ÜZEL SAN Arı AR zi çize san'atlar akademisi ta <n diploma almak üzere keyi girenlerin vücuda getir - “epi Serlerden mürekkep bir tie Sn akademide halkın ziya- siyat | Sergide resme, heykeltraşa, tez İ yini san'atlara, mimariye ait eser- ler teşhir edilmektedir. Sergi on gün müddetle açık bu- İlundurulacaktır. Resmimiz, sergi- den bir köşeyi gösteriyor. Amerikada çıkan son şür kitapları ı tim romancılardan Willa diş bir kısmını 1903 te neşret- ğu, en son lirik şiirlerini *cirleri ve diğer (şiirler, ti np Aa ve yetmiş (o sahifelik iy i halinde topladı. Eseri “nce Mis Katherin ilk man . tİhin romantik lirik. Son > daha realist, daha insa- say ER, anlıyoruz. Filhakika, Manzum hikâye ve şarkı- > #airin muharrir hüviyeti - ayagi” Ve ilk romanlarının bir ta a, , * Mevzuuna rastlıyor; ilk | eri olan “Güzelliğin manasını, | haber vermiştik. Hüseyin aş 5 "* de, muharririn iştiyak - v his çağlayışları şeklin- İğini görüyoruz. Prairie, 1 Mekon çayır» “air, yeni yeni yurtlar bul- MN Man ve bu uğurda cant" Güm Masını bize anlatıyor. “sk! insan,, şiiri, Mis Kathe Mk İşty Tomantik gençliğe dön - Me) akını söylüyor. — (İsveçli eskalr bir kadının me- (Zavallı O marti) de kadına karşı duyulan Yoruz, Ve bütün bun - si Sıkan ahenkli roman - Ve ağa <1 bam başka bir çaşni- verici mahiyettedir- Vede şiirlerinde a- m güzelliği odaima akla beraber, şiirle- ül < eldiğimiz — adeta elle ük der, Miyetini ve yüksekli- a €deki nazmında bu - ringe Şair bu meziyetlerini 2g a © bize billârlaştırıyor. a : . yay ki şiirleri çıkan iv w, “e yirmi birinci şiir Kami Vâzzam tehlikeler,, ağ tir 5 ©. Rice uzu; N 1 in zaman - tüy ny küm ettiği memleke- kism, iğ ii i S ını daima şiirleri- ik | “uolarak kullanıyor. ", Manzum hikâye“ da olduğu gibi, çay, Mülme, Mya ile bundan doğan fa- özi müzde © canlandırı- yor. Lirik şiirlerinde ise cenup or- manlarının, tarlalarının ve bah | çelerinin esrarengiz güzelliklerini söyliyor. Bununla beraber, şiirle- rinde tamamile tasvir hâkim de- ğildir. Fikrince tabiat insanm dü- şünce, hayal ülkesi; hareket mih - rakıdır. Rice (Rayis) gayet kolaylıkla yazan bir şairdir. Her hangi bir | nazrm şeklini istediği kalıba soka- İ bilen bu yaratıcı insanın Şiirleri- İnin altında, beşerin en yüksek de- bir çok zamandanberi araştırma dan doğan bir hayat felsefesi giz- ilidir. Şiirleri tamamiyle O görü-| İ nür derecede (individualist) olma. İ makla beraber, ustaca işlenmiştir. ayni zamanda, hemen hepsinde bir İni zamanda, hemen hepsinde bir samimiyet, yaşamak daima yaşa - mak için bir hamle ve bundan son- raki ömüre kat'i bir iman inanışı vardır. Büyük bir kısmı lirik şiirlerle dolu olan bu kitap, senelerin akıp gitmesile heyecanın sönmiyeceği- ni, ve insanın dimağı ne kadar te- kemmül ederse etsin kalbin dai - ma çağlıyacağını isbat ediyor. Snow'un Şarka doğru isimli bir ki- tabı Amerikan köyülülerini, balık- çılarını anlatan 98 sahifelik bir şiir kitabıdır. Snow, hikâye anlat- makta mahir, mevzuunu yerinde mizahla tavlandıran ve basit köy- lüyü cidden seven bir şair olarak karşımıza çıkıyor. Snow, baştan başa © Entellüvel şiirin ve şehir yaşayışının aley » hindedir. Fikrince şiir (his) en doğar ve Amerikan şiiri de ilha - mını ancak heyecanların tabii su - rette meydana geldiği tabiattan, ormanlardan alabilir; ve Corç Kat! pan, Zavallı Anni ve ilh.. gibi tip- | İler ancak mahalli kahramanlar | şairlerin mevzuu olabilirler. Bun- i Boksörlükten Aktörlüğe ... Meşhur boksör Dempseyin | san'ata bir hizmeti Resmini koyduğumuz Karl Bris- son İngilterede oldukça tanınmış | ve birçok muvaffakıyetler kazan *| | mış bir boksördü. Karl bir müddet | boksörlük ettikten sonra mizaç ve istidadının boksörlükten fazla ak- törlüğe müsait olduğunu #ezmiş ve sahneye intisap etmişti. Bu inti- sap çok hayırlı olmuş ve Karl ak- törlükte, boksörlükten daha fazla! muvaffak olacağını göstermiştir. Karl Brisson bir aralık Demp- seyle karşı karşıya gelmiş ve on - dan yediği bir yumrukla aklı ba- şına gelerek san'at âlemine geç - miştir. Karl Brisson Hüseyin Rahmi Beyin yeni piyesleri Roman üstadı Hüseyin Rahmi Beyin geçen sene tiyatro muhar - rirliğine başladığını karilerimize Rahmi Beyin yazmış olduğu “Kadınlar er. kekleşince...,, isimli ilk piyesi ge - çen sene İstanbul şehir tiyatrosun- da temsil edilmişti. Hüseyin Rahmi bey, önümüzde. ki tiyatro mevsimi için de iki yeni komedi hazırlamaktadır. Eskişehirde bir resim sergisi Balrkesir resim muallimlerin - den Sırrı bey Eskişehire gelmiş ve Halkevinin himayesi altında bir re sim sergisi açmak teşebbüsünde bulunmuştur. Sırrı bey maarif mü- dürlüğüne müracaat ederek Arifi- ye mektebinin sergisine rica etmiştir. tahsisini Sırrı bey sergiyi birkaç güne kadar Arifiye mektebinde açacak tır. Sırrı beyde yüzü mütecaviz| kıymetli ve güzel resim vardır. Es kişehirde ilk defa bir resim sergi- si açılmaktadır. naşmıyor, sadece hikâyelerini on- ların (o kelimeleri, Oomonoloğları; memleketlerinin güzelliğini kendi şarkıları ile gözümüzün O önünde canlandırıyor. (Şarka doğru) bir halk şiiridir. | Ve Snow da hiç şphesiz tekniği işlememiş, imajları basit, lisanı belki pürüzlü sadık bir halk şairi- dan dolayıdır ki, şair, bize onları anlatırken, zayıflaşmağa hiç ya-| dir. ibrahim Hoyi —— yumuşak Bir ses dünyayı fethetti, Nasıl? onu kimse bilmiyor, Kazoro san'- atinin sırrını söylemeden gözleri - ni dünyaya yumdu. O ses değil bir harika idi. Kud ret ve güzelliğinin karşısında eğil- miyen baş bırakmıyan bir harika, İtalyan tenörü çelik gibi kuv- vetli ve kadife kadar yumuşak se- sinde, en çılgın aşk ve ihtiras âlem lerini yaşattı. Kim bilir kaç yüz sene sonra, beşeriyet tekrar böyle bir ses dinliyecek, belki de hiç bir zaman. 1905 te Karozo İngilterede idi. İlaânlarda Kazoro ismini okuyan en küçük ameleden lortlara kadar herkes onu dinlemeğe koşuyor. Londra operasmm — şerefli bir gecesi,. Muhteşem (ışıklar içinde localarda pırlanta kolyalar yanı- yor. Bir dakika karanlık. Heye- İ can. Perde açılıyor alkışlar.. G leriden takdir sesleri... Orkestra başlıyor. Ağlayan O kemanlara iş- tirak eden bir ses birden obütün operayi titretiyor, Yükseldikçe göz lerden yaşlar boşanmağa başlı- yor. Herkes yerinde mıhlanmış gi- bi. Nefes almıya bile çekinen bu kütlenin karşışında Kazoro, sana- tin o ane kadar kimsenin erişeme- diği yüksekliklere, hayretlere dü- şüren bir tabiilik ve kolaylıkla çıkı yor. Sesi dinliyenlerin ruhuna öyle salıyor ki, artık beraber hissediyor beraber coşuyorlar. O sustuğu za- man bütün opera birden kendin- den geçmiş bir sarhoş gibi haykı- rışıyor: Bis!... Bis!.., Bis!... Karozo, hayatımda yalnız alkış sesleri dinlemedi.. San'atkâr, en feci muvaffakıyetsizliklerden ge- çerek, muvaffakıyeti elde etmiş - tir, Ses kahramanı san'atin bütün safhalarını yaşamıştır. Kazoro altı sene şarkı tahsilin- den sonra, hocası Vergine vası- tasile operada küçük bir rol almış- tı. İlk provada boğazı sıkıldı, se- si çıkmadı, ve güfteyi şaşırdı. Ken- disini dinliyenler imkânı yok bu genci sahneye çıkaramayız!.. De - san'at sahasında attığı ilk adım bu- dur. İkinci tecrübesi için yazılan tenkitlerin hülâsası şu idi: “Küçük, cansız, ıslık gibi bir ses, Ne oyunu, ne de sesi ile ümit vermiyen bir tenör.,, Gene bir gece İspanyada, sah - nede rolünü şaşırarak “İskoçyanın istikbali,, yerine, “İskoçyanm til - kileri,, demişti. İşin farkına varan halk ıslık çalmağa başladı. Karo- zo aldırmadı. Fakat ıslıklar ısrarla devam edince perde indirildi. Er- | tesi gece Karozo, başka bir rolde tekrar sahneye çıktı. Fakat halk “İskoçyanın tilkileri,, diye bağırıp eğelenerek kendisini (sahneden indirdiler. Ve Karozo © opera di- Büyük KARUZO i Çelik gibi lesveeeli ve kadife kadar bir ses.. Karuzo Ayda operasında alışkındı. O halka ve » tenkitlere«: | hiç aldırmadan gayesinin yolundan müthiş bir azim ile yürüyordu. Ha- kikatte küçük ve tannan olmıyan sesi çalışma ve kendi bulduğu tek- nik sayesinde bir harika oldu. O temiz altın gibi akış kuvveti, tem» birindeki canlı renkler, Kazoroya tabiatin bir hediyesi değildir. Tü - kenmiyn bir sabır ve sai ile o me- ziyetleri o kendi elde etti, Üstada ayni zamanda sai dâhisi derler, Eski zaaflarını bilen bir dost bir gün kendisine : — Sesinizi nasıl böyle terbiye edebildiniz? Yüksek notlara hâkim olmak için ne yaptınız? — Diye sormuştu. Karozo bu suale kahkahalarla gül- dü ve: “Gayet basit, dedi şarkı | hocalarınsa verdikleri nasihatları dinlememek suretile..,, Amerika Karozonun ikinci va- İdiler. Hoca ve talebe ağlıyarak | tanı idi. eve döndüler. Büyük Karozonun | Metropolitan Opera Honse'de kazandığı muvaffakıyet şimdiye | kadar hiç bir tenöre nasip olma- mıştır. Bir gecesine 1344, bir Sezon için 87,984 dolar alıyor, gramofon kumpanyasından da ay» rıca senede 400,000 dolar kazanı- yordu. Karozo 1873 te o Napolide doğdu... Fakir bir ailenin çocu- ğu idi. 20 kardeşten © yalnız üçü hayatta kalmış, diğerleri ölmüştü. | Karozo annesinin 18 inci yavrusu lidi. Parasızlık yüzünden tahsil edememişti. 11 sene muaşakadan sonra Ada Giachetti ile ev - lendi. Kendisine iki çocuk hediye eden zevcesini hayatının sonuna kadar derin bir muhabbetle sev- mişti. İkinci izdivacma sebep, ka- rektörü tarafından nezaketle ko - | rısınım kendisinden ayrılmak iste- vuldu. San'atkârın kulakları ıslık tah- kirlerine, alkış fırtınaları kadar | mesidir! Karozo, 1921 de sahnede şarkı l (Lütfen sayıfayı çeviriniz)