Ti Tefrik :63 3 MAYIS y he bey, siz daima tatlı ik önde Dön bilirdiniz. Fakat şu p üşmmay, kadar, tatlı Okonussanız, di Mart olduğunuzu anlıyorum, f mi; bir şey söylemek üzerey- Mi —, z oldu: Gİ nizi nkâr etmeyiniz. Gülümseyi- altında cellâdı görüyorum. Bambayı okşadı: İ | aga korkum yok. Tılsım “ —16— Yap OME MAHKOM anı özleri ce- iz a, ımin son sözleri ce dev am etti; My yorsunuz ya, artık inkâr | a, “sunuz. Esasen sizi bu hu- ti N dan dolayı daima takdir et- | Müğ; Yalan söylemezsiniz. : it, bu cihete temas etme- dedi ki, İh Bir şey anlatacaktınız. An- ZI Yica edebilir miyim?. imdi biraz evvel haklı ol - söyliyebilirim, Ben de, mda, bu meselede benim m olduğunu anlıyacağı - daş den biliyordunuz? mu anlatmak çok uzun ©- n pan için de size ve Ha - "beye bir teklifte bulun- tal, Yütünüyordum. Şimdi sırası ON, Ne biçim teklif bu?. »i Acele etmeyin. Basaptığım edeni yaptığımı söyliyeyim... in kıymetini o zaman da” Tiz. a) Yüglat, dinliyoruz. İk, Hasan Sıtkı Beye dön - p ve Size Müfit bey Bebeğin ana Babanı hakkında malümat . Kim olduklarını biliyor» il mi?. SB Sevap verdi: < ç liyer, söyledim. ; ha öldükten sonra, Be- : sin nazarında bir melek, Mübir bebek yerine geçti. Ona acıyor, safiyetine, ma- “ne hayran oluyordu. Ana- Bebek, babasının yerine d “Mnak arzusuna kapıldı. O- Wi Ptemediği işi, Bebek gör e İ ir içtima aktedildi. Be- sklifi herkes tarafmdan al- içi kabul edildi... : bire Bebek bir kahraman Hang, Bastığı yerleri iğilip öpü- | V o Yaa ri | İtimat ettik. Fırsat gözle- rkaç defa fırsat zuhur et i tâm sırasında kaçırdı. N ü bir suikast hazırlan- Gü, sat kaçacak fırsat değil- dı , Mat tayin edildi. Hazır- andı. Bebek Nise| ak türlü şüpheyi üzerinden i orada yaşamıya başla” dg , Bee sonra bana bir mek- Tz mektubunda, ken- ümidi kesmemizi bil- Ka Bey sordu: Varacağı esnada, Rus- Miydiz edecek ve çarı öldü- A İyi tahmin ettiniz. Bu Stüğini duyduğum za - kızdığımı da tah -| sarzediyor... Beni kör yerine koyu” yordu demek... de kahveci Ali Efendinin dükkâ - nma İranlı kahveci Hüseyin Efen- idi gelmiş iki nargile içmiştir. Ha- san Efendi giderken nargileleri be- raber götürmek istemiş buna razı olmıyan Ali Efendi ile aralarında çıkan mücadelede nargileler kırıl- mış, ikisi de yaral: GECESİ... bul ettiği zaman ben hiç bir şey- den şüphelenmedim. — Nereden şüphelenecektiniz. | Bebek mükemmel bir aktristi. Mü- | kemmel komedi oynardı. Size de oynamış. — Acaba?. — Size komedi oynadığını da anlamadınız mı?. — Çok sonra sezer gibi oldum. — Kendini sevdirmesini de bi- lirdi. Karşısında hiç bir erkek da” yanamazdı. Erkekler ne budala şeylerdir! — İltifat ediyorsunuz... — Mektubu alır almaz hemen Nise koştum. Fakat bütün gayre - tim beyhudeye gitti... Karşımda yumuşak yürekli, merhametli bir kadın buldum. Halbuki taş yürek- li, kalpsiz bir kadındı. O verdiği sözü unutmuştu bile. Benimle, hiddetimle, telâşmla a - lay etti. O anda içimde onu öldür- mek geldi. Fakat neye yarardı? Bizim kanunlarımıza göre, esasen o idama mahkümdu. Biz, ihanet edenleri idama mahküm ederiz. Fakat Bebek kurnazdı. Bana öyle bir teklif yaptı ki, boynumu iğdim.. Evleneceği bunak.. Size bu nak diyordu Hasan bey.. — Diyebilir.. Genç'olmadığımı görüyorsunuz. — Evleneceğim bunak — bana büyük bir servet veriyor. Ben de bu serveti size terkederim, dedi. Lg — Cömert kadın! — Bizim paraya çok ihtiyacı » mız vardı. — Paranın menbamı bulmuş- sunuz. — Eğer Bebek bize bol opara verecek olursa, kendisine ilişme » meye karar verdik. — Ya! — Eğer başkası olsaydı, buna da razı olmazdık. Fakat ölen ba- basının halırı vardı. Teklifini ka- bul ettik. Fakat sonra, size nasıl rol oynadıysa, bizede ayni şeyi yaptı. — Kurnaz! — Bize yüz bin lira vereceğini söylemişti. Evlendiği gün ona elli bin lira vermişsiniz. Fakat o, bir seneye kalmaz, diğer elli bini de a- lrım diyordu. — Bana emniyeti vardı. — Filvaki ona konağı ve daha birçok şey vermiştiniz ki, bunlar da elli binden fazla edermiş. — Doğru. — Fakat sizden, aldığı elli bi- ni de vermedi. Özürler diledi, ma- zeretler buldu. Kalkıp Parise gel di, beni gördü. — Evlendikten sonra ha! — Evet, balayı seyahatindey» ken. Aman o zamanlar sizinle ne | alay ediyordu.. Bu görülecek bir! haldi.. — Yok canım!.. Ben ihtiyar ol- j Zavallı bir çocuk Şehzadebaşında Kâtip Çelebi mahallesinde 52 numarada Bahri imzasiyle aldığımız mektupta de- niyor ki: 333 doğumluyum, Siirt Cümhu- riyet ilk mektep son #mıfımda bu - lunuyordum. Maişelime bakacak kimsem olmadığından Siirt bele - diyesi muaventiyle İstanbula gönderildim. İstanbul belediyesi beni Çocuk yurduna sevketti, Orada bir hafta "kuru bir tahta Oüzerinde hayat geçirmekteydim. — O, da kapandı. i Bu defa Halkevine müracaat edip halimi anlattım. Bana beş günlük bir yemek karnesi verdiler. Şimdi o da bitti. Bugün pederim hayatta olsaydı istikbalimi odüşünecekti , Fakat vatanm uğrunda canını fe - da ederek şehitler arasına karış - | mıştır, Bugün felek beni taşa çarp- İt. Şimdi ne yapacağımı — şaşırmış bir haldeyim. Nikâh dairelerinde sıcak Aldığımız bir mektupta denili - yor ki: Dün tesadüfen bir dostumuzun nikâh merasiminde bulunduk. Fa- kat çıkıncıya kadar bunaldık. Sr - le İstanbulun Oenbüyük dairesi olan Beyoğlunda böyle olursa a - caba diğerleri ne haldedir?. Aca- ba buralara bir vantilâtör koymak kimsenin aklından geçmiyor mu?. Yemen — Hicaz İbnissuut resmen harp açtı inmeli Kızgın çöllerde iki taraf kuvvetini deniyor ŞAM, 17 (Hususi) -— Hicazla Yemen arasında bir müddettenbe- ri devam eden ihtilâf geçenlerde Yemen veliahtının Hicaz toprakla- rına taarruz ile ve Asir aşiretleri- nin asabiyetle fiiliyat sahasına geçmiş ve her iki hükümet arasm da şiddetli çarpışmalar başlamış - tı. Aldığım yeni malümata göre Necran havalisi elinden çıkan ve kendisine merbut zannettiği Asir aşiretlerinin isyanından pek fazla müteessir olan Hicaz kralı İbnissu- ut Yemen hükümetine karşı res - men harp ilân etmiştir. Günlerdenberi takviye edilen Hicaz kuvvetleri iki : gün evvel şiddetli bir taarruza geçmişlerdir. | Necranda birleşen Yemen kuvvet- leri ile Hicaz muharipleri çarpış - maktadır, Her iki taraf dahilden / kuvvet getirtmekte ve aşiretlerden imdat almaktadırlar. Yemen veliahti daha evvel Necran havalisini © zaptetmiş ol makla harp ilân etmiş demekti. Bugünkü şekilde her iki hükü- met kuvvetlerini denemekte, kız - gın çöllerde kan dökmektedir. So- nunun nereye varacağı kestirile- duğum için gözlerim de görmez (Devamı var) Nargilelerin kırılması Maçkada Kâğıthane caddesin - miyen bu harp bütün Suriye ve Mışırda alâka ile takip edilmekte- dir. — Su almak kavgası Taksimde Parmakkapı beledi - ye işlerinde çalışan Mustafa ile Billörcu sokağında İstelyo apartı- manının kapıcısı Recep, su almak meselesinden kavga © etmişlerdir. Ağız kavgasından sonra ikisi de kollarını sıvamış ve biribirlerine saldırmışlardır. Neticede Mustafa- nm üç dişi kırılmış, kafasından ya- ei) ai İN A mk ae TET m | cak, havasızlık bizi harap etti, He-' KEY yim gam ey page geta m 5 — VAKIT 19 Temmuzl933 meme Eski Türk Medeniyetinin Beşiğinde Doğu Türkleri ve biz ie ; olacak bu ihtilâlin sebebi, dini ta- O sersem de Kâşgarı doldası altına aldığını âleme ilân etti. Sı - rası gelince Kâşgarı koruyamıya- I cağını düşünemedi. Bu işte hem Yakup Bey hem Sultan Aziz dü- şüncesizlik yaptılar, Sultan Azizle Yakup Beyin oy- nadıkları oyun Kâşgara komşü bu- lunan (o Rusya ve İngilterenin gö- zünden kaçmıyordu. İstanbulun © buyuruğu altında bir hükümetin Kâşgarda yaşama - sını doğru bulmadılar. Adamları. İ elile karışıklıklar çıkarttılar, Ya- kup Bey öldü. Ruslarla İngilizler Kâşgarı paylaşamıyorlardı. Bir tür lü uzlaşamıyorlardı. Sonunda Kâşgarı Çine bırak- mağa karar verdiler ve Çinlileri Kâşgara çağırdılar. Bu medeni (1) hükümetlerin gözleri (o önünde (1877) de Çin askerleri Kâşgarda miyen zulümler etti, Kan ve ateş içerisinde milli bayramlar yaptı. Kendi öz soyunun iyiliğinden başka bir düşnceleri (olmıyan Türkçüler bu öz örneği her zaman göz önünde tutarlar. Uzak Türk ellerinin işlerine karışmak istemez- ler. Bilirler ki böyle bir karışma her iki tarafın da zararınadır. Biz (Pan Turancı) değiliz. Bun- lar hayaldir. Hakikat O karşısında hayalle uğraşacak vaktimiz yok- tur. Yalnız bizim gazetelerden bir şey istiyoruz. o Türklüğe ve Türk gençliğine bu gibi milli o işlerden salrk versinler. Geçenlerde (Belgrat) ta yapı - lan (Pan İslâvit). kongresinden bahsettikleri kadar olsun bize Türk ellerinde olanları bildirsinler, böy- le yapmazlarsa hem medeni âleme karşı ayıp ederler, hem de vazife- İlerini yapmamış olurlar. | Biz bu işe dair fikir beyan et - i mek şöyle dursun o şeylerin olup- bittiği (Oülke hakkında malümat vermekten korkuyoruz. “Pantura- nizm,, le itham edecekler diye ödümüz patlıyor.. Halbuki Türk milletinin uyumaz düşmanları bu “Bizim uzak bulunduğumuz ve ko. muşmasını bile istemediğimiz Tür- i kistan hareketi,, o münasebetiyle İran ve Efgan milletleri arasında Türk düşmanlığı propagandası yapmağa yol bulmuşlardır. “Vakit,, gazetesinin 2 temmuz nüshasmda çıkan “Türkistanda te. | şekkül eden Türk devleti,, başlık- lı makaleyi dikkatle okuyanlar bu propagandanın ne kadar ince ve derin olduğunu görürler... İngilizlerden Mister W. Petre- nun bu meseleye dair verdiği kon- feranstan alınan parçalara dikkat edelim. İlk bakışta bu konferans sahibinin bütün sempatisi Türkis- tan Türkleri tarafında olduğu gö. rülüyor. Türkistan o genç kahra- manı Ma Çang Yag dan bahse - ! derken “Bugün de bu genç Türkün Türkistan kımıldanmasına kıla - vuzluk ettiği anlaşılıyor. Eğer öy- le ise genç Ma Çang Yag cengizin, Timürün, Baburun dehalarına va- ris olduğunu, Türk ırkının deha yetiştirmekte devam ettiğini gös- terecektir,, diyor. Çok güzel söz- ler!., Fakat Türkistan kıyamını an. latırken Mister Petro şu sözleri ilâve ediyor: ! assup değildir. Onun sebebi siya- sidir. Belki de bu kıyam, Turan â va ' birliğinin bir tezahürüdür. Onun i siyle Rusya ve Efganistan mühim aylarca adam öldürdü. Akla gel- | i yordu. â i den sonra M, Ruzveltin oğlunu, i ayı memnuniyetini bildiren genç, Yazan : Besim Atalay * için bu ihtilâlin muvaffak olma - kalacaktır. Çünkü Rusyanın idaresi altındaki Türkistan için için kaynıyor. Rus- ların © yaptıkları dini tazyikler, sonra Rusyanın Türkistanı bü bir pamuk tarlasına çevirmesi, onu gıda maddelerinden mal etmesi gayet büyük meseleler çı karacaktır.,, Efganistana gelince Türkista - nım bir kısmı Efganistanın idare - | sindedir. Burada yaşıyan Türk « ler de, kardeşleriyle, birleşmek isi tiyeceklerdir. Şayet Efganistan buna mümanaat edecek olursa, Türkler de onlarla çarpışmak buriyetinde kalacaklardır. : Bugünkü Efganistan kıralı Na- dir Şah Hazretleri, geniş görüş bir zat olduğundan onun böyle hadisenin önüne geçmesi bekle »- Dir. Esas itibariyle bu mesele, dala şimdiden Efganistanda açılmış bu lunuyor, meseleler karşısında “Kâbil,, de intişar etmekte o lan ve “Kâbil, adını taşıyan ayl * Doktor Afşar bu minleğe de Efganistanın İran ile birleşmesini | tavsiye ederek bu birleşme saye- sinde İran ile Efganistanın “Tu ran,, cılık hareketine ve tehlikesi- ne karşı gelebileceklerini anlatı « Vi Bu da Orta iyi reketinin daha şimdi Irand ne gibi endişeler doğurmıya baş- ladığını göstermiye kâfidir. ii (Devamı Ruzvelt'in oğlu Fransız Relisiciimhurunu ziyaret etti PARIS, 18 (A, A.) — Havas ajansı bildiriyor: M. Lebrön öğle- sefaret müsteşarı M. Marrinet ile | beraber kabul etmişti. ç Amerika cümhur reişinin oğlu. iyi fransızca konuşmaktadır. Pa - ris ve Fransayı gördüğünden do beslediği yüksek hissiyatı bildirme sini rica etmiştir. ferans, dün kahve istihsal eden 13 $ devlet mümessilinden teşekkül e - den tâli bir komisyon yapmıştır. ve istihsalâtının müşlereken tanzi- mi için bir teklif yapmaktır. Fa - | kat dünkü müzakereler bir anlaş - ma olacağını tahmin ettirecek şe “Asri bir şehnamenin mevzuu | kilde < i dağ 14 temmuz milli bayramı müni betile geçit resmi yapan askerlerin intizamına hayran olduğunu söyle- miştir, i M. Ruzveltin oğlu Londrada 15 gün kadar kalacak sonra, Frar saya dönerek İspanya yolu ile merikaya gidecektir. A M. Lebrön, M. Ruzveltin oğlu- na Amerika cümhur reisine karşı & —— Kahve memleketleri LONDRA, 18 (A. A.) — Kon- | Bu tali komisyonun gayesi kah- X Ğ