M vi esere ra ame mine! mmm 23 Nisan g Ülerinde hak, Me socukla, Ri y . | mi naza” ekilde Ky e daha çoşkun ulandı. bayramı olan 23 nisan 23 kumla nisan günü çocuk- *, amirlikler değil iş ik verildi. Bu itibar- di amirlik, memuriyet i e Vardı ke görünen bir ye- Ye irade p 10 da çocuklara da- ne tayt ç yatta ve bulundukları : Mi veriş ecekleri işlerden ba- gi ran öküz işti. Köylüyü canlan- Arabası, örs ve ellerin- ie Gti öle klar taş Vüran demirci ço- İlk, ii * Zeytin alım satımı, nihayet çok güzel bir : Siçeklerle kara tahta- m ği, Sibin dönüm günü, dikka h * <albediyordu Bunlar- Hilâliahmer canlı tab- cılar ve yanlarında f adak SA, 24 # # 5 İ a, Yıl her senekin i hem olmuştur. İlk mek- mektep birer canlı tab- “yet, Halkevi, Hilâli- Sk ek Tayyare ve armı temsil edi- Büret, * Büyük ve manalı bir 2 # ö Da İİ RL İİ f <7 f mleket Haberleri RAMA A0 «900808 SESEEA EEE 0080 SEYLAN TUANA A cuklarmemurlukdeğil işçilik ettiler örs ve örse çekiçle vuran demirci çocuklar tablosu Gemlikte 23 Nisan bayramı Mei Husi) — Büyük) tazıları gayet hoştu. Küçük mek- m ilk açılma günü| teplilerin büyük bir intizam ile yü- isan bayram günü ü Gemlikte ! rüyüşleri herkese yarın için sonsuz ümitler veriyordu. İ 23 nisan günü toplanma ve kut-| lulama gününde buraya İstanbul- | dan misafirler gelmişti. Vefa mek- tebi izciler gümesinden bir bölük | PX izci Gemliğe misafir olmuştu. Ve-, fanın şen ve çevik izcileri de bü- yük yürüyüşe ve toplanmaya gir- mişler; “ söyledikleri - güzel, milli şarkılarla herkezin alkışını topla-| mışlardır. İzcileri Gemlik namma ağırlıyan muallimler birliği kıy- metli gençlerimizi çok memnun | etmiştir. İzciler bura muallimle | rinden Nedim Beyin yol gösterme | sile Gemlik ve etrafında bir yürü- | yüş ve araştırma yapmışlardır. M. Kemal Paşa, merkez mektep- | « Bünü 23 nisan yazı-| leri ana ve babalara gündüz ve ge- ce birer müsamere vermişler, tem- siller de muvaffak olmuşlardır. Kiraz Ali oğlu e yasada ve köylerinde 23 Nisan gününün dört muhtelif resmi te Vak) —23 ni-| geçit resmi yapılmış oluyordu. Çok | alkışlanan ve beklenilen geçit res- mi bir saata yakm sürdü. 23 nisan bayramı bu yıl Halk- Vaşingtonda müzakere Küçük itilâf Bu müzakerelerle | alâkadar oluyor PARİS, 25 (A.A.) — Bir ta- raftan Mac Donald - Roosvelt ve Herriot konuşmaları © yapılırken diğer taraftan küçük itilâfın Le- histanın Vaşington mümessilleri aralarında noktai nazar teatisinde ulunmaktadırlar. o Salâhiyettar makamdan alınan haberlere göre, Lehistan sefiri geçenlerde Bükreş te kurulan ziraat blokunun pro- gramını gösteren (bir muhtırayi Amerikan Hariciye (o nezaretine| vermeğe memur edilmiştir. Muhtıranın içi daha belli de - | ğildir. Fakat Ziraat ( blokunun terviç ettiği rüçhanlı anlaşmala - | rın istenildiğine dair kanaat var- | dır. Şimdiye kadar küçük itilâf ve Lehistan noktai nazarlarını bil- dirmeğe davet edilmemişlerdir. Maamafih M. Herriot'nun ayrıl - masile M. Yung'un © Vaşingtona dönmesi arasında geçecek günler zarfında Amerika Hariciye nazı- rmın Lehistan, Romanya, Yugos- lavya ve Çekoslovakyanın noktai nazarlarmı teferrüatile öğren- mek hususunda istifade (etmesi çok mühtemeldir. Genç bir Türk | musiki san'atkârı — Dört seneden beri Berlinde Ma- arif vekâleti he- sabma (musiki terbiyesi ve te- ganni sanati tah- sil eden Nurul lah Şevket Bey dünyanın en mâ- ruf musiki mü- esseselerinden bi Nurullah B. ri olan Berlin Ştern konservatu- varını bitirmiş ve birde liyakat madalyası kazanmıştır. Nurullah Bey Berlinde tahsili esnasında en büyük sanatkârların konser verdi- ği Bethofen salonunda mütçaddit konserler vermiş ve muvaffakıyet kazanmıştır. Son konserlerinden birinde Vag- nerin en zor bir parçasını teganni etmiş çok takdir edilmiş ve alkış- Janmştır. Türkün musiki sahasın- da da kabiliyetini gösteren Nurul- lah Beyi tebrik ederiz. ez selim Bir ceset bulundu Kocaeli müddei umumiliğinden gelen malümata göre, Deri nce is- tasyonuna yakın Şene deresi etra- fındaki çalılıklar arasında 28 ya-| şında tahmin edilen bir gençin ce- sedi bulunmuştur. Tatara benzeyen bu gencin üze- rinde hüviyeti isbata yarayan bir vesika çıkmamıştır. Yalnız cebin- de 26-3-933 tarihli Kartaldan alm mış üçüncü bir mevki bir tren bile- ti bulunmuştur. Orta boylu olan gencin belinde kırmızı lâstik ke- mer vardır. Şapkası ve ayakkapı- sı meydanda yoktur. Kocaeli zabı- tası, meçhul gencin resmini ve eş- kâlini İstanbul zabıtasıma bildir-| miştir. bir kasaba bayramı gibi kutlulan- miş, köy çocuklarının nutukları Fırka ve Halkevi namına bir| büyükler üzerinde derin tesirler evinin teşebbüsile ilk defa olarak! bırakmıştır. Kestelde köylüler Hi- heyet Kestel, Aksu ve Susurluk köylülerine giderek köylü çocuk- larm bayramını tebrik etmiştir. Bilhassa Aksu köyündeki bayram ' mayejetfal cemiyetine bir kuzu he- diye etmişlerdir. Kuzu müzayede- ye çıkarılmış ve 26 lira beş kuruş Son Alman emrazı akliye kongresindegördüklerim Bu sene Vurstburgda toplana- cak olan Alman emrazı (o akliye kongresine iştirak etmek üzere ha- zırlanırken yeni Almanyada göre- ceğim yenilikler de ayrıca mera - kımı kamçılıyordu. Fakat daha ilk adımda karşılaştığım tatsız bir en| gel bütün neşemi kaçırdı: İstan - buldaki Alman konsoloshanesi be- nim pasaportumu vize etmiyormuş çünkü.. pasaportta kaşım, gözüm, | ağzım, burnum, boyum, o bosum hakkında kâfi malümat yokmuş... İstanbul polis müdürünün verdiği | ve diğer hükümetlerin derhal vize | ettikleri bir pasaporta, ( bilhassa Alman kongresine giden bir heki- min pasaportuna karşı çıkardığı müşkülât yeni Almanya hakkın - daki hislerimi sarstı. Bu fena bir başlangıçtı... Bereket bu soğuk ve dar düşünceli hareketin tevlit etti- ği hoşnutsuzluk çok sürmedi: Geneve'deki Alman konsülü mes - lektaşını büyük bir mahcubiyete düşürecek nezaket ve kolaylıkla pasaportumu vize ediverdi. İsviçrede kısa duruşumda Avru panın ortasında fakat onun bütün ihtiras fırtınalarndan uzak yaşı - yan bu ülkedeki güzelliğin sükü- nun bir kere daha hayranı oldum. Gezdiğim tıbbi o müesseselerdeki intizam, mükemmellik cidden şa- yanı takdirdi. Yolum Lozan, Zürih, Münih ü- zerinden geçiyordu. İsviçre hudu- dunu geçer geçmez aşikâr bir de- gişiklik derhal gözüme çarptı: Ko-! ca şehirler durgun, büyük dük -' dünlar tenha, insanlar dalgm.. Bel. li ki artık tekrarından bıkkınlık gelen şu mahut buhran Almanları fazla sarsmış... Alman halkının kısmı azamının yüzünü güldüren bir şey var: Kolları çapraz kanca- lı Hitlerciler.. Hele onların şarkı - larını söyliyerek geçmeleri hemen hepsini coşturuyor. Belli ki bütün ümitleri onlarda... Filhakika as -| keri disiplinin timsali olan Al - manlara tam manasile bir parle »| menlarizm hiç yaraşmıyordu. A - deta iğreti duruyordu. Nihayet ga- yelerine kavuştular. Emrazı akliye kongresinin top- landığı Vursburg şehri bütün manasile bir darülfünun (şehri. Darülfünundan sonra da en meş- hur şeyleri şarapları... O kadar ki emrazı akliyecileri bile her topla- nışlarında bol bol içtiler ve Vurs- burg şarabına © methiyeler oku- dular... Bizim meslektaşlarımızın ! sıtma ile tedavisinin pür telâş içki mücadelesine mu- kabil Alman emrazı akliyecileri- nin bu samimi hareketleri doğru- su hoşuma gitmedi dersem yalan | olur... Kongre harbin son senelerine | doğru inşa edilmiş olan Luitpold | hastanesinde toplandı. Bu has-| tane bütün yenilikleri ve mükem- meliyeti nefsinde (toplamış bir müessese. Yalnız ( ©mrazı akliye | servisi hâlâ eski (o binada.. Buna rağmen cidden mükemmel çalışı - lıyor,.. Müdür profesör Reicherd İ ve şef Grünthal'in o himmetlerile | İ müessese bütün asri (ihtiyaçlara tekabül etmekte... Hocam profe- sör Spielmeyer'in © yanında bera: ber çalıştığımız profesör Grünthal güzel bir de lâboratuvar tesis et- miş. Kongreye 150 okadar emrazı akliye mütehassısı iştirak etmiş - hasılat temin etmiştir. ti. İçlerinde Almanyanın ve bütün dünyanın meşhur hekimleri olan Bumke, Spiölmeyer, Bem Hofer, İlberg gibi mümtaz (o şahsiyetler vardı. İlk rapor Mani ve melân- kolinin uzvi tegayyürlerine dairdi. Bilhassa şayanı dikkat olarak ra» portör Berlinin meşhur (o simala- rından Zundek'in (o melânkoli te- davisi için keşfettiğini (iddia ve yevmi gazetelerle ilân ettiği ilâ - Cının tamamen faydasız ve basit bir brom mahlülünden ibaret ol- duğunu ispat etmesi idi. Zundekin bu hareketi şiddetle tenkit edil- di, ayıplandı. Ve yevmi gazeteler» de (filân ilâcı keşfettim) gibi a- sılsız havadis neşretmesinin aley- binde bir hayli söylenildi. İkinci rapor Breslav hocası (oLange'nin İ umumi hatanelerde O mütehassıs bir takım idaresine emrazı akliye ve asabiye servisleri açılmasının lüzumundan bahis temasına ait- ti. Eski bimarhane (o müdürlerini ve dahiliye mütehassıslarını kuş « kullandıran bu noktai nazar genç- ler tarafmdan memnuniyetle kar - şılandı. Bu mühim bahis etrafında a- çılan münakaşaya ben de iştirak eltim ve Sıhhiye Vekâletinin him- metile memleketimizde çoktan- beri böyle servislerin açıldığını, cidden faide bahş olduğunu göğ- sümü gere gere söylemekliğim bir hayli alkışlandı. Sırf memleketi- me teveccüh eden bu alkışlardan cidden mütehassis oldum. Üç gün süren kongrede emra- zı akliyenin biyoloji | usullerile teşhislerine, dimağ O foksinoyla- rına ve daha buna benzer bir sü- rü kıymetli © mevzulara dair 32 rapor okundu. Kongre heyeti ida- resi haber vermek 'hususunda geç kaldığım halde benim rapo- rumu da kabul ve ruznameye it- hal nezaketini göstermişti. Memleketimizde felci umuminin gösterdiği hususiyetlere ait olan (o tebliğimi üçüncü günü okudum ve mikrofo- toğrafiler gösterdim. Kongrenin tertip ettiği son ak- şam yemeğinde zarif hitabeler i- rat edildi. Bilhassa (o emrazı ak- liye hekimlerinin zevcelerinin tas hammül etmiye mecbur kaldıkla - rı müşkül hayatı tasvir eden söz- ler pek alkışlandı... Kongreye nispeten az Alman hekimi gelmişti. Bunun © sebebi son zamanlarda Hitlercilerin Ya- hedi hekimlere © yol vermesi idi. Milliyetperverlerin idari memuri- yetlerde sırf Almanları (o kullan- mak arzularına diyecek yok.. Fa- kat ilmi makamlarda (din farkı aramaları tamamen manasız. İl - min dini olamaz, ilim her yerde ve her zaman ilimdir. Her halde Hitlerciler ilk günlerin telâşı ile düştükleri bu hataları tamir ede- ceklerdir. Dr. Ihsan Şükrü İ eri raine e tar eee sere 049008 1088940 EETNE EEE AA MENE Çeşme dibinde bulunan 4 günlük çocuk Şehremininde Kireçhane soka- ğında Çeşme dibinde beyaz bir kundak içinde kırk günlük bir kız çocuğu bulunmuştur. Çocuğun üzerinde “ismi Müyes- serdir. Kimsesi yoktur.,, yazılı bir kâğıt ele geçmiş, ayni mahallede oturan Fatma Hanım, evlât edin- mek istediğinden, çocuk kendisi- ne verilmiştir.