— 4 — VAKIT 27 Haziran 1933 J£ KISA HABERLER , Elektrikli trenler Nafıa vekâleti inşa edilecek o - ARADA BiR Edebiyat dersine elbette EY KAY il Iktısat Haberleri s çamnaını PE A 0 lüzum vardır ! Revi Zâde Ekrem B. 1908 meş- rutiyetinin ilk yıllarında bir ara - lik Maarif nazırı olmuştu; Bu sı- rada “Mektebi Sultani,, de açılan edebiyat hocalığına Süleyman Na- zifi tayin etmiş, fakat Süleyman Nazif bu işi kabul etmemişti. Bir gün yolda karşılaştılar. Recai Za- de, sitem etti ve Süleyman Nazif - ten şu cevabı aldı: —Edebiyat diye bir ilim bu - Tunduğunu bilmiyorum ki o böyle bir ders okütmayı üzerime ala -| yım! Halbuki edebiyat kitabı yazmış | bir babanın oğlu olan Süleyman Nazif, edebiyatın “ilm,, ini pek iyi bilen, yazılarında bu “ilm,, e çok| 'dikkat eden, söz ve mâna san'at - Jarını bol bol kullanmaktan zevk alan bir muharrirdi! Paradoksun güzelliği Süley -| man Nazife o sözü söyletmiştir. | Hikâyenin alt tarafının bahsimiz - | le alâkası yok ama, haydi onu da| anlatıverelim: Süleyman Nazifin “Edebiyat diye bir ilim bulunduğunu bilmi - yorum!,, sözüne muhatap olan Re cai Zade Ekrem Bey, edebiyat ki- tabı yazmış ve yıllarca bu dersi o- Kkutmuş bir muallim — şairdi; ön- ce nüktenin cazibesine (kapılmış olan Süleyman Nazif, yaptığı ga - fn derhal farkına varmış ve ara - Yık vermeden ilk sözünün arka - sından hemen şu cümleyi yeliştir- , Mmişti: — Meğer ki insan efendimiz gi- bi hem büyük bir şair, hem de işin ilmini şiir haline getirmiş güzide bir muallim ola!... .. Bizim Selâmi İzzetin, bir kaç gün evvel gene bu sütunlarda “Edebiyat dersleri,, başlıklı güzel bir yazısı çıktı. Arkadaşım, Süley- | man Nazifin güzel paradoksunu | —bilerek bilmiyerek— tekrarla - | mak zevkinden kendisini alama - | miş: “Edebiyat dersine lüzum yok » | .tur!,, diyor. Selâmi İzzet, edebiyat dersle » | rinde bir çok kaidelerin ve san'at- ların okutulmuş olmasından şikâ- yet ediyor; sonunda korkunç o ve tehlikeli bir neticeye varıyor: “Ta Tebeyi edebiyat dersinden döndür- memeli!,, Selâmi İzzetin yazısını ben gü -| zel bir kaynaktan çıktıktan sonra yolunu kaybeden, nihayet çorak | bir toprakta kuruyup kalan ırma * ğın akışma benzettim. Böylece iyi bir maksatla başlıyan yazı fena bir netice ile bitiyor. Bunu aşağı - ! da anlatacağım. Bence doğru bir | fikir taşımıyan bu yazmın güzelli- | ği, muharririnin İiselerde okutul- masından şikâyetçi olduğu edebi sanatlardan “tecahülü ârif,, e tam bir misal teşkil etmesindedir. Ede- biyat dersine lüzum olduğunu, as- rımızda artık hiç bir şeyin hudayı nabit bir şekilde yetişmediğini, o- kutulup yetiştirilip inkişaf ettiril- miyen dimağın başka hiç bir şey o- «Jamıyacağı gibi muharrir de ola - mıyacağını Selâmi İzzet bilir ve sa rım ki kendisine mektep sırala - rmda edebiyat dersi okutulmuş olduğu içindir ki arkadaşım o yazı sında böyle söz ve mâna san'atla - rından bir çoklarını sayabiliyor ve yapabiliyor! » » Lisede okutulan derslerin hepsi- le beraber edebiyat dersine de el- bette lüzum vardır. Lisede, da - rülfünun tahsiline hazırlık, kültür hazırlığı yapılır, Kültürün iki mü- him unsuru bilgi Ye duygudur. ” Kültürlü adam, bilgisi ve duy | gusu yüksek adamdır. Edebiyat dersi, talebede duygu yüksekliği - ni temin edecektir; bunun için okutulur ve ona göre okutulmalı - dır. Edebiyat dersinin hedefi, tale- benin kafasını malümat ambarı- na çeyirmek değildir. Kerrat cet- veli naşıl ezberden dua gibi okun mak için değil de sırası gelince bir zarp işinin kolaylıkla yapıla- bilmesini temin için öğretiliyorsa edebi sanatlar da öylece imtihan- da tarif ettirilmek maksadiyle de- ğil, bir sanat eseri okuyan talebe- nin o eserin tadına varabilmesi i- çin okutulur. Arkadaşımın “Liselerde edebi- yat dersi okutmağa lüzum yok -| tur!,, şakasını ciddiye alıp ta mü- nakaşa edecek değilim. Türk gen ci, büyük ve eski bir medeniyet sa- hibi olan ırkının tarihini okuyup öğrenecektir; bu medeniyetin dü- şünce, duygu ve yazı sahasmdâki görünüşü olan Türk edebiyatının milâttan asırlarca evvelden başla- mış şerefli tarihini okuyup öğrene- cektir. Türk ediplerinin vücude getirdikleri yüksek sanat eserleri- ni anlıyabilmek için onları süsli - yen edebi sanatları da öğrenecek» tir. Bu, kültür hazırlığının lüzumlu ve zaruri bir neticesidir.. Edebiyat dersi, talebenin zev- kini yükseltmek hedefini güttüğü- ne göre metinler üzerinde okutu- lur. Kaide, sanat, hüner, süs, me- tinlerin tetkikinden çıkar. elli dört farz risalesi gibi ayrıca ezberlenecek bir “kâvaidi edebi - ye,, kitabı yoktur. Yalnız eski, yeni büyük muhar- rirler değil, biz, — yani balk — bile konuşurken iki manaya gele- bilecek söz söyleriz, hazır bulu - nanların bildikleri bir hadiseyi birkaç lâfla hatırlatır, geçeriz, bil- diğimiz şeyi bilmemezliğe geliriz. Her hangi bir hadiseye asıl se- bebini bildiğimiz halde sırf hoşu- muza gittiği için, yahut hoşa git- sin diye yalancıktan başka bir 86» | bep gösteririz. Lâftmız dinliyenlerin üzerinde tesirli olsun diye bazan sözü bek- lenilmiyen bir yerinde keser, geri çeviririz. Daha bir çok şeyler ya- parız. Edebiyatta bunların hepsi- nin adı vardır ve edebiyat kitabı, gökten inme kara kaplı kitap de- ğildir, konuşurken, söz söylerken yaptığımız, ettiğimiz şeylerin tet- | kiki neticesinde bulunup meydana çıkarılmış güzellikleri toplıyan bir zevk ve irfan aynasıdır. Molyerin Burjuva jantiyom ko- medişindeki sonradan görme zen- ginin edebiyat dersi alırken hoca - sından nazımla nesir arasındaki farkı öğrenince çıkardığı sevinç | haykırışı aziz Selâmi İzzetin her halde hatırında olmalıdır: — Dinim bakkı için kırk yıldır| üm i Yoksa | lan Filyos - Zonguldak - Ereğli şi- mendifer hattını elektrikle işlet - meyi düşünmektedir. Bu hususta bir çok mütehassısların fikirleri a- lınmıştır. Mütebassısların ekserisi elektrikle işletmenin daha ucuz ve faydalı olacağını ileri sürmüşler - dir. Gene bu mütehassıslardan ba zılarının iddiasma göre İstanbul İ Banliyö hatlarının er, geç elektrik- | e işletilmesine ihtiyaç vardır. İnşa edilecek olan Filyos - Zon guldak . Ereğli hattr 50 mil kadar bir mesafe dahilinde olduğundan İ Zonguldak civarında tesis edilecek | büyük bir elektrik santralı ile hat- tın elektrik ihtiyacı temin edilebile cektir, Hattın inşası ile birlikte E- reğli limanmın da inşasına başla - | nacaktır. Bu suretle vapurlar Ereğ liden her havada ihrakiye ve hamu le kömürü alabileceklerdir. Tavuk hastalıkları Belediye şehirde tekrar bir ta - vuk hastalığı çıkmaması için kü - mes hayvanı besleyenlere hitap & den bir broşür hazırlamıştır. Bele- diye matbaasında on bin nüsha ba sılan bu sıhhi öğütler dünden iti » baren bütün kaymakamlıklara ve i belediye şube müdürlüklerine dağı tılmıya başlanmıştır. Bu kitaplar i mahalle muhtarlarına ve halka İ meccanen dağıtılacaktır. Vilâyet ! şehir hududu haricindeki köy muh tarlarma da bu kitaplardan gönde- İ recektir. Ibrahim Tali Bey Elâziz, 25 — İstanbul mebusu İbrahim Tali Bey buraya geldi. Da madı Belediye reisi Hürrem Beye | misafir oldu. nesir söylüormuşum da farkında değilim! » Değerli arkadaşımın yazısı ede- biyat dersinin lüzumsuzluğunu de- ğil, maksatsız, kup kuru, yahut ' yanlış maksatla okutulan edebiyat dersinin lüzumsuzluğunu hedef kıl malıydı. Eğer mekteplerimizde €- debiyat dersi eksik okutuluyorsa, kuru tarih çerçevesi içinde kalıyor, talebeye edebi zevk vermiyor, ya- hut, inkılâp fikirlerini aşılamıyor, sanatin de inkılâba yardımı ve in - kılâp için olması lâzım geldiğini söylemiyorsa bu güdük ve tatsız edebiyat dersine karşı olmalıydı. Bu takdirde de arkadaşım mekte- be, muallime değil, Maarif Vekâle- tine, Talim ve Terbiye Heyetine hitap etmeli “programları değişti- rin, şöyle yapmayın, böyle yapın!,, İ demeliydi!. Bugünkü halinde Selâmi İzzetin yazısının en ciddi yeri “edebiyat dersini bilmeyen talebeyi döndür- memeli!,, sözüdür. Arkadaşımı - zın tenbelliği himaye, değersizliği sahabet, ve cehaleti müdafaa gibi bir maksadı olmadığını pek ya - kımdan bilmeseydim, bu sözün mekteplerde dersine çalışmıyan ve imtihanları kayrtsızlıkla karşıla İ yan bir kısım yolunu şaşırmış ta « | lebe arasında teşvik edici bir ma- na ve mahiyet alarak fena tesir - ler yapabileceğini söylerdim. Hal- buki Selâmi İzzetin böyle bir da - vası yok. »# ğında iki başka düşünce olur mu? Demeyiniz; oluyor işte... İnsan kapı bir komışusile kavgalı bile o- lur. Halbuki bizimkisi sadece bir düşünce ayrılığı!. Refik Ahmet Kırklareli, 25 Haziran — Bu se- ne Trakyada pançar mahsulü fev- kalâde iyidir. Geçen sene (105) bin ton pancar yetiştirilmiş, Alpul- lu şeker Fabrikasında işlenmiş idi. Bu sene mahsul geçen senenin iki misli tahmin edilmektedir. Fabri - kanın bu miktar pancarı işleyebile. ceği malüm değildir. Pancarın ev- velki senelerde fiati kilo başma altmış para idi. Geçen sene (55) paraya inmişti. Bu sene (50) paraya satılacağı anlaşılıyor. Bulgarlar ve üzüm Bulgaristanda üzüm pek çok is“ tiblâk edilmektedir. Mamafih faz- la bağ olduğu için mevcut üzüm -| lerden pek çoğu artmaktadır. Bulgarlar artan üzümlerden isti | Iİ istikrazlar — Bir gazetenin iki ayrı buca-|/İ” P fade etmeği düşünmüşler ve şarap | «yapmağa karar vermişlerdir. | Bu suretle artan üzümlerden 932 senesi içinde 140 milyona litre şa- rap istihsal edilmiştir. Bulgar şarabımnı artmasını te - Bir Amerikan mektebinde dini propaganda mı yapılıyor ? Gedikpaşadaki Amerikan mek - tebinde dini propaganda yapıldığı nın Maarif müdüriyetine haber ve. rildiğini bazı gazeteler yazmıştı. Dün İstanbul Maarif müdüriyetin - de yaptığımız tahkikatta böyle bir ihbar olmadığını mamafih bütün ilk tedrisat müfettişlerinin her za- man ecnebi ve gayri müslim mek- tepleri sıkı surette kontrol ettikle- ri için buna imkân olmadığını öğ- rendik, irakyada pancar mah sulü çok iyidir min için dünyanın muhtelif ti larında mahreçler aramaktad Son gelen haberlere göre ların teksif edilerek satılmasi de tedbir almaktadırlar. Yunanistanın satamadi tütünlerin miktarı Yunanistanın 1932 mahsulü zürra elinde 11 buçuk milyon *j tütün satılmadan kalmıştır. — | Yunan hükümeti bu tütü cenubu Amerikada sürümü içi niden bazı tedbirler almış bü neticesi olarak nisan bidayetin€ dar 10 buçuk milyon kilosu mıştır. Bu suretle Yunanisti stok mal pek az kalmıştır. Vapurların kıymeti Vapurların kıymetini takdir misyonu dün Bartin vapurunâ derek sabahtan akşama kadar gul olmuşlar ve vapura kıymet dir etmişlerdir. Son aylarda memleketimizi harice satılan hayvan miktari ğer aylara nisbetle çoğalmıştır» Iktısat müşaviri Iktısat vekâletinin daveti ü ne evvelki gün gelen iktisadi vir. M. Hines dün akşam ya gitmiştir. TAKVİM Salı 27 Haziran 4 Rebi,evel Gün düğuşu Gün batışı Sabah namazı Öğle samanı İkinde namazi Akşam yamaz Çarşamba 28 Haziran 5 Rebievi ip 194 at ie 1s,1f 19,4 or, 21! » 431 BORSA OHizalarında yıldız Işaret olanlar özer. İl! lerinde 24 Haziranda muamele olanlar- /İ dır.) Rakamlar kapanış fiyatlarını gösterir | |» Lo * Nerşork * Paris * Milâsg * Brükse * Atina * Made * Berlin * Varşova * Budapeşte o) * Bükreş * Belgrat * Yakshamı * Alin * Mecidiye -İ 6 Benknor | i Çekler (kap. * Lapdra 2? * Newyork 05890—)* Viyana | e Paris 1205İ8 Madrit | * Bililno 90061) 8 Berlin | $ Brükeel 3303)* Varşova |» Atina Budapeyte 3 Bükreş Belgrat Yokohama Moskova 3715 4405) 58475) *Süokbolm İş Bankası # Anadolu Reji Şir, Hayriye İş Tramvay U. Sizora Bomoati Ba # Çimenmas 1490 Ünyon Dey. 40490 İİ Şark Dağ. Ti Balya 2,40 Telefon (3.— Elektrik Tramvay * 193)da e 95 Isulkrazı da, 96.0 Sart D.yol, O 278) Kezani * D.Mavah. © Si.25İ Rihem Gümrükler o $55jİs Anadolu! 1928 Mu. A. 690) Anadolu 81,30 05,— AR, “4 4,40 Bağda !1.75j A, Mümeseii 1805 Y Sark m, ceza 2.550) © tahviller | ——İ! den 1930 a kadar yazdığı #1 191 w 'A — Yeşilköy nekeri rasat ” kezinden verilen malhmata göre; bagüf va bulutlu. ve garbi istikametterden rüzkürir olacaktır. Dünkü sıcaklık en fazla 31, en İİ) sernce, havsa tuzyiki 754 | y milimetre ISTANBUL — d 18 — 18.80 gramofon, 18.30 — 19 “ızca dern (ilerlemiş olanları). 19 — 1930 — 20 sas miye Hanım). 20 — 2050 saz Nihal fe Hanıra). 2080 — 2180 Eftalya İ kemani Sadi Bey ve arkadaşları, # 122 gramofon. 22 ağam, boru b sax (Cennet Hanım). İİ mat uyan, Yarın ISTANBUL: 18 — 19 gramofan. 19 — 1948 | muro Hanım, 1045 — 20.30 Hmm İ rafından karagöz. 2080 — s0 vi | baltin Bey, Nobar Efendi ve | 2180 — 22 gramofon, 22 ajana, bor berleri ve sant ayarı, ESE Dönen ses Değerli şair Hasan Ali Bey: g Matb i güzel bir cilt içinde *oP* i “dönen ses,, isimli bir kitap yi b i de neşretmiştir. Remzi kitap si tarafından pek temiz bir ş bastırılan kitap, içli, hisli, ö edebiyat eseridr. Tavsiye edi dil ö