4 | pe eman 1 3 MAYIS Odaya girdiğim zama, i Müşt mn vurul-, İimde. O ihtiyar beye gelince, e -| tüm, tabanca olduğunu unutmuş- ul yk tabancanız vardr?, vet, tabancayı yerde bul - KE abanca sizin değil miydi?. ginız > zaman tabancanız ün 7 Ban ömrümde elime taban - , Ak Eve nasıl girdiniz?. Bal, pm önünde bir anahtar İtem, Bu anahtarla kapıyı aç * sanı nizde mücevher dolu bir Miz, lar. Buna ne dersi - Anal anla da kapının önünde, az m Yanında duruyordu. Münmağ, 3 bu söylediklerinize i- Made ee Süç. Her neyse, eğer mü- “izi, İseniz mahkemede ben e sim : İçin size ücret vere - ki. Ön param yok. Sag 73 Mevzuu bahis değil. E- Ba po İN vekâletinizi alırsam ba a reklâm olacaktır. Size darı göndereceğim. Onun - dek; Örüşürsünüz., Bu üzeriniz - i nedir?. ti > k İsemi aldılar, bu gömle- : ban dürdiler, Benim elbisemde f eri varmı: 3 iŞ. «İİ seniz Merak etmeyin, gidip elbi- yi örürüm. Size de elbise Miş, , “m. Burada rahatınızı te- Salışrım, —3— Ay e AVUKAT den Müfit Bey tevkifhanc- | Ür yaşken gardiyana yirmi beş| > Nah; ng hide hanıma sabah akşam | Ye Bötüygy, mek getirtiniz. Adliye- Mihiz, “ürken otomobile bindi - kaça Sıktıktan sonra kendi i e iş, Pleniyordu: i “aliya, Ka arştığıma fena ettim Med neyse, işin gidişatına Y, im:,, Gkasne geldi. Arkadaşı “ üm Oturmuş, çalışıyordu. & damı, Uzun boylu, mütena - Geni 9 99 zarif bir erkek- Viz bi, Kâzum ufaktefek bigi Adam 'ek, biçim- Manda, biti 1. Hukuku ayni za - Maile beraber çalış - dı. VA biz Pür gi * Zamanda Müfit Bey Ustu. Şahsi serveti o - sil yüksek muhtilerle ret temin edivermiş- Parasızdı. Müfidin edi, Yâde kâtibi gibiydi. ley davaların kırtasiye ÖK içeri : oluyordu. p DE ayn Ce dedi, nasıl- i bi ettin ppi İş getirdim. vi Mi, Kerime İaimbeterdi katle - 4 m ivana, #azetelerde oku- “Ona Katil gi, yede bir kız yakalandı. | ? alna ei VAKTT”ın Tefrikası : 4 GECESİ... — Zengin mi?. — Meteliği yok. — Demek, pir aşkına çalışacak sın?. — Hayır, reklâm olsun diye. Cemil Kâzım, çenesini avuçla- rınnı içine aldı, dikkatle arkadaşı- na baktı: — Bunu sormak nereden hatı- rına geldi?. — Bana birkaç kere Kerime hanımdan bahsetmiştin. — Olabilir. Fakat her bahsedi- len ahbap değildir. — Ama ben sizi ahbapsınız, hem de iyi ahbapsınız zannedi - yordum. Müfit başmı salladı: — Hayır, onu şöylece tanır - dım. — Ne biçim kadındı?. — Güzel kadındı. Bazıları çok güzel bulurlardı. Kocası da onu de lice severdi. — Genç miydi?. — Yirmi beş yaşındaydı. Koca- sı altmışlık vardı. — Kimin nesiydi?, — Uzun sordun. Onu herkes ev- lendikten sonra tanıdı. Genç kızlık hayatmı bilen yok.. Her ne ise, şimdilik biz Nahide hanımla meşgul olalım... Tevkifhaneye gi- dip kendisile görüş.. Meselenin na- sıl olduğunu anlamıya çalış... Sonra bana fikrini söylersin. Hem tenbih et iyi yemek versinler, ra - hat etsin.. Bütün masrafı ben ve- receğim. — Müfit, sana ne oldu? — Bu dava herkesi alâkadar e- decek, İnsan her zaman böyle rek- lâm fırsatı bulamaz. — Belki'hâkkın vardır. © -— Maznunu gidip görürsen, ba- na İamamile hak vereceksin. Müfit gittikten sonra, Cemil Kâzım düşünmeye başladı: “Müfit bir işi boş yere üzerine almaz. Hele böyle parasız iş gör - mez, Söylemediği, gizlediği bir maksadı var. Reklâm behane. O- Dun reklâmu ne ihtiyacı var?.. Ke- rime hanımı gayet iyi tanıdığma eminim... Bir kere bana onun gü - zelliğini methetti ve bu güzelliğin hayatma mal olacağını da söyledi. İyi hatırlıyorum... Neyse, gidip kü- çük hanımla görüşeyim. Ama ne olursa olsun, fikrimi değiştirmem. Bu kızın kurtulması veya mahküm olması Müfide vız gelir.,, Müfit de, evine giderken düşü - nüyordu: “Bu işe karıştığıma acaba fena mı ettim?,. Cemil işin iç yüzünü nasıl olsa meydana çıkaracak. Dur bakalım, muvaffak olabilecek miyim?.,, Cüzdanından bir kadın resmi çi- kardı ve gülümseyerek: — İnsan sevdiği bir kadın için neler yapmaz?... Onu için canmı bile verir, diye söylen- di. (Devamı var) Konservatuvar mütehas- sısı tekrar geliyor İstanbul Konservatuvarının 1s- lahı etrafında düşündüklerini hil- dirmesi için belediye tarafından davet edilmiş ve bu mevzuda bir rapor hazırlamış olan Viyanalı . musikişina; profesör Jozef Marks ii >R ? be tanımıyor muy - bugünlerde tekrar İstanbula ge - lecektir. M. Marks'a © yol parası gönderilmiştir. Profesör ay başından evvel bu- raya gelmiş olacak, konservatuvar derslerinde ve imtihanlarında ha- kurtarmak e liz RE 5 — VAKIT 21 May a , 1933 —. Dilimiz Istanbul Gehennemi j TARİTHE BÜYÜK YANGINLAR 67 inci liste ANKARA 2014.45 — TDT. Ce imiyetirden Karşılıkları aranacak srapçn “ve İarsça kelimelerin 6” numaralı Tistesi şudur 1 — ilşa 8 — ikvsar 2 — ikbal 9 — ikttan 3 — iklim 10 — ikdsa 4 — ikram 1 —ilin 5 — İkramiye 12 — iidar 5 — ikrar 13 — itidal 7 — iktibas 14 — itiraz Muhtelif mektep mual- limlerinin buldukları karşılıklar 34 üncü liste 25 inci mektep: Sadme: Çarpma, vurma — Saik: Gönde- ren, süren — Samiin: İşitenler, dinliyenler— Sebep: İşe sürücü — Secde: Yere kapanma — Seber! Gün asılma zamanı — Serap? Pu- sarık, uzaktan Su gibi görünen — Sicik Gi dişler tutumu — Sihir: Büyücülük göz bağ” tayıenlık — Siper: Kötlden sakımdırmcak yer ve hesne — Sv: İç yüz, çömlek boyası — Sitayiş: Övme — Sitem; Çıkışa — Bütün: Uzun nese ve direkler, 2 inci mektep: Sandet: Mutlaluk — Satır: Dizi — Sat. veti Saldırış — Setahat: Düşkünlük — Se fakt: Düşkünlük — Selâmet: — Sağlık —| Semt: Yün — Senet; Belbağı, rayanyaç — Serbest: Başıoba, 35 inci liste 44 üncü mektep: Şafak: Gün ışıması — Şeffaf: Işık geçiren Şefkat: Esirgerlik, artmak — Şiddet: Sertilie — Şite: Sağlık, iyilik — Şifahi; Ağızdan, yüzden — Sikat Isış —- Sube: Bölüm, kol — Şule; Yalım, aley — Şer: Us — Şüpie: Fakül, Meraserı, 10 uncu mektep: Şafak: Tanyeri ağarması — Şertar: işık | geçiren — Sefkat: Lekösiz, sevki — Siddet; | Sertik — SA! Bağlık — Şifait Ağızdan Şna: işık — Şübe: Bölük — Şule: Yalaz —| Şiar: Anlayıt — Şüphe: İski 5S inci mektep; Şafak: 'Tan yeri — Şettat: Duru — Şefkat: Sevgi — Şair: Güdü —- Şitaki; o Söylüyerek ta: İyilik — Sum: Tşk Şube: Bölük — Şule: Alev, alaf — Şüpher « 57 inci mektep; Şafak: Batımığı — Şeffaf: Güsterici — $ı- ar: Acıma — Şidiet: Bülma, sağlık — Şi. dahi: Ağırdan — Şönt İşe teli — Sube: Bölük, bölme, kol — Şule: Yalak - Şüp - he: işkil 1 inci mektep: Şafak: Günönü — Şefkat; Sevgi, acıma — Şelfaf: Ötegeçe — Şiar: Ayırtlık — Şid- det; Bertlik — Şifn: Sağlık — Şirahi: Ağer- dan — Şa: Parti, EYdMİK, ayık — Şa. be: Bölük, bölüm, ayık — Şule: Yalayı, yalım — Şuur; Anlayış, düşünce — Şüphe: San, sanma. 6 ıncı mektep: Şalik: Kızdı aydınlık — Şefkat; Acıyarık #evme — Şiar: Bellik — Şiddet: Sertiik — Şifa İyi olma — şifahi? Ağızdan söyleme — Akan aydınlık — Şobo: Bülük — Şe. $ Aşa — Şuur: Anlsyı$ — Süphâz Kapalı. Tatbikat mektebi: Şifa: Sağlık bulmr, İyileşme — Şifahi: Yüzyüze — Şun: Işık — Şube: Bülük — Şu- he; Işık — Şuur! Duygu — Süper: Kuşgu. 3 üncü mektep: Şafak: Dan, tün — Şefkat: Acma — Şi. fa: İyilik, sağlık — Şifshi! Ağızdan sözle Şua: Işik; yolları — Şube: Bölük — Şale; Yalazı — Şunr: An — Şüphe: Seyeğr, 7 inci mektep: Şafak: Gün açılması — Şeffaf. Sıllak — Şefkat: Çek sevgi — Şiar: Tutulan yol — Şiddet; Sertlik — Şifa: İyi olma — Şilahi: Ağızdan vöylerme — Şua: Işık çizgisi — Şu- he: Bölük — Şule: Aydınlık — Şiir: An — layış — Şüphe: Kuşkulanmalk, 49 uncu mektep: Salak: Batıdan sonra — Şeffaf: Yula «| bik — Şefkat: Acıma — iddet: Hızlı — Şi- fa: İyilik — Şifahi: Sözle — Şua: Aydınlık — Şube: Ayrılma, parca — Şule: Ay İk, işık — Şuur: Düşünce — Şüphe: An - Uyamama, Z inci metkep: Şalak: Işık biçimi — Şiddet: Gerginlik, kızlık — Şifa: Ayilesme, corlaktan hnrtal — ma — Şifabi: Ağıdan ç:kma, sözle lökir - diya — Sun: Tel del öyle, elik içek — Subez Dal, kal, bölük — Şule: Alevli işık — Şort Anlayış, duyuş. 5 inci mektep: Şafak: Ön ışığı — Şefkat Sevgi — Şi. ar: Şiddet: Sertlik — Şita: Sağlık, İyilie — Şifahi: Ağızünn — Şna: Aydınlık, Parıftı — Şube: Bülük — Şule: Yalazı — Şuur An lama — Şüphe: Kuşku. 20 inci mektep: Tebcil: Kutlulama — Tebeyyün: Görülüp anlaşılma — Tebliğ: Bildirme — Tebşir: Se- vincil söz — Tecavüz: Aşmak — Tererrüt: Yalnız kalma — Tecessüm: Güz önüne gr “ren — Şefknt: Acıma — Şiar (dan — Şa: Aydınlık — Şübe: değ Tiz ocağa diye bağırdılar. Meğer Yazan: Niyazi Ahmet zindan kapıda bir yangınçıkmış.. Bu eğlenceli imtihana bir çok gençlerin aileleri de geliyorlardı .. Erkenden hazırlanan yüzü müte » caviz sandallar süslendi. Denizde bir ordu gibi ilerliyen sandallar - dan sevinç çığlıkları taşıyordu. En önde kutucular kâhyasınm | sandalı gidiyordu. Bu, büyük ge - niş bir kayıktı. Kâhyanın yanmda saçı sakalı biribirine karışmış bir ihtiyar oturuyordu. Kızkulesi ön - lerine geldikleri vakit ihtiyar ılık meltem rüzgârına saçlarını bıra - karak mısralar mırıldanmıya baş- ladı: Kasdın ülemde tefetriiç ise ger Bir dersen Duhleri sexler ile ker kulesine bul fürce Kâhya bugün memnundu. Zira kendisi için bir seref günü idi bu- gün. Yetişen ustalar Oömürlerinin nihayetine kadar kendisine dua e- deceklerdi. Şair, karşılarma gelen her sem- ti mısralarla tavsif ederek Çubuk- luya yanaştılar. Şair, burada da aşka gelerek! Çubukluya iki mısra ıhda etti. | Çöbu gam kormi İdi dilde safayı hatır Olmasan zevki nihaniye cubuldu hazır, Kâhya şairden son derece mem. nun olmuştu. O, bu gün zevkine " zevk katryordu. Kuşakları arasın - dan çıkardığı bir keseden bir a - vuç akçe şairin önüne fırlattı. Sa- bile çıktılar. Ve ogün akşama ka- dar hem üstat yetiştirdiler, hem eğlendiler. 4 Yıldızlı bir geceydi. Ilık bir rüz gâr esiyordu. Mehtap safasile de - nize açıldılar. Şimdi, bir sürü üs- tat vardr. Şair, hayatınm en coş- gun demlerini yaşıyordu. O, akşa- ma kadar ne şiirler, ne kasideler okumamıştı. Kazanç vergisi Defterdarlık kazanç vergisinin | hazirandan itibaren tahsili için ha zırlığa başlamıştır. Şimdi beyan - nameler tetkik olunmaktadır. Yal- nız devre esnasında tadil: edilen kazanç kanunu lâyihası kanuniyet kesbederse yeni kanun tatbik olu- nacaktır. —————— | miyetinin önümüzdeki içtimamda | süs! Araştırma, 2... mektep: Şafak: Alacakaranlık — Şetbef: Duru — me, aeman — Şir: Ana yol, ş Favuzluk, sertlik — Sifa: Kürtulma — Şitahi; Ağıdan — Şua: Aydın Yık, ayalklıle — Şule Aler — Şube: Bölüm, Kol, ocak — Şuur: Anlayış — Şüplir: Kuşi, 9 uncu mektep: Şariki Ergün — Şettaf: Işik geçen — Şebikt: Sevgi — Şiddet: Serdik — Şifai Arıl ma — Şifuhl: Söyleme — Şua: | Işıklar — Sube: Bölük — Şaler Alev — Şunr: Benlik — Şüpher Kuşku. 4 üncü mektep: Şataki Gin ismin — Şefta. £: Işık güçü - — Şid- Şifahi: Ağız - Bölüm — Şu- le: Yalım — Şımıri Benlik — Şüphe: İşki, 35 inci mektep: Şefkatı İlluşık — Şeffaf: Trarksiz — Şer kut: Acımak — Şiar: Yaradılış — Şiddet: Sertlik — Şifut İyileşme — Sun: Paint — Şube: Ayzıltı, dal — Şule: Alev — Şuur: Se det: Sertlik — Şifa: Sağlık — | zl, anlayış — Şüphe: İşkil 48 inci mektep: Sarak: Pası — Şotfat: Renksiz — Şer. kat: Acımak — Şiar: Yaradılış — Şiddet: Sertlik — Şifa: İyileşme — Sifahi: Sözee— Şua; Parıltı — Şube: Ayrılt, dal — Şole lev — Şaur: Seziş, anlayış — Şüpher 36 ıncı mektep: Şafak: Tan atuk — Şeffaf: İçi görünen — Şetkali Aeryarak sevme — Şiar; İz — Şiddet: Peklik, sertlik, seke — Şifa Arilma — Şifahi: Ağızdan — Şube: Del, budak, bü- Hik — Şule: Alev, nteş — Şunr: Anlama, Şairin Bebeğe uğramak istedi: ğini anlıyan reis, Bebeğe gitmeyi | kabul etmisti. Kâhya bu ihtiyar çocuğun hatırını kırmak istemiyor- du. Gece yarısı, Dolmabahçede sa» i hile çıktılar. Şair, kâhyadan aldı- d ğı akçelerden maada kendisinde i mevcut olanları da harcamışlı. Elinde metelik kalmamıştı. Tophane cihetinden bir sürü ka labalık geliyordu. Şair bunları gö- rünce: Galata seyranma gitmiş meğej ağyar ile yar. > İkinci mısramı tamamlıyama | muşlı ki, reisin kalım sesini duydu: — Bre mahvolduk.. Sair neye uğradıklarını anlıya: madı. Reis ikinci defa emir verdi — Tiz ocağa... 4 Şair, hâlâ ne olduğunu anlıya - mamıştı. Geceyarısı ocakta ne iş - leri vardı. Yoksa şimdi dükkânlar | rr mr açacaklardı?. Reis izah etti? — Zindankapıda yangm çık mış... ! Kutucular çarşısı çok zengindi. Eğer yandıysa mahvolmuşlardı ha kikaten. Yeni üstatlar bu uğur * suzluğu kendilerine hamledecek lerini düşünerek © üzülüyorlardı. Herkesin neşesi bir anda kaçmış: ti. Kâfile mümkün olduğu kadar süratle Zindankapısına koştu. Ku- tucular çarşısında 'yeller esiyordu. Dükkânların yerleri kömür hali * ne gelmiş enkaz yığını ile doluydu. Şaire şimdi parlak mersiyeler söy- lemek için ilhamlar doğuyordu. Fakat reisin etrafa saldırmakta ol duğunu görünce, sokulacak (fare deliği aradı. ; (Devamı var) eemuiraanme sesime sess, I Milletler cemiyeti d ve Yahudilerle Almanlar | CENEVRE, 20 (A.A.) — Hitler | hükümetinin yahudilere karşıal- | muş olduğu tedbirler, Milletler Ce- ileri sürülecektir. a Konsey komitesi, 15 mayıs 1932 tarihli Alman-Leh mukavelename si ahkâmınm tatbiki cümlesinden olmak üzere Berlindeki yahudile- kararnamelerin Yahudi tebaaya karşı ittihaz olunan tedbirleri ve bilhassa yahudi memurlara işten el l K hassa yahudi memurlara işten el , çektirmiş olunmasını prolesto e iden müracaatm müstacel müzake | resi lehinde karar vermiştir. j Bugünkü ihtifal | | Alman musiki üstadı Brahms'ın doğumunun yüzüncü yıl döni münasebetile konservatuvar mu « allimlerinden bir heyet bu büyük bestekârm eserini çalmak ev hatr- rasını yaşatmak üzere bir ihtifal tertip etmişlerdir. İhtifal bugün sa. at 17,30 da Tepebaşı tiyatrosunda »İ yapılacaktır. i Heyet: © Nimet Vahit Hanımla | Cemal Reşit, Seyfettin Asaf Sezai Asaf, Ferdi Bey Fon Ştatser ve