Tepebaşından Galatasaraya gelmekte olan 143 vatman idaresindeki 203 numaralı tramvay arabası kaldırım yapmakta olan Rama- zana çarparak arkasından yara- Saç sa Kumka de pe Zülkifi isminde biri aynı sokakta olu- | ran Nefise Hanım isminde birine haber yollamağa başlamış, Ne- fise Hanım da reddetmiştir. Günden güne işi asıtan Zül- kefil. kadının peşine düşmeğe gibi fırlatılmış. Şeyhin karşısında duran paşa, belinde fil dişinden bir hançer, yeşil atlastan kısa bir şepken giyiyor.. Hiç te bir paşa kıyafetini andırmıyan bu adamın | bakışlarında nadiren görülen bir i gurur ve âmirane bir duruş vardır. İhtiyar dervişin sözlerini alâka ile dinliyor ve dinlerken çatık kaşları gevşiyor, dudaklarında hafif bir ölkefil ile karşılaşmıştır. Ee le eze tebessüm beliriyor. AŞK DELİSİ HÜKÜMDAR dokuzluk bir tesbih kıvrılmış yılan | > Ne dansı?, Paş kıyafetine girip dans Oyniyacağız.. ia Bey itiraz etti: mu eta amma böyle bir dans beyetinin reisi ona döndü: — Beni de yazınız.. Beni de.. Beni de.. Biz tango yapacağız. Biz. Gavot oynıyacağır... Bülent kalabalığı yardı. Tertip Bülent bey: arkadaşınızı Kadıncağız © kapısında kendine sarkıntılık eden bu küştabı kov- muş, Zülkefilin sarkıntılıkta de- vam ettiğini görünce Nefise Ha- nım yerden bir taş alarak ada- mın başina vurmuş ve başı ya- nlan- Züiketil de. Nefise Hanı- Bu esnada çadırın önünde bir gürültü ölüyor, baştan ayağa kadar silâhlı üç asker hücum eder gibi çadırın içine dalıyorlar. U- çu de paşanın karşısında yerlere kadar eğilerek selâm veriyorlar: Öğ 2k değil, Y atıldı: , a Hakkınız vi dayan bei boynunu büktü: N “zum reddetmeyin.. Fevk Güz, * sey olacaktı. <p başını salladı Başka birini bulunuz. v9) At, çocuk gibi şımardı: ahüg Me ya sizinle dans ederim “ey, “e kimse ile dans etmem... kandırabildiniz;mi ?,. Müsamere- nin şenlenmesi için bütün ümi- dimiz sizde... | ar, ben apaş dan- (Devamı var) Usküdar - Kadıköy Tramvay hattı için ha- zırlıklar başladı Üsküdar tramvaylarıma Hay- darpaşa, Yeldeğirmeni tatikile Kuşdiline kadar temdidi projesi ik, reddediyorsunuz sanki?.. | i i el bir apaş kadını olur «| üzerinde önümüzdeki aydan iti- niz Pars gibi çeviksiniz.. Göz | baren yeniden mesai başlıyacak- ale tır. Hatta Kadıköyüne kadar uza- tılması için yapılan fenni tetki- V alev yanıyor.. *nbire Nezihe Hanım alâ “| lira ard din Günayın itirazını | kat üzerine p'ânlar hazırlanmış- mke > Aklından genç kı | tır. Alâkadar mühendisler, bazi > Büy, <eği elbiseyi geçirdi . | teknik işlerin ikmalile meşgul- k , *nt Beyin hakkı var, Sana i Yafeti fevkalâde yakışacak. e » ve kadifeden bir elbise i,, © Aklıma güzel birmodel i yg raftar buldukça isra » dürler. Diğer taraftan, tramvay ara- balarının Haydarpaşaya geçmesi için yapılması tasavvur edilen tünel veya köprü projeleri üze- rinde Devlet demiryolları idare- sile şirket arasında yapılan mü- te, 2 Yak Salupe v ; i zakereler bazı esbaptan dolayı | Maç bilir, eye yah a akim kalmıştır. Bu sebeple plân- | Pp Kabı başi, — ve Ri larda tadilât yapımış, hattın ON e dei mid. Darülkelp hastanesinin arkasın- Szihe Hanım: bü, dedi... Eğlenirsin Gü- ei a rsatları kaçırma. İs- | pi kızı, İğini söylesin. Sen gü: Ma, »» kimsenin sözüne kulak Di üne kulai a halde alkışlıyanlar, , © takdir edenler, gok o- Bi, vd yla, dö sökmüş yalvarıyor, ay, Z Böze gelmeğe çalışı. hiz” Kabaş dan Ibrabimağa çayırına inmesi ve oradan Yeldeğirmenine çık- ması kararlaştırılmıştır. Şehir meclisinin eylâl içtima devresinde bu mesele de müza- kere edilecek ve hattın inşası için lâzım gelen paranın tarzı temini hakkında bir karar veri- lecektir. Istanbulun yolları Belediye bu sene yeni olarak ————.. Ressamlar veyeni paralar ! Halk dershaneleri ve kursları şu -| dadı: İ bemizin tertip tetkik gezintileri) nin dördüncü - — Ne oldu; yakaladınız mı. — Öldürdük paşa. / — Niçin öldürdünüz. Onu can ıh yakalamalı idiniz. mın üzerine atılarak kolundan yaralamıştır. Takibata başlan- mıştır. ŞDünsabah saat8deKüçükpazar- da ve —— ye — ir yid geldi. ” a lm e m | amac mal e a | alm Bane yakalanmışlır. ŞHasköyde Kalaycıbahçede Bo- borun 75 numaralı evinde kiracı Yako ile Bohor arasında bir kavga çıkmış, bu kavgada Yako yanmakta olan bir mangalı kap- tığı gibi ev sahibi Bohorun üze- rine fırlatarak © yaraladığından yakalanmıştır. $ Arabacı Fikrinin idaresindeki yük arabası dün Lâleli cadde- snden geçerken Keork isminde birine çarpmış ve sol ayağından yaraladığından arabacı Fikri ya: kalanmıştır. Sonra şehye döndü: — Baba Kara oğlanı öldürmüş- ler... Şeyh, bu sözü duymamıştı. Ha- i raretle kitaplarını karıştırıyordu.. İ Birden durdu: —— El'asarürraiya fi esrarül vas kıa maksadın yakinen ve filen hu» sulünün müyesser olacağını göste- riyor.. . Tabiri Eklidis ve Tabiri ' Calinos kariben o husulü matlep müyesser ölür ve hayır saadet zww hure gelir müjdesin vermekte, de- di.. — Baba, ben onları anlamıyo - | rum. Bana haber ver, Tayyar pa- şa nasıl adam.. Onu zindandan çı kardım. Fena mi yaptım?. | Yeni paralar için açılacak olan ressamların o müsabakası daha kararlaşlırılmamıştır. — Hayır paşa.. Çok iyi yet) Ancak Tayyar paşayı da elde et-| Bir çok ressam müsabakaya tikten sonra İstanbul üzerine yürü hazırlanmaktadır. İ yebilirsin. ik daEEl a İ “* SvFakak baba, beyler Tayyar Halkevinin tetkik paşanm tehlikeli İoduğunu söyli - gezintisi İ yorlar.. İstanbul Halkevi Reisliğinden: | (o Şeyh asabiyetle yerinden kımıl | — Paşa, diye bağırdı. Kırk! (Istanbulu bin sekbanla bütün yeniçerileri kı- | ettiği M Kuzu, “diyorsunuz, değil | yol yaplırmamaya karar vermiş - | sü bugün Mimar Kemalettin Beyin | lıçtan geçirdin mi?, | ika Giy * İ tir. Yalnız bazı tamriat yapılacak» | refakatile Süleymaniye, Şehzade - — Evet.. i İ bi, z kald, döndü. Hilmi bey, | tır. Vilâyet hududu dahilinde ve 5 | başı ve Rüstempaşa camilerine ya-| (o— Ben rıza gösterdikten sonra Bim daj tdi, - elile havada | senelik programa dahil yollar inşa | pılacaklır. Arzu edenlerin saat| değil mi?. ir Keyti, © Şizdi ; edilecektir. Vilâyet yolları katran. | 13.5 ta Halkevi salonunda bun -| — Evet. NE bak kızım | İk olarak yapılacaktır. maları rica olunur. — Maraş beylerbeyisi Yusuf pa VAKIT > 18 Ağustso 1933 —— Yazan: Niyazi Ahmet $a on bin askerle sana iltihak etti değil mi?. — Evet.. — Gayıptan aldığım ilham ve irşatla verdiğim emir üzerine oldu değil mi?. Evet.. — Murtaza paşa ile Karahisar. daki kanlı cenkte zafer gene sende kaldı değil mi?. — Evet baba.. — Ve Murtaza paşa sana daha» let etti değil mi?. — Evet baba.. — O halde, o halde ne diyor» Elimde tuttuğum esrar per- desi yalnız bana ilham verirken sen emrime tabi olmalısın. — Tabiim baba... affet. — Seni affediyorum. Bir daha bu gibi tecavüzatı lisaniyede bu» lunma.. Tayyar Paşaya lüzumu kadar serbesti ver.. İstediğini yapsın.. O da sana tâbi olacak. Paşa, şeyhin ellerinden öptük. sonra dışarı çıktı. Çadırın içinde derin bir nefeş | ten duyuldu. Bu nefes bir iniltiye in » kılâp etti, Şeyh: — Zehra... Sen misin, diye sordu. — Neredeyim... Ne oluyor? ii — Korkma Zehra.... Sen dak ma benim yanımdasın... Şeyh, o vakte kadar hiç,görül - miyen bu kızı çadırın bir köşesin- de atlas örtülü bir yatağın için « den kollarının arasına alarak çı». kardı. — Zehra... Kızım.. Ne oldu? — Fena bir rüya gördüm baba! — Ne gördün kızım? N — Fena baba... Çok fena. Be- ni kaçırıyorlardı. — Unut... Yavrum fena rüyala- rı unut... Seni kimse kaçıramaz, | — Baba,... Baba.. y Kız, fazla bir şey söyliyemedi. A Hıçkırarak ağlamağa başladi. Bas şını şeyhin dizlerine dayamış, mü- temadiyen ağlıyordu. Şeyh, Zeh - ranın sarı saçlarını okşuyor: — Ağlama Zehra... Beni üzme.. d Sen hayatın incisisin.. Hayatın sa- | na neler vadediyor bilsen.. N Zehra içinden gelen taşkınlık « ları hıçkırıklarla yenemiyordu. Çadırın ortasında upuzun uzandı, Saçlarını yolmağa başladı. Şeyh, onu ne kadar teskin et « mek istedi ise de muvaffak olama- dı. Söylediği sözleri işittiremiyor » i du. , Bir kenara çekildi, bir mırıl! andıran bir sesle: — Feveran eden ruh, kuru söz» le teskin edilemez... Gözlerde top- lanan aşk, genç ruhlara nüfuz et. | miyor, Nasıl terbiye etsem genç » leri sevecek... Zehra, çılgın hareketlerle çırpı » narak sükünet buldu. Şimdi, kesik kesik inliyor, saçlarını çekiyordu, Şeyh yavaş yavaş yanaştı: » — Zehra, dedi. Zehra, beni din. le... Bak ne diyeceğim. j Zehra upuzun yattığı yerden bir nbire fırladı: | — Hayır, baba... Sen beni dim le... v ay z de (Devamı var) # — A