i Da z r kle, Günayın kolundan ya - şeş sahile doğru sürükledi. “di bütün başlar havada idi.. My ek fişekler, birbirini takip yükseliyor, havalanıyor, pt gök yüzünde türlü türlü *r çiziyordu. Maş, kahkaha kayalıklarda çın Heye aksofon, ua ua feryadı ile| çü ği katıyordu.. e 1) 1 ir ses: “Sanat sarı, mor, * Yeşil, kırmızı, mavi... di- mısra okuyor, renkli havai ii “arasmdan, belinden we r genç kıza ayı gösteren e iz bir oğlan, halk türkülerin- ii alıyor: 0 doğar mini çini ç mn ağzın içini... 0 4 ,7* bir az daha sokularak, bir | di ayda kollarını sıkarak mırılda- * pi * bek an fişekler söndü, elektrik- i e ele ağır bir vals | ağa şladı.. * un lendin gözleri ışık gibi Gün- “ izi, sesinde pırıldıyordu. Genç i Sarışın ensesi, karanlıkta bile Hind, Bülent bir az iğildi, du iş. Zenç kızm ince, ilrk teni-| dokundu, süründü.. tay, pu yalnız Orhan Gördü.. Gü. | p ürpererek geri döndüğünü, Me sert baktığını gördü. Katı Nİ duydu: a deye sidin.. Bir az daha nn kat sözünü tamamlıyamadı.. | na ekler, kadınların ayakları di- 7 “e, arayıcı fişekleri patlatma - | ladılar., Bu, öyle âni oldu | lu feryatlar, çiğtiklar” dü- duz Korkmıyanlar korkanlar - ediyordu. Firm ödü patladı. onun korktuğunu kimse aa kimse işitmedi. ve koy i kol belinden yakaladı h, an onu sahilden uzakla Gün, bir yere götürdü. Orhaz gözlerini açtı., Li Kaya karşısında duruyor | İı iğ» >. ! Korktunuz, dedi, halbuki kor bir sey yok.. Kep kendine geldi, gözlerini — ii bila dedi budala gibi ödüm Kiğı m diye o kala- “okuy Vet, ne diye 6 kalabalığa | 0, nuz? i, Man Kayanm sesi tuhaftı.. bi, av, ka kiş ,» gibi durdu ve ifadesiz Yanan Kayaya baktı. Orhan İsi da yüzü mermerleşmiş - a iş Di henüz mana ve - — heykeli andırıyordu. “ Bu, biş istifham çizdi: A Ney. ne diye soruyorsunuz? ah iyi bi ,sorduğumu © benden > Ya ilirsiniz.. — vi gördünüz mü?, Kaya a öğe, e baktı: Süng An Ka | Yin ç; JANIN surat etmesi, vw Peki 'hirine dokundu: Yaş, mâ size ne?. Ben hür| 1 bir ım... Size ne akal - m e — Böre birşey yok! 2 lan sikip devam e He ea, serkes, istediği münase- apmakta hür ve ser: içbir sözüm olamaz, il en Aktt'ın edebi tefrikasi : 77 Wüyyiitüyagnisuynyuyı yy ee Seğğmi İ mn gazeteye mal ettikleri iddiasile belediye mühendislerinden Mu *) zaffer ve Halil / açılan davaya, dün İstanbul ikinci ceza mahkemesinde bakılmıştır. hangi bir ibmalleri b. 4 tuzağı İzzet nini Günay birdenbire Şişliyi ha- tırladı. O da Günaya böyle birşey söylemişti. O zaman, eski ahbabına kız- mıştı. Fakat Orhan Kayaya kızamıyordu. OEunuh sebebini tahmin etmek islemiydrdu, fakat Orhan Kayanın sözlerini din- lemek © arzusuna (o düşüyordu... Sadun Bülentle, tehikeli bir oyun oynadığını da biliyordu, ama bunu da Kayaya söylemek, itiraf etmek istemiyordu. Kaya, gözlerini dikmiş, ona, müstebzi müstebzi bakıyordu. Günay silkindi: — Ne çıkar? Esma, Bulende sokulmuş, yan- larından geçti, Orhan Kaya onu işaret etti: — Ne çıkar?. İşte bu çıkar... lk Salıncaklı iskemleye oturmuş, kollarını kaldırıp avuçlarını başı” na yastık yapmış, gözlerini ha- vaya dikmiş, Gün'ay bulya ku- ruyordu. Yüzü öyle ciddi idi ki, Hilmi Bey takıldı: . — Küçük hanım ne düşünü- yorsunuz?.. Sonra karısına döndü: — Nezihe, seninkinin haline bak... K. Hasan Efendinin ölü- münü düşünüyor sanki!. Nezihe, ko'tuğa gömülmüş din- leniyordu. Parmağının ucuyla, Gün'ayın dirseğine dokundu: — Nen var Günay?.. Canın- mı sıkılıyor? Günay gülerek doğruldu: — Eğer burada da canim $r- kılırsa, dünyanın hiçbir yerinde eğlenemem... Bu hayatım sonuna eriyor diye müteessif oluyorum. — İznini biraz uzat. — Imkân yok, Cafer Ali bey beni dört gözle bekler. İşler yığılmıştır. Nezihe darıldı: — — Sus, burada işten bah- setmek yasak, Burada sade eğ- leneceksin. (Devamı var) Şikâyetler Bakaloryada kazananlar Ne istiyorlar ? Bselerin son sıntflarında ba kalorya imtihanında bir dersten üç defa imtihan olup ta muvaf- fak olamıyan iki yüze yakın talebe bir dördüncü defa daha imtibana alınmaları için Vekâ- letten müsaade ricasındadırral. Bu efendilerden bir kısmı mat- baamıza da gelerek bu ricaları- yazılmasını, bu dördüncü imtihana kabal edil dikleri takdirde vuksek tahsile devam edebilmelerine imkân ve- rilmiş, bu suretle de istikballeri kurtarılmış olacağını söylediler. Maarif o Vekâletinin dikkat ve şefkatini ce beder'z. lm) İki mühendis aleyhine açılan dava İnşaat işlerinde vazifelerini ih- belediye Beyler aleyhine Muzaffer ve Halil Beyler, her olmadığını öylemişler, muhakeme, tahkika » * tın tamamlanması için kalmıştır. z gJ i j ,Maaşları arttırılan muallim “İzmirde 9 Eylül panayırı | paviyonları | Izmirde, 15, (A. A) — 9 Ey- lül panayir komitesi toplantıla- nna devam ve yeni kararlar it- tibaz eylemektedir. Panayır sa- hasındaki pavyonlarında inşaat üç güne kadar tamamlanmış olacaktır. Elektrik tesisatı hitam bulmak üzeredir. İstanbuldan ge'ccek varyete tiyatro vesair oyun gruplannın o müracaatları özerine bunlar için de yer hazır- lanmaktadır. Komitaca Üzerinde 9 Eylüle panayiri yazıjı bir bayrak dahi tespit edilmiştir. Avrupa pana- yirlerinin omethali tarzında bir de methal inşasına başlanmıştır. Belediye tarafından panayir ma- ballinin etrafına yaya kaldırımı yaptırılacaktır. Izmir. 15 (A.A) — Gece saat 22,40 da hafit bir zelzele ol- | muşlur. Muallim terfileri lerden bazılarının isimleri Terfi eden muallimlerin isim- leri şunlardır: Gazi Osmanpaşa orla mektebi riyaziye muallimi Sait, Kandilli kız lisesi tarih, coğrafya muallimi Âkıl, Istanbul erkek muallim mektebi coğrafya muallimi Saffet, Kandili kız lisesi tarih, coğrafya muallimi Münif Kemal, Konya kız mual- lim mektebi terbiye ve ruhiyat muallimi Osman Nuri, Kabataş | lisesi edebiyat muallimi Behçet, Ankara erkek lisesi riyaziye muallimi Mehmet Rasim Beyle- rin maaşları 70 liradan 85 lira- ya, Pertevniyal lisesi riyaziye muallimi Mehmet Kemalettin, Bursa lisesi riyaziye muallimi Ahmet Tevfik, keza Bursa lisesi riyaziye muallimi Ahmet Necati, Eyip orta mektebi Türkçe mu- allimi Niyazi, Vefa orta mek- tebi Türkçe muallimi Hidayet, Istanbul erkek lisesi riyaziye | muallimi Mehmet Lütfi Beylerin | maaşları 55 er liradan 75 er lira- ya, Pertevniyal tabiiye muallimi Kemal beyle, Edirne ortamektebi türkçe muallimi Falma Şevket hanım, Yozgat orta mektebi fran- sızca muallimi Mehmet Vehbi, Kadıköy lisesi tabiiye muallimi Sadeddin Ali, Kastamonu lisesi edebiyat mua'limi Ismail Kemal | beylerin maaşları 40 liradan 55 | liraya çıkarılmış ve terfi listesi tasdik edilmişlir. Liste bundan başka yüzlerce muallimin daha Lerfiini ihtiva et- mektedir. Bir Alman gemisi sabık Alman müstemlekesinde Tsing Tan, 15. (A.A) — Al man kıuvazörö Coeln, Tsing Tau limanına demirlemiş, almanyanın Çin sefiri ve konsolosluk erkânı tarafından selâmlanmıştır. 1914 senesinden beri ilk defa olarak bir Alman harp gemisi bu İmana gitmektedir. Hatırlar- dadır ki, Almanyanın eski müs- temlekesi o'an Kiao - Tehhesu'”- nun merkezi olan bu şehir, w- mumi harp ilân edilir edilmez müttefikler tarafından mahasara edilmiş ve iki ay mukavemelten İ sonra teslim olmuştur. i nin yardımı olmasaydı şimdi çok İdir.. a Muğravm ordu meselesine aklı eriyordu. (1) Türklerden yardım görürse her şeyi yapardı.. — Peki, dedi, gidelim. Fakat gitmeden evvel Şaha ve Kübra - ya birer mektup yazmak isterim. Yadigâr, ihtiyardan kâğıt ka - lem istemeğe gi Ali Ekber Ya digârı görünce geri geri kaçmağa başladı. — Siz arka kapıdan gitmediniz mi, hâlâ burada misınız?. — Sen korkma.. Biz, canımı- zın kıymetini senden daha iyi bi- liriz, Şimdi bir kâğıt kalem ver.. Ali Ekber, istenilen şeyin veril | meden başından uzaklaştıramıya - cağını biliyordu. Kâğıt kalem ge tirdi.. Muğrav, evvelâ Şaha bir mek- tup yazdı. Mektup şu idi: “Büyük Şah.. Bugün hiç ümit etmediğim şe- kilde askerlerinizin taarruzuna uğ radım. — Hiç tanımadığım iki kişi- tan canım cehenneme gitmişli. Kendimi müdafaa ettim, Bu arada bir kaç askere kıymak mecburiye- ti hasıl oldu.. Kurtulanlar imdat çağırmağa ! gittiler, saraya gelemiyeceğimi an- ladun. Bir müddet uzaklaşıyo - amarayı arıyacağım. Sizin eden, bana taarruz e - denler hakkında malümat veremi- yeceğim.,, Deli Kral Görki Saakaze (2) | Muğrav, bu mektubu ilerisini de düşünerek yazmıştı. o Türkiyede muvaffak olamazsa, Şah Abbas sarayındaki işleri bitmemişti.. Ta- marayı ancak bu yoldan bulabile. cekti.. Bunun için Şahla tekrar görüşebilmek zemini ihzar etme - ği ihmal etmemişti.. Kübraya da şu mektubu yazdı: “Kıymetli siyah incim.. Senin kıymetini hiç unutamıya cağım. Fena tesadüfler, yürüdü. ğümüz yoldan bizi muvakkaten a- vwür. Fakat ümidinizi kaybetme yiniz.. Muğrav çalışacak ve mu- vaffak olacaktır. Bundan emin o- lunuz. Ketevan kıraliçenin ellerinden öperim... Onun, milleti için göster diği ferağat beni değil bütün va- tandaşları güle güle kıraliçesinin emriyle ölüme atar. Tamarayıu- nutma... Ara... Selâmlar..., Muğrav Mektuplar temam olduktan son ra kahveciyi çağırdı : | — Ali Ekber, dedi.. Bak sana | iki mektup bırakıyorum. Benim | kim olduğumu tanıdın.. Ben, on gün için buradan uzaklaşıyorum.. Bu mektupları iki gün sonra sara- ya gidip vereceksin. Biri Şaha aittir... Mektup eline gitmeli. Öbürü... Muğrav, kesesinden çıkardığı al tınlardan ikisini ihtiyarın eline sr” | kıştırdıktan sonra: — Öbürü de, dedi, Kübranın - ne geçmeli. Ne yaparsan yap.. —5— VAKIT 16 Ağustso 1933 AŞK DELİSİ HÜKÜMDAR Yazan : Niyazi Ahmet İşler tamam olmuştu. Epey de | vakit geçmişti. riler yetişeceklerdi. Muğrav ayağa kalktı, yeni yol arkadaşlarına bak- ti — Hazır mısınız?. diye sordu. Yadigâr: — Elbet. Cevabı verdi. — Atlarınız?. — Onlar daima hazır. Bah - çede.. — Haydi öyleyse.. —Haydi... Yadigâr, bir köşede büzülmüş Ali Ekbere seslendi: — Allaha ısmarladık üstat, İn- şaallah gene görüşürüz. Kara oğlan ilâve etti: — Hakkını halâl et baba. Muğrav, tembihini tekrarladı? — Uuntma ha... On gün sonra gene görüşürüz.. Üç kahraman atlarına atladılar. Dolu dizgin Batı yolunu tuttular . Üçünün de içinde yeni ümitler vardı. Kara oğlan, özlediği Gülisini tekrar görecekti.. Muğrav, yeni fırsatlarla Tama» rasını bulacaktı.. Yadigâr, kollarından ısıran kö- peklerin intikamını alacaktı. Müğrav, bunlardan fazla hü - kümdarlığını düşünüyordu. Türk ordusu ile Acemistana girerse bü- Nerede ise süva- tün düşmanlarını mağlup edecek | ve Gürcistan kırallığını eline ala- caktı., —E6— Kırk sene tahtında oturan Şah Abbas, Acem mülkünü ihya etmiş harabiye yüz tutmuş ülkeyi kur - tarmış, ıslahatçı bir padişahtı, o, tahta geçtiği vakit, ilk ıslahatı, z EĞME ai kendisine şahlığı temine yardım et miş olanları birer birer memleket- ten tart etmek, ortadan kaldırmak olmuştu.. Bu suretle kimseye min- nettar olmak yükünü omzundan at mış bulunuyordu. Türk istilâlarını durdurmak için elinden geleni yapıyor ve muvaf - mi (Devamı var) (1) Muğrav henüz Gürcistanda iken İstanbula adam göndermiş, 1 üncü Murada mektup yazmış, . imdat istemişti.. Dördüncü Murat muvafık cevap vermişti.. Tarihin kaydettiği bu safhalar, (2) Muğravın asıl ismi Görkt, sonradan verilen Motorin yağı için oynanan oyun Dünkü gazelelerde piyasada motorin yağı bulunmadığı ve konlenjana da az konulduğu b kında bazı şikâyetler yazıl Tahkikatımıza göre piyasada ği, Bu mektup ta Kübranın eli- | Kâfi Mitdarda motorin yağı mev- cuttur. Bazı açık göz tacirler Bunu temin et.. On gün sonra gel | ortaya böyle garip şayialar çı- diğimde mektubun verilmemiş ol- karmakta ve fiyat yükseltmek duğunu görürsem karışmam... için oyun oynamaktadırlar, fak ta oluyordu. Bunun sebepleri vardır.. a ! romanımızın en heyecanlı tarafla» 3 rıdır.. 7 ve lâkabı da Saakaze dir. Geniş omuzlu, kuvvetli pazulu manasına gelen . Muğrav ismidir.