| VAKIT'ın Tefrikası :57 Güğ um Sözü” Ret A A A a nina n! 0 İİ ima eğit Kâzım bir şeyin farkında ! parak yaralamıştır. Şoför yakalan di, i nenem enses ana ese 3 MAYIS GECESİ.. “ z ,. — Benim anlıyacağım, onun| Yabancı da beni buradan çıkara -İ ak öyle mi?, “— Hayır efendim, Vildan ha- Sim bu fikirde değil. Sizi konak - çıkarmak istemiyor. Sade, ko-| ağın bedelini istiyor. Konağı sa- alınız. “— Yal. O hanıma söyle, ce- Üsmeme kadar yolu var.. Sen de Htunla beraber defol!... Metelik Sile vermemi Bana döndü: — Refika hanım, zili çalar mr Mız?, “Ben, ne olacak diye biraz bek- | Sin aldığım, onun için döşediğim | dar olmuyordu. Alâkası bam baş- vu &vi, bir yabancıya veriyor ve o| ka türlü idi. im. Hasan Sıktı bey Safi Beye: | “— Uşağımı çağrıyorum, sizi 1 dışarı edecek, defolup gide - â in... Sen de, arkadaşm da, de- “Safi mukabele etti: “ — Uşaklarınız bize el bile sü- ler. Furası sizin değil, bizim İmiz!, “Hasan Sıtkı Bey kalkacak, 2 damların üzerine atılacak sandım. Ülimi omuzuna dayadım. “Taşını kaldırdı: “.— Korkma, dedi, kımılda - Mm. Bu adamlar hem hırsız, hem edepsiz hırsız.. Bu vasiyetna * Me de sahtedir. Her halde mahke- Meye müracaat edeceğim. Orada muzu paylaşırız. “Biri dedi ki: “.. Hakkmızda hakaret davası tçacağım... Şahit huzurunda küf- © “— Yat... Öyleyse dinle. “Ve ağzını açıp gözünü yum - it; adamlara etmediği küfür kal- Madi, Ağzından çıkanları sana Barada tekrar edemem. ! gördü; i de Müfitle Nahide ile bir vekil gibi alâka- Nahideyi ne zaman görse çar - pıntısı tutuyurdu. Ama zanediyor | du ki, bu heyecanı uyandıran ki- | zm biçare halidir. Kâzım hassas bir adamdı. Çabık acırdı. Mer - hametin insanı pek çabık aşka gö- türeceğini kavramıyordu. Nahide ona, Nerimanın geldiği» ! ni söyledi. Kızım harfi harfine anlattıkları Küzım Cemili gene heyecanlandır- dı.. Nahide masum hali, ona gü - venişi, Cemili, genç kıza bağlamış tı... Nerimanın suallerine pek şaştı. Ne diye Nahideye, mavi eşarplı kadmı tanıyıp tanımıyacağını sor- muştu!, Buna neden lüzum gör - müştü? Fakat hayreti, Safa Beyin itha- mını duyunca bütün bütün arttı . Demek Safa Bey, karısını, keri-; me hanımı öldürmekle itham et- mişti! İnsan birini boş ve yok yere it «! ham etmez. Demek Safa Bey bir şeyden şüphelenmişti. İnsan karısını itham etmek için, şüphesini kavi delillere istinat et- tirmesi lâzımdı., Şu halde?... Cemil Kâzım, birgün yolda güzel kadının katil ola- bileceğine ihtimal vermemekle be- raber, oiz üzerinde yürümeğe karar verdi, Esasen Nahide de, masum olduğunu temin ediyordu Mavi eşarplı kadm o değildi. İ Fakat Cemil Kâzmm zihnin! Nerimanın | Neriman isimleri bi- “ği Bu aralık Safi Bey not alıyor- | Hikirind İiişyoldü. Hasan Sıtkı bey güldü: “— Eğer yetişemiyorsan yavaş “yliyeyim, belki hepsini yaza - muışsındır?. “Ve haykırdı: “— Haydi, artık defolun?.. “Kalkıp gittiler. Ben, hasta - daha ziyade hastalanacağını imi Ne münasebet!.. Bütün hai iyileşti, sükün geldi. Küfür- rahat etmişti. Ka, Benimle uzun uzun konuşlu. i dıtlar arattı, elmaslar getirtti.. i gerdanlık harikulâde bir şey. he e şeyler nakleti, ki asla mıyorum.. Sana bunları bir iç hanlatırım.. Vaktim yok, Mek- bu Postaya veriyorum. “Gözlerinden öperim. Refika,, agi Tamiş — Hasan Sıtkı Bey is - ye kadar söylesin. Ben, Müfit katil olduğuna inanamıyo - pa, Kerime Hanım da tuhaf bir | tnmış, dinç İİ ei Kanlı mendil “ine Bir “İN gitti. ahide ile görüşmüştü. Esa- gün Nahideyi gidip görü - gitmiyordu artık.. ii Son zamanlarda Mufidin takın- dığı garip, lâkayt r saiü- shr shrv | de kuvvetli şüpheler uyandırmağı | başlamıştı. o Bu şüphe ile içini | hiddet bürüyordu. Müfitten, Nerimanla Ayşenin sıkı fıkı dost olduğunu duymuş * tu, biliyordu. (Devamı var) ğ “Polis iüberleri Döviz kaçakçılığı Sirkeci ekspres treninin şefi M. Dömafisin üzerinde 30 bin frank döviz bulunduğunu ve Üzerinde mühim miktarda döviz kaçırmak istiyen bir baş rahibe yakalandı - ğını yazmıştık. Dövizleri müsadere edilen bu iki kaçakçı cümhuriyet müddei» ! umumiliğine verilecektir, $ Fatihte Atlamataşı caddesinde 14 numaralı Ahmedin kahvesin «| de kumar oynanmakta olduğu ha- e ne ise, eger mektubum $-) ber alınmış, #ivisn aramada Ken Yararsa ne mutlu bana.,, | ber, Kemal Ah, :«* ve ka'veci Ah- İ met yakalanmışlardır. $ Karagümrükte, Çarşamba isti- kametinden gelen 1339 numaralı o ay Kâzim, kardeşinin mek- tomobil, Kasımpaşada oturan 70 okuduktan sonra yazıhane. | yaşında Osman efendiye çarparak yaralamıştır. Şoför yakalanmış - gün evvel tevkifhaneye git | tır. $ Bakırköyünde 2534 numaralı Bakırköyünde 2534 numaralı Genç kızm hayali gözle -| şoför Yaşarın idaresindeki otomo- bil Nazmi isminde bir çocuğa çar- mıştır. İ sun; Dent, tartılmış . . . Dilimiz Muhtelif mektep mual- limlerinin buldukları karşılıklar 76 üncü liste 9 uncu mektep : İakalâp değişiklik — İniküs: mek — İntim: Ez birakma — İntihar: Kem Toplan » dini öldürmek — İntikam: Öç almak — İn | tisapı Bağlanmak — İntişar: Yaymak — İn- zibat: Tutmak — İnsiva: Yalnızlık, köşe , Teşebbüs: İş totmak — Tegei: Yiğitlik — Teşetim: Uğursuzluk — Teşhir: Göstermek — Teşhisi Tanımak, Teşrit $ Ünlemek — Teşrih: Açmak, parçalamak — Teşvik: Alıştırmak, istek verme — Teswir 5 Yalın — Tezyif: Aşağılamak, Çürütme, ayırt etmek — 48 inci metkep: İnhisar: İçine uinn — İnkılâp: Yenilik , değişiklik — İnikat: Bağlanma, kurulun — İntiba: Basılma, iz bırakman — İntihar: Kendini öldürme — İntikam: Öç alma, ser gikarma — İntirap: Girme — İntişar: Yayıl- mn, dağına, üreme — İnzibat; Düzenlik — Diriva: Karışmama, çekilme » 10 uncu mektep: İnkılâp: Değişiklik — İnikat: Toplanma , İntita: Daygu — İntihap: Beğenmek — İn- #ikam Hınç alma — İntisap: o Bağlanma — İntişar: Diyari çıkma — Inzibat; Düzenlik — İnriva; Közeye önlerine, 33 üncü mektep: Memleket: Ülke — Memnuniyet; Mr Mevsim: Yıl bölümleri — Mevsuk: İnandır , doğru, sağlam — Mevzu: Konulmuş — Mev. - Meydan, Alan, açık yer — Meyva: eYmiş — Mide: Yemek tor - bası, kurak — Miktar: Azlık, çokluk yan: Ölçü — Mizac: Yaradılış — Mizah: A - lay eğlendirici, güledüren, 28 inci mektep: Memleket Ülkü, yurt —“Memaulyet: Ya- sak — Mevsim: yal bölümü — Mevsnk ; Doğ- ru, sağlam — Mevzu: Kanulmuş — Mevzun; Ölçülü, uygun, biçimli — Meydan: Düzlük — Meyva; Yemiş — Mide: Kursak, karın — Miktar: Parça — Mikyas; Ölçü — Mimar ; Öleücü — Mizaç: aYrndılış — Miyah; Sular, 4 üncü mektep: Memleket; Diyar — Memnuniyet: Sevinc. Bevsln; Sene bölümü — Mevzu: Meydan: Açıklık — Miktar : aPrca — Mi mar; Ev yapmasın bilen — DMizaç; Gidiş — Mizah: Güzer söylemek Konuş — 9 uncu mektep: Memleket; Ülke — Memnuniyet Sevinç Dersim: Yı bölümü — Mevsuk; Gerçek — Mevru: Konulmaş — Mevzun; Ölçülü, tartılı, Meydan; Orta — Meyva; Yemiş — Mide $ Kursak — Miktar: Ölçü — Mimar: Yapıcı - Mizaç: Huy — Mizah: Şaka, 48 inci mektep: Memleket; Ülke — Memnuniyet Sevinç . Mevsim: Yıl bölümü — Movsuk: İnanan — Mevra: Konulmuş, UYĞNMA, düzme — Mev- Tartılı, oygun, düzgün — Meydan 3 Ağiklık, düz yer, art, çağ — Meyva: Yemiş. Mide: Kurmak — Miktar Bötiç, biraz — Mik- yas; Ölçü — Mimar! aYpıcı — Mizae: Ya « radılış — Mizah: Şalen, eğlenen, 28 inci mektep: Teğallip; Üstünlük — Takyit: Bağla - mak — “Telif; Sevindirme — Tamam: Ek - siksiz, noksansız — Tavir: Karşılık — Ta - yip: Utandırmak — Tefavüt; Değişiklik — Teferrâç; Gezinti — Teerrit Teduik — Tefrika: Ayrı a7, karşılık — Tefrit Yük « seltme — Tefsir: Açma — Tokat: Oturma, dinlenme — Tezat: Aykırı , 25 inci mektep: Tegallöp: Kendi başma buyuruk — Tuk - yit; ağlama — Tali: Gönük alma — Ta - mam: Bütün — Taviz; Önceden © verme — Tayip; Utandırını — Tefavüt: Ayırt olmak. Teferriç : Gezinli — Teferrüt; Tekleşmek. Tetrika: Ayrılık — Tefrit; Azaltmak — Tef- sir; Özünü ayırmak — 'Tekgüti İşten çeki. mek — Tezat: Aykırı olmak » 4 üncü mektep: — Mik | 5 Ge Yol fevkalâde arızalı idi. Troy- ka (kızak) yı çeken iki ren olduk- ça sür'atle yol aldıklarından ban - İ ketin üzerinde durmadan zıplıyor- ! duk, Kemiklerim acımıya başla * mıştı. Laponyalı bu zıplayışı asla aldırmıyor. Gayet tabii bir hare - ketle yerinde hopluyor. Hayvan - ları idarede asla müşkülât çekmi * yordu. Eğer ben onun yerinde olsam mütemadi bir çarleston oynıyan bu arabayı dünyada sevkedemezdim. Bir sıra oldukça sik bir şimal çamlığı ormanına yaklaştık. Aslak bana burasını işaret ederek dedi ki: — Şimdi ayılar ormanına giri - yoruz. Sordum: — Burada beyaz ayı bulun mu? — Pek nadir görülür esas itiba- rile beyaz avılar kutba daha yakm mıntakalarda ve buzlar arasında yaşarlar, Maamafih bazan burala- ra kadar indikleri olur. İçimi endişe kaplamıştı. Kutup | civarında bir kaç beyaz ayıya te - sadüf etmekle Hint Jönglünde bir sürii kaplanı” mis; frliğin: uğra - mak arasında humecu hemen fark yoktur. Beyaz ayı gerek cesameti, gerek kuvveti, gerek derisine ko - lay kurşun işlememesi cibetlerin - den en tehlikeli hayvanlardan bi - ridir. Şimdi troyka, ormanlığın ilk ağaçları hizasına varmış Norveç — Finlandiya hududunun bir iki “verst,, mesafesinde ormanı kate- derek uzanan yola girmişti. İki ta- le canlanmış, yeşil yaprakları şefaf da etmişti. Bu sırada güneş $ua veriyordu.Ağaçların eteklerin- de garip böceklerin dolaştığı gö - rülüyordu. çalarak geçen bir kuşun çizdiği kavis müşahede ediliyordu. İki taraflı ağaçlık yolda oldukça ilerlemiştik. Birdenbire renler ya - vaşladılar . | Kulakları (o endişelendiklerini gösterir bir surette dikildi. İlerle - İ meden çekindikleri anlaşılıyordu . i Aslak hayvanların bu ürkek halini İ görmüştü. Bir eli ile hayvanların İ dizginlerini idare ederken diğeri i- le yanında uzanmış duran tüfeği / aldı ve tüfeğin yanında duran ikin İ ci bir tüfeği bana işaret ederek: — İhtiyat lâzım. Nişan almak bilirsiniz değil mi? tam Dedi. Doğrusunu söylemek lâ - | zım gelirse uzun müddet nişan ta- limi ayapmış değilim, Herkes gibi büyük bir hedefe kurşun tuttura - bilirim .Fakat benden Trilö avcı - sının ve Hintli sipahinin meha - retini beklemek zait olur, Maama- fih Laponyalının sözünü bir daha tekrar ettirmeden tüfeği aldım. Güzel bir filinta hemen şarjörünü i yerleştirdim. Aslak'ın tüfeği evvel den dolu olacak ki buna lüzum gör medi. O garip garip sesler çrkara- rafta çamlar kutup yazının tesiriy- | hava içinde güze! bir revnak pey - | Havada arasıra ıslık | — VAKIT 7 Temmuz 1933 sum Kapalı Hudutları AŞANLAR —İ ve kafasını iki tarafa sallamıya başladı | Ilardı. Nihayet birdenbire durdular ve oldukları yerde direndiler, O va kit tüylerimi ürperten ve saçlarımı | dim dik eden bir manzara gördüm. | Bizden otuz adım mesafedeki iri İ iki çam arasından beyaz ve koca - j man bir cisim yavaş yavaş çıktı, | Bu bir beyaz ayı idi. Çıkınca dur- du. Başını bize çevirdi. O cesame « tine göre küçücük görünen gözler- ile bize baktı. Ben tüfeğime sarıl - mıştım. Aslak'ın ne yaptığını gör * müyordum bile. Yalnız: — Telâş istemez. Ben söyleme - den ateş etmeyiniz. Sonra güç kur- tularuz. Dediğini duydum. Vücüdüm gay 1i ihtiyari titriyordu, Esasen ateş etmek istesem hedefe isabet etti » remiyeceğim muhakkatı. Gözleri « mi menhus hayvana dikmiş, Man - yetize olmuş gibi onu seyrediyor » dum. Ayı bize dikkatle baktı. Sonra den mükemel surette parçalıyarak yiyeceğine emin olduğu iki hay - vanla iki adama cilve yapıyormuş gibi kafasını iki tarafa yavaş ya - vaş sallıyarak selâm verdi. : (Devamı rar) “Altın Esasından ayrılmı- yan memleketler Paris, 6 (A,A.) — Gelecek cu a martesi günü Pariste Fransız ban: | kası umum müdürü M. Moret'in reisliği alında © (altın esasından | | ayrılmıyan memlektler) adlı bir konferans açılacaktır . ; Bu konferansa Belçika, Fele » menk, İsviçre, İtalya ve Lehistan | emisyon bankalarının müdürleri iştirak edeceklerdir . karşısında alınan vaziyetlerden do ğan vaziyet hakkında tetkikler yas pılacaktır, K mat almak maksadiyle yapılmış | bir toplantıdan ibaret olacaktır . Çünkü mürahhaslar hükümetlerini her hangi bir taahhüt altına soka « | cak bir karar alacak değildirler. Bu konferansta başlıyacak ko « nuşmalara yakında Bale şehrinde | devam edilecektir . gi “ M. Litvinof'un Paris se- yahati hakkında Paris, 6 (A.A.) — Havas ajan- sı bildiriyor: Paris — Midi gaze » tesi M. Litvinofun Parisi ziyare « tinin büyük ehemmiyetine işaret ederek diyor ki: 2 “M. Çiçerindenberi ilk defa - İdır ki, birinci sınıf mevkii olan ! bir Sovyet devlet adamı Fransa « dan geçmektedir. Tevfik Rüştü Beyin ziyaretinden ve mütecayizin tarifi hakkındaki O mukavelelerin imzasından birkaç gün sonra bi bulan bu ziyaret hususi bir mana Tegallüp: Çalışma — Taviz; Meğiştirmek, | TAK renleri teskine çalışıyordu. Tü | iktisap etm-ktedir. Almanya mü Tetavit: Geçme — Teterriç; Hoş gerinti — | fek dizlerinin üzerinde 'di. Renler | tecaviz siyasetiyle en kuvvetli iki Tetrika; Aytılık — eTirik: Ayırma — Tev | Laponların olanca teşvikine rağ - | müzahirini kaybetmiştir: Türk men bir türlü yürümek istemiyor - | Sovyet Rusyası.. sir; Açmu — Tekadi ; İylen çırak olma. iki ayağı üzerine dineldi. Şimdi - Bu konferansta istikrar meselesi “a Bu konferans, karşılıklı malü « l İri hayvan art ayakları üstüne dineldi.