5 Haziran 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

5 Haziran 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e Ni e ri * VAKIT'ın Tefrikası :79 3 MAYIS e Çütkü ona söyliyemiyorum.. nim bu söylediklerimi, usuletle Sa söyleyiniz. rahç, Müsaade ederseniz, sizin ta- zdan hiç bir şey söyliyemem. “— Beni dinleyin, ondan sonra is | iğiniz gibi hareket edersiniz... | gece tiyatrodaydı Tiyat- todan Canan Hanıma gideceğini Övleyip sıktı. Ben de arkasından doğru Hava güzeldi. Taksime ilerledim. Cümhuriyet mey- de tm. Yanımdan bir ka- irtti, Neriman Hanımı ta- am Şaşmadım dersem yalan #rim. Cenan Hanımm evi bu hi değildir. Neriman Hanım 9ibise değiştirmişti... Ta ya -| “de m geçti. Garip bir hali var- | > Aizle, N kiye Bey atına bindi ve uzak- he gibi yürüyordu. Bir an| Öteye Pacağımı şaşırdım. Bir az bir otomobil bekliyordu... | çile lardan birinden bir erkek| anıdır, vobile bindi. Safa Beyi Da ine ayni zamanda ve aynı pip ayrı ayrı tesadüf etmem a-| ir tesadüftü... Ertesi sabah, | dg, te Kerime Hanımın katle- niz vini duydum... Acayip değil Bir sessizlik oldu. ağ Filvaki acaip bir tesadüf. Fa- e Re olursa olsun, onunla dost v arkadaş olmağı istiyorum. Ta- ça we Bana ömrüm olduk- acağım bir iyilik ça alacakamız Kendisine li kül pi, adamım dokunabilir. Müş! Yaziyete düşerse ona Yar- daş rim. İşte söyliyeceğim “ Şimdi müsaade S Maş ağ yumruklarını sıka- 4 a Bu ne demek istiyor?. Eğer Yi * Evet, o da biliyorsa... He- da #ebertirim... Ama başkalarını İçi em lâzım gelecek... ini çekti; > * Meşe Zerime güç bir iş aldım... bütün bütün çatallaşıyor... A, Semil Közim Kaygan Cemil Kâzım Bey, va-| de, ve İz kardeşile küçük bir o Yordu. | tatl, AM eve düşünceli ve su” lg li Kardeşile annesi fark ME nihayet konuştu: Peçe $bk müşkül bir vazi- Kiz e kardeşi Refia güldü: Vapz, Sene harışık bir davan mı Gazetelerde okumuş ir 4 Kerime Hanım ismin- Bey, Sanımı öldürdüler. Müfit Kita “nen yakalanan genç Müdaran dafaasını deruhte etti. e kizla ben hazırlıyacağım... | gidip ben görüşece -| , Ginâyet davaları- 8 : yak yerim de tânrm buna sıkı - edek işlerinde benim Yoktur. İ O kiş | da nasıl müdafaa edi- GECESİ .. kalanmış. (Kadını öldürdükten sonra kocasını öldürmek istemiş.. Ne vahşi kız!. — Refikacığım, kardeşim, me- seleyi iyice anlamadan gazete ha- vadisleri üzerine hüküm verme.... — Oğlum, eğer bu kız masum sa müdafaa et. Eğer değilse ka - rışmam.. Refika gene güldü: — Eğer avvkatlar yalnız ma - sumları müdafaa etmeğe kalksa - lar, aç kalırlar. — Doğru anne. Amma avukat» lar, müdafaa ettiklerinin masum olduklarma kanidirler. — Ne yapayım, ben avukatlarm sahiden haklı tarafın müdafaası" nı yapmalarını isterim.. — Evet ama anne, avukatlar müekkillerini seçemezler. Bu münakaşa bir az daha de- vam etti. Yemekten sonra kahve- lerini içtiler. Cemil Kâzım akşam Dilimiz Istanbul Cehennemi 82 inci liste ANKARA 4 XA.A.) — TDT. Ce miyetinden: Karşılıkları aranacak arapça ve farsça kelimelerin 82 numaralı kistesi şudur 1 — Telkin 8 — Temsil 2 — Telmih 9 — Tesadüf 3 — Temaşa 10 — 'Tesshüp 4 — Temayül 11 — Teseyyüp 5 — Temeddün 12 « Teslimiyet 6 — Temessğl 13 — Tesviye 7 — Temettü 14 — Töhmet Muhtelif mektep mual- limlerinin buldukları karşılıklar 52 inci liste 46 ıncı mektep ; İstibâniz Dar yayamın — istida; İstek yar gısı — İSSN: Gösterici seçimi — İstifa - gazetelerini aldı, Refika bir kitap | okumağa başladı. Refika o sene tıbbiyeyi bitirecekti. o İmtihanlara hazırlanıyordu. Anneleri bir ce- ket örüyordu. Ertesi gün Cemil Kâzım gaze- telere sarıldı. Tevkifhaneye git - meden evvel, meseleyi bir kere daha tetkik etmek istiyordu. Fa » kat gazetelerde fazla bir şey yok- tu.. Muhartirler, genç kızdan nef- retle bahsediyorlardı. Cemil Kâzım şapkasını giydi, çanlasını aldı; tevkifharienin yolu- hu tuttu, a N İ — Hele bir kere şu genç kızla konuşayım.. Tevkifhaneye gitti. Maznunun odasına girdi, karşısmda bir ço “ cuk buldu.. Gazetelerin tarif et- tikleri hun har, vahsi kızla bu ço- cuğun arasında hiç bir münasebet yoktu.. Şapkasını çıkardı ve nezaketle: — Nahide Hanımsınız değil mi? Dedi. — Evet efendim. Ses tatlıydı. Yalnız acıklı bir ahengi vardı. — Bendeniz avukat Cemil Kâ- zım. Avukat Müfit Beyin arkada şıyım. Sizinle görüşmeğe geldim. Genç kız bazin hazin yi baktı.. Bu hüzünlü bakışlara, Ce- mil Kâzım dayanamadı, gözlerini önüne eğdi... Kısa bir sükütten sonra avukat konuştu: — Buyursanız, otursanız... Genç kız oturdu, avukat devam etti: — Sizi bu vaziyette tanıdığım için çok meyusum, gayret edelim de masumiyetinizi isbata çalışa - am, Katille maznun olan ve cürmü meşhut halinde yakalanan birine bu yolda söz söylemek bir avukat için garipti... Hattâ abesti. Ne kas dar çok kadın vardır ki melek gi- bi dururlar da, şeytandırlar, Bu kız da bir cehennem zebanisi ru- huna malik olabilirdi.. Fakat ne olursa olsun, Cemil Kâzım bu genç kızm göründüğü gibi saf ve masum olduğuna kanidi. Bu söz iyi bir tesir yaptı. Kızın gözleri güldü. Yüzü aydınlandı.. , Dedi ki: | — Teşekkür ederim beyefendi, İstifnde: Kaatmak — sitte: Çekitmek, ayrılmak — İstihale: Değişme — istihfat — Asağı, fena gösterme — İstibasi: Çıkarmak— Istiğna: Narlanma — Tstima: Ayırmak — İstişare: Konuşmak, görüşmek, Tatbikat mektebi: İstida: Dileme —— İstiğilir Yordam — İs - tifade; Karanma — İstife — Afivi Çekiime— Istihale: Değişme — fatihfaf: Aşağtama — Istimaalı Elön etmek — tstiskalı Boğuk - duk göstermek — İstisna: Ayırnis — İsi şar: Araştırma, İstida: İstemek — Hstidiki: İp uçlar — İstifade: Kazanma — İstifa; Unanma, bik“ ma, Şekile — stiline; Değişme — İstik- faf: Alay, buyağı bulma — İstihasi: Bide İ etmek — istiğne: üz çevirme, bakmama İstiğrar: gülünç bulmak — Tstiktar, Kevar- casına; İstisma: Ayırma, ayrıma — letişa- ro: Danışmak, yol sorma, 57 inci mektep: Hstibânt: Dilediğini Yapma — tstida: Yal. varımık isteme — İSLLM: Sone — İsti falez Kazanma, Kâr etme — iatşa; Ken - diliğinden çekilme — Yapılması küç, değişme — İstihta!: Döğer vermemek — İstihkak; Yararlık, kazanmak Şatihei; elde etme — İstiğne: Yüz Sevirme —— İstiğ- rap: şaşa kalma — İStiseal: Beğenmediği. Bi Gayurmak — İstisna: Ayırma, dışarı be - rakmu — İstişare; Kenküş, 36 mcı mektep: Afi: Suçunu bağlama — Ahit: Ant, söz verme — Akar: gelir — Akıl; Anlayış— Akim: Yarı kalan — Alâka: » Gk — Alimet: iz — AMI: Eksiklik — Asır; 10080 ne — Aşk: Aç bağldığı — Avam; Kaza, bil gisiz — Ayıp: Leke — Aynen; Kendisi, 37 inci mektep: Astida: Yazı e İsteme — İsimliği; An layış — İstifade: Yaranma, bilgi genişliği— İstifa: İşten çekilme — İsiihale; Değişme — İstihfaf: Hor görme — İstihkak: işlemiş pa- ra — İstikani: Ele Gecirme — İstiğea: Yür çevirme — İstiğrepi SAPMA — İstiskel: Ba. Zok söz — İstisna: AYrI kalma — fetişare; Danişma, 37 inci mektep: Matida: İsteme — İstbat: Türesin kullan Dış — İstidil, Kılavazdu anlima — İstife de: Kazanma — İstifa: Kurtulma — İstiha- le: Değişme — İstikiaf: Küçük görme — İstihkak: Kazanç Karmdığı — Batihsnl: Eide etma — İstiğam: İstememe — lstiğrep: yaş ma — İstiskel: dsteksirliği gösterme — İs. tisna: Ayırma — #işare: Danışma, 38 inci mektep: | İstibünt: Dilediği Si yapma — İstide: Yalvararak dileme — İstifade: kananma, kâr etme ,— İstifa; Kendiliğinden çekilme — İş» #ihnle: Yapılması SO — İstiklar: Değer vermemek — İstihkak: Yararlık, kazanmış İ İtiğna: Nazlanma — İstiğrap: saşmak — — vi 5 — VAKIT 5 Haziran 1933 se TARİHTE BÜYÜK YANGINLAR — 34 Yazan: Niyazi Ahmet Yangın belâsı kolera belâsını ortadan kaldırınca .. 1282 senesi İstanbul müthiş bir kolera kasıp kavuruyordu. Ham - mer tarihi bu kolera hakkımda şu | satırları yazıyor: “İstanbul o tarihlerde kolera - ya maruz olarak yevmi vefiyat binleri aşmış.,, İşte bu anda çıkan Hocapaşa yangmı her tarafı silip süpürü - dü. Ve müthiş kolera ortadan| kalktı. Gene tarih bu noktaya şu! satırlarla işaret ediyor: “Dimağ sl larm sureti tefekkürüne göre allah kullarma acıyarak ikinci belâ üze rine birinciyi refetmiştir.,, İkinci yangın belâsınn, kole - ra belâsını ortadan kaldırması herkesi memnun ediyordu. Ve ha- kikaten bu yangın allahın bir lüt- fu telâkki ediliyordu, Bunun için gayet garip bir hikâye uydurul « muştur. Birçok tarihlerimizin de kaydettiği bu hikâye şudur: Mec « zup bir adam koleranın hüküm sürdüğü (günlerde (sokaklarda “Yıkma yak.. yıkma yak..,, ava » zesile dolaşırmış. Bu meczubu ta- nıyanlar sözlerinden teşe'üm ede « rek yakında koleradan daha büyük bir felâket geleceğini söylerler « miş. Hocapaşa yangı bir çarşam ba gecesi saat beşte başlıyarak perşembe gecesine kadar devam eti. Sert bir gün doğusu rüzgâr! esiyordu. Ateş beş on kola dağıla- rak Cağaloğlunun üstünden geçe- rek Kadirga limanına (Kumkapı Nişanca taraflarına kadar ilerle - di. Divanyolundan (Sultanahmet meydanma kadar olan bütün saha mahvolmuştu, Çiftesaraylar, Sedefçiler tama- mile yanmıştı. Kumkapı ile Ni » şanca arasındaki Muhsine hatun mahallesinde çok kıymetli bir tü - be de yanmıştı. Fakat bu yangından sonra bü- yük kolera ortadan kalktı. İşte o vakit sokakları dolaşan meczubun : “ Yıkmıyak yikmr- yak,, sözünü şu surttle tefsir ettiler. “Yarabbi * kulların günahkâr ve bittabi cezaya müstahaktır, Fa- | kat vücudu insan binayı ilâhidir. | Bunları kolera ile yıkmaktan ise ibret alıp tövbe ve istiğfar etme - leri için evlerini yak.,, İstanbulun yarısından fazlası yanmış, en mühim ve tarihi bina - a süre: Danışma. 40 ıncı mektep: İstibdat; Ezicilik — İstida: Dilemek —İs Hdlâl: Anlama, yarma — İstifade: Yarar getltn, aliv; Vazgeçmek — İstihale: Dönme, biçim değiştirme — İstihfat: Sıymamak — İstihkak: Kazanmak — İstihsal: çıkarmak — İstinkal: Bayağılamık — İstisna: Ayırmak, seçme — İstişare: Sözleşmek, danısnak — 41 inci mektep: Yatlön: Pullu kâğıt — İstiditi: çıkartma seume — İstifade: Kazanc, öğrenme — is tifa: İstekle çekiliş — İstihale: Değişme istihfaf; Alay etme — İstihkak: Kazanç — İstihmal; Eide etme — İstiğnn! istememe — lar kül olmuştu. Binlerce insan aç ve çıplak sokaklarda kalmıştı. Fı kat halk bayram yapıyordu. Çün- kü büyük ve müthiş kolera orta » dan kalkmıştı, N Halkın “Sultan - Abdülâzizin himmetile kolera mündefi old diye tezahürat yapması. O devs rin haleti ruhiyesini gösteren çok mühim bir noktadır. ş N Gerçi yangmdan sonra vefiyat onda bir derecesine düşmüş birkaç hafta sonra tek vefiyat görülme » mişti, Fakat her halde bu yangın da Abdülâzizin himmetile olma « mıştı, . ; Bu büyük yang dediğimiz gi bi bir çok semti kül yığmı haline getirmişti. Hocapaşa en kibar ailelerin o turdukları bir semtti, Mutena ko « naklar, müzeyyen türbeler vardı. Yangından sonra bir daha bu gibi i inşaat yapılmadı. Buralar musevi ve rumılara terkedilmişti. Ve halâ musevi ve rum imubitidir. denebilir, Bu yangın hakkmda © vaktin gazetesi olan Ruznamei Ceridei | Havadis (1) gazetesi şu malüma- tı veriyor? i a wwe Halil efendi mamnda bir. adamın müsteciren mukim olduğu hanesinden ateş zuhuru ve rüzgâ- ii rın yardımı ile etrafa sirayet ede rek adeta kığılcım ve tahta parça larının serpintisinden zemin ve za man ateş içinde nümayan ve biça- re harikzedekân hayran ve giryan olduğu halde Cağaloğlu ve Tavuk pazarı ve Çemberli taş v6 Divan yolu ve Gedik paşa ve Kadırga ve Kumkapı semtlerine kadar sa“ larak Sultanahmet meydanında kâin kılmç hanede körlenip yirmi saat mümtet olarak ertesi gün sa- at yarım kararlarında basin tır. i i Aynı gazete bu yangında ya « nan büyük konakları sayıyor. Bun lar Yusuf Cemil efendinin, zaptir ye istintak başkâtibi Bedri Beyin, Tahsin Bey zade İbrabim Beyin, | Ziver Paşa ve Arif Paşanın, İran | sefiri mirza Hüseyin han hazret » lerinin, Süleyman Paşanm, müder | ris Sait Efehdinin, hazinci hassa muhasebecisi Ata Beyin, hülefa - dan Mustafa Necip efendinin, di- vanı muhasebattan Sami ve şeh « bender Halil efendinin ve daha on beş kadar erkânm muazzam ko « nakları yanmıştır. a Bu yangında Ceridei Havadis gazetesinde çalışan mürettiplerin de hemen hepsinin evleri yandı « ğından gazete bir hafta çıkama » miştir. Üç gün sonra Bahıâlide bir ko- misyon teşekkül ederek iane , lamak için bir teşkilât hazırladı... laneye ilk evvel sadrazam 80,000 akçe, ikinci hariciye nazırı Âli Pa- şa 75.000 meclis reisi Kâmil P; 75.000 akçe verdiler, * (Devamı var) — ———— ; e i ill numara. 236, Rebiilahle 17, sene

Bu sayıdan diğer sayfalar: