YANE EE ği img “AKIT 1 Temmuz 1933 e İKÂYE ük it k lt “anl seg Müfide hanımla muhakkak ve iri men şimdi, derhal görüşmek is - incen kimdi?. Hizmetçisine: acı — Gelsin, buyursun, dedi. ğ n Odaya, püf desen uçacak ka - gör hafif, kelebek gibi bir kadın iy di. Hali tavrı sonbaharı hatır - rdu. Deniz gibi mavi gözle » at kum gibi kumral saçları vardı. ve, Müfide hanımın karşısında, ar rpiklerini kırpıyordu. Ama kırpı- dl sl kirpiklerini traş ettirmiş, yerine lerini taktırmıştı.. Canı srkıl- ışa benziyordu. iki — Affedersiniz hanımefendi, söze başladı, çok mahcu - Sizi tanımadığım halde, ri- e'ıya geldim. Belki de ricamı fe- p< tevil edeceksiniz. Fakat ne ya stlayım, ne olsa kadınsınız.. Bana biri Iki de hak verirsiniz.. Hem ka nlar, ortada bir aşk meselesi ol- ya mu, biribirlerine yardım eder- ni sy? Müfide hanım gülümsedi: |, — Demek ortada bir aşk me - 'yeleri var, , Evet. . Vedevametti: | © — Ben Hasip beyin karısıyım. ilerhalde Hasip beyi tanıyorsu - ii e ermez. Bir kulağımdan gi - er, bir kulağımdan çıkar.. Yal - iz, bu iş, bir kulağımdan tam çık: dr. Bir, parçacığı aklımda kal « i Yüz elli bin lira, diye bir ra - m zihnime takıldı. Eğer Hasip gbi “davayı kaybederse yüz elli bin jlira ödemek mecburiyetinde kala: cak.. Yani iflâs edecek. .— Peki ama,. © — Telâş etmeyiniz hanımefen- di, müsaade ediniz, (anlatayım. Eğer sözümü keserseniz, cesareti - “de kırmış olacaksımız. Buraya, dan bahsetmiye, sizden bu lususta tavassut ve yardim istemi Ye gelmedim. Hayır, bu iş mesele- r. Kocamla kocanız. arasında halledilecek bir mesele. Malıkeme ye giderek, birinden biri davayı kazanır, bunu hâkimler düşün - . Benim maksadım başka., Ben m hanımefendi, birini seviyo 5 © Zi üfide hanım güldü: — Size has bir şey değil bu! o — Evet, fakat ben sahiden se- Fiyorum ve çok seviyorum. h W — Alâ, « — Sevdiğim adam avukattır. Ya!, — Evet hanrmefendi, avukat r, kocam kendisini tanır ve bu lık da mühim bir davası var. iu Kocanız onu vekil eder. — Tamam hanımefendi, işte burada. Kocam geçen gün, la arasındaki (odavadan iti: “Vekâletimi erefe ve - im,, dedi. Evvelâ sevinçten nızı oldum, düşündüm: “Şe in iyi bir dava... kendini gös- Ertesi günü iple &ektim. i müjdeyi bir an evvel vermek ordum. Fâkat gece (bundan Bu haber artık müjde de- v — Neden?. p Çünkü hanımefendi vaziyet di. Bu davayı kaybedecek meteliksiz kalacaktık. Ba- Bl Aşk ve Avukat şı kendi kirpikleri değildi. Ken-| EET ŞI — Nakleden: Selâmi İzzet na “Sen bebeksin!,, derler. Sahi - | den bebeksem, tuvalete, süse düş- künüm demektir, Şu halde, mete- liksiz kalmak işime gelmez... Da- vayı kaybedersek, Şerefe düşman olacağım. Hem paradan, hem de aşktan olacağım. — Şeref bey iyi avukat değil midir?. — Ne bileyim hanımefendi. Güzel söz eöyler, mantıki konu - gur derler. Fakat benimle yâlnız i yalnız aşktan dem vurur. Aşkta da mantık aranmaz değil mi?. İnsa - na sevdiğinin konuşuşu güzel ge- lir.. Fakat mahkemede © sahiden mantıki ve güzel konuşmak lâzım- dır. Ne bileyim, belki de becere -| © DÜN Mısırda Misyonerler aley- hinde galeyan: Bir müslüman kızı zorla hıristiyan yapmışlar Kahire, 23 (Hususi) — Bugün Mı sırda Misyonerler aleyhinde çok şiddetli bir galeyan var. Galeya - nın sebebi Portsaitte Misyonerler tarafından idare olunan bir mek - tepte bir Müslüman kızı zorla Hr ristiyan yapmaktır.Misyonerler bu ber türlü tazyik vasıtalarına mü - racaat etmişler. Hattâ kızı döv - mez.. — Doğru, biraz tehlike var. | — İşte ben bu tehlikenin önü- nü almak istiyorum. Hem para - dan, hem aşkımdan olmak istemi - yorum... Bunun için kocama: “Şe- irefe vekâlet verme, o iyi avukat değildir, vazgeç,, dedim. — Alâ, işiniz olmuş. — Hayır. Dün Şerefle beraber dim. Bana ne dese beğenirsiniz? Kocanızın vekâletini alacakmış. Hasip ona bu işi vermedi diye kızmış... Ama benim için mesele değişmedi. Bilâkis beter oldu. Yal ği yüzünden kocam iflâs edecek- it. Şimdi bu işi, bu ayni şeyi, eh- liyetliliği, becerikliliği yüzünden yapacak, Hepsi bir, Ben bunu işte» miyorum... Siz batırma geldiniz hanımefendi. Size içimi açmak, derdimi söylemek istedim. Bana yardım edersiniz değil mi?. — Edeyim efendim, edeyim a- ma nasıl?. — Gayet basit. Kocanıza sözü nüz geçmez mi?. “Şeref Beyden vazgeç. O iyi avukat değildir, dersiniz. Başka bir avukat tavsi - | miştir. ye edersiniz... Tanıdığınız avukat yok mu?. Müfide hanım bir an düşündü, sonra gülümsedi: — Var, dedi, tanıdığım bir a- ' vukat var. Fakat sizin düşüncele- riniz nazarı dikkatime çarptı. Ben İ de artık sizin gibi düşünüyorum. Bunun için, kocama o tanıdığım avukatı tavsiye etmiyeceğim. — a Bir âlimle bir siyasiye ilmi tevcihler Glasko darülfünunu bu sene Profesör Ayniştayn ile Fransanm sabık başvekili Mösyö Herriot'ya ilmi mertebeler tevcihine karar İ vermiş, bir kaç gün evvel Glasko- da fevkalâde merasim yapılarak | J iki mümtaz şahsiyete ilmi merte- beler tevcih edilmiştir. Almanyadaki ilim adamlarının bu sırada “koğulmaları, bilhassa İngilterede derin tesirler uyandır- miş, bunun üzerine sürülen, koğu- lan âlimlere yardım için büyük bir cemiyet teşekkül etmiştir. “Bu cemiyet faaliyete geçmiş bulunuyor. İngilterenin bir çok büyük âlimleri, meşhur adamları bu cemiyete iltihak etmişler ve yurtlarından sürülen ilim adamla- tma yardıma başlamışlardır. Profesör (Ayniştayn) etam bu | İ sıralarda yeni ilmi bir” mere tevcihi de, yurtlarmdan len i- zel hislerin bir nişanesi idi. müşler, korkutmuşlardır. Hâdise matbuata akseder etmez herkes derin bir teessür duymuş, ve halk Misyonerler aleyhinde te- zahürler yapmışlardır. Bütün matbuat Misyonerler a - leyhinde en şiddetli neşriyatta bu- lunmaktadır. Kral Fuat Hazretlerine bir çok müracaatlar vuku bulmuş ve bu müracaatlarda, bütün Misyoner mekteplerinin derhal kapatılması istenmiştir. Mısırm her tarafında hükümete Birbirlerinden'dava ediyor -| cak, bu sefer de size kazandırmış | Dassur hâdisesi parlâmentoda son Ne olduğunu bilmiyorum ama, | olacak. Kocamın vekâletini almış derece şiddetli ve heyecanlı müza ir para işi.. Benim böyle işlere| olsaydı, beceriksizliği, ehliyetsizli | kerelere sebebiyet vermiştir. yuz. Kocanızla mühim bir davası | nız bize para kaybettirmiş olmıya | Protesto telgrafları yağmış, ve ta- Jar. Mısır hükümeti bu vaziyet kar - şısımda vahim hâdiselerin vukuun- dan endişe gderek Portsaitekj Mis yoner mektep müdürünün memle- ketten çıkmasını istemiş, o da Mr- sırdan çıkıp gitmiştir. Misyoner mektebinde (okuyan çocukların çoğu öksüz oldukları için hükümet 70,000 Mısır o lirası sarfile öksüzler için mektep yap » mıya ve Misyoner mekteplerinde- ki öksüzleri toplamıya karar ver - İngilterenin en müziç kadını kim ? İngilterenin en müziç kadını Mister Flora Dromond'dur, Şim - diye kadar dokuz kere hapse gi - ren, beş kere açlık grevi ilân eden bu cessur kadın, eskiden sofrajet- lerin en belli başlı reislerindendi. Onu bu sefer harekete geçiren sebep, İngiltere kanunlarının ya - bancılarla evlenen İngiliz kadın - larını tabiiyetlerinden çıkarması » dır. Mister Flora, İngiliz kadınları- nın ber hangi surette tabiiyetlerin- den çıkmamalarını temin için her şeyi yapmakta, İngiltere başveki - lini ve sair nazırları taşa tutmak: ta, üzerlerine limon kabuğu at » makta, elhasıl büyük adamları iz- aç için akla gelen her şeyden isti- fade etmektedir. İngiliz zabıtasının geceli gün « düzlü takip etiği bu kadın, İngiliz kadınlarının evlilik yüzünden ta - biiyetlerini değiştirmeğe mecbur tutulmalarını vatani bir hiyanet sayıyor ve İngiliz nazırlarını hiya- netle itham ediyor. Mister Flora yakında bir kaç bin İngiliz kadmını harekete ge - girerek hükümetle mücadele ede - cek ve İngiltere hükümetini, evli kadıların tabiiyeti hakkındaki lim adamlarına karşı duyulan gü-| Lahey misakmı kabulden vaz ge-| diği çirmeğe çalışacaktır. genç kızı Hıristiyan yapmak için | İranda . Hazreti Hüseynin TAHRAN, 25 (Deyli ekspres) — Bütün İranda Hazreti Hüseynin bir surette hatırlandı. On milyon- dan fazla insan yana yakıla ma - tem cultu. i Haftalardan beri matem hazır Irkları yapılıyordu. Herkes derin bir tefekkür ve hüzün içindeydi. Hiçbir nikâh “kıyılmıyor, - hiçbir mühim iş yapılmıyor, minareler - den bir şey almmıyor, “kadınlar simsiyah giyiniyor, koku kullan « mıyor, güzel görünmek için bir sey yapmıyor. Her yerde ahuntlar hazreti Hüseynin nasıl şehit edildiğini en müessir, en mübalâğalı lisanla an latmaktaydı. Camiler, oağlıyan, hınçkıran, döğünen Oo kalabalıkla dolup boşalıyordu. Günlerdenberi köylerden boşa- nan halk, matem merasiminde bu» lunmak üzere akın akin geliyorlar- dı. Bugün matem alayını seyrettik. Önünde davullar çalıyor, arka dan bağıran bağırana, ağlıyan bir kafile ilerliyordu. 1300 sene evvel vukubulan hâdise bu gün yukubul muş gibi canlandırılmıştı. Matem tutanların bir kısmı zincirlerle vücutlarını o döğüyor, kimi kılıç sallıyor, başını yaralı - yordu. i indim Bu akşâm matem nihayet bul - du. Onun için yarın alışveriş ha - yatı yeniden canlanacak, kadın - lar gene süslenerek, gene güzel - leşerek meydana © çıkacak, İran tekrar gülümsiyecek. Faşistler ingilterede Faşist- lik ilerliyor! İngilterede faşistliği tesis eden zat Sir Osvalt Moleydir. Bu zatın anlattığına göre İngilterede 500 bin faşist vardır. Ve bunlâr gün - den güne çoğalmaktadır. Onun i-| ti çin İngilterede bir gün, Almanya gibi, İtalya gibi faşist bir devlet ve kendisi de faşistlerin diktatörü olacak! Sir Moley müteveffa Lort Gör - zonun damadıydı. Zevcesi, İngil - terenin en güzel kızı sayılıyordu. Kendisi de, zevcesi de, yakın zamana kadar amele meb'usu idi- ler. Daha sonra Sir Moley âmele- i fırkasından çıkmış ve faşist fırka- sının tesisile meşgul olmuştur. Fakat İngiliz faşistliği henüz kendisini gösteremedi. Altın esası Altı memleket murah- hasının dünkü toplantısı LONDRA, 30 (A. A.) — Altın &sasr meselesi hakkmda (İngiliz, İtalyan, Fransız, Belçika, İsviçre ve Felemenk mümessilleri arasın- da kararlaştırılan toplantı bugün yapılacaktır. Dünkü müzakereler esnasında ehemmiyetli terakkiler elde edil - salâhiyettar o menbalardan ' öğrenilmiştir. al m RL şehadetyıldönümü şehadeti yıl dönümü (fevkalâde; RLERİ G | Bir kadır a Komünizmin kuruluşunda | hayli faaliyet gösteren meşhu man kadını Klara Tsetkin öl Onun seksen yaşında ölümü yada büyük bir teesür uyandı! tır. Bütün Rus matbuatı ve ! sosyalistlerinin naşiri efkârı giki teler sütünlarmı bu omücad kâdının hayat ve eserlerine ti etmişlerdir. , Klaranın eserleri, 1876 se: de tahsilini bitirerek bir fabr! törün evinde mürebbiye olm nünden başlar ve ölümüne i devam eder. Prestişkârları: “Klara öldü; hayatının son hifesini kapadı. Biz sahifeleri niden sahife sahife çevirerek yacağız,, diyorlar. Bü mücadeleci kadın on de yaşında amele sınıfının müdaf, sma koyulmuş hapsedilmek, e dit edilmek onu tuttuğu yoldanbli yıramamıştır, 1878 de Bismark Alman; sosyalistlere karşı mücadeleye tiği vakit o Alman âmele fr: y da gizliden gizliye çalışmıya b rm lamış, takip edilince İsviçreye casının yanına kaçmıştı. Klara İsviçreden kucağında b socukla Almanyaya döndü. uiyeti dan sonra o dehşetli bir hatip si muştu. Gizli propagandalar yaj Ğ yör, toplantılara iştirak ediyor $m geç vakit evine dönüyordu, Ku yad ğında daima çocuğunu taşıdığı bari çin kimse ondan şüphelenmiyo k kim Umumi harpte Roza Lüksei burg ve Karl Lipknet ile leyhinde bulunmuştu, Klara 1889 da ikinci enter yonalin toplantısına iştirak 1919 da üçüncü “nternasyof en faal âzası meyanma girmişti; Geçen sene en eski meb'us s1! j tile de Almanyada meclisi m usanı açtaış ve bir nutuk söylemi “da Rusyayı son ziyaretinde idi. Ayrrlacağı vakit ona gide J yeceğini, Rusyadla istirahat etmi İl sini söylemişler: E — Hayır; demiş, gideme: bana daha çok istırap verecel Rus ve Alman sosyalistleri o “lider,, diye'tavsif ediyorlar, İsninin en iyi arkadaşımı, bir Tidi daha kaybettik.,, diyorlar. evyork haydütla in rü i İse Li i.İ al wi 7 Kaç pâra çarptılar! İ “18 Şubat 1933 tenberi, ta haydutlar tarafından kaçırıl4 ların kurtulması için verdikleri ff yei necatın tutarı 280,000 deli dır. Neyvyork Herald gazetesi, * sek para vermiş olanların bir list sini neşrediyor. , Liste şudur: ği John Eoettcher, 50,000 deli Jozef Faktor 30,000 dolar. Ret ! Me Matk. 70(000 dolar. Villis Hamm 100,000 dolar. ği EN