— — VAKIT 28 Mayıs1933 217 sene önçe bir Türk sefiri 28 Mehmet Efendinin Paris seyahatnamesi Bundan sonra artık gezelim,, de dik. — Bu kalenin bir güzel odası vardır. Onu da görmez misiniz? Mareşal da gelmiş, sizi bekler! Dediler. Bunun üzerine maze - ret sebebi bulamayıp çarnacar yü- rüdük. Bir oda ki peri çehresi kız- ların resimlerile pürnakış idi. Mareşal biz girince ayağa kal- kıp selâm verdi. Karşı karşıya © : turup periipeyker güzeller etrafı - mızı aldılar, kahveler, şerbetler, , şekerlemeler hazır etmişler.. Birer miktar yedikten sonra: — Size karşı ikramda göster - diğimiz kusuru affediniz! Diye itizar ettiler. Biz de mem- nuniyetimizi beyan edip halimiz - den şükrettik. Sonra veda edip ye - rimize geldik. Meğer mareşal Osmanlı gör - © memiş, bizi görmek istemiş. Bizim ayağımıza gelmiye tahammül et - meyip davet etsek de icabet et - mez, acaba ne yapalım?. bu zatı görmenin kolayı nedir?,, derken kale seyrini tedbir etmişler. Bizi tahrik ve tergip etmenin aslı buy- muş... Geldiğimiz gemilerden başka - sına binmek lâzımgeldiğinden bu- rada da üç gün kaldıktan sonra mareşalın hazırlattığı kendi gemi - sine bindik. Bilay kalesine vâsıl ol- duk. Bordo şehri İspanya tara - fında olduğu için şehrin karşısına geçmek lâzım gelmişti. Bilây ka- lesi Bordo şehrine iki saat mesa - fededir. Cezir vaktinde ( hareket ettiğimiz için nehir cereyanmm hayrı yüzünden üç saat olmadan kaleye vardık. d Gemiden çıkar çıkmaz kral ta- rafından bizim için on iki yedek at ve kıralım mirahoru olan beyzade maiyetiyle birlikte © gönderilmiş. Hatta yedeğin biri murassa semer le müzeyyendi. Bu beygirle bir de arabayı nehrin kenarında (hazır tutuyorlardı. Hangisine binersi « niz? diye sordular. Hava yağmur- lu ve soğuk olduğundan arabayı — tercih ettik. k > i k © rafta selâm durmuşlardı. © bir nebze rahatsızlık Kale ve şehir askerleri iki ta - Arala - rından geçip bize ayrılan eve git - tik. Bizi Paris şehrine götür - mek için gelenler bütün mühim - matla burada hazır bulunuyorlar - miş. Herkesi burada bulduk. Buraya kadar nehir yoluyla geldiğimizden — nehir gemileri de maiyetimiz için kâfi bulunmadığından doğrusu çekilmişti. Mihmandarımız olan beyzadeye: — Denizden yolumuz çok şü - kür tamam oldu. Şimdiden sonra yol karadandır. Malâmunuz kış ha li, gerek arabaları gerek beygir - leri bir iyice hazırlayınız ki adam- larımızm rahat olduklarını iste - riz!, Dedik. O da: — Arabalar mahsus Paristen getirilmiştir. İktıza eden binekler kifayet miktarı tedarik olunmuş - tur. Lâkin eşyanız ve yükünüz çok ça görünüyor. Kış da şiddetlidir. Hepsini yerleştirsek bile batanlar murdan korkarım bize ayak ba- olur. Mer zaman Tâzım olmıyan “ eşyayı ve bazı zahireleri bana tes- lim ediniz. İnşallah Pariste size Mam Biz de kabul edip eşyamızın yarısından fazlasını teslim ettik. İ Oradaki kalyonlardan bir tanesini kiralamışlar, ona naklettik. Parise dört konak yer olan Havra gön - derdiler. Biz de yanımızda kalan malla- rı dengetmek için bir gün daha ka- larak ertesi günü Parise yollan - dık. Beş saat yürüdük. Pont kari- yesine de beş saatte vardık. Ora - dan öteye ve nihayet (Sent) nam şehre girdik. | Bu şehir epeyce büyük ve halkı çoktur. Buraya gelinceye kadar yollar bozuk olduğundan bir hayli zahmet çektik. Adamlarımız da ve eşyamız da ıslanmadan, Çamur - lanmadan bir nokta kalmadı. Yük arabalarımız yetişmediği için iki gün orada bekledik. Oradan da kalkıp beş saate Sentjan şehrine geldik. Oradan oraya gide gide| Potye şehrine vardık. Bu şehir bü- yük bir yerdir. Seferde mevsim kı- şa tesadüf etti, yollar bozuk, ara- balar dar, adamlarımızın bulun - dukları yere sığmaz, süvarileri * mizin bevgirleri natuvan olduğun - dan ziyade zahmet çekilmişti. Potye şehri baştan başa kale - lerle, surlarla kapalıdır. Ama ka - lesi gayet köhne olduğundan bi - nası gayet namatbudur. Temiz pak evleri azdır, kibarı azdır. Ek- serisi orta halli ve fıkaradır. Gel - diğimiz zaman büyük alaylar ter ! tip etmişlerdi. Kralın bir bölük i muhafız askeri burada kışladığı| için gerek onlar ve gerek şehir as- keri sur haricinde konağımıza ge * inceye kadar bizi istikbal etmişti. Her şehir ve kaleye uğradığımız | zaman bir miktar atlı istikbalimi- ze geliyor ve şehre girerken istik - İ bal alayları tertip olunuyordu. Şehrin ayanı ve konsoloslar | hediyeler ve şekerlemelerle gelip bize safa geldin dediler. Şehir ve kale yollarında erkek kadın bizi karşılıyanlar o kadar çoktu ki sa- nırım, bunun haricinde şehir halkı kalmamıştır. Hepsi yollardaydılar. Konağımıza girince bizi gör - mek için halk o derece tehacüm gösteriyordu ki, kapıda duran as- kerler bunlara mâni olamıyorlar - dı. Bu yüzden bir kavga kopuyor, bağrışmalar oluyordu. Bazı kadmlar meclisimize bay - gın bir halde geliyorlardı. Bir ke- re meclisimize böyle bin türlü me- şekkatlerle girmişlerken çıktıktan sonra evlerine gitmeyip < avluda bekleşirler, tekrar girmek için fır“ sat beklerlerdi. Bazılarının bin belâ ile birkaç kere girdiği olurdu. Soğuk ve kar- İı havada titreşerek gece saat üçe, dörde kadar havluda durup gitmi- yorlardı, bu hırslarına hayran ka - lıyorduk. Kral tarafından gelen yedekler yanımızdan gittiği için, Devamı Var Tartı âletleri muayenesi Haziranın birinden itibaren bü - tün belediye şubelerinde tartı alet- leri muayenesine başlanacaktır. Bütün tartı aletleri ve dirhemler sıkı bir kontroldan geçirilerek dam galanacaktır.Noksan bulunan tartı aletleri ve dirhemler müsadere e - dilecektir. Muayene temmuza ka- yi İngilterede Hariciye nazırının mühim bir nutku Almanyaya müsavat bah- şında ihtiyat lâzımmış Londra, 27 (A.A) —Sir Con Simonun Avam Kamarasında söy- lemiş olduğu nutkun baştan başa İngilterenin Amerika tarafından emnü selâmet lehine yapılan mü - dahaleye iştirak ederek Avrupa sulhunna esaslı ve müsbet surette yardım edebilmesi için Amerikan müdahalesinin ehemiyetini büyült meğe matuf olduğu zannedilmek - | | bağırarak, çağırarak yatacakları tedir. Sir Con Simon, Amerikanın mil letlerin mesaisini işkâl edecek hiç ! bir şey yapmamak suretindeki ta- | ahhüdünün kat'iyyen menfi olma- yıp bilâkis takdire şayan bir teş -| vik olduğu mütaleasındaır. Bu nutuk, kamara tarafımdan u- mumiyetle tasvip olunmuştur. Bununla beraber amele Fırkası | İerelineiiktlfülleerteriiği lideri Mösyö Lansbury, Mösyö Nor İ man Davis teminatını pek muhte « rizane bulmuş ve bilhassa mes'uli- yetlerin tayininden sonra yapıla - cak müşterek harekete Amerika - nın iştiraki şartını tenkit etmiştir. Sir Austen Chamberlain de Sir Con Simonun sözlerini tasvip et - miş, ancak Almanyaya müsavat bahşedilmesi meselesinde ihtiyatlı davranılmasını istemiştir . Müzakere, reye müracaat edil - meksizin hitama ermiştir. Halepte bir asker zabitini mavzerle öldürdü HALEP, 26 (Hususi) — Reyha niye civarında manevra yapmakta olan askerler arasında bir cinayet olinuştur: Sabah manevrasından sonra yüzbaşı Lahay isminde bir zabit çadırına çekilmiş, yanma yeni al dığı askerden bir kahve istemiştir. Birkaç dakika sonra asker kahve- yi getirmiş, zabit bir yudum alın - cas — Bu kahve neden gaz koku - yor. Neden dikkat etmedin, ser - sem diye ileri geri lâflar söyle - miştir. Asker, kendisini sık, sık tahkir eden yüzbaşının bu seferki sözlerine fena halde kızmış, hiç bir şey söylemeden dışarı çıkmış - tır. Asker iki dakika sonra elinde mavzer olduğu halde çadırdan i - çeri girmiş ve hemen yüzbaşıya çe virerek kalbine doğru ateş etmiş - tir. Yüzbaşı hemen cansız olarak yere serilmiştir. Silâh sesine yakın çadırlardan silâhlı bir asker koş - muş, çadıra girip de (yüzbaşınm yerde cesedini görünce mavzerini yüzbaşının katili olan askere çe - virmiş, katili öldürmüştür. İki as- ker de Fransız ordusuna alınmış Mağribilerdendir. Yüzbaşınm ce nazesi Halebe getirilmiştir. e İtalyada fena hava ROMA, 27 (A.A.) — İtalyanın bir çok yerlerinde hava bozulmuş, souk dalgası hüküm sürmeğe baş - lamıştır. Bir çok yerlerde şiddetli fırtınalar olduğu bildirilmektedir. Romada sıcaklık derecesi çok a- şağı düşmüştür. Rüzgâr çok şid- detli esmektedir. Bol bol yağmur yağmıştır. Dolmites mıntakasma ve Trente şehri civarmdaki dağlara kar yağ- mıştır, “Kurt, Kuzu Kartal —1 Kavga | Suriye sahilindeki Kayseri şeh- | rindeyiz. Şehir on binlerce misa- firle dolu. Sahil baştan başa ça - dırlarla donanmış!... Hanlar, ev - ler, hatla evlerin bahçeleri misa - firlerle tıklım tıklım! Koca şehir geceleyin bile bir arı kovanı gibi vızıldıyor. Misafirler, ziyafetler - den akın akın, şarkı söyliyerek, yerlere dönüyor, biraz ayık olan -| lar, büyük sirkte gördükleri, ya - hut yarın görecekleri oyunlardan bahsediyorlar !.. Bütün bu gürültünün, bütün bu neşenin, bütün bu heyecanın sebe- bi ne?!.. Yahudilerin kralı Agripa, efen- disi ve metbuu Roma imparatoru etmişti. Onun için kanlar odökülüyor, kurbanlar kesiliyor, onun için eğ- leniliyor, oyunların en kanlısı, en korkuncu oynanıyordu. Onun için sürü sürü adamlar toplanarak sir» | ke sevkediliyor ve vahşi hayvan -| lara atılıyordu. Eğlencelerin en başlıcası, vah- şi hayvanların insanları nasıl par- çaladıklarını seyretmekti! Onun için şehrin bir tepeci - ğinde duran kasvetli bir binanın, yüksek duvarlarla ve derin hen - deklerle çevrilmiş hapishanesinin içi bu çeşit insanlarla doldurul - muştu. Bu çeşit insanların kimine “şerirler,, — deniliyordu. . Bunlar, türlü türlü siyasi cürümler irtikâp etmiş yahudilerdi. Bunlar yarın sahneye çıkacaklar, hudutta esir edilen iki yüz arapla karşılaşarak döğüşecekler ve herkes bunları seyredecekti!, Araplar at sırtında, kılıç ve muzrakla, fakat kalkan kullanma" dan yahudilere hücum edecekler, buna mukabil yahudiler silâh ve kalkan kullandıktan başka zırhla- nacaklar ve onları karşılayacak - lardı, Neticede diri kalanlardan kor - kaklık göstermiyenler serbest br - rakılacaklardı. Bu “şerir,, ler, hapishanenin avlularından birini işgal ediyor - lardı. Hapishanenin diğer bir av - lusunda bu çeşit insanların veya bu kurbanların başka bir çeşidi! bulunuyordu. Elli altmış kişiden | müteşekkil olan bu kafile geniş av | lunun kemerleri altında oturuyor- du. Dokuzu onu müstesna, hepsi | de ya orta yaşmı geçmiş, yahut ihtiyarlamıştı. Gençler vel seçilerek gladyatörlük yapmak için ayrılmış, geride yalnız işe yaramıyacaklar kalmıştı. Bunların hepsi de yarım asır kadar evvel ortaya çıkan ve yeni bir mezhep vücuda getiren “Mesih,, in taraf- tarlarıydılar. Bunların kanaatine göre bu Mesih, salip üzerinde öl - müştü, Herkes, bunları o maslup Mesihi allah tanıdığına O zahipti. Taraftarları onun bir gün sema - dan inerek yer yüzüne hâkim ola- cağına inanıyorlardı. Bunların akıl larile oynıyanlar, bunları sürüden ayıranlar, bir takım gizli propa - gandacılardı. Kapı, kapı dolaşan bu propagandacılar, genç ihtiyar birçok erkek ve kadınları kandır- mışlar, Mesihin mezhebine sok - muşlardı. Asıl yahudilerin bu yeni mez * | pek biçareydiler. çe ii in ve | ların, ihtiyarların, kadı tarafınd?” yp“ | iştihasmı tahrik ed Kavgası 2— Muharriri : Ömer Ri hep taraftarlarına duyduklar müthişti. Yahudi kafası, Y havsalası bu yeni mezhebe mül edemiyordu. Çünkü sal nan bir adamı, Mesih tanı hudiliğin bütün istikbal kırıyor, yıkıyor, parlak ve ati bekliyen esir milletin ufuklarımı karartıyordu. Bu *” taraftarlarının fikir ve kanasti bul edilecek olursa, asırl er ri beklenen fatih halâskâr pi gelmiyecekti. Halbuki bütün ©, ondaydı. O halde bu masluP gil sih taraftarlarını mahveder | hudi milletinin ümidini yaşa lâzımdı. i Yahudiler kral Agripayâ sü” racaat ederek maslup Mesili > raftarlarını mabvetmesini Bi o da bu arzuyu yerine geti z Mesih ye du. Çünkü onun nazarımda pu b ristiyanların zerre kadar ig yoktu. Bunlar hem azdılar, heri e yin iyi” ri yun” . İçlerinde adama benzer vet veya nüfuz sahibi bir se yoktu. O halde yahudileri nun etmek gerekti. (o Yahi arzularını yoluna getirmek Mesihin tilmizlerinden olan kubun kellesi uçurulmuş, zindanlara atılmış, sonra birkaçı yahudilere teslim muş, onlar da bunları taşlıya lıya öldürmüşlerdi. Bunların “ w ve dinç olanları seçilerek g8” törlük ediyor, kadınları içini! “4 zel olanları satılıyor, çirkinlef , ihtiyarlar vahşi hayvanlara ai yorlardı. 5 İmparator Klot şerefine Tai? lan ihtifallerde gladyatörler müşler, sonra öteki kanlı oyun” oynanmıştı. Ertesi gün sat" yan hıristiyanlardan ihtiya” faydasızlar, evli kadınlar ve yüçü İ çocuklardan — altmışı amfite sevkedilerek otuz aslanın vi atılacaklardı. Bu aslanları” jaf : de günlerdenberi aç tutul 1dı” dı. Şayet bunlar aslanlar “o tan sonra aslanlar doyar da seri! dan sağ kalan bulunursa, bırakılacak, hatta eline de para verilecekti. ii eli” 1. das”, O zamanın insanlık bütün bunlara müsaitt cukların aç aslanlar parçalanmasını seyretmek” mi bir eğlenceydi. Hatt dan kaçının parçala! , rinde bahse girişiliyor. ecek ar dan istifade için, muhafı” Jar” vetler veriliyor, vahşi önüne atılan insanları. bir kimse düşünmüyor” var) (Deseni Bir kaç gün evvel bir piyano müsabaks*” on memlekete mensup bu müsabakaya iştirak Müsabakaya iştirak Matmazel Anne F' kazanmış ve çalman Je sikişinas Liszt'in eser çildiği için ona ©" güzel çalan kız,, ÜNYE tir, : Matmazel Anne Fiy” iğ Piyano şampi ye yer