AŞ —ö — VAKIT 29 Temmuz 1933 EEE Askerliğe Hazırlık b Gü Liselerin kampları bitti gençler askeri teftişlerini verdile 1— İnkılâp Heesi talebesi kampta riye İsesi kampından bir intiba İnkılâp lisesi kampı Ogün ilk defa asker elbiseleri giyiyorduk, Herkeste bir telâş, bir fevkalâdelik vardr. Arkadaşlar - dan bazıları elinde uzun bir panta- lon. — Yahur.. Elbisesi küçük gelen yok mu?.. Diye bağırıyorlar bazı - ları da vücuduna pek geniş gelen ceketleri içinde kaybolmuş dolaşı- yorlardı.. Kamp sabal'ını iple çektik.. gün üçer, beşer kişilik asker talebe grupçukları halinde (OOrtaköyden Orhaniye kışlasının dik yokuşunu tırmarirken hepimizde odinmiyen bir neşe, gittikçe artan bir sevinç vardı.. Neden neşeli, niçin sevinçli | idi.. Bize verilen askerlik payesin- den mi; yoksa bir hissi kablelvuku Ja yapacağımız kampm samimi ha. vasına karışacağımız için mi?.. Bilmem.. Ne tatlı hayattı o.. Bazan kızgın güneşin yakıcı tesirinde, bazan çi- seliyen yağmurun altında zevkle talim yaptık.. Koştuk, yürüdük, yattık, kalktık, silâh (kullandık, ders gördük, nihayet imtihan ver - dik.. Bütün bunlar ne çabuk gelip geçti... Ne dersiniz bugün dünü, o hayatı ne çok arıyoruz bilseniz.. Kampta en hoşumuza giden şey alış talimleri oldu. Hepimizde bir- birimizden daha isabetli atmak he- vesi vardı., Dönüşte bütün âmirle - rimizin yüzünden aldıkları iyi ne - ticenin gizlenemiyen memnuniyeti seziliyordu. Uzun talimlerde dağılan dikkat leri toplamak, solan çehrelere eski neşesini getirmek için arada veri - len teneffüslerde dinmiyen bir e « nerji ile koşmıya, oynamıya başlı- yor, vaktin geldiğini ihtar eden ve bize bir baba, büyük bir ağabey şefkatile titriyen değerli yüzbaşı - mız.Şerafettin Beyin ciddi ve gür sesi kulaklarımızda çınlıyor, bizi vazifeye davet ediyor.. Artık ciddi ve sert bir çok ku - mandalar birbirini takip ediyor.. Ses yok şimdi yalnız kıymetli baş- çavuşumuz “Sati,, Beyin gür sesi ve o sesin tonundan makineleşen dinç, çelik bir kıt'a... Hemen bütün günler böyle geç- ti.. Her geçen gün bizi bu samimi muhite biraz daha bağladı, o kuv- vetli disiplini biraz daha benimset Wi. Ne yazık ki pek çabuk bitti. Büyük Gaziden aldığı hız ve imanla esaslı bir surette yetişen in o| 45 kılâp gençliği size bugün şunu söyler: “Memleketinizden ve istikbali - nizden emin olabilirsiniz!..,, inkılâp liseleri: T. O. Ameli Hayat kampı Saat sekiz, Sultanahmet camisi avlusu dolmaya başladı. Her mek- tep Suadiye, Pendik, Kartal - gibi yerlere giderken biz de ticaret mek tebile burada kampımızı yapıyo - TUZ, Zannetmeyin ki biz burada kamp yaptığımızdan meyus ve ke- derliyiz, bilâkis gayet neşeli gayet | şeniz: Daha talim saati yaklaşmadığın dan herkes bize çadır vazifesini gö yalnız Gençlerle Geçen gün Şehzade başmda “şe. refli resim ve kırtasiye evi,, ne Se dat Beyle görüşmek için gitmiş - tim, Orada hana, şimdi Karagümii.. l idman yurdu temaşa şubesinde bu lunan, eskiden profesyonel artist - lerle çalışmış Recai Beyi takdim et tiler, Ben de mülâkat yapmak için bu tesadüfü fırsat bildim. Recai Bey cidden artistliğe müstait ve çok malümatlı bir genç... Maamafih sorduğum suallere tam ve samimi bir cevap vermedi. — Kaç senedir sahne hayatın - da bulunuyorsunuz? — Dört senedir sahne ile alâka- İ darım. Küçüklüğümden beri tiyat- roya karşı beslediğim derin ve son suz heves; ilk defa bir mahfelde gençler arasında değil, san'atı pa- ra için yapan —tabir caizse— “pi- yasa artistleri arasma attı, İki se - ne kadar uzayan bir zamanda bir | | çok sahne ve teşekküllere girdim. | Bazı san'atkârlarımızla taniştım.,, | diyebilirim ki bu müddet zarfında sahne hayatının acı ve tatlı taraf - larını —biraz olsun— anladım. Zannediyorum. Fakat bir sene, hu susi işlerimin çoğalmasından sah- neyi terketmek mecburiyetinde kal dım; bir yıl... Benim için uzun bir zaman... Nihayet bugün Karagümrük klü bünün minimini sahnesinde genç - ler arasındayım ve eskisinden da- ha ziyade haz duyuyorum. istirahatte 2 — İstiklâl Hsesi talebesi kampın son günü eğleniyor 3 —Hay- İnkılâp lisesi talebesi kampı terkederken 5— Ameli Hayat kampında ALAKA MELAS mmm Adler. Başbaşa A, Karagümrük Kulübünden Recai Beye Göre den mürekkeptir. ren büyük çmar ağaçının altında is tirahatta... Kampdaki efradı iki kısma ayırıyor: Resmi elbiseli, sivil elbiseli, Sivil elbiseliler talim başlama - dan evvel elbiselerini çıkarıp evle- rinden getirdikleri eski elbiseleri giyiyorlar, Herkes hazır, onbaşılar geliyor: Kamp zabitimiz yüzbaşı Rahmi Bey.. Kampımız saat 12 ye kadar sürüyer ve sonra dağılıyor. Kamp 4 saat sürüp bunun 10 da kikaşı istirahatle geçiyor. Sucular, simitçiler bize tenzilât yapıyorlar. Onbaşı bağırıyor bizim manga bekletmiye gelmez, duvara bir kaç kere gidip geliriz. İşte Ameli Hayat Kampr.. Başbaşa “Recai Bey — Kaç arkadaşsınız, elemanla- rınız kimlerdir? — Şimdilik grupumuz 17 kişi - Temsillerimize | iştirak eden 3 de kız arkadaşımız | vardır. Elemanları söylemekte mazu - rum, Maalesef arkadaşlar pek mağ rurdurlar. — Gayeniz, vaziyetiniz? — Benim gayem; ömrünü san'- ata vakfetmiş her genç gibi olgun- ilaşmak.. Eğer yapabilirsem san'at merdiveninden her gün bir basa - mak daha tırmanmak, bu suretle umumi bilgimi arttırmak. Mahfelin gayesi.. İçtimai seviye- yi yükseltmek bu sayede samimi bir yuva kurmaktır. Antrparantez söyliyeyim ki va- AKARI AK AE AE YAAA Edebi Müsabakamız 0 GA AA yy Gençler için müsaba” kamız dev En şok 800 kelimelik bir hikâye yahut en çok 15 satırlık bir manzume ile müsabakamıza girebi- lirsiniz . . Eflâtun Zarf Cavit Bey çok zengin ve yakışık İr bir genç olmasına rağmen haya “İtin bütün eğlencelerinden feragat etmişti. Bazen arkadaşlarının rica larını reddedemez eğlentilere işti - rak etmek mecburiyetinde kalırdı. Fakat herkesin şen kahkahalar ile gülüp eğlendiği bir sırada, içli ru- hundan taşan elemli hıçkırıklarını kimseye duyurmamak için derhal evine koşardı.. Arkadaşları onun bu devamlı neşesizliğini senelerce süren yalnızlığın teessürü olduğu - na hükmederek onu evlendirmek için bir çok defalar teşebbüs ve 18- rarda bulunmuşlar ise de o zengin ve yüksek ailelerin izdivaç teklif - lerini reddetmiş ve tavassut eden- lerden daima uzaklaşmıştı. Vaktile istihfaf edilen nezih ve | daklarının mânalı yüksek aşkının esiri olarak yaşa - maktan usandığı halde bu'acı ve i müz'iç hayata, anasız büyüyen kı zı Sevim için tahammül ediyordu. Yegâne emeli aşkının ilkbaharın | da açan bu nadide çiçeği #oldurma | zambak kadar masum küçük kal binde ana muhabbet ve şefkatine “arşı olan boşluğu ona duyurma - maktı. Fakat büyüdükçe tecessüsü ar - tan Sevimin herkesin annesi var benim annem nerede diye devamlı dan yetiştirmek ve onun beyaz bir | yazıyı bir türlü tanıyamadi. » ird İl suallerine karşı verdiği kaçamaklı | cevaplar içinde şimdiden bocalı - yordu. Hele bir gece Sevimin uy - kudan ağlıyarak uyanıp ta ben bu gece rüyamda annemi ölmüş gör - düm artık yetişir beni aldatıp dur- mayın bu kadar uzun hastalık ol - maz diye hırçınlaşması o küçücük kalpten kopan hıçkırıkların saat - lerce devamı babasnı günlerce dü- şündürdü. Onu alarak evden uzaklaştır - maktan başka bir çare bulamayıp bii anlarsınız. Çünkü müsamerele- | rimizde bulundunuz. Maamafih bu vaziyeti yakında ıslah edeceğimizi umuyorum. (Müsamerelerde teşrifat işine klüp idaresi bakmaktadır. İdare a- damları on dokuzuncu asır ahfa - dıdır.) — Siz ve arkadaşlarınız sahne zevkini hangi kaynaktan aldınız? — Tabii sinema ve Darülbeda » yiden, bir mahfel kurarak oyna - mak zevkini de Cümhuriyet genç- ler mahfelinden.. oSenelerdenberi gençliğe temaşa ve sahne zevkini aşılıyan kıymetli bir varlıktır. Biz onlar gibi olmayı isteriz. Ve diğer bütün teşekküllere tavsiye ederiz. — Profesyonel ve amatör artist- ler hakkında fikriniz? ziyetimiz çok fena. Maksadımı ta- | — Profesyonel olsun amatör ol - am ediyof Makim mini ie AYŞEM! Kara topraklarda kalan yüzünü Her taman düşünür ağlarım Ayşik Kalbimi sızlatan elâ gözünü Hatırlar #el gibi çağların Ayşem. Üş bayram geçiyor ey Ayse sensei Bir günüm olmuyor dertsiz elemsi£ Nasıl yatıyorsun oruda bensiz N Gönlüme karalar bağlarım Ayşed El ayak çekilir gün gurup eder Sızlatır kalbimi bin türfü keder . Al beni yanına ağlatma yeter Bağrımı aşkmin dağlarım Ayşem. met veb yay Amerikan kız kollejine leyli “© miye karar vermişti. e Mektepten mezun olduğu büyük bir eğlence tertip edilBif g ba kız samimi dostlarını de mişlerdi. O gün mavi grep İ p dan elbiseleri ona ne kadar çek kıştı, Herkes sarı bukleler ie yin edilmiş beyaz çehresine€ esi kıvırerk kirpikler ile çerçeveli lâcivert iri gözlerine karmmızi ebesi” hayran olmuştu. 4 Bir gün çamlar altında se babasına kitap okurken, d kızı Nesrin elinde eflâtun bir * 2 ile koşarak yanlarma geldi. | Bey mektubu aldı evirdi çeri raktan kurtulmak için der açtı imzayı görür görme re sararmış heyecandan â: fesi daralmıştı. Sevim kendisi gizlenmek istenilen bir rak berinin istabile babasının“ gi dığını hissederek amcamda” 0 Diye sorduğu zaman zayall ve dakikada hayır diyebilmek gi kadar güçlük çekti. Henü? de olduğu sigarasını bitirme" e hal odasına çekilmiş akşa”” ek "el sız olduğunu bahane ede” ya bile inememişti. “ Sevimi acı bir haberin İ bir türlü uyutmuyor ; kügül e beri dimağını yoran va ii mk istifham işaretlerinin t€* g une ne mektubu mutlaka © (Devamı İ sun tamam a bir sanatkâr ğenir ve takdis ederi tistler arasında Slm # den daha müstait daha gençler vardır. — Gazetelerde san'at bii yazılan yazılarda nazarı 5 zi celbeden noktalar? st ye” — San'at ve edebiyai ge gi lan yazıları büyük bir 70“ yakit” fade ile okurum. Fb ayıf en haftaki gene! Halkevi san'atkârı Mi rindeki büyük yazıdan tat bir gencin sahne ve rkef daki mütalealarını £ — Ki 9 A liba— istifade deği yer Buna hayret sözünde sey denemez. Mutl gi? sonra yazısını b?