“ret odası Ticaret gazetesinde oku- iğ bendi ehemmiyetin - Yoruz; » ““Vvel bir pamuk mın 4 amızda buğdayın $ Yalnız zirai münâve takip eden bir ne - i Imıyarak, bir taraf iğ mahalli un ve o ekmek Min ve pamuk çapası " Paranın tedarikin- | âmil olduğu gibi di - kabili ihraç bir mad - V Yısile, celbedebile - j ve ayni zamanda A İş i hayatında ve bu aha müreffeh bir şekilde eteden bir meta almaktadır. Bu iti -| Yı iki cepheden tetkik iş etinde bulunuyoruz: > Sarf zirat, GM Zirai ve iktisadi. N moktai nazarından buğ İş, * mevzuunda başlıca N da acak noktalar; ? N mızın senevi düşen K yarma, topraklarımı - i © tenebbüt devresi es- | yllar nebatlarımın ta -| i Vaiyeye ne dereceye | | *abuk edebileceğini tes - | İl. ONA göre buğday cinsi | YİN en muvafık buluna P ederek köylü ve çif - © Sarfettikleri emek ve ü S0 âzami istifadeyi te - “Yolları ve usulleri bul - lerinde ii | it 2 olduğu derece | ği uman meselesini | bir mi menfaatiyle | ir, Mi arttırmak lâ-| ay 25 lardan beri üzerin- Ba Tâati yapılan bu top - nesilden evvel çalış - m ve daha yakın za - yg rmaş olan babaları - AY Ziraatinde takip et- :v€ ektikleri buğday #ri arasında bir muka 2 memleketin bugün traatinde geri veyai- da, Olup olmadığını tes - | “maş edilen ziraat sis - : Veya bunu tadil 7 *YİP eylemiyeceği - rakamlar üzerin , “Mniyet ve itimadı- yay göstermeği; lerimizden ve iSumuzdan bekle - tik sifçi memleketi inanarak Ni çifçimizin Uzular, i edilmeğe k için, her vakit Selince; , Sephe a 2ifeleri üzerine mal olmakla bera - ca am yPaslıca ekl Ni San ) y |, N : biz; Ticaret O İğinin ve Ziraat , 'k bu gayret: | tüy temin — eylediği k istiyoruz: | 'e bizzarure #rimizin, bilmü- 8ibi, pamuk KE Si ii Ve YE İUĞDAYLARIMIZ N yapılmalı, Adana ti- ne yaptı ? çapası için lâzım parayı tedarik- te kendilerine tam manasiyle hızır gibi yetişen arpa ve buğdaylar » dan bilhassa sonuncusu için bir mahreç ve satışlarının temini esba bını aramak belli başlı omühim bir meseledir. Adana bugünkü ziraatinde ta - kip ettiği münavebe usuliyle, se - nenin bir kısım aylarını “durgun « luk ve itimatsızlık içinde geçir - mek zaruretindedir. Bu bir kısım ayların adedi ise her şeyden evvel arpa ve bilhassa buğdaylarımızın basılâtiyle ve bu mahsulün revaç bulan satışıyla maküsen mütena - siptir. Hububat mahsulü ihtiyaçtan az veya oldukça fena bulunduğu se - nelerde şubat nihayetinden başlı « yan durgunluk ağustos nihayetine kadar devam etmek üzere, altı a- ya kadar çıkabildiği halde hubu - bat ve bilhassa buğday mahsulü normal ve dahili ihtiyaçtan fazla olarak idrâk edildiği senelerde bu müddetin haddi asgariye indiril. mesi; mahsul için bir mahreç te» mini ile alâkadar bulunmaktadır. Alıcı az olduğu senelerde ihracat veya satış yapmak imkânı dao derece zaafa uğrıyacağından baş - | İr başma iyi mahsul alınmış olma « #ı da tabiatile bu durgunluk dev - resini kısaltarak asgari bir hadde indirmeğe kifayet edemez, iyi müşteri Bu itibarla, hububat ve bu me - yanda buğday mahâsülüne iyi fiat la bir mahreç veya iyi fiatla bir a» lıcı temini çiftçinin şahsi hayatile ve Adananın da hayatı iktısadiye- sile şiddetle alâkadardır. Daha sonra ayrıca nazara alır- ması icap eden bir cihet vardır ki, o da öledenberi mutat ve intizar olunduğu veçhile, yeni buğday mahsulünün piyasaya gelmesile beraber buğday fiatlarının ehem « miyetle düşmeye başlamasıdır. Ni- tekim bu sene de haziran başlan « gıcında kilosunun vasati fiatı 2,88 i iki kuruş seksen sekiz santime ka- dar düşmüştür, Bu sene Adana ve hâvalisinin buğday mahsulü hem bereketli ve glütence zengin ve mugaddi olduğu halde piyasa- ya gelen buğdaylarımız alıcısı ol « mamasından naşi fiatların daha a- şağıya sukutu tehlikesini göster- miş ve nitekim 2,5 kuruşa kadar ! düşmüştü. Vaziyetin bu vahame - te düşeceğini daha mayıs ayı bi- dayetinde gören odamız, nihayet 21 mayıs 933 tarihinde tanzim ve makamatı aidesine takdim ettiği raporunda aynen $u mütaleatı serdeylemişti: “Bir aralık devam eden ve herkesi yese düşüren ku- raklıklardan sonra yağmurlar mahsulâtı tehlikeden kurtarmış ve bugün Adana iyi bir mahsul ala- cağı ümit ve intizarile memnun ve müteşekkir bulunmuştur. An- cak bol bol istihsal edeceğini ümit ettiği buğday mahsulünün pazara vürudiyle beraber zaten düşkün olan fiatların defaten daha ziyade sulünden eline para geçmiyeceği endişesinden fevkalâde müteessir- dir.,, “İyi olacağı tahmin olunan pas mukların da daha ayakta iken i- cap eden bakıma muktazi parayi, 4 NN - 0 STÜLDAMYARANA . 9 Eylülde İzmir panayırı için vapurlarda yüzde 50 tenzilât İzmirin 9 eylül panayır komi-| İ tesi ticaret odasında Vali Kâzım| Paşanın reisliği altında toplanmış, panayır hakkında bazı kararlar vermiştir. İktisat vekâletinden İz- mir vilâyetine gelen bir telgrafta, Deniz yolları işletme idaresi va - Min Yozgatlı ! Yozgatta hoca zade Sadettin Beye geçenlerde şu mektup gelmiş tir: Efendim, Altmış sene taassup kurbanı ola - | yak memleketinden cüda düşmüş —9—— VAKIT ATARAK AE IMA AAA il Memleket Haberleri o ALARA ERTAÇ EÇ AA purları ile İzmir panayırını Ziyare- te gelecek olanlar için ücret tari fesinde yüzde 30, teşhir için geti rilecek eşya için de yüzde elli nis betinde tenzilât yapılacağı sara - | haten bildirilmiştir. Şu halde 9 eylül kurtuluş bay- ramı ve 2İ günlük panayırı, güzel İzmirin bütün Ege mıntakasını ve İstanbul halkını cezbetmiş olacak: tır Vali Paşanın reisliği altında toplanan panayır komitesine elek- | trik müteahhitleri teklifnamelerini getirmişlerdir.. Bunların fenni ve idari kısımları bir arada tetkik o- lunduktan sonra tekliflerini yarın saat onda ayni komiteye getirecek ler ve kabul edilecek şekle göre, | pazarlıkla ihale olunacaktır. Panayırda bol elektrik esastır. Bütün firmaların mümkün olduğu kadar ucuz elektrikle tenvirat yap- ması için lâmba miktarı esas ola" caktır.. Evvelki gün İstanbulda beşinci yerli mallar sergisinde İzmir pa - | bir adama altmış sene ( sonra bir İ mektup gelirse artık o ihtiyarm sevincini düşününüz. | Mektubunuzu bir kaç defa oku» tanımda ve akrabalarımın yanın » da sandım. Ne çareki onlar beni ta» nmnadığı gibi, altmış sene kendi - sinden haber alınmıya bir adamı elbette ölmüştür derler. Hakları var. Bu hususta zati âli- lerine İeffen bir o tercümeihal va- rakası gönderiyorum, Vaktiniz mü sait olursa okur memleketimden ne susetle dur olduğumu anlarsı - nız. 1920 senesinde Yozgatta (çarşı kâmilen yandıktan köylüler kıtlık dolayısiyle Yozgada hicret ettik » | leri vakit, pederim merhum Hacı Abdullah Efendi beni İstanbulda Fatihte hoca Mustafa Efendi na » mında bir zatın yanına tahsili u - lüm için gönderdi. Samsunda vapura bindiğim va » kit vapurda yolcu olarak Çorum- 5 Ağustos YAMA AAA GLA ARR & > a Vasfi EF. 60 sene memleketinden uzakta kalan bu ihtiyar eczacı yazıyor Babası onu Istanbula softa olmıya göndermiş, o eczacı olunca evlâtlıktan reddetmiş, ogün bugün.. Iİstanbula göndermedim) diyordu . , Bir defa mektebe (o kaydolunarak / elbise giydim. Mektebi nasıl trek» / edebilirdim. Pedere tekrar yazdı ğım mektupta (Ben Türk oğlu Tür küm. Eczacı mektebine girmekle neden gâvur oluyorum. Mektebi kat'iyyet terkedemem.) diye cevap verdim. Peder ikinci cevabında (madem İ yarak ağladım. Kendimi âdeta va | ki ısrar edioyrsun seni evlâtlıktan reddediyorum.) dedi ve bir daha ömründe mektup yazmadı. O zaman İstanbulda buluna Yoz gatlı Rum tüccarlardan Çavuş oğ» lu Bandik çorbacının kardeşi Pet rakiye de yazmış, bana her hafta verilen beş on kuruş harçlık ta ke- sildi. Artık anladım ki hakikaten bir ba ba matruduydum. Çok müteessir oldum. Fakat Türk damarım tuttu, mektepten dışarı çıkmıyarak imtis hanımı verdim ve 93 senesi tem « muzunda eczacı olarak mektepten çıktım. N O zaman Rus muharebesi açıl » mıştı. Beni Silistre hastahanesine eczacı olarak gönderdiler, Babama yazdığım mektupta hareketimi bil direrek hayır dualarını rica ettiğim Ve 3 TSN3 az nayır komitesini temsil eden Öz| lu, Merzifonlu bir kaç genç vardı. Türk firmasındar”telgraflar gel «| Konuşurken bunlar İstanbulda miş ve İzmir panayırında satılan | yeni açılan eczacı mektebine gi - pavyonlar numaralariyle bildiril * | receklerini söyliyerek o (çömezlik- miştir. zım Paşa, kendi otomobilini komi: te azasına vererek proşürlerle ken- | di kartlarını bütün büyük firmalar | la müesseselere göndermişlerdir. | İstanbul ve İzmir talipleri pav- | yonları dolduracaktır ve bu tak - | dirde ya İstanbul ticaret âlemi, ya | hut İzmir piyasasından bir kısmı i pavyon tedarik edemiyecektir. Şark halı kumpanyasiyle Fil - | koradyo, Ford müesseseleri mü- messilleri en büyük pavyonları a- lıyorlar.. Bunlar cephenin iki ta | rafını işğal eden ve en az 60 şar! metre mürabbamr bulan pavyon .! lardır. Bunların süslenmesi bir tip i dahilinde olacaktır. Buna göre! mütehassıslar meşgul olacaktır, Bütün pavyonların giriş yerine tesadüf eden ilk köşeleri daha ca- zibeli olmak üzere yeni bir plân dahilinde tezyin olunacaktır, Halkevinin spor ve bediiyat ve içtimaiyat kolu, vilâyet makamın- dan on bin liralık bir piyango çe- kilmesi için müsaade istemiş ve ve şartlarını ve hizmet cihetlerini bildirmişlerdir. Vilâyet bunu memnuniyetle ka | bul ederek hukuk işleri müdürlü- güne emir vermiştir. Piyango ye- rinin daha girgin ve kalabalığın uğrak yeri bir yerde olması için gazinoların ve eğlence yerlerinin münasip yeri tesbit edilmiştir. i müsbet gay | düşmesinden ve binaenaleyh mah- ! ötedenberi buğdayın getirdiğile | kapatan memleket; buğday fiatı nm düşeceği korkusiyle ve pamu - ğa bakmak için de lâzım gelen parayi elde edemiyeceği endişe» siyle pek müteessir bir haldedir. Binaenaleyh Adananın idrâk olu - Komiteye riyaset eden Vali Kâ: | bir sanat mektebidir. Sen de bizim —— m —ş—ş—ş—ş—ş—ş—ş—ş—ş——ğ nacak buğdaylarının kıymeti; pa » ; ten ne öğreneceksin (o bu mektep le o mektebe gel) diyerek beni teş- vik ve ikna etiler. Istanbula çıkınca doğruca Ahır- | kapıda bulunan mektebe gittik. Mektep idaresi ( hiç bir müşkülât göstermeden bizi mektebe kayit ve kabul etti. Birer kat ta elbise verdiler, yer gösterdiler. Ertesi günü merhum pedere eczacı mektebine girdiği » me dair bir mektup yazdım. Ver- diği cevapta bir çok tekdirlerden sonra (Ben seni gâvur olmak için Otomobil kazası Bartın yolunda bir ahşap köprü çöktü Geçen cuma günü Bartın — Saf» ranbolu yolunda bir otomobil ka- zası olmuş, yolcular canlarını güç kurtarmışlardır. Bartından yolcu alarak Safran- boluya giden Topal Ismail kamyo- | neti, Çatacak ağzı denilen mevki-| de eski ahşap köprüden geçerken köprü yıkılmış ve kamyonetin ar- ka kısmı dereye sarkmıştır. Yol- cular bu tehlikeli vaziyetten can- larını güç kurtarmışlar, bazıları hafifçe yaralanmışlardır. ——— Yozgatta hastane Yozgat, 4 (A.A.) — On yatak. vesair teşkilâtı bir hastahane ya » pılacaktır. muğun mevud feyiz ve bereketini | teyit edecek en mühim bir âmil o- | lacaktır.,, i halde gene cevap alamadım. Bu suretle müebbeden baba ve ana yuvasından taassup dolayisile matrut kaldım . Yozgat mukaddes bir hatıra ola rak içimde yaşamakta her köşesi hafızamda canlanmaktadır. Şimdi vatan ve millet yolunda yaşamış bir hayatı istirahat köşe sinde dinlendirmekteyim. o Yirmi nüfustan mürekkep aile efradımın her biri bir taraftadır. Altmış sene ağuşundan mehcur kaldığım mem leketimi bir defa daha © görmek, mübarek havasını koklamak ha « yatımmn en büyük mazhariyeti ola» caktır , Adanada mütekait eczacı Hacı Abdullah EF. zade Ali Vasfi Zehirlenen çiftçi Genç bir doktorun hemen yetişmesile canını kurtardı Sorgun kazasında rençper Ha » san dede oğlu Hüseyin tarlada ar. pa biçerken destenin arasma gi - ren zehirli bir böcek Hüseyinin ko lundan sokmuş ve derhal zavallı adamı acı feryatlar içinde yere yu- varlamıştır. Ağır bir surette Ze * hirlenen Hüseyini kurtarmak için ailesi ve komşuları bir çok tedbir ler ittihaz etmişlerse de zavallının çektiği ıstırabı dindirememişler » dir. Gittikçe hayatı tehlikeye dü- şen biçare adam, dayanılmaz bir acı içinde kıvranırken Sorgun Hü- kümet doktoru Mükerrem Bey çarçabuk hastanın imdadına koş- muş, saatlerce hasta ile meşgul ©- larak adamcağızı muhakkak olan bir ölümden kurtarmıştır. Bir çiftçi vatandaşın ( hayatını kurtaran: genç doktoru tebrik ede riz, Sy b pr i