——7 vd n — Wada gençliğin 'adehberi görülen farklar mühimdir öldün memleketleri içinde en lerin hüküm sürdüğü alyadır. Son günlerde ziyaret eden bir ingiliz iri İtalyada gördükleri * yorken şunları da söylü - dın temi punda meşhuf kin ölolini ihtiyarları © çıkarıp dömü Riükümet daireleri gençler- uyandıfNazırların hepsi genç. Ha I ve jeneral OBalbao kadar fkârı giki, bizzat kendisi, Şika - mücadelecek ve dönecek olan ilosunu idare edecektir. ım Londra sefiri ve sa - 76 seneitiye nazırı Sinyor Grandi r fabriliz yaşındadır. olmasıfanın belediyelerini idare ine in hepsi de genç. Kapri ları: o 4 belediye reisi henüz tah - ım son #da bir genç. Fakat bu! sifeleri İediye reisi, Kapri şehrini rerek gpaşa değiştirmiş. #t fırkasmın umumi kâtibi ön dolkirk üç yaşında bir genç * müdafafanın Vaşington sefiri Ros- mek, telyedi yaşındadır. yoldanblininin kendisi 49 yaşın - srine ti .lman deleye e fırk: mıya İçreye lerin iş başma geçmeleri: | ilik, tembellik, kırtasiye ! ları birdenbire parça - memleket bütün köhne i - an kurtulmuştur. İtalya atelet gençlerin | ığında ketidir. Gençlerin hepsi güç dü. Byiyetli! Her şehir ve ber hatip “gençlerin alnı yüksek ve lar yapi hayatı, faaliyeti her yer - ediyor du. Kuğyada hâkim olan gençler âşıdığı , umumi bina, mimari nmiyof, zirai imarlar ve saireyle iş buluyor. İtalyanın ara” | — —— —— dar mevkiini gençlere -—rakan bir memleket iş başına geldiğin- | i kudreti, mukavemetsuz 37 yaşındaki ai nazırı İtalyada her genç istediği mes- leğe intisap edebilmekte ve kabi - liyetinin müsaadesi (derecesinde ilerlemektedir. Bütün İtalyada bu- bir tek dilenci yoktur. Halbuki es- kiden İtalya ordu, ordu dilenciler Ve doluydu. Romada yapılan yeni Horum - da genç heykeltraşlar ve sanat - kârlar cayrr cayır çalışıyorlar. Ho rumun etrafında, yeni İtalyanm her vilâyetinden genç (taletlerini gösteren beyaz heykeller görünü - yor. Heykellerin her birinde genç- liğin bütün kudreti göze çarpıyor: Her sanat ve mimari eserinde gençlik enerjisi ve dinamik kuv - veti tecelli ediyor. Milanın demir - yolu istasyonuna, Avrupanın baş- ka şehrinde eş olacak bir bina yoktur. Roma, adeta yeniden doğmuş gibidir. Elhasıl bütün O İtalyada gençlik ateşi, gençliğin yaratıcı faaliyeti ile karşılaşıyorsunuz. Dolar düşüyor 4 manyada | *, iş > “enecek genç t me nlara yardım... öyle 0 lardan açılan işlere! zi işsizler yerleşiyor ya hükümeti, iş hayatm- ilerek evlenecek her genç yardım edeceğini ilân et - leri 0f$ bu suretle açıkta kalan er- in iş bulmalarını temin et - işti. ümetin iş hayatımdan çeki- kadma vadettiği yardım arktı. Kadınlar bu para ile ler, yuvalarını kura - em tdı. çekilecek kadınlar ayda an fazla kazananlardır. i 892 kazananlar işlerine de - eceklerdir. Yaziyetten binlerce genç kr- de ettiği haber verilmek» sa bu yüzden ev eşyaları mücssseler çok büyük ka - temin etmiş bulunuyor -| , (sok müesseseler bin mark ile 4. mel aile ocağını tefriş yolunu tutmuşlar ve 'bu Paranın istikrarı teşebbüs- leri ve karışıklıklar NEVYORK, 30 (A. A.) — Do- lar kıymetinde dün gene bir de - gişiklik ve düşüklük olmuştur. Do lar, bir ingiliz İirasma (nispetle 4.41 den 4,25 e düşmüş, sonra 4.31 e çıkmıştır. Para kıymetlerinin o çarçabuk istikrar ettirilmesi lehine Vaşing -! tonda bir müracaatta bulunulaca- ğt hakkındaki haberler piyasada yeni karışıklıklara sebep olmuş - tur. Büyükadada yangın Büyükadada aÇnkaya cadde - sinde Sen Ramo pansiyonu bah - çesi arkasında çamlıktaki kulübe de mukim bekçi Dimitri oğlu Ni- koli Efendinin odasındaki Mer - yem ana resmi önünde yanmakta olan kandil birdenbire parlamış, yatak, yorgan ve ot minderi yan- mış ve ateş tavan arasına sirayet etmiş ise de derhal söndürülmüş-| suretle hem işsiz erkeklere iş te -| min olunduğu gibi evlenmelerin Polis Haberleri Sarhoş şoförler Bir gezinti ve eğlenti âle- minden acı dönüş (2522) numaralı otomobi - lin şoförü Eyüplü Ahmet gene $0-. förlerden Aptullah ve Keresteci -| ler Eyüp hattına işliyen otobüsler | den birinin şoförü Murtaza bulu- şarak bir eğlenti yapalım demiş - ler ve üç kafadar Şişliye giderek | kafayr tüssülemiye başlamışlardır. Şişeler biribirini kovalamıya baş - lamış, boşalan şişeler, bir tarafta istif olurken, ahbap (çavuşların kafalarındaki buhar da gittikçe kızışmış. İyice sarhoş (olduktan sonra, kalkmışlar, Herne kadar Aptullah: — Vakit geç oldu. Artık gide" lim. Demişse de kör kütük sarhoş ©- lan ötekiler: — Neyin geçi a birader. Şöyle bir gece havası almadan dönmek olur mu?. Hemen eve gidip de ağ- zımızın tadını mı kaçıralım?.. Diyerek gezmiye nazlanan arkadaşları ile otomobile | atılı- yarak sürmüşlerdir o Bir hay- kafalarmdaki buhar gittikçe se - rinliyen ve biraz kendilerine ge - len habaplar nihayet dönmeyi a - kıl etmişlerdir. Şişliden inerek şehit Muhtar caddesinden geçmekteyken bu ah- baplarm otomobili elektrik dire - ğine çarpmış ve ikisinin yaralan- masına sebep olmuştur. Rakı şişesile yaralandı Evvelki gün saat 22.30 da Şehre- mini Odalarbaşı mahallesi Mevlâ- nekapısı sokağında 143 No. lu ev de oturan şoför Sadettin bir rakı şişesile yaralanmıştır. Sadettin ak dığı rakı şişesini arkasından vur- mak suretile açmak isterken, $işe dibinden kırılmış ve elinin muhte- lif yerlerinden yaralanmıştır. Otomobil kazası Rami de Cuma mahallesinde Harami sokağında 3 numarada a- rabacı Hayrinin oğlu 9 yaşında Muhittin velospit ile Taşkışlaya giderken şoför Hayri otomobil ile çocukcağıza çarpmış ve sağ kolu ile yüzünden yaralamıştır. Şoför yakalanmıştır. $ Cihangirde oturan Reşit oğlu Kemal Tophaneden geçerken $0- för Mevlüdün idaresindeki 1672 numaralı otomobilin sademesine maruz kalarak başmdan hafif su- rette yaralanmıştır. Şoför yaka - lanmıştır, $ Pangaltıda Ahmet efendi soka- ğında 35 numaralı hanede amele- den Rifat Efendinin kızı 4 yaşın" | daki Sabahat pençereden bakar - | ken kazaen yere düşmüş, hafif su- rette vücudu berelenmiştir, Çocuk hastaneye yatırılmıştır. $ Üsküdarda İcadiyede Tekos - tan su almakta olan on bir yaşla” rında Nazif isminde bir çocuk he- nüz kimin olduğu anlaşılamıyan bir at tarafından başından ağır surette yaralanmıştır. $ Evvelki gün Tavşantaşı ma - hallesinde Cami sokağından 27 numaralı evde oturmakta olan İ Mehmet Tevfik Beyazıt tramvay yolunun karşı tarafma geçmektey- ken Yedikule — Sirkeci hattında çoğalması yüzünden ticaret haya- tmda canlılık başlamıştır.. işliyen bir tramvay çarparak ya” ralanmıştır. -9 — VAKIT 1 Temmuz 1933 — Kari, Kuzu, Kartal — Kavgası —35 Domisyen kızdı ve ayağa kalk: | UN — Küçük Sezardan büyük Seza- ra, cessur bir barbar kabilenin kati linden cihan fatihine şikâyet ediyo | rum, Küçük Sezar, benim naçiz bir talebimi reddediyor. Mesele büyümüştü. Titusun yü- zü sertleşmiş, o da ayağa kalka - rak cevabını vermişti: — Büyük Sezar, kardeşimin ba- karetlerin& artık tahammül ede - miyeceğim. Emrediniz de artık | sussun, emrediniz de haddini aş -| I mas, Vespasyen etrafına baktı, son- ra cevap verdi: — Evlâtlarım! Dünyaya siz va” ris olacaksınız. Halbuki daha şim- diden bir esir üzerinde kavga e - İ diyorsunuz?. Şimdi bana bakın. Judeanın bütün ganimetlerile bir-| likte bu esir kadın da Titüse ait - tir. Titus sözünde doğru bir adam-| dır. O da bu kızı, yaralı askerle -| vermek caiz değildir. Sen bu kızı istiyorsan müzayedeye gir. Domisyen itaat eder gibi görün- dü: İ nu ödiyecektir. Domisyen hemen kalkmış ve o- dadan çekilmişti. Vespasyen sor » du: — Ne demek istiyor?. Titüs cevap verdi: ve mukadderat gösterecek. Sonra Meryeme döndü: — Zafer alayında en güzel mevki sana verilecek. Sonra esir * ler çarşısmda satılacaksın. Gide - bilirsiniz!. Titüsün bir işaretile herkes çe - kildi. e İİ a Bir hafta sonra zafer gününün arifeşiydi. Meyremin giyeceği el - bise hazırlanmış ve © getirilmişti.| Elbise çok muhteşem, fakat pek açıktı. Meryem onu giymekten u - tanıyordu. Ayni gün, Galluse Mer- yemin alaydaki mevkii hakkında malümat verildi. Onun nerede ve| ne zaman bulunacağı anlatıldı. Meryemin beline takacağı kemer getirildi. Bu altın kemer, zincir! şeklinde yapılmıştı. Fakat bu ke - meri Titus değil, Domisyen gön - dermişti. Kemerin topuzunda şun- lar yazılıydı: “Yarın size malik o- lacak Domisyenin hediyesi.,, Meryem, bu kemeri attı ve: — Bunu takmıyacağım! dedi. O gece şafaktan iki saat evvel İ uyandılar. Julya Meryemi giydir -| — Pek âlâ. Fakat Titüs de bur | | pan gürültüler onun anzarı dik « — Ne demek istediğini zaman! İ na yürüyor, Muharriri : Ömer Rıza kat yemeğe başlamadan kapı tek» rar açıldı ve içeri gümüş bir tepsi ! ve gümüşten tabaklar içinde tür - lü türlü etler getiren bir hizmetçi girdi ve anlattı: — Hanım! efendim prens Do- misyen sana selâm ediyor. Ve bu hediyeyi gönderiyor. Tabaklarla tepsi size aittir ve sizin için sak - lanacaktır. Bu akşam prens efem dimle birlikte altın tabaklarla ye- mek yiyeceksiniz. Meryem cevap vermedi. Ve da- ha evvel getirilen sütle ekmeği yemeğe başladı. Prensin hizmet - çisi de çıkıp gitti. Yemek biter bitmez bir zabit içeri girerek onu aldı ve büyük bir meydana götür- dü. Burada bir sürü esirler top * lanmıştı. Meryem bunların başına geçirildi. Güneş doğmuştu, Mer - yemin gözü önünde muhteşem bir bina yükseliyordu. Binanm önün- de Romanın bütün ayanı duruyor, ve onların etrafında bir sürü za “ bitler vaziyet almış bulunuyorlar - li gezerek gecenin | serinliği ile! rine vakfetmiş. Onu bir başkasına | dı. Binanm mermer sütunlu kapısı önünde fildişi işlemeli iki iskem - le konuştu. Bu iki iskemlenin sa - ğında ve solunda nihayetsiz asker safları dizilmişti. Meryem bunları temaşa ediyorken birdenbire ko » katini celbetmiş ve sütunların a « rasından Sezarın çıktığı görül « müşlü, Vespasyenle oğlu Titüs en ön- de gidiyor, arkalarından Domis « yen ve en büyük kumandanlar ge- liyordu. Askerler onların geldikle rini görerek bağırmıya başladılar ve Sezarlar oturuncaya kadar ba » ğırmakta devam ettiler. Sezarla « rın tahtlarına oturmalarına dinen gürültü, bir iki dakika sonra yeni- den canlanmış ve Vespasyenin kalkıp elini kaldırmasına Okadar ortalığı inlettikten sonra yeniden dinmiş, Vespasyen kafasını abası- na sokarak ibadet etmiye başla « mış, oğlu Titüs de onun gibi yap- mışlı. İbadet bittikten sonra Ves - pasyen ayağa kalkarak askerlere hitap etti. Onların cesaretlerini methetti ve mükâfatlar vadetti, Sonra alayın yürümesini emretti, Sezarlar ortalıktan kaybolmuş" | lar ve zabitler alayı tertibe başla mışlardı. Alayın başı, sonu belli değildi. İki üç bin yahudi esiri ipe bağlanmışlar, ve saf saf dizilmis - lerdi. Onların arkalarından bir sü- rü yahudi kadınları geliyordu. Daha sonra Meryem yalnız başı - arkasından, koyu vi renkli, beyaz elbiseli ve kırmızı abalı bir adam yürüyor, ve boy * nundan sarı bir zincir sarkıyordu. İdi. Sonra ağlıya ağlıya ayrıldı -| lar. Meryemi bir arabaya bindire- | rek götürdüler. Ortalık henüz ka-| ranlık olduğu halde, bütün Roma ayaktaydı. Her tarafta meşaleler | yanıyor, her evden sesler duyulur | yor, askerler kalabalığı o idareyle! meşgul oluyordu. İ Nihayet Tiberi geçtiler, Gal -. lus Meryemi zafer karargâhında -| ki zabitlere teslim ederek muka :f bilinde bir makbuz aldı. Meryemi arabadan ( indirerel götürdüler. Ortalık esirlerle dolu; idi, Meryemi, bir odada oturttu -| lar. Bir aralık odanın kapısı açıl *| mış, bir köle ona bir miktar ek mekle süt getirmişti. Meryem bun- ları memnuniyetle kabul etti, Fa - Bu adam, Meryemi ölüme mah» küm eden Simondu. Simon Merye- mi tanıdı ve onunla konuştu: — Benoninin torunu musun? — Evet. i — Demek ki ölümden kurtul” dun... — Keşki ölseydim de bu alayı görmeseydim. Fakat Meryem, e « rain ol ki intikamımız alınacak. — İntikam istemiyorum. Fakat sana acıyorum. — Ben de sana acıyorum, Se- nin büyük baban ne büyük adam- mrs ki, bu manzarayı görmedi. ) Askerler konuştuklarmı göre» | rek onları ayırdılar. Bir saat son » ra alay yürümeye başladı. yg (Devamı var)