bir kadın, tanıştığı TEE er- |, “mini hediye edebilir mi?,, i, “Eu, son günlerde Avustur hararetli bir münakaşa mev: gm mânasile mesele almıştır. Bu hususta yazılan e da, Viyanalı bir “dokto - Sada vardır. Bu doktor, Üzerinde durarak, uzun uza ülâhazalar & yürütmüştür diyo <olojiye oldukça vâkıf bir le, bu bahiste Me ilk söz, bahsin hayli çapra - dur. Niçin? i ü bu, şahısların ruhi halet ilerine bağlı bir şeydir. U: he “larak halledilemez. Şahıs « ie halet ve telâkki değişik- bilen göre mahiyeti tamamile si len hususi bir şey mahiyet | r. İsterseniz, mesele, diye - im veya erkek, dünyada iki m i halet ve telâki sahibi in Yazdır, Ben, burada bunu karı birbirlerine karşı olan va» İ hoktasından tetkik ediyo N ım veya erkek, cinsiyet Bözetmeksizin, bunları iki lem Birinci grup, bir « İki Sonsuz itimat besliyen- Yesy,, ,FUP bilâkis mütered- davrananlar... er karşı sonsuz itimat | <9 bir karı, kocanın mevcu- ni farzederek, vaziyeti buna özden geçirelim. Bu karı ko * gruptan olduklarma gö- lir Dolayısile nın bir erkekle dostça e, dan kuşkullanmaz. Böy. oca için, karısının dostça ta Wi insanın Bir erkek olma - olmasından © farksızdır. i ihanete delâlet eder arka beklemediği i içim, | *ttığı bir erkeğe renmini Vi €sini, bu yolda tefsir et- olsa, karısının resmini hüm erkeğin karakterini dığı takdirde, bunu sa- hm sayar, ey sonsuz itimat ln li, bu hareketin ho- in mi he diğini ihsas yolunda da 1 davranmayı gözetir. ir feveranla, hesapsız U incitmekten, inkisara EVLİ | BİR “KADIN »*iça tanıştığı bir erkeğe resmini hediye A TN E Tİ bilir mi? Hem “ E gi Evet ! /,, hem“ Hayır !,, 1 balet ve telâkilerine bağlı bir şey Sevgiyi ve bunun / olduğundan, umumi olarak halle - dilemiyeceğinden, şahısların ruhi halet ve telâkki değişikliklerine göre mahiyeti tamamile değişebi - terseniz mesele diyelim!,, dedim. grup için bir dereceye kadar gös * dan da ricat temayülünü duyuyo - rum! Neden? Çünkü, ne de olsa hedi- ap ârasmda Terk bulunduğunu dü yüllere tahrik eder. Sırasına göre, resim canlanır. Masum bir düşün ce ile verilen bu hediye, bir güna - ha vesile teşkil edebilir. Dolayısi - Dolayısile, evli bir kadının tanış tığı bir erkeğe resmini hediye et - memesi, daha muvafıktır. Nasılsa hediye etmiş bulunuyorsa, geriye istemelidir. Kendisine resim hedi- ye edilen erkek te, eğer (karakter sahibi ise, buna gücenmez. Gücen- memelidir! “Evli bir kadın, tanıştığı bir er - keğe kendi resmini hediye edebi « lir mi?, Sual, bu idi, değil mi? cevabı da ha etraflı olsun > “Sade evli bir kadın tanıştığı bir erkeğe değil, ayni zamanda evli bir erkek te tanıştığı bir kadina re sim hediye etmemlidir!,, “Ail kuruluşunun sarsıntıya uğ- ramaması için, bir çok şeyden ol - duğu gibi, bundan da çekinmek lâ zımdır. İhtiyatlı davranmak, da - ima iyidir!,, . .. e. . Düşünüşler Üzerine yazı yazdığın en küçük kâğıt parçasının bile dili olduğunu hiç hatırından çıkarma, Bunun, a- radan seneler geçtikten sonra, gü- nün birinde sen'n kelimelerinle se nin aleyhinde söz söyliyeceğini da ima hesapla! Feodor Löve Sana ne kadar kıymet verildiği- ni aşk mektuplarından anlıyamaz sın. Bunu, ancak tehdit mektupla- rından anlamak miimkündür. zeki yi ekinir. Esasen, has- kei İha, ir kadın da, onun ne- | Na le bi Sin: hemen sezer. Hat- Sir kadın, pek öyle kolay yle ihsasa vesile di izlikte de bulun Na iü ikinci gruptan bir Mevcudiyetini farzet Sise, ortaya, çıkacak Uzadıya gözden ge- Yoktur, Böyleleri, ni.) ay bl let — telâkki me-| ON Kü b Elesnore Şternberg | Kin bağladığım zaman, kendime bir şey katmış olurum. Sevdiğim za | man, sevdiğimin kıymeti nisbetin- de zengileşirim. Fridrih Şiller Gençken genç olmak kolaydır. Saça ak düştükten sonra genç ol - mak, güçlüğü nisbetinde güzel bir göre, ortaya Mayer , yı n şahısların ruhi e çk çıkarmaktan şe b, Pmelidirlr, | len hususi bir şey mahiyetinde oldu! ye âlimlerinden Dr, Kannotun bir duğundan bahsettim. Hattâ “ve is | iddiası, her tarafta fevkalâde me- Şimdi teredüde düşüyor, birinci! p,. terdiğim müsamahalr mülâhazam: | ye edilen bir resimle meselâ bir ki- | bir kat" iyyetle anlaşılabilecektir. ği resmi, eekeği, karşısında iki | ydir, Frants Horn 7 DENİZ V derecesini belli ediyormuş ! İngilterenin tanınmış muharrir rak uyandırmıştır. Kannot, iki insanın birbiri - ne karşı sevgi duyup duymadıkla- rmı, duyuyorlarsa bu sevginin de - recesini tesbit için bir âlet icat etti ğini söylüyor. İddiasına göre, bu âlet vasıtasile, sevgi vaziyeti, tam Kendisi, bu hususta şu o izahatı veriyor: “Psikografta, son derecede has sas bir sıra Stetoskop bulunuyor. Bunlar, nefes alışla harekete gelir ler. Eğer bir insan seviyorsa, sev - gisi, bu âlet üzerinde hemen iz br rakarak, belli olur. Tecrübe esna « sında, bir bestenin, meselâ bir vals bestesinin çalınması, tecrübe edi - len insanm nefes alışına, dolayısi- le âlet üzerinde sevgisini daha ça - buk ve daha açıkça belli etmesine tesir eder, Tecrübeyi kolaylaştı - rir, Kadınlar arasında denizcilik te- mayülü, dünyanın her (tarafında gün geçtikçe artıyor. Hattâ bunu ifade için “temayül,, kelimesi ha - fif geliyor. “İştiyak,, demek belki daha yerindedir! Geçen haftaki sayfada Amerika İr ve Avrupalı kadınlar arasında yaz mevsimini hususi gemilerde Dr. Kannotun iddiası, Londra - nm en büyük gazetelerinde, bu a- rada “Taymis,, gazetesinde de yer tutmuştur. Bununla beraber, bunu nihayet bir fantezi mahiyetinde sa yanlar, dudak bükenler, gülümsi - yerek karşılıyanlar da yok değil - dir. Bilâkis çok! Moda : aerasrenemeresssssasesee Çok eski devirleri hatırlatan baş süsleri! sir ediyor: “Modacılar asır- lardan berisik sık yenilik (o göstermek iddiasındadırlar. Ye | nilik o iddiasiyle sık! sık modeller ortaya koyarlar. Fakat, bun lar ne dereceye ka - dar yenidir? Hemen Kadı şapkalarında, berelerinde| daima doğrudan doğruya eski- bilhassa son Zamanlarda tarihin | Jikten mülhem yenilikler! muhtelif devirlerindeki örnekler - Bugün galiba eskiden ilham a den ziyadece istifade edilmekte ve lınarak ortaya konulacak hiç bi bunlara pek az değişiklikle şekil Yeni kalmadı ki, modacılar, eski verilmektedir. örnekleri pek az, hafifçe bir deği - Bu arada, saçlar için aşağı yu - şiklikle ileri sürüyorlar. Bu örnek: karı sadece bir süs teşkil eden gü - lerde, eskiyi andırış ne kadar ba - müşlü, elmaslı, tüylü baş süsleri, riz! Hattâ, bir bakıma pek az, ha: tarihin muhtelif devirlerindeki ör- fifçe bir değişiklik © bulunduğunu nekleri daha ziyade £ hatırlatıyor. söylemek bile, fazla! Balolarda kadınlar meselâ Roma devrinin yahut eski Mısırın kadın larını göz önüne getiren baş süsle: | kolaylaştı, sayılabilir. Bir taraftar rile dolaşıyorlar. da moda meraklıları için ayni ko Bundan bahseden bir Alman | Jaylık var. Çok eski örnekleri şöy- mecmuası, bu temayülü şöyle tef * İle bir gözden geçirmeleri, kâfi!,, deniz üzerinde geçirmek moda ol- duğunu, kadınların gemicilik işle - rine merak sardırdıklarını yazmış, Netice itibarile, modacılarm işi | kk ân — VAKIT 7 Ağustos 1933 sermm E KADIN. Almanyadaki “ Denizcilik Klübü,, nün yalnız kadınlar için ayrı bir kısmı vardır! hattâ tuttukları hususi bir gemide tayfaların işini kendileri görmek isteyince kaptanla aralarında ihti- lâf çıktığını, fakat nihayet istedik- lerini yaptıklarını ve bu işte meha- ret gösterdiklerini anlatmıştık. Bu haftada iki resimle, Alman - yadaki “Denizciler Klübü, ne men sup kadınlardan bahsediyoruz. Bu klübün kadınlara mahsus bir kıs » mı vardır. Bu şubenin âzasını teş - kil eden kadınlara, muhtelif deniz nakil vasıtalarmı öğretmek için, Kil limanındaki klüp merkezinde Kadınlar, motör, kotra ve sair bütün kurslar açılır. burada deniz nakil vasıtalarmı idare etmeği mü kemmel surette öğrenirler. “Denizciler Klübü,, nün kadın - lara mahsus kısmına mensup âza - nm çoğunu genç kadın ve kızlar teşkil ediyorlar. Bunlar, sık. sık Mi. ralarında toplu bir halde deniz ge- zintileri tertip ederler, Kilden muh telif istikametlere hareketle yaz günlerini deniz üzerinde, bol gü - neş, su ve rüzgâr arasında rahat geçirirler, rabat Gülüşler — Kızım, yanımda hizmete gir din gireli nişanlın her haftadır ge - liyor. Fakat, dikkat ettim. Seninle | hiç konuşmadan mutfakta oturup | gidiyor. Acaba niçin? Yoksa dilsiz mi? —A, niçin dilsiz olsun benim nişanlım! — O halde niçin hiç ağzını aç - mıyor? — O mu hiç ağzını açmıyor? Her gelişinde mutfakta yiyecek ne bulursa gövdeye indiriyor. Yemek ten söylemiye zaman bulamıyor ki..... Mazereti var! -—-© — Siz hiç te canbaza benzemi « yorsunuz! — Canbaza benzemiyor mu - yum? Bu da nereden aklıma esti, yavrum? — Babam anneme sizin için “o kadın pek yaman şey! Bütün er - kekleri parmağının ucunda çeviri» yor,, dedi de! -—o> — Kocanızla dün tanıştım. Sizi tebrik ederim. Fevkalâde dam!... didim, — Hakkınız var. Öyle her koca ya benzemez. Dört senedir evliyiz. Fe ancak iki defa hediye getir « il bira - » Bir görüşte bu kanaati e