21 Mayıs 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

21 Mayıs 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

<a i Y unanlırlık 100 üncü © Kurtuluş amm Yaparken İnkılâp Türk: Türk tanımak fırsatını buldu. elçisi komşu budunun bayra- Feçmişe ladı ve hınç ve öç dolu tizdi. 0 bir yokluk çizgisi g a vx orman şimdiye Ank, vak'alar;ı o biliyoruz. Yaklaşı ve Atina birbirine çok tava "ştar. Balkanlarda yeni ve Bediği pi reg henüz gör- ! vaziyet doğmuştur. İn- big barihinin bu büyük adımı tafa yi Türk dahisinin, Mus varlı, <mal'in adımıdır. Hiçlikten Yaratan bu eşsiz (kudret, ve öçten temelli bir dost - den atmayı da bilmiştir. O gün- ları Mae budunun devlet adam vi dostluk temeli | üstünde şerefli yapsını kurmağa aya — henüz bir türlü tü, ,, , Yan dünya için ulu bir kül dan ay anlık örneğidir. ki bu - W birin e ümkündür. Buna da karşılıklı Tük ote salışıldığını görüyoruz. ti, © Yunan gençliğinin karşı - Yaluğy?ahatleri tanışmanın en iyi Malay Eni gençlik, o büyük iv mirası üzerine İdin Yapısmı kuracaktır. Fa- Az değip dun tanımak için yollar bal; Mr Her budun zengin cep dakiyaş,arlıktar. Tarihi vardır, &- Varda, Vardır, iktisadi faaliyeti Yayı, 8 Onun için bir budunu Yaj, tek bir bakıma göre anla - Ne ve üçtür, Gene, onun için, | | Heç Faaliyetlerini araşiı iç ty dine kalırız. ie biz bu Meladaki Yunanlılığın dışpa- Maliyetine kısaca (göz » Hattâ İsadan bir önce eski polis (şehir) iktisadi meselelerin Mi düğme münakaşa edil- » görüyoruz. Bu de - en ehemmiyetli fi- mazariyeler Platon ile A- €n doğru ifadelerini * Yunanlılığın bu erken nın sebeplerini bu- zadıya araştıracak de- i $unu söyliyeceğiz ki: lif devirlerinde ül - by yletlerin eline geç- i Yunanlılık, ehem » iktisadi bir kuvvet ola” v bilmiştir, Osmanlı - e geniş imparator- i icik ihracatçı bu - im AL Fİ, FEŞEEİ # Yi İş; İİ EİEI REEİ #4 ii ncu yüz yılın sonla - ün kurul il lar İriniye başla z Z # eği iş Brüyoruz çet kurmuş bir hal ipa lk devrin hm yerleşen imei Xesinin o hemen lay kendisinde d.» savaşına dek ettirebilmiş - veriş yıllarının 1 şu olmuş- li bir 'Yuna sağ - 74 azarlarda Yunanlılık çalışma tarzı, son derecede, dik - kate değer. Yunanlılık, dış pazar- larda çok takdir edilecek bir el bir- liği örneğidir. Liberal ve fertçi a - lış veriş hayatı ile elbirliği, aykırı bir manzara göstermez. Rusyadan, Mısırdan, Romanyadan, v. 8. ge - len ve kendisine Avrupada iş arı - yan bir Yunanlı, her yerde kendi - sine uzanan bir kardeş eli bulur ve | az zaman içinde, gördüğü büyük yardımlarla, iş adamı olur. Yunan- lılrk bu suretle dış pazarda yeni bir kuvvet unsuru kazanır. Her Yunanlı bu yardımı, kendisi için, yüksek bir budun, yardımı bilir. Bunun neticesi olarak, Avrupanın en büyük alışveriş şehirlerinde, Yu nanlılık, kendisini saydırtacak bir iktisat kudreti haline gelmiştir. Dresden, Hamburg, Leipzig gibi büyük Alman pazarlarında Yunan lık bir varlıktır. Bahçelere gö - mülmüş villalar, büyük apartman lar bunun aldatmaz birer şahidi - dir. Fakat dış pazardaki bu çalış- ma dağınık, değil, toplu bir çalış- madır, Dresden'de Yunan istihsalinin büyük bir kalesi vardır: Richard Greiling Sigara Fabrikası Anonim Şirketi,. Bu fabrikanın sahibi Sam- sunlu Th. Anastassiadi'dir. Yılda aşağı yukarı 5,000,000 kilo kıyan fabrika, Avrupa'da tütün işi yapan Yunanlılar için eşsiz bir yardım yurdudur. Yüksek tahsilini Avru - pa'da bitirdikten sonra iş hayatma giren ve çok küçük bir başlangıç- tan Avrupanın en büyük fabrika - larından birini meydana çıkaran Th. Anaslassiadi, bunu, temelli tahsiline, tecrübesine ( borçludur. Fakat Yunan devleti de fabrika - nın Yunanlılık için olan ehemmi - yetini anlıyarak yardımını esirge- memiştir. Yunan devleti Amerika- ya vereceği 200,000 dolarlık bor - cu daha sonra ödemek için müza- kereye girişirken, Millet o Meclisi kararı ile, Th. Anastassiadi'ye 3,500,000 milyon marklık bir kre- di açmıştır. (Alman Tütün Gaze - tesi). Anastassiadi, tam kültürlü bir Yunan idealistidir. Verdiği si - parişlerle yurttaşlarını Alman pi - yasasında barındıran odur. İşsiz kalmış Yunanlılara iş veren, onla- rı fabrikasında çalıştıran odur. Hamburg'ta kuru yemiş pazarr- nı elinde tutan Homer Pisani de, Yunanlılığın başka tipte bir kale- sidir. O da bir çok Yunanlının Al- manyada yerleşmesini ve iş adamı olmasını kolaylaştırmıştır. Dış pa- zarlardaki Yunan cl birliği için pek çok örnekler göstermek müm- i kündür. Yunanlılık, dış pazarda İ yerleşmek istiyen yurttaşmı ileride selmiştir. Sırplar ve İunlar arası alış ve-| bir rekabet unsuru değil, bir kuv - vet olarak düşünür. Yunanlılıkta, böyle bir yardım zihniyeti ve elbir. liği olmasaydı, dış pazarlarda ça- lışan ve muvaffak olan Yunanlıla- ların sayısı çok az olacaktı, Fakat Yunanlı için dış pazar, son derece- de, ehemmiyetlidir. Orada kaza- nılan fazla bir kuvvet, ayni za- manda artan, ana yurt için kaza - rılmış olan yeni bir değerdir. Yu - nanlılığın dış pazarlarda muvaf - fak oluşunda bu el birliğinin çok büyük bir rolü vardır. Biz dış pa- zar güreşine henüz yeni çıkıyoruz. Avrupanın ötesine, berisine dağıl- mış tek tük alış veriş müessesele - rimiz vardır. Fakat bu başlangıca bakılırsâ, henüz, çok fertçi kaldı - ğımız anlaşılır. Dış pazar denilen i| büyük ve çetin mefhumu, henüz, Iyi berber Cemiyetin mekte- binde 41 berberin . . imtihanı Berberler Cemiyeti, işinin ehli iyi berber yetiştirmek maksadile bir mektep açmıştır. “Meslek ih- tisas mektebi,, ismi verilen bu mekte ve sonra imtihan edilmek- tedirler. Bu mektepte üç ay ders görmüş olan kırk berber dün bir İ belediye memurunun huzurile im- ! tihan edilmişler, içlerinden on al- İ tası kazanmıştır. Büyük bir kavga Bir hamal bir arabacının taşile yaralandı Bir bamalla bir arabacı evelki gün kavga etti. Kavga büyüdü, Arabacı hamalın başma kocaman bir taş attı, Ağır surette yaraladı. Hamal | Cerrahpaşa hastanesine kaldırılır- ken yolda öldü, Vak'a şöyle oldu: Tophanede Defterdar yokuşun- da Tahir Paşa konağında o hamal Fethullah isminde biri oturur, Ak- sarayda da arabacı Necip isminde biri vardır. Hamal Fethullah ile arabacı Ne- cip son defa olarak bir yapıda iş almış çalışmaktadır. Evvelki gün gene sabahleyin erkenden işe başlıyan hamal Fet- bullah ile arabacı Necip akşama kadar yapıda iş görmüşlerdir. Yalnız arabacı Necip yapıya son bir araba taş getirmiş, bir an evvel ahıra dönmek için arabanın çabuk boşaltılmasını hamal Fethul laha söylemiştir. Hamal Fethullah buna pek aldırış etmemiştir. Bunun üzerine hamalla arabacı kavgaya tutuşmuşlar o birbirlerini epey hırpalamışlardır. Bir ara arabacı Necip kavgada alta düşmüş, oradan kendini kur- | tarınca yerden kocaman bir taş " kapmış ve bunu hamal Fethullahın başına savurmuştur. Taş büyük ve ağır olduğu için hamal Fethullah i bir anda sersemletmiş ve yere dü- şürmüştür. Biraz sonra etraftan yetişenler Fethullahı Cerrahpaşa hastanesi « ne kaldırmak için tedbir almışlar- dır. Fakat hamalın yarası ağır ol - duğundan kendisini hastaneye kal dırmak mümkün olamamış ve ha- mal oracıkta ölmüştür. Zabıta Ne- cibi yakalamış ve hakkında taki - bata başlamıştır. Limon kaçakçılığı Limon kaçakçılığı yüzünden mevkuf bulunan limon kralı Diya- mandinin muhakemesine yarın sa- bah gümrük ihtisas mahkemesin - | de başlanacaktır. hazmetmemiş bulunuyoruz, kendi öz gücümüze o kadar ehemmiyet vermiyoruz. Bunun en büyük deli- li ise, dışpazarlarda yeni temeller, yeni çalışan Türk kuvveti yarata- cağımıza yabancılara başvurma - mızdır. Şimdiye kadar yapılan yanlışlıkları vaktinde düzeltmez - sek, bu çirkin an'anenin acı neti - | celerini Türk budunu yaşıyacak - tır. İktisat hürriyeti adını verdiği- miz şey, yalnız bu hürriyeti iyi an- lamak ve kavramakla elde edilir. Artık ona göre adımımızı atmalı ve başka budunların çalıştığı gibi ça- lışmalıyız. M. Nermi mektepte berberler üç ay ders gör: | Biraz 7 — VAKIT 21 Mayıs 1933 — Mizah eseeseraessessasanaaın Şarkılı ibretten | o Hakimiyeti Milliye son münakasalar vesilesile şu ya- zıyı yazıyor Artık bitip giden bu dedikodu, rışmamış olsaydı, bize ne iyi bir mizah fırsatı vermiş olacaktı. Ne kadar gülüp eğlenecektik. Fakat Mustafa Kemal adını anarsa, bu mizah silâhınr elimizden alabilir: Çünkü Türk milletinin büyük şe - refi ile kimseyi oynatamayız. Dedikodu günlerinde bize de bir çok mektuplar geldi. Coşkun va - tandaşlar bu mektuplarında isyan ların, hiddetlerini ve hınçlarını an lattılar. Eğer büyük isim işin için- de olmasaydı, hepsini günlerce neşreder, onlardan da istediklerini söyliyerek kendilerini tatmin et- mek vesilesini esirgemezdik. Ara- da başka bir iki mektup daha al - dık. Bunlar imzasızdırlar, içlerin- de neler neler var. Meselâ biri di- yor ki: — Karabekir Kâzım Paşa ile münakaşa etmeğe cür'et edenlerin, onunla kıyas edecek neleri var? Bu suali duyup ta Karabekir Kâ zım Paşanın şu berceste eserini ha tırlamamak mümkün müdür: Cesur, âlim olanlara savletimiz pek azdır Gölgesinden korkanlar varsa yo- lunacak bir kazdır. Estepeta, mestepeta “gir kafesö Hasan ağa! Civ civ civ miyav miyav miyav Me me me hav hav hav refikimiz | eğer ona Mustafa Kemal adı ka -| küçücük bir parça.. Yeni Türkiyede kıymetler kaybolmaz, yerli yerini bulur .. Gözlerinizi oğuşturuyorsunuz, İnanmazsanız, Şarkılı İbreti açıp #rap harfiyle okuyabilirsiniz. Eevt, Karabekir Kâzım Paşanın da bir destanı var ama, işte böyle filori » nalı Nazıma rahmet okutur bir des İ tandır. Bu memlekette put isim yoktur. O devir Şark masalları arasına gö” mülüp gitti. Şimdi biz eser, fikir ve kafa devrindeyiz. Bu öyle bir kıymet ölçüsüdür ki onu bugün, herkese karşı, mektebe başlıyan Türk çocuğu da kullanabilir. Ona bile: — Sen ananm kamında iken Ka rabekir, paşa idi, denemez. Sonra size, Şarkılı İbretteki: Hendek mendek dinlemez., Mavalını okuyuverir. Son münakaşaları takip edenler, Türk fikir adamlarının Karabekir Kâzım Paşayı ciddiye aldıklarına değil, Mustafa Kemal adını ve A- nadolu ihtilâl tarihini, aslâ, hiç bir münasebetle ciddiden uzaklaştıra- madıklarına (Ohükmetseler daha doğru olur. Yeni Türkiyede kıy - " metler kaybolamaz: Yerli yerini bulur, Karabekir Pş. hem kitap yaz dı; hem nutketti: Hem fırka kur- du; Bir kıymeti belirtecek ne ka » dar fırsat varsa, hepsi eline geçti. O, şu veya bu fikirde bulunanların elinde bir bayrak değil, &ricak bir” korkuluk olabilir. Onünla tatedik © leri kadar serçe ürkütsünler: Fa - kat sakın cümhuriyet neslinin kar- şısına çıkarmasınlar !. Türk Tiftik Cemiyeti Yeni idare heyeti, umumi idare âzaları ve yedek âzası Türkiye Tiftik cemiyetinin 1933 senesi kongresinde tadil olunan nizamnamei dahilisinin 38 inci maddesi şudur: “Cemiyetin parası bankada bu - lanur. Cemiyet emrine mevdu p&- ra reis, muhasip, kâtibin ve yahut bunlardan reisin dahil bulunduğu bir ekseriyetin imzalarını muhtevi çek mukabilinde bankadan alınır. Ve reisin ita emrile sarfolunur. Maaş ve masraf senetleri tarih ve numaraları ve hususatı münnde recatı müfredatlı bir bordroya rap tolunarak işbu bordro merkez ida- re heyetine tasdik ettirilerek senet İle birlikte hıfzolunur. İş bu mua - i mele vilâyet ve kaza şubelerinde İ aynen tatbik olunur.,, Cemiyetin umumi idare heyeti azaları şunlardır: Asli aza: Ankara mebusu Sakir, maraş mebusu Nuri, Eskişehir me- busu Emin, sabık Ankara mebusu İ ihsan, Ankara mebusu Rifat, Kas- tamoni mebusu Tahsin, Çankırı Rifat, Ankara mebusu Muslahat - tin, Seratar zade Rasim, Çulha za- de Rifat, Çayırlı zade Kemal, İcir zade Mustafa, tiftikçi Rıza Bey - ler. Yedek aza: Kastamoni mebusu Refik, Kırşehir mebusu Serdar, An kara mebusu Hasan, Avukat Sır- rı, Tiftikçi Mehmet Nuri ve Zirli Ahmet Beyler. Türkiye tiftik cemiyeti merkez i- dare heyeti azaları şunlardır: Umumi reis: Yozgat mebusu Sü leyman Sırrı, reis vekili Ankara mebusu Şakir, Reis vekili Maraş mebusu Nuri, kâtibi umumi Çan - kıfı mebusu Rifat, muhasebeci: sa bık Ankara mebusu İhsan, aza: Çulhazade Rifat, Çayırlı zade Ke- mal ve tiftikçi Rıza Beyler, Bir haber ve bir dava Belediye su memuru tarafından açılıyor Belediye su memuru Cemal E- fendi tarafından “Son Posta,, ga * zetesi aleyhine açılan bir davaya ait muhakemeye, dün İstanbul is kinci ceza mahkemesinde başlan- mıştır. Davacı vekili, Gazetede çıkan müekkiline dair bir haberin aslına uygun olmıyarak yazıldığını iddia etmiş, gazetenin sahibi ve neşri- yat müdürü, bu haberin belediye reisi muavini Nuri Beyden alındı » ğını, yanlış bir haber yazılmış ol- madığını töylemişlerdir. Mahkeme, haberin belediyeden verilip verilmediğinin otahkikini kararlaştırmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: