e gn a ZAKIT 1 Haziran 1933 Define Adası ELMAS ARAYICILAR -710- Toni masanın üzerinde taşları göstererek yüzünü buruşturdu: — Bütün bunlar, dedi, iki'kişi- nin ölümüne değmez, — Bunlar kaç para değer? Nakleden : fa. yz ç ea 78 Nİ e EE sesler ve boğuk boğuk feryatlar da duyuluyordu. — Buradan gidelim. Toniyi takip ederek bir kapıdan girdim. Evvelâ, iki küçük mum Elile şöyle bir tarttı: —Eh... Belki üç dört yüz rupye |dim. Sonra, gözlerim yavaş ya - ışığından başka bir şey göreme » eder, piyasaya göre.. Toniyi bir denemek istedim: — Her halde bu para senin ce- binde olsa, fena olmazdı zannede- rim,. şeyin üzerinde, bizim amele uzan Yan gözle bir baktı: mış yatıyordu. Yatağın önünde — Sen fena bir çocuğa benze -| daha şimdiden dullara mahsus be- miyorsun.. Elbet daha iyi olurdu İyaz libas geymiş olan bir kadın amma, daha pek toysun. Tıpkı | diz çökmüştü. Geri kalan dara - demin anlattığım kobra yavrusu | cık yere de çalğıcılarla şeytan kö- gibi. Farzet ki bu taşlardan biri- çekleri çıkmışlardı. sini şöylebir kenara aşırdık, iddia! Al, kişi idiler. Dördü oynuyor, ederim ki kırk sekiz saat» kalmaz | ikisi çalıyordu. Hepsinin yüzün- vaş karanlığa alıştı. Oda şeklinde bir yer gördüm. Bu daracık ye - rin dört tarafına çömelip oturmuş- lardı, Dip tartfta, yatak gibi bir komiser ziyaretimize gelir. Etraftakileri gözlerile göstere - rek: —Demin, diye ilâve etti, taşlara bakarken, yirmi çift gözün de ma- sanın üstüne dikilmiş olduğunu görmedin. Madenin bütün ame - leleri, bu dakikada, ne kadar taş çıkardığımızı, sayılarını, kıymet - ler#ni, cinslerini hepimizden iyi bi- liyorlar, Hem hiç te enayi olmı - ya patronun, elbet bunlardan bi- risi adamıdır. Toni yere tükürdü: Bu pis heriflerin gammazlık- larıolmaseydi, şimdiye kadar mil- yöner olmuştum, gitti. Sonra amelelere dönerek: — Haydi, dedi, hâlâ ne duruyor. sunuz?. Yavaş yavaş yürüyerek şehire döndük.Güneş Rassagalanın arka- sından batıyordu. Dağın yüksek tepelerinin, şehirin üzerine gölge- leri akıyordu. Kargalar uzun bir siyah zencir halinde gıcırdıyarak geçiyorları. Toni birdenbire durdu: — Demin söyledim di ya.. Dinle bak, Uzaklardan bir dümbelek sesi geliyotdu. Toni acı acı güldü; mr- rıklandı: — Şeşytan köşkleri!.. — Gidip bakayım. Hiç görme- dim. Olmaz mı?. Tohi homurdandı. Fakat razi oldu. Meydanın etrafı toprak bir duvarla çevrili idi. Duvarın üstü- ne kırık şişeler dikilmişti. orada uzun, üstü çinko kaplı bir bina vardı, Dâvarları neden olduğu belli olmıyan bir maddeden yapıl- mıştı, Her üç metrede bir ka» pısıolan bu binanın içinden, üstle- rinden başlarından bitler akan çıp- lak çocuklar çıkıyor, pisliklerin etrafında uçuşan sinekler arasmda vaktin geç olmasına rağmen oyna- şıyorlarâr. İlerledikçe dümbelek sesi ar- tıyordu. Şimdi zurnaya benzer * 7 de feci ve korkunç maskeler, baş- larında kırmızı tüyler vardı. Gö- ğüslerine ve kulaklarına da kırmı- ps çizgiler çizmişlerdi. Peştemal- ları da kırmızı idi. Kollarında ke- mik bilezikler, ayaklarında ba * kırdan kocaman halkalar vardı. Yaralının karşısında eğilerek kı- zıl tüylerini oynatıyorlar, bilezik - leri birbirlerine çarparak müthiş haykırışlarla doğruluyor, sıçrıyor» lardı. Onların haykırışlarını, ora- da toplanmış olanlar tekrar edi - yorlardı. ı Bu patırdı arasında oraya gel - miş olmamızın kimse farkına var- madı. Bununla beraber Toni en- dişeli görünüyordu. Homurdana- rak: — Doğrusu, diyordu, hatırm i - çin buraya geldim. Bu manzarayı seyretmektense, heriflerden on da- nesile döğüşmeği tercih ederdim. i Sordum: — Ne söylüyorlar Toni? Söyledikleri şarkıyı dikkatle din ledi: — Ne bileyim ben! Bir şeyler söylüyorlar. Serendiplilerin lisa - nınt alt üst ederler. Yerliler el çırparak haykırışıyor- lardı. Toni bir az daha dinledi ve kulağıma duyurmak için adeta haykırarak, anlıyabildiklerini söy- ledi: | Dünya şeytanları, dünya şeytan- | ları Diken tırnaklı şeytanlar Bu adam dostunuzdur..... — Üst tarafını, dedi, anlıyamı yorum. Ne Hintçe, ne tamil ne de Serendip lisanı.. Belki de baba - dan oğula anlamadan söylenilen şarkılardan vedda lisanından bir şeyler... Şimdi, derin bir süküt olmuştu. Sade kadının hıçkırıkları duyulu: yordu. Odaya bu aralık bir aydın- İrk daha getirdiler ve zavallı ame- lenin ağzından pembe bir köpük sarktığını farkedebildim. (Devamt var) ABANA LL LA i e Memleket Haberleri o SALÇA Eskişehirde Sıtma mücadelesinin faideli neticeleri Bu sene şehir ve köylerde yatı mektebi açılacak ESKİŞEHİR, (Hususi) — Sıt- ma mücadelesi teşkilâtr mevsim dolayisile şehir ve köylerdeki su - | lanma işlerini son derece sıkı bir kontrol altına almıştır. Mücadele idaresi sulanan çayır ve tarlaların bataklık yapmaması ve sivri sinek lerin barımıp beslenmemesi için tedbirler almaktadır. Aynı za - | manda köyler muntazam surette dolaşılmakta ve icabedenlere ki - nin verilmektedir. Mücadelenin başlangıcında köy. lerde, bilhassa çayır bulunan mım- takalarda yapılan ilk muayene yüzde 85 nisbetinde sıtmalı bulun- duğu halde sıtma mücadele teşki- lâtmın gösterdiğiğ ihtimam saye - sinde bu nisbetin şimdi yüzde 15 e düştüğü görülmektedir. Bu da sıtma mücadele teşkilâtının mem- leket için hayırlı birmüessese ol - duğunu gösterir. Yatı mektepleri Eskişehir maarif müdürü Hüsnü Uluğ Beyin teşebbüs ve gayretile vilâyet ve köylerde bu sene on se- kiz dane yatı mektebi açılmasına Maarif Vekâletinden müsaade a - Immıştır. Bu mekteplerin açılma- sına kereste tüccarları ve köy ihti- ! yar heyetleri azami surette yardım edeceklerdir. İlk mekteplerin tenezzühü Akçalan, Şarkiye, Turan, İhsa - niye, Kurşunlu ve İstiklâl mektep- leri talebeleri muallimlerile birlik- te sırayla yağcılar parkı denilmek- le maruf bahçeye gelmekte ve muhtelif idman talimleri ve eğlen- celer yapmakta idiler. Geçen haf- ta başından itibaren de diğeğr ilk mektepler; birer gün yağcılar par- kında eğlenceler tertip etmektedir. ler, Idman şenlikleri İdman şenlikleri mıntaka saha - smda yapıldı. İki yüz kız ve er- kek talebe muntazam geçit resmi yaparak saha içinde yer aldılar, Lise beden terbiyesi muallimi Hüs- nü Bey, idman şenliklerinin gaye- sini yüksek bir sesle anlattı. Tale- be velileriyle idman şenliğine işti- rak eden halkımıza teşekkür ede- rek saygılarını sundu. Önce erekek talebe, sonra da kız talebe idmanlarını yaptılar, Kız talebe idmanlarına başlarken ha - va birdenbire karardı ve sıkı bir şekilde yağmur basladı. Jimnastik elbiselerile geçit res - minde herkesin takdirini celbeden kız talebenin idmanları yağmur yüzünden seyredilemedi. M.Ş. Manisada iki katil asıldı Manisa, 30 — Silâhlı oldukları halde bir evi basmış ve bir kadını parça parça ederek öldürmüş olan Recep ve İsmail isminde iki hay- dut Ağır ceza tarafından idama mahküm edilmişlerdi. Temyiz mah kemesi kararı tasdik ettiği ve bu karar da Millet Meclisinden geçti ği cihetle haydutlar bu sabah er - kenden uyandırılmışlar ve hapis - haneden hükümet konağı meyda- LK Eskişehirdeki zelzele | Sinemaları, kahveleri boşalttı. Halk sokaklarda kalmıya mecbur etti Geçen gün Eskişehirde bir zel- zele olduğunu yazmıştık. Bu zelze- le hakkında “Sakarya,, şunları ya- zıyor: Perşembe günü akşamı saat yir- mi dördü on geçe şehrimizde ce » nuptan şimale doğru şiddetli bir zelzele olmuştur. Halkın bir çoğunun yataklarına girdikleri ve tatlı uykularıma dal- dıkları bu saatte, toprağm derin - liklerinden gelen korkunç bir oğul. tudan sonra bir çatırtı duyulmuş, binalar yerlere kapanırcasma sal - lanmağa başlamıştır. Bu korkunç hâdise nihayet iki saniye kadar sürmüştür. Saat bire doğru tekrar bir zelzele olmuşsa da bu evvelki- den hafif geçmiştir. Maamafih zelzelenin ardı kesilmemiş, saba - ha doğru arz iki defa daha sarsıl- mştır. Cuma günü saat on dokuz- da hafif bir sarsıntı hissedilmiştir. Birinci zelzelenin şiddetinden kor» kan halktan bir çoğu sokaklara ve bahçelere dökülmüşler, o geceyi sokakta, bahçede ve istasyon” geçirenler pek çoktur. Zee süreksiz olduğu için çok şükür ie him basarat yapmamıştır. ye bir çok binaların bacalar, bazf rak duvarlar yıkılınış, bir e, kârgir binalarda çatlaklar gelmiştir. Zelzele istasyon mi” kasmda daha şiddetli hissedil” Devlet Demiryolları atelyeler a dürü Şaban Beyin oturduğu muhtelif duvarları çatlamış, vE lar, kiremitler dökülmüş, ©“ rulmaz bir hale gelmiştir. İstasyondaki büyük fabrikif bacası du çatlamıştır. Bir baki” Hn raflara dizdiği rakı şişeler 1. re düşmüş, I8 liralık zayiat! Iaruştur. Tohum ıslah istasyor” e da bir kı:r topra duyar” çöktüğü hasr alınmıştır. > İle esnasında kahvede otura8 ”, kimseler, gencere camlarını rak dışarı fırlamıslar fr. Koi “lâyetler İvi zelzele hakkınd? # haber gelm»diğine göre yp # | Eskişehir olduğu tahmin İ tedir. Küçükpazarda Derik'te Bir hortlak Toprak dağıtma, çekil? Kefenle mezarın- dan evine kadar Gitmiş ! Son günlerde sık sık görülen bir havadis vardır. Anadolunun muh- telif vilâyetlerinden, İstanbulun bazi yerlerinden düyulan bu ha - vadis “ölülerin dirildikleri, ölme - | den gömüldükleri,, dir. Bundan bir müddet evvel Artvinde böyle bir bâdise olmuş, yıkanmak üzere ö- len bir hoca karısını kefenle seriden ayni şekilde bir havadis al dık. Büyükadada mahkemeye inti- kal eden bir hâdise oldu. Bugün daha garip ve daha hay - ret edilecek yeni bir dedikodudan | bahsedeceğiz. Bu yeni dedikodu Küçükpazar- dan gelmektedir. Bütün Küçükpa- zar kadınları bir müddet evvel ö- len bir hocanın karısını kefenle dolaşırken gördüklerini, bütün ta- lâkatlerile şişirerek anlatmakta - dırlar,. Bir kadın bunu şu şekilde anlatmıştır: “— Zavallı kadın kırklardan o- lacak.. Bir gece evine gelirken gör- müşler.. İki de polis karşısına çık- mış, polisler “dur!..., diye taban- calarını çekmişler, Kadın: — Aman demiş, sakm ateş etme yiniz. Ben hocanın karısıyım. Gör. miye gidiyorum. Beni öldüremez » siniz. Çarpılırsmız. Bu kadının anlattığına göre ho - canın karısı kefenle evine gelmiş, kapıyı çalmış ve kocasını çağırmış tır. Hoca karısının sesini tanımış, pencereden onu kefenle görünce korkmuş, kapıyı açmamış.,, Bu dedikodu epey zamandanbe- nına getirilerek hüküm okunduk: | ri devam etmektedir. Bütün Küçük tan sonra asılmışlardır. pazar halk hergün birbirinden ye- mücadelesi ve kaçâ”” koyunlar < Derik, (Hususi) — Tel yi muhtaç çiftçilerin bu hayati 4 yaçlarını temin için ötedenb©” kip edilen toprak nine mızda da başlanmıştır. | yeli masraflarles#lin alınan Sw köyün binlerce dönüme be toprakları usul ve nizami di gd de toprağı.olmıyan köyl ğıtılmaktadır. ai Köylünün refah ve sandelye min eden bu yüksek alâk* mızda umumi bir hoşmudi dırmıştır, © SL Hükümetin geniş arazi p derek sahiplerinden pesi” ai halk aldığı toprakların eli ii yirmi senede ve yirmi m sitle ödiyecektir, g Bir kaç senedenberi yapi çü kirge mücadelesine bu “ çekirsi detle devam edilmiştir» yak! lerin dağılmasına ii a madan olduğu yerde Bu a vaffakiyet hasıl olmuştur. dir barla bu sene de me? di ten tamamen kurtarılmış” w Hayvanlar vergisine ga yoki> ” tihaz edilecek olan e ması da yapılmıştır» p malını gizlemek istiy?” davar” takriben dört bini b , rı kaçak olarak yakal Bu sene kaza beri © gu mezruat beş on gür ee ağ” eden kuraklıktan günlerde bir yağmur 5 m yad ni ti” : ; kavadisler ve © Bi ml uydur? ae af İ yar kadınların VEN yy VE bf söylemiye bilmeyiz 107 yildt Tabii hiçbir polis 8 Pilli hortlakla karşılaş © çi çok memnundur.