Büyük Hikaye : 3 Karakedi mumsu MazledensSelâmi İzzet -i doğ Maci SUYA nasihat mi etmeliydi? | e by izin ver de, bugün se | r arkadaş gibi konuşayım. ag n, Demir Canın arkadaşı Hum, kadar, senin de arkada - m doğru, namuslu bir ka hn Gr biliyorum. Bırak ta, ay; aşmadan geçirdiğin bir an tayım.. mı demeliydi? | tim na alır gözle bak, diye| ti açmalıydı?.. Şu kocana iyi üni un gibi bir erkek güç bü - hir la adam, zeki adam, meş dr. Tahar tehdide mi sapmak lâzım bak fa et Aldoğu... Kocan farkında değil. Fakat bir | e Börü, sezer veya haber alır - tüy, m bunlar boş lâftı. Bü- bi, Tong r boş lâf etmesini seven | Böy "m İnsanların gevezeliği idi. ha, lerin kıymeti olamazdı... 2 erler, sta kadınlar keçilere ben N mi © Vaziyeti alırlar... ii iş “Cana haber verse nasıl o- | bayi Pen “ İri etti. Maahaza, 31 dir, “ Özleri söylemek kolay değil» | mir m karın sana ihanet | sw fakat Demir Can Karısmı öyle sevi» Ona körkörüne emniyeti vle bir şey aklından bile Or. Tekin Alpm o müthiş Nk din ni alay ederek, gülümsiye - Da inliyordu, | Giy talimi, Deldi Olm Kaberi | pin, "e yapacaktı? Ne yapabi nihayct kocaydı. i İ adamdı. Meşhurdu, Mail Yi yürekli, kibardı, Fa - tün bunlarla, aklıma fesat m din indinde ne hükmü dan kendini on tane ka- kapri, bir kere yüz çevi - e Koca, â- sdemez. » Dn Tekin Alp mü- deri değ Mei Miniy İl üye iu in Tekin Alp, arkadaşının e- *ktik olmuyordu... Misafir Yı ia bir koltuğa gömülü- nden €n son, herkesten son yalyordu.” Onu başlarından İstedikleri zaman, anlama May lyordu. Rİ ayi e Ihsan Bey küçük salona | ekin kin Alp bütün elektrik» | yaş yordu, Aldoğuya sıkı sıkı | vi ya başlıyan zatın ismi ta İktay, doğu piyanoya oturdu . derhal sağına geçer emlak Tekin Al Ni Bey bir otomobil mi LR partisi teklif — Kadın 7 Gümüş alır alınıyor ünü pula bi para basmıya hazırlık mak için gümüş satın almağa baş bes Banka tarafından yapı » başlı lan ilânlara göre, 10 gram saf gü- müşe 19 kuruş verilmektedir. Bu fiat, piyasa üzerinden gü“ i müşe verilen en ağır fiattır. Gümüş satmak istiyenler Dev- değil, sivilceymiş... Kanımız bozul- müş.. Halbuki ben onu sarı bir kırmızı kurt sandımdı... Ve gene İhsan Beyden söz açıl - dı mı, Tekin Alp anlatırdı: — İhsan mı? Tanımıyor musu - sunuz? Şirin adamdır. Hele erkek | Fakat kadın mec - İdir.. Yalnız, bu gümüşlerin saf yok olması lâzımdır. Çatal, bıçak, va- kızma | zo, buna mümasil gümüş eşyayı meclislerinde... lislerinde de pek utanması | Öyle hikâyeler söylüyor, ki | mak kabil değil... Ben ondan hoş- | bankaya satmak için de bir şekil | lanan, onu dinliyen kadınlara hay bulumuştur. j ret ediyorum... Herhalde onu se - Bu gibi eşyayı satmık istiyen - İ ven kadın da vardır değil mi?. Ben | ler, evevlâ darphaneye gidecekler | bir tane tanıyorum: Fikrilerin hiz- | orada bir ücret mukabilinde gü - metçisi.... İhsana bayılıyor. Kar$i- | müş vazo veya çatal, kaşık gibi eş sında yılışıyor... İhsan Bey de hiz- yayı erittireceklerdir.. Bu eşya metçi mütahassısı imiş... Hizmetçi. | külçe haline geldikten sonra ban- ye bir, âdi kaldırım kadınlarma i- | kaya götürecek, yukarıda yazdığı ki... Çok zafı varmış.. mız gibi on gramına 19 kuruş ala- Bittabi yalan söylüyordu. Uydu- | caklardır. Satın almacak gümüş- mi Aldoğuyu ondan soğut - | lerle gümüş para basılacaktır. mak için, ağzına geleni söylüyor - Eşkiyaya yataklık edenler e z Adana gazeteleri yazıyor: Eş- Vazifesini, dostluk vazifesini ya ! kiyaya yataklık etmek suçundan pıyordu. | dolayı dün Kadirliden yüz on bir Karar vermişti, Aldoğuyu kurta | mevkuf şehrimize (o getirilmiştir. racaktı. Bunlar ikişer ikişer elleri biribir- Nasıl, bir zaman, denize atılıp! lerine bağlı olarak (| getirilmiş ve Demir Canı kurtardıysa, şimdi de hapishaneye konulmuşlardır. ! Aldoğuyu kurtaracaktı... Ayni za - manda, bir kere daha Demir Canı kurtarmış olacaktı.. Bu daha ko - laydı. Açık göz olmak kâfiydi... Öyle gelir, ama kâfi değildir... ga Istanbul Tramvay Şirketi Şark Demiryolar Kumpanyası Muhterem ahaliye ya ilân Halkın deniz banyolarına de- vamını kolaylaştırmak maksadiy - (1e14 temmüz 1933 ten itibaren; | tecrübe olarak ve yeni bir . kadar İstanbul — Florya — arasında gidip gelme tenzilâtlı 1 leşik biletler satılmağa başlanaca- ğı mubterem ahaliye ilân olunur. Bu biletler tramvayla © şehrin her hangi bir mahallinden kesik - Aldoğunun aşka, sevilmiye ihti- yacı vardı.. (Devam ver) Suriye ve tay- yarecilik Bağdatta tayyarecilik mektebi açılıyor Irak harbiye nezaretinin bütçe Devlet bankası gümüş para bas (| let bankasına müracaat edecekler» | Vezir başını önüne eğdi.. müddet düşündükten sonra: — Tamara şu anda saraydan kaçırılmıştır. Doğrusunu isterseniz Şah, bu işte Kara ciğay Handan şüphelenmektedir.. Şahın size çok itimadı vardır. Siz onun bir mi- safirisiniz.. Muğrav, halâ dimağını kurca - Bir racaktı.. Fakat vezirden de fazla bir şey öğrenemiyeceğini düşüne- rek vaz geçti.. Hele bir az sabre - delim, bu işin içinde bir şey çika- cak diye düşündü. O gece Muğravın gözüne uyku girmiyordu.. Gece yarısı odasın- da gezinmeğe başladı.. Pençere- sini açlı.. dışarısını seyretmeğe başladı.. Mehtap havuzlu bahçe yi aydmlatıyor, nadide gül ağaç - ları hafif bir rüzgârla dalğalanı - yordu.. Muğrav, şu anda çok baş ka şeyler düşünüyordu. Gürcistan keşmekeş içinde idi. Her mıntakada bir kırallık kurul- | muş, her kral vatandaşı ile sava - şıyordu. Şah Abbas, aklına estiği vakit bir ordu gönderiyor, yüz- lerce, binlerce kardeşini kılıçtan geçirmekten çekinmiyordu. Gürcistanın asil kral ailesinden Teümuraz kaçırılmış, senelerce İran saraylarında ( saklandıktan, Acem terbiyesi verildikten sonra | kral nasbedilmişti. (1) Teymuraz ın asker toplamakta olduğu, Şah lâj | Abbastan intikama © hazırlandığı söyleniyordu. Fakat bu, ne dere» ce doğru olabilirdi. Muğrav tar'hin kanlı sayıfala- rını okur gibi gözlerini bahçenin loş gölgelerine dikerek düşündü. İıyan bir az evvelki hadiseyi so - | Iİ şembe ini, le Demir Canı davet et- kin Alp, bir tufeyli olur, | yp larla beraber giderdi. ydı. A bire Tekin Alp tenise me- N ne doğu tenisi çok sevi - Me Aldoğuyu alıp 'du. Orada saf, temiz ha tün €diyorlardı. Al - Socukl kirlerini unutuyordu. Beyi laşıyordu. Herhalde Bey, üfünmüyordu. Oh!. bir gün geçiriyorlar - r, li 1 iŞ /S N , | Suadiyede ediniz İhsan Bey, ba- nm var.. Kımıldama - u mayın... A!.. Kurt si, tasdik edilmiş olduğundan ya- kında Bağdatta bir tayyarecilik mektebi açılacaktır. Mektebe gire | cek olan zabitlerin listesi hazırlan | mış ve lüzumlu olan aletler ile tayyareler gelmiş, tedrisata başla» nılacaktır. , Irak bahriyesi İrak hükümeti bir hafif donan- ma tesisine karar vermiştir. İki kü çük harp gemisinden ve Şattula- | rabi muhafaza için iki hafif torpi doden ibaret olan bu donanmaya Basrada bir de tersane yapılacak- İ tır. Etibba Muhadenet cemiyeti tenezzühü muhadenet ve te - 3 ağustos per- Ettbba avün cemiyeti günü mulat | zintisini yapacaktır. Şirketi Hay- | riyenin 65 numaralı vapuru köp» rünün Boğaziçi iskelesinden saat 18,30 da davetlileri alarak Kadr i köy ve Kalamışa uğradıktan son- ra Adalar etrafında bir gezinti ya pacak ve 20.30 da Suadiye plâj gazinosunda akşam yemeği yene- cektir.. Saat 2 de Marmarada bir gezinti daha yapıldıktan sonra | ayni iskelelere uğrıyarak Boğazi « çinden gelecek davetlileri de iske lelerine bırakacaktır. Vapurda ve mükemmel bir müzik mutena parçalarla eğlenceye neşat verecektir.. Ayrıca artistler tara» fından yapılacak varyete numara ları da vardır. yaz ge-|.. siz seferle Eminönü veya Sirke-| Azize Ninia, bu memlekete Hıris. ciye, Demiryolu ile Sirkeciden| tiyan dinini soktuktan sonra, baş- Floryaya, (Küçük Çekmece) azi -| lıyan itilâ devri, Kraliçe Tamar met ve Haylâyf, büyük Plâj, Çek-| ile “Altın devri,, ne ermiş. Bundan İ mece plâjı ile Küçük plâjdan biri- | sona. harpler baslamış, Gürcista, ne girmek ve demiryolu ile Sirke- | nın. toprakları kanla sulanmağa ciye ve oSirkeciden ayni oaraba| başlamıştı. içinde şebekenin her hangi bir ma*| (o En kahtaman (krallar, bütün halline tramvayla avdet için mu “| ömürlerini harple geçirmişler. Bu teberdir. cennet kadar güzel diyar, bir gün TAR İ FE rahat yüzü görmemişti. Krallar- Nakliye vergisi ve dahil olduğu halde : köprüler rüsume | damarlarımızdan akan kanla yas zılmıştır.,, Dememiş miydi? Muğrav, Türk istilâlarınmı dü- şündü. Şah Abbasın ardı arası kesilmiyen zulümleri karşısında Türk her milletten ziyade ken- İ dilerine yar olabilirdi. TTahmasp zamanında bir çok Gürcü kralları Türk kumandanları (tarafından öldürülmekle beraber, itaat eden ivy bl a 00 3 halk, dalma; ihnaye > görmüğ ve LD p tazyik edilmemişti. Lalâ Mustafa miryolu 3 cü mevki Paşa, Yemen fatihi Sinan © Paşa, Bilet yukarıda isimleri beyan | Ferbat Paşa, Özdemir oğlü Os olunan dört plâjdan her hangi bi- | man Paşa ve Ciğalı zade © Sinan rine girmeğe salâhiyet verdiği gi- Paşaların kumandası altında gelen Türk orduları Gürcistan o muka- bi bu plâjlar dahilindeki tekmil s3 ? ' tarifeler üzerinden yüzde 20 ve| vemet etmediği zaman daima müs lâyim davranmışlardı. Küçük Çekmecedeki İstasyon bü- fesinden yüzde 10 tenzilâta dahi) (o Muğrav, padişahtan imdat is - salâhiyet verir. İşbu biletler Sir - temeği düşündü. Türklerin harp- keciden geçen veya (Eminönüne varan tramvay arabalarında bilet- çiler tarafından verilir. Ahali mezkür biletleri tramvay hatları müntaha noktalarının bir çoğunda plântonlardan dahi teda- rik edebilirler. (5472) 4 ten TO yaşı» Büyüklet ma kadar ço için cuklar kuruş kuruş "Tramvayın her han- 98,75 50 gi mevkii ve De miryolu 1 aci mevki | Uramvayın her Ban- 0,75 gi mevkii ve De miryolu 2 nci mev- gi mevkii daima hayrandı. O sene kızılbaş- hk almış yürümüştü. Türk or dusu, ergeç bu muzır (o cereyanın önünü almak için bir sefer yapa- dan biri de “Gürcistanın (tarihi | lerde gösterdikleri kahramanlığa | Yazan : Niyazi Akel larında bütün kızılbaşları ve Şah ordusunu perişan —edebilecekti. Bu takdirde Gürcistan hürriyetine kavuşacak, asırlardanberi susamış bulunduğu saadetini bulacaktı. Muğrav, bu fikirlerle bocalar- ken aklına Tamara geldi... Onu elinden nasıl kaçırdıklarını dü- şündü. : Tamara Kafkas neslinin en gü- zel kızı idi. Onu ilk defa (o kaynı Zurap görmüş ve sevmişti. Zurap, daha gençti. Ablasına (rica et- miş: — Ne olur ablacığım Muğravı kandır Tamarayi bana alsın demiş ti, Muğrav, Tamarayı gördükten sonra onun güzelliğine meftun ol- muş ve onu kaçırmıştı. Fakat bu kaçırış Zurap için değil, (belki kendisi içindi. Tamarayi Kahet» te bir ihtiyar kadına teslim etmiş, ona baktırıyordu. Her ay gidiyor, Tamarayi zi» yaret ediyordu. Zurap, Tamaranın kaçırıldığını duyunca, deliye dönmüş, günler» ce peşinden koşmuş, fakat bir izi- ni bile © bulamamıştı. O günden sonra zavallı genç mahzunlaşmış gün geçtikçe Tamaranın aşki içini bürümüştü. Muğrav bunun fan kında idi. Fakat, kalbinde mana- sını tahlil edemediği bir his uyam dıran bu cazip kızı nasıl elinden çıkarabilirdi. Muğrav, bu sırrı aylarca saklamış," kifn#eye duyur - mamak için ne yapmak <İâzımsa yapmıştı. Fakat bir gün Zurap karşısına dikilmiş: ! — Enişte, Tamarayi benden niçin saklıyorsun, biliyorsun (ki, onu çıldırasiya seviyorum, o onsuz bu dünyada yaşayamam... Demişti. Muğrav hayretle: — Benim sakladığımı ne bilis yorsun?.. Diye sorunca, Zurap, cebinden oTamaradan aldığı mektubu göstermişti. Kıskançlıkla karışık garip bir hisle Tamarayi görmeğe (o giden Muğrav, ihtiyarın öldürülmüş, Tas maranın da Şah Abbas tarafından kaçırılmış olduğunu duymuştu, Muğrav, gecenin ıssızlığınua bunları düşünürken havuzlu bah» çenin loş gölgelerinde bir karaltı gördü. Dikkatle baktı. Çakıl taş- larında yavaş (adımlarla ve çok ihtiyatla yürüyen biri vardı. Üstüne, uzun (bir şal örtmüş bu hayalet, bir kadına benziyor. du. Muğrav, pencereden uzanarak dikkatlice baktı. Gölgenin arka» sından ikinci bir gölge belirmişti. İkinci gölge daha ihtiyatla ilerlir yordu, Ve bu bir erkekti. İki göl ge havuzun kenarında buluştular. Ve daha karanlık bir yere çekile» rek yan yana oturdular. Muğrav, yenilmez bir merakla içinin ezildiğini. hissetti. Kimdi bu gece yarısı Şahın o bahçesinde dolaşanlar?.. Korkak adımlarla gezdiklerine bakılırsa; bunlar müs him adamlardı. (Devam var) (1) Vak'anm cereyan ettiği 1626 senesinde Gürcistanın her eyaletinde bir kral vardı. Bunlar asıl Kral ailesine mensup olmak. caktı. Eğer böyle bir yardım gö» | la beraber, muhtelif kollarda birer rürse çok iyi bildiği Kafkas dağ - | koloni teşkil etmişlerdi.