— 6— VAKIT 13 Haziran 1933 PE, e a ANN 217 sene önce bir Türk sefiri 28M nn EİN ehmet Efendinin Paris Seyahatnamesi Öyle bir dürbün ki aynası bir yer aynası kadar çukurlaştırmışlar. | Kuyu tulumbası gibi bir şey olmuş. Tulü elli ziradan fazladır. Ve bir gemi direği kadar kalın oluk yap- mışlar. Onun içine yatırıp sıkıca bağlamışlar, Oradan küçük bir aynayı da © dürbünün başına koyup iki taraflı cam peyda olmuş. Rasatgâhın yük sekçe bir yerine kalın bir gemi di- reğinden amut koyarak o amudun başına makara şeklinde bir teker - lek koyup bir de âlet asmışlar. O âletin bir ucunu dürbüne (sıkıca bağlıyarak bir ucuna da kurşunlar, demirler asmışlar. Bir adam dür - bünü istediği gibi sağa, sola, aşa - ğıya, yukarıya hareket ettirebili - | yor. Biz de “hele bir müdedt gök - yüzünü seyredelim!,, diye Zühre yıldızma baktık, Üç günlük ay şek linde rengi erguvanileşti, — Arada bir dolup yuvarlak - — laşm. Ama şimdi nakıs şeklinde - dir! Dediler. Sonra aya baktık. Ay » gayet büyük görünüyor ve dürbü - ne sığmıyordu. Ayın sathı sanki bir somun ekmeği ortasmdan iki - — ye ayrılmış, içi süngerlenmiş gibi idi. Güya ayda dağlar, dereler, - çukurlar varmış gibi görünürdü, Çukur yerler yeşil, zemini be - «yaz ve berrak görünürdü. Allah al- lah., Ama doğrusu ağaç ve yap - © rak göremedik. Halbuki frenk ta- ifesinin bazıları ağaçlar da oldu - ğuna zahip olmuşlar. İ Sonra dürbünümüzü Zuhale çe — Virdik. Zühalin etrafmda da beş — yıldız varmış ki hiç durmadan bu yıldızın etrafını dolaşırlarmış. Hat ta evvelce buna vâkıf olmamışlar. Dürbün olmadığı için kimse far - | ketmemiş. Ben gözümü diktim. İ- kisini görmedim ama, diğer üçünü farkettim, © Yanımda olanlar da ikisini gö- remediler. Ama birisini beni gör - © düm, dedi. Müşterinin etrafında da dört yıldız varmış. Bunlar bi - ribirine yakmmışlar ve hep ayni mesafeyi muhafaza ederek Müşte- ri etrafımda dolaşırlarmış. © Dürbünle baktığımızda dedik - © lerini aynen gördük. Bunlar hep © dürbün çıktıktan sonra malüm ol - müş. Ondan evvel (o meçhulmüş. © Bunların seyrini diğer yıldızlar hareketi gibi değildir. Kendi etra- © fında dolaşan yıldızlardır. Bayramdan sonra perşembe © günü vatanımıza dönmek kararın- © da idik. M. Ledokun uşağı gelip: — M. Lodok sizi çiftliğe davet eder, dedi. © Barise altı saat mesafededir. İki gece orada misafir olursunuz. Kendisinin hususi ay çiftliği var... - Size evini gezdirmek ister. Onu — görmeden buradan gitmek reva de ğildir. © Zorla bizden vait alıp haber ver ç miye gitti. Biz de hareketimizi pa-! - zar gününe tehir edip bize gelin « — ceye kadar eşyamızı devşirmeleri- oni ve hazır olmalarını adamlarımı za tenbih ettik. © Oğlumuzla arabaya binerek yo- © la çıktık. Üç saat gidince bir deh- Buyurun, burada yemek yeyin! dediler. Doğrusu emsali olmıyan bir saray ve bahçe gördük, Oradan üç saat daha giderek Şanteli ismin de bir saraya geldik. Bir köprüden geçerek saraya girdik. Bir garip üslüp ve acaip bina gördük ki emsalini görmemiş tik. Evvelâ sarayın o koskocaman bir havlusu vardı. Etrafında üç kat kârgir bina ve ortasında dört köşe dört kule vardır ki üstüne bir koca saray yapmışlardı. Dışardan bunu bir kaleye ben - zetirdik, saraym dışmda dört bir tarafından sular akardı. Bu suret- le saray sanki bir havuz içindey - miş gibi dururdu. Bundan dolayı bir köprüden geçilerek £ girilirdi. Akşam olup da ortalık kararınca köprüyü kaldırırlar, zincirlerle du- vara asarlardı. Saray da ada gibi suyun ortasında kalırdı. Bu ha - vuza balıklar bile koyup yetiştir - mişler. Haylı büyücek balıkların suyun yüzünde dolaştıkalrı görü - lürdü. Bundan başka bahçe içinde kü- çücük havuzlar yapmışlar, fiskiye- ler koymuşlar. Öyle yapmışlar ki sarayın hangi tarafından bakılsa bu suların iki üç adam boyu fışkır dığı seyredile bilirdi. Bahçelerde bir çok sanatlar, limon ve turunç ağaçları görülüyordu. Bahçeye girmek için su üstüne iki köprü yapmışlar, onlardan gi- dip akşama kadar bahçeyi gezdik. Acaip havuzları ve fiskiyeleri gör- dük. Akşam saraya girdik, taam çıktı, Ziyafet pek parlaktı. Haylı mühim miktarda sazendeler top - lamışlar. Bir iki saat eğlenerek sonra odamızda istirahat etik. Sabah olunca öğle yemeğini yiyerek ava gitmek kararlaştırıldı. | Tam öğle vakti yemeğimizi yiye — Polis Haberleri Mahallebicinin kavgası Beykozda ekmekçi bayırında 6 numaralı dükânda muhallebici Rizei Mustafa dün saat 16.5 ta eğ- lenmek üzere indiği Galatada Beyzade sokağında sermaye Mar- garita ile kavg a etmişlerdir. Mustafa fitil gibi sarhoş oldu - ğundan cıvıtmağa başlamış : — Ah Margarita, senin yoluna bütün malım mülküm feda olsun . Diye tatlı tatlı başlıyan ağız şa- kası kavgaya kapı açmış ve iki ta- raf da ağızlarına ne gelirse biri « birlerine söylemişlerdir. Bunun üzerine fena halde kı- zan Mustafa tabancasını çekerek Margaritanın üzerine iki el ateş etmişse de Margarita bir tarafa sin diğinden yaralamağ muvaffak o - lamamıştır. Mustafa yakalanarak hakkında takibata başlanmıştır. $ Şişli, Halepli sokakta 9 numa ralı fabrikada ustabaşı Onnik Ef, şikâyetnameyle müracaat ederek şoför Mehmet tarafından kendisi- ne dayak atıldığı ve tahkir edildi - ği iddia edilmiştir. Şoför Mehmet yakalanmıştır, $ Pangaltıda mütekait Hikmet Beyin on yaşlarında Mihriban is - mindeki çocuğu gene ayni semtte Adil isminde bir çocuk attığı taşla başından yaraladığından Adil ya- kalanmıştır. Edirne — Istanbul Yeni tren servisi 15 Haziranda başlıyor. Şark demiryolları, yeni bir yaz tarifesi tertip etmiştir. İstanbul - Edirneşehir arasında yolculara mahsus seri bir münaka le servisi tesis edilmiştir. Kırklareli hattı ile de irtibatı vardır. Edirne- ye gidecek ve Edirneden gelecek kâtarlarda büfe servisi vardır. Yeni servis 15 haziran perşen- be gününden itibaren 31 teşriniev- vel 1933 salı gününe kadar, de - rek bizim için hazırladıkları dört atlı arabaya bindik. (Devamı var) Vergi kaçağı Buna defter çaldırmak meselesi de karışıyor Galatada Balık O pazarında bir makarna fabrikası ve salış ma- azası vardır. Bu fabrika vemağa- za hakkında bir müddetenberi vergi kaçakçılığı meselesinden do- layı takibat yapılmaktaydi. Gene bir müddet evvel gazetelere akse- den bu hâdiseye Beyoğlu Defter- darlığğından defter çaldırmak me selesi de karışmıştı. Zira fabrika- nın mali vaziyetini tetkik için alın mış olan defterler arasından birka çı Defterdarlıktan kaybolmuş, o- Bun yerine sabte bir iki defter kon muştu, Hâdisenin bu safhası hak- kında yapılan tahkikat neticesinde defter çalmak hâdisesinin Defter. darlıkta çalışan bir odacı ile Fabri- ka sahipleri arasında cereyan etmiş olduğğu söyleniyordu. Ahiren ha- ber aldığımıza göre bu meseleden dolayı yeniden bir şikâyet olmuş- tur. Bu şikâyetname üzerine Mali- ye müfettişleri işe vaziyet etmiş « lerdir. Bu defa yapılan tahkikat ne ticesinde eByoğlu Defterdarlığının a avdet, 6 gündür. Bayram ve cuma günle ri bu müddet dahil edilmez. Bu bi letler $. O. E, Lüks katarlarından da mesuliyetini mucip bazı vaziyet | maada bilümum yolcu katarları vam edecektir, Tren İstanbuldan her gün sa -| z e k Kurt, i Ka Kartal hi -—— Kavgası — İl mmnmnmli Muharriri : Öner K mel gp vE i — Zaten ben de bunun için gel| — Yalnız pek tecrübesizi” dim ve sizden hakikati öğrenmek | nun için irşadınıza muhtac. istedim. Romalılar tam emlâki-| Kalip ihtiyara veda etmi) min yarısını aldılar.. kalkıp gitmişti. — Büsbütün almadıklarıma şük-| Kalip gittikten sonra ihti” ret. şünmeğe başladı. Kalip, onu? — Ben çölde yetişmiş bir ada -| zünü doldurmamıştı. Fakat mim. Onun için ancak sizin yar-|ti, zeki idi ve zengindi. dimınızla hakkımı ihkak edece -| (İhtiyarın zihnini en çok ğim.. eden nokta, Meryemdi. Ne — Oğlum, bu memlekette Ro - | ki bu genç ve güzel kız, #5 walılardan başka kimsenin hakkı | tiyanlık denilen melun din? hukuku yoktur. Yahudi misin e- mişti. Ana babanın günsb'” 4 line ne geçirebilirsen onunla ka *| ğa da sirayet etmişti. Faki naat edeceksin!. Onun için sen| bulmak ve bu suretle ds yarı emlâkini eline geçirdiğine | kurtulmak gerekti. memnun ol.. Benoni düşünüp dolaşırk*” | — Ben de sizin nasihatinizi ka- | rap uşağı tekrar göründü: /| bul ve hasımlarımı affediyorum. — Efendimiz!, Kumnadsf” | — Tayradamı kalacaksınız!.. kus sizinle görüşmek istiyof” 4 — Bir müddet için.. Çünkü şe-| — Şu bir aralık buraya © hir hayatıma alışık değilim!. olan mı!. Rahatsızım, gö — O balde siz nerede yetişti - | ceğim, yarın gelsin!, ğ niz?. — Fakat bu akşam Rom! | — Eriha civarındaki Essenler | diyormuş. Belki de borcunü” | köyünde, Fakat ben onlardan deği | yecektir. lim! Onların itikatlarndan nef -| — Gelsin. zet ediyorum. Ben atalarımın di-) o Markus içeri girdi: mi üzereyim., — Selâm Benori!, — O Essenlerden daha çok kö- | nuz, henüz sağım. Demek tiileri var. Karımın bir kardeşi o-| cum emniyettedir. lan İsiel de Essendi. Iyi kalpli bir| — Öderseniz daha adamdı. Onu tanıyor musunuz?.| girmiş olur. N — Kendisi Essenlerin büyükle-| — Ödemek ne demek?. f rindendir. Sonra yeğeni Merye -| daha borç almağa geldim. ; min Yasisidir. Benmi ağ) Vie Di — Anlıyamıtdım. Meryem,-ölen! Gerçi Ça rsfikamın adr idi. İsielin bu hem-| teşevvüş içinde. Bir yerdef şiresinden başka kimsesi yoktur. | gelmiyor. ,Fakat siz bana — Fazla malümatım yok. Fa -| borç veriniz. Ben de bo kat bu Meryem, adeta Essenlerin | rendizideki vekilinize öd kraliçesi gibidir. Onu on dokuz — Veremem. sne evvel Nu namında Libyeli| — Benoni, yakında 3 bir cariye getirmiş vesile bu | €n zengin adamlarından bi kızın hemşire zadesi olduğunu, | Sağım. & İnanmıyorsan, kendilerinin bir gemide giderken | KasY0s'a gelen şu mektubu geminin kazaya uğradığını, hanı - Sonra kayser Neronun şu munın doğurduktan sonra öldüğü- | mesine bak.. 4 | r r g r N t i bahları dokuzda kalkacak, akşam on sekizi kırk beş geçe Edirne şe- hir istasyonuna varacaktır. Gene her gün sabahları sekiz buçukta E- dirne şehir istasyonundan kalka cak olan tren de akşamları on se kizi on yedi geçe buraya gelecek tir, Bu seri münakalâtın tesisi müna sebetile İstanbul ile Edirne arasın | da ve mütekabilen işliyen 104-105 ve 508-509 Numaralı yolcu ve mubhtelit katarlarla Alpullu-Kırk- lareli arasında seyreden 321-372 numaralı muhtelit katarlar 15 ha- ziran 1933 tarihinden itibaren lağ vedilecektir. Şimendifer idaresi tarafından 31 teşrinievvel 1933 tarihine ka - dar İstanbul ve Edirne mevkifle - rinde atideki seferlere mahsus ol- mak üzere Il inci ve II üncü mev kiler için tenzilâtlı azimet avdet biletleri verilecektir. İstanbul - Edirne Karaağaç ve vdet, İstanbul . Edirneşehir ve avdet. Edirne Karaağaç - İstanbul ve Edirneşehir İstanbul ve avdet. Bu biletlerin meriyet müddeti n- iv nü, ve çocuğu biraderi İsiele va - Benoni bunları oku tiyet ettiğini söylemişti. İsiel de | va iade etti ve: ö iy 2 — Sizi tebrik ederim, © çocuğu yetiştirmiştir. : a — Peki bu Meryem Essenlerin | tikbaliniz çok parlak. eN tarikatinden mi?. — O halde şu para işini eke bitirelim. Sana daha çok — Hayır, kendisi hiristiyandır.. ilem biladeeği Annesi onun hiristiyan olarak ye- | *<7'€ a3 Meg "işmesini istemiş. © ii Kİ e ; Kulu — Essenler köyünde idir” leri geri nen Kal | mühim geyler öğrendim. gf mizi ileri geri yürümeğe başla- -sBazii lesi kolay” mıştı, : Ğ — Bu hikâye beni alâkadar e -| £s907leri anlat. yk bar diyor.. Daha ne biliyorsanız söyle ili iy e karşı kıyam edeceklerini; bi gi? ma iştirak edenlerden © mahvulacağını, hattâ ; lar arasında senin de ele nu söylediler. Onun için zire geldim. pilir: y — Bunların hepsi Tİ 7 ten ben de ihtiyarlamı$ da ölür mum. Memleketim uğru” yiniz. — Meryem, zannederim ki bü- tin dünyada eşine tesadüf oluna- maz güzel bir hanımdır. Sonra cok mükemmel tahsil de görmüş- tür. Onunla bir arada yetiştik.. Onunla evlenmeğe de karar ver - dim. — Nişanlı mısınız? — Değiliz. Sizi böyle aşk hi- kâyeleriyle rahatsız etmek iste - mem. Yalnız sizin de bir baba dostu sıfatiyle keni şereflendir - menizi istirham edeceğim.. Acaba yarın akşam yemeğe evimize teş- rif buyurmak lütfünde bulunmaz masınız?. — Memnuniyetle gelirim, Siz - den Kudüste olan biten şeyler hakkında da malâmat almış olu- rum. Çünkü sizin zeki, açık göz- lü bir arkadaş olduğunuzu anlı - sem ne mutlu!, geriye — Siz de bizi ama sunuz?. ii Fiori” — Nasıl sevmiyelini age gibi adamları hâkim deriyorsunuz. Şu $ii de ri bırakalım. Daha ini : ii ne Essenler köyünden il gi! daha gelmişti. Tuhaf A — Cok tuhaf. “| yade — Bu misafir ban# pa lunan güzel bir hanımd “ ti. Sen de gördün