: YAKIT ın Tefrikası : 52 ri MM... ni eşinin mektubu Kâzım Ce- <9 aklını fikrini altüst etti, Müfit Kerime < Hanımı cakmış! buki Cemil sorduğu zaman: biraz tanırım demiş Haji — i aden Hasan Sıtkı Beyin itha- l 4 Matırma geldi. Hasan Sıtkı Bey , lüt, karısını öldürmekle it- e ediyordu. Köz Cemil şaşalamıştı. Penn imkânı var mıydı? Böy- birer olabilir miydi? Hasan hş, Bey, bir şey söylemiyor, iza - kiş Yermiyordu. Bir masumun tev- *dildiğini bildiği halde, neden a kurtarmak istemiyordu? lümantiğin yanında da, Müfi - 5 Nahidenin vekili olduğunu iği zaman, Hasan Sıtkı Be- asıl diş gıcırdattığı gözleri - önüne geldi... it bu derece ahlâksız mıy - age staş tin LU pe, bu müteheyyiç haleti ruhi - fi “ile yazıhanesine geldi. Yerine lu, tekrar cebinden Refikanın taburu çıkarıp okumuya baş - © 4 , Mektubu bitireceği serada, içe - Müfit girdi.. Her zamanki gibi şık ve zarifti. , Dudakların ucunda tatlı tebes - şü vardı. Yakasına bir çiçek i - Cemil Kâzımın çatık çehresini Börünce bir kahkaha attı: — Gene ne var?.. Ne oldun?.. Cömil Kâsım “evop vermedi, e mektubu uzattı; Al da oku. A Vay vay vay... Bu ne hiddet? ne şiddet? Cemil Kâzım tekrar etti: en da oku. üfit mektubu aldı, “ara dedi ki: kp, Bu mektup hususi bir mek - diğe diye okuyayım —vay,c a“ uu bunu senden ümit etmez” bir kadın mektubu... Cemil Kâzum hiddetli hiddetli Muz silktiz >> Kardeşimden geldi. Bu mektubu 33 numaralı ko - lan yazıyor. > Orada ne işi var? o. Bk ediyor. aj Ya!.. Yeni haber!.. Geçen Müstantiğin yanındaki gördü- imiz hastabakıcı demek kızkar- n N , göz attı > Evet, >> Neden söylemedin?.. Güzel *evimli kız. “xj Şimdi bu lâfları bırak ta oku. Male ama, acaba kızkardeşin tap bunu okuduğuma razı mı « agzi Kâzım daha şiddetli hay» | — Oku diyorum sana! mir başka bir şey söylemedi, Mage başımdan sonuna kadar ty © Bir şey söylemedi, şaşmış ünmedi. Hattâ yüzü bile Ne Mektubu Cemil Kâzıma iade sonra, soğuk kanlı - â Re e W Görüyorsun ya ne diyor. | MU Evet, Hasan Sıtkı Beyin de ği görüyorum. Hasan Sıtkı Beye hastabakı > | 3 MAYIS GECESİ.. — Doğru mu? — Eğer senin için ayni şeyi söy leseydi ne kadar doğru olursa, be- nim için söyledikleri de o kadar İ doğru. — Karısını kaçırmak sin, doğru mu? — Bunu ciddi mi soruyorsun? — Hem çok ciddi soruyorum. Mecburum. Hasan Sıtkı Bey, karı- sının katili olduğunu ispat edece - istemiş - ne emin olmasaydı, bu sözü şahit huzurunda söylemezdi. Bunu üç kişinin yanında söylemiş. — Cemil Kâzım, kardeşim, üs - tın... Ben sana rica (oetmiştim?.. - Kardeşinin Hasan Sıtkı Beyin ya- nında oynadığı rolü bilmiyorum, rol değildir.. Sana da şeref ver - MEZ. — Kardeşim hakkında fikir be yan ettiğini istemiyorum. — Ama o benim hakkımda fik- rini söylemekten çekinmiyor. — Sana kisa bir sual sordum, kısa cevap istedim. — Ya!.. Sahi mi! — Henüz cevap vermedin. Ce - vap verecek misin? — Bakalım. — Ne bakacaksın? — Suali soruşuna bakacağım. — Kâfi, Cevap vermediğinin cezasmı çekersin. — Tehdit mi? Kâzım, ben seni budala zannetmezdim. — Bir şey daha soracağım, — Sor. -— Buna cevap verecek misin? — Sor bakalım, düşünürüz. — Neriman Hanım dün Nahi - | deyi ziyaret etmiş. — Ya, öyle mi? — Neden gitti? — Neriman Hanımın nerede o » turduğunu biliyorsun. Bilmiyor - san sana adresini vereyim. Bunu gidip ona sor. “ (Devamı var) ölenler, yara- lananlar Suriye — Türkiye hudu- dunda kaçakçılık Antakya: Suriye - Türkiye hu - dudu işleri müdüriyetinin neşretti İ ği istatistiğe nazaran geçen ayın lilk haftası ozarfgında hudut - ta kırk dört kaçakçılık hâdi - sesi olmuş, hudut karakollariy- le kaçakçılar arasında kanlı mü -|. sademeler cereyan etmiş, iki kişi ölmüş, 9 kişi yaralanmış, 29 kişi de yakalanmıştır. Bu kaçakçıla - rın üzerinde 129 kilo kumaş; 890 kilo tütün ve sigara kâğıdı bulun- muş ve 53 hayvan muhtelif eşya- lar yüklü olduğu halde hayvanlar- la birlikte müsadere edilmiştir. dal b Bir vapur gezintisi Cümhuriyet Halk Fırkası A - lemdar nahiyesi Otarafmdan 14 temmuz cuma günü Beykozda bir vapur gezintisi yapılacaktır. Tenezzühte Halk Fırkasının ileri gelenleri hazır bulunacak Ve samimi surette eğlenilecektir. $ 23 Temmuz hayramı günü Hi- mayei Etfal Cemiyeti Eminönü kazası tarafından Yalovaya bir vapur gezintisi hazırlanmıştır. ğini söylüyor. Eğer ispat edeceği- | tüne vazife olmıyan şeylere karış- | bilmek te istemiyörum. Fakat her | halde bu rol, ona şeref verecek bir | Dilimiz Muhtelif mektep mual- limlerinin buldukları karşılıklar 77 inci liste Millet, Milliyet: Budun — Minnet: Eyi- lk, Başavurmak Kakın; olmak —Mntaka; Bölük bölük yer — Misaks Bası, wd — Mualid: Karşılık — Muaf: Bağışlanmış — Munmele: Iş — Musmat Bilmece, yanultara- en — Mukadderat Baş yasını — Mülk: Vi- | ke, İstanbul 25 inci mektep: Millet, Milliyet : Buğun — Minnet: Ba- sn kakmak — Mmtakn: Kayadılı, çevrili — Misak: Bağlantı, Söz verimi — Mandili: Bem- zer — Manf: Solmmış, Koyverilmiş — Me- ninele: İş yapınık — Munnma: Kapak, An- Maşılmaz — Müusir; Yaşıt — Mucize; Us al- mıyun — Mukadderat: Alın yazısı — Mkad- der Arınmış — Mukavva; Katı kağıt — Mülk: Benimsenme — Biikiyet: Benimsen- mek, İstanbul 20 inci mektep: dülliyet: Budun — Dinmez Mmtaka: Çevre, Bölük bölük — Misake Ani Muadil; Karşılık — Muaf: Bağışlanmış Müsmele; Alış veriş — Mucize: Us almıyan | Mukadderat: Alm yazısı — Mukavva: Ka - | in kâğıt — Mülk, Mülküyet; Ölke 78 inci liste İstanbul 4 üncü mektep: Minnet; Buşa kakma — Muadil: Bir tutma — Munmele birbirine Ayi iş işletme İ Muama: Bilmece, Yanıltına — Mülk; Kendi malı olan yer, İstanbul 9 uncu mektep: Minnet: İyiliği başa kakma — Mintakaz irk — Çevre — Misakı Ant — Mundil: Beraber — Muaf: Vaz geçme — Muamele: İş görme — Munmma: Bilmece — Mucize: o Görülmemiş eyler — Mukadderat: Alım yazısı — Mukad- Mülkiyet: Ev bark, 79 uncu liste İstanbul 48 inci mektep: Mü Yurtçu Minet: Kakış — Mın taka: Çevre — Misak: Ant — Muadil: Beru ber — Muaf: Geçilmiş — Muamele: Kullan: ma, Tutma — Muamma: Bilmece — Bincisei İ şaşılarıık gey — Mukadörratı Alın yuz — Bukavvat Kalın küğrt — Milikiyet: Kendi - nl olmak. 80 inci liste İstanbul . . . . mektep: Yafsll; Uzatma, Arulama — Tefennln: Türlü — Teftiş: yoklama, Araştırmı — Tef- viz — Bırakmak — Tekayyüt — Uyumık bi- lünmeak — Tekeli: Ağırlık — 'Tekemmül: Olgun — Tekevvün: Yaratma — "Teklif: Göz açma — Tekzip: Yalandırmak — Teli — Ödemek — Telbkki: Anlayış — Telin: Göz“ den düşme, İstanbul 4 üncü mektep: Tafsll; Uzunca Anlatma — Tefennün; ok bilet — Teftiş: Sorup araştırma — 'Tef- viz — Ismarlama — Tekeilif: Gösterme — Tekemmiii: Eksik olmamak —— 'Tekevyilm: | Var olmak — Teklif: Önüne sürme — Tek rar: İki kepe yapına — Telâr; Karşı gelme Telhkki? Görüş. İstanbul 48 inci mektep: Tafsll; Açık — Tefennün: Bilgi — Tef tiş: Gözetme — Tefviz: Ianarlama — Tekay“ Yü: İş edinme — Tekevyün Var olma — Teklif İş istemek — Tekrar; #ki defa —Tek- zip: Yalan Demek — Telafi: Ödemek — Te lâkki Düşünüş, Tafsil; İdinmek — Tefennün: Öğrenec Bilme — Teftişi Araştırma — Tefyis: Üy rine verilme — Tekâyyüt: Maşlmma, Uğraş ma — Tekellüf: Özenme, Gösterme — Te * des; Üstünlük — Mukavva: Kalın Kâğrt — VAKIT 8 Temmuz 1933 —— p Kapalı Hudutları G5 geçmiş ona ne lağımın dibinde patlaması beni sıçrattı.. Ayni zamanda Aslakın: — Durma... Ateş et.. Dalgınlık sırası değil. Diye homurdandığını hissettim. Hissettim, diyorum. Çünkü âsâ- bım o kadar gergindi ki, duymak hassama bir nevi atalet gel mişti.. Hemen dizimdeki tüfeği omuzladım.. İlk kurşunun atılma- sı ile beraber ayı, hidetli bir ho-! murdanma ile durakladı.. Sonra ön ayaklarını yere bastı ve ileri doğru bir hareket yaptı. Bu ân da ikinci defa tüfek patladı.. Ben de kabil olduğu kadar itidalle İ hayvanın gözüne nişan alarak a- teş ettim.. Kurşunlar isabet et - mişti. Hayvan acı bir böğürtü çr- kardı ve ayakları ile yeri kazma- ğa başladı. Bu sefer dikkat ede- bildim.. Hayvanın bir gözünden ve burnundan kan akıyordu. La- ponyalı üçüncü bir kurşun attı. Bu | kurşun, debelenen hayvanı hare - ketsiz bıraktı. O vakit Aslak tü-| | feğini bir elinde tuttuğu halde diz- ginlere sarıldı. Şiddetle çekti. Renler, gemi azıya almış gibi bir süratle koşmağa başladılar. O ka- dar âni ve şiddetle hareket etmiş- lerdi ki az kalsın kızaktan yuvar- lanacaktım.. Şimdi beyaz aymın lâşesini çok gerimizde bırakmış, uçarcasına bir süratle yol alıyorduk. Aslak bu cehennemi sürati yarım saat ka dar devam etirdi. Artık ağaçlar seyreklemişti.. Kutup çölü göz ö- nünde gönül yorucu ve yürek ezi- i ci manzarâsiyle uzanıp gidiyordu. Ormandan tamamen çıktığımız zaman Laponyalı troykaya şarka doğru yol verdi. Üç saat sonra Norveç Finlandiya hududunda bir i köye vardık. Laponyalı troyka - yı durdudu.. Burası bir: Lâpan köyü olacaktı. Köyün en mutena binası olanii “turb,, den yapılmış bir izbeye girdik. Aslak Lapon lisanı ile bir şeyler anlatmış, mu- kabilinde bir takım cevaplar al - mıştı. Aslakla görüşen köylüler hep birden dışarı fırladılar. Az sonra bir sürü Lâponyalının garip bir şarkı çağırarak köyden uzak- laştığını gördük. Aslak dedi ki: — Vurduğumuz beyaz ayıyı ak mağa. gidiyorlar. Laponların fok yağı ile yapıl mış çorbasının kokusu bile gönlü- mü bulandırıyordu. Aslak troy - kada bulunan bir kutu konserve açtı. Konserveyi peksemetle yi - yerek karın doyurdum. Ve yere! kemmaül: Olgunluk — Tekeyştin: Varsima — Teklir: Yükletme — Tekzip: Doğrultma, Yan- | lş çıkarma — Telâfi: Yerine getirme — Tekrar: Mir daha — Aojğkii: Alma, Düşün me — Telin: İlençileme, Kurglama, ——————.— Bursadaki kalp para Bursada kalp para bulunduğunu | I yazmıştık. Bu paralar muayene için İstanbul darpanesine gönde- rilecektir. Evelce kalp olarak 25 kuruşluk- lar bulunmuştu. Fakat (o bunların muayenesinde kalp olmadıkları kimyevi maddelere düştüklerin - de şekillerini değiştirdikleri anla- şılmıştır. Bu sebepten (Bursada bulunan kalp paralar da sıkı su - rette muayene edilecektir. yaydıkları bir kurt postu üzerin - de korkulu rüyalar dolu bir uyku- ya daldım. Tam dalacağım sira- da beyaz ayının ağır pencesini| göğsümde duyar gibi oluyor, ye- rimden siçrıyordum.. Nihayet yor- gunluk galebe çaldı, derin bir uy- ku içinde heyecanlı vakayı unut - tum.. . * Uyandığım zaman güneş yük- selmişti, saat yediyi bulmuştu.. AAslak bana iyi bir çay hazırlatmış- tı... Çayın içine biraz konyak! koyarak içtim, böylece sefere de- | vam için vücudümü hazırlamış 6- Tuyordum. Aslak renleri timar et- lığımıza yardım edecek... o kadar seviniyordum ki kabil ol | | sa beni o kadar korkutan beyaz a- | yaya, bilmeden yaptığı iyilik için, minnettarlığımı bile dim... kata başlamıştır. daki motorin yağ sarfiyatını kontenjandaki miktarı karşılaştı racak bundan sonra lâzım faaliyette bulunacaktır. dür muavini Ebnülhayır B. t edilerek yerine Nurettin B, terfie n tayin edilmiş ve Nurettin r yerine de Kız Muallim mezunlarından Remziye tayin edilmiştir. Remziye Ha: ilk kadm kütüphane memuru Müddeiumumi Kenan B İstanbula dönecektir. dilecek yeni tesisat için bütçey 30 bin lira konmuştur, AŞANLAR Aslak:“Yüzü sarılı adam dün buradan yapıp yaparak yetişeceğiz...,, dedi eledi Tam bu sırada bir tüfeğin ku- | ketten evvel bana dedi ki: — Dün yüzü sarılı adam bura» dan geçerek Finlandiya hududu- nu aşmıştır, komünist hareketlerini canlandır. mak için uğraşan ve buradan beş verst mesafede bir köyde oturan bir “Lap,, la uzun uzun görüşmüş. | Buranın ahalisi esasen komüniz- me taraftar olduklarından böyle şeyleri haber vermezler.. Fakat beyaz ayının vurulduğu yeri söy- | lediğimiz için bize karşı büyük | bir teveccüh duydular ve kendile- rinden bu kadar malümat alabil- dim.. ! Şimidi şey, yüzü sarılı adamı yaparak yakalamaktır. tişmek için son gayreti gösterece- giz.. Kendisi bu civarda bizim yapacağımız ne yapıp Ona ye - i Arkadaşım bu tafsilâtı verdik- | ten sonra kızağa atladık. Aslak bir renleri sürüyordu. nüyordum: Demek ki beyaz ayr ya tesadüf ederek onu öldürmek- mırıldanarak Ben de düşü- Lapon havası iğimiz, yüzü sarılı adamı bulmak» || Buna ızhar eder- (Devamı var) < KISA HABERLER > Motorin yağı fiyatı İstanbuldaki motorin yağı fia- tmın artmasını kontenjana konu - lan rakamın azlığında bulanlar ol- duğunu yazmıştık. p 1 Ticaret odası bu busüsiğ bal ci Oda bul a İstanbul - Atina ve Pirede i Atina ve Piredeki * ticaret mü » messilliği Iktısat Vekâletine müra caat ederek İzmirde daimi surette bir Yunan emtea sergisi açılmı ; Yunan ticaret odalarmın iste rini bildirmiştir. : Bayzit kütüpanesi müdüj ü bee Bayazıt Milli Kütüphane mü Tedavi için Yalovaya lan İstanbul müddeiumumisi Ke « j nan Bey iyileşmiştir. Kenan Bey birkaç güne kadı Rasathaneye ilâve | ş TD i Kandilli rasathanesine ilâve e « os : Bu para geldiğinden rasat de yeni tesisata başlanmıştır. ti Kâzım Esat Bey Diş tabipleri Cemiyeti muallim Kâzrm Esat Bey Vekâlet- ten vaki davet üzerine dün miş, troykayı hazırlamıştı. Hare- | Ankaraya gitmiştir,