14 Nisan 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

14 Nisan 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

n Sayıfa: 8 e Harikulâde Aşk ve Ma Kadınlara Hâkim EEE) esen akleden - fa, Bu sefer Selma omuzlarını silk- ti, gözlerini, ihtiyarın gözlerinden ayırmak için yere indirdi: — Benimle eğlenildiğini mem, almız, bu elması efendinize geri veriniz... Ve bırakmız da gi - deyim.. Sizden fazla bir şey iste - diğim yok. — Tamamen serbest olduğunu- zu söylemedim mi efendim. — O halde gidelim. — Buyurunuz.. Müfaadenizle yol göstermek için önünüze geçe- ceğim. İhtiyar ağır adımlarla kapıya sev » doğru yürüdü. Selma, kalbi heye- | can ve ümit dolu arkasından yü - rüyordu. Acaba kendisini sahi- den bırakacaklar mı? Nereye gö- türüyorlar? . Sakın bir tehlikeye sürüklemesinler! İhtiyar durdu. Elmas kutusunu eline tutuşturmak istiyen Selma - nın elini hafifçe iterek: —Ben, dedi, sizin yerinizde ol- saydım, bunu kabul ederdim, — Rica ederim ısrar etmeyiniz. — Bunu kabul için gururunuzla mücadele etmeyiniz, zira, efen - dim, elması, bütün kalbi ile size gönderdi. Odanın kapısı açılmıştı, Beyaz mermerden bir koridora çıktılar. İhtiyar tekrar etti: — Bütün kalbi ile... Selma hayret ediyordu: — Ne diyorsunuz? Diye sordu. Efendiniz beni tânmıyer bile! —Bilâkiş sizi gayet iyi tanıyor. Meselâ; böyle olmasa idi, kızıl gül lerden hoşlandığınızı nasıl bilebi- ! lirdi?. — Bu da bir şey mi sanki, bü - tün dostlarım bunu bilirler.. Hat- tâ benimle mülâkata gelen gazete- — ciler; makalelerinde bile yazdı - lar. — Dostlârinızdan hiç birisi kü- tüphanenizdeki kitapların arasın- da Ahmet Haşimin “Göl saatleri,, de olduğunu ve kitabı ele alır al- maz Ellinci sayfasının, daima ay- ni sayfanın açılmasından müte- vellit bir alışkanlıkla kendiliğin - den açıldığını, bu sayfanın başm- da: Bir elemi perestideyi kalbistüne sarmak Hitsile Başım setmalı, gözler kuru, parlak. Misralarının olduğunu bilir mi? Selma, olduğu yerde çivilenmiş gibi durmuştu. En hususi şeylerini bilen bü a - dam kimdi? — Size bünları kim söyledi? — Efendim. — Nereden öğrenmiş? — Sizi tanıyor demedim mi? — Beni gördü demek? — Ekseriya. — O halde evime de girdi? -— Şüphesiz. — Tanıyorum öyle ise, — Hayır! Selma elini alnından geçirdi: — Deli oluyorum... Deli olüyo- “Tum. Nereden öğrenmiş... Kim © bu? Büyük bir gayretle Selma, ken- “dini toplamıya çalışıyor. Bununla beraber soruyor: —.... ve beni sevdiğini söylü- © yorsumuz?. © dam mi7. ir — Hem de hayatında kimseyi — sevmediği kadar). — Bu adam, oturma odasında- > ki albümde resmi olan güzel a - « — Evet, hem bu resim, hare ir >ketsiz, renksiz bir resim, onun cera Romanı No.29 | canlısı yanında nedir ki... Bu re -| sim onun güzelliğinin soluk bir| aksinden başka bir şey değildir ... | | Onu tasayvur edemezsiniz .. İn -| san denilen mahlükün bütün gü - zellikleri onda toplanmıştır. San- ki Allah, efendimi, insan nümu - nesi, insan şaheseri olarak yarat- mıştır... Evte,, Muhakkak ki öy - İ ledir, zira, efendim de, ayni za | manda ilâhi bir şey de'var... Eğer i gözlerini görseniz, siz de anlardı- iniz... İhtiyar «büyük bir i söylüyordu.. İlâve etti: — Kadınların bütün aşk ihti - /rasları, hayalleri onun gözlerinde toplanmıştır... ! İhtiyar söylerken, Selma, bu i sözlerin sihrine kapılmamak için, içinden “Ramiz... Seninim... E - İ bediyen seninim.. Başkasın ol - | mıyacağım.., diye düşünüyor ve i sanli bu sözlerin âteşiriden kaç - mak ister gibi hızlı hızlı yürüyor - du... i İhtiyar onu güçlükle takip edi - ! yordu.. Nihayet: — Hanımefendi, dedi, biraz yavaş yürümenizi rica edebilir miyim?7?, Eskisi gibi genç değilim . Hem müsaadenizle bir dakika ne- fes alayım... İhtiyar bünları söylerken $i- tnt duvara dayamış, durmuş, sik sık nefes alıyordu. Selma, ihtiyarm durmasından istifade ederek elmas kutusunu tekrar eline tutuşturmak istedi . ihtiyar, mukavemet etmeden aldi; kutunun kapağını açtı, “yü - züğü aldı ve Selmanm itirazma yer bırakmadan çok çevik bir hareketle şahane yüzüğü aftistin parmağına geçiriverdi. — Bu yüzüğü, dedi, size kabul ettirmem için emir aldım. Hare - ketimi mazur görünüz. Hem ayni zamanda, efendim, sizi soktuğu zararlara karşı bir tazminat ver - mek vaziyetinde olduğunu da söy» ledi... Bundan başka, bu elması, bir hatıra olmak üzere saklama - nıza çok ehemmiyet © verdiğini biliyorum... İhtiyar, sesini alçaltı, devam et- ti: heyecanla çünkü sizi çıldırasıya seviyor. Böyle olmasa size bu el- ması kabil değil vermezdi.. Çün - kü, bu elmasta sihirli bir kuvvet vardır. Bu elmasa sahip olan Ihtiyar birdenbire sustu.. (Devamı var) amının İ Seyrüsefer işaretleri Beynelmilel seyrüsefer işaretle- | İrinin şehrimizde de münasip yer-| Hiçe konulması için münakasa açıl | muştar. PED er? Dil anketi ve memurlar Dil anketine memürlarm da iş- | trak ederek karşılık bulmaları da- / irelere tamim edilmiştir. İ e Romanyalı misafirlerin konseri İstanbul Halkevi Reisliğinden: | Romanyadan memleketimize misafir olarak gelen Köstence | Halkevi reisile arkadaşları 15/4/ | 1933 Cumartesi günü saat (17) i de evimizin Cağaloğlu merkezin » İ de bir konser-vereceklerdir. Arzu İ edenler idare memurluğumuzdan İ davetiye alabilerler. İ | j İ İ > | caatları, Milli marş Muhtelif yerlerde öğretilecek Bundan sonrada büyük bir prova yapılacak İ Milli Türk Talebe Birliği Darül- | fünunda, yüksek mekteplerde ve hiselerde bulunan arkadaşların milli marşı öğrenmek hususundaki arzu ve ihtiyaçlarını tatmin için teşebbüsata girişmişti, İstnabul tarafındaki arkadaşlar nisanın 15, 17, 18, 19 uncu cumar- tesi, pazartesi, salı ve çarşamba günleri saat 5 ten 6.30 a kadar Hal- kevi konferans salonunda çalışa” caklardır. Beşiktaş, Beyoğlu ve diğer taraf lardaki arkadaşlar ise nisanın 15 inci cumartesi, 18 inci salı ve 19 uncu çarşamba günleri gene saat 5 ten 6.30 a kadar Ortaköyde Şe- hir baridösu' mektebinde, koro #a- lonunda çalışacaklardır. Bu kurslar bittikten sonra 22 ni- san cumartesi günü (Darülfünün konfernas salonunda Şehir bando sunun iştirakile büyük bir prova yapılacaktır, Prova #aali gazete- lere verilecektir. Bu suretle 23 ni“ sanda tahminen o 1500 - 2000 ve belki de daha fazla münevver gen cin bando ile beraber (o bir arda milli marşlarını ( söyliyebilmeleri imkân altına wirmis olüvor. Askerlik Kısa hizmetlilerin . celp ve sevki 1. Fırka Askerlik Dairesi Reisli- ğinden: 1 —Kısa hizmetlilerin Nisan 933 celbinde celp ve sevke tâbi o lacakları hakkında (değişiklik emir olunmuş olduğundan yeni i- lâna lüzüm görülmüş ve aşağıda gösterilen doğum ve örmiflara! mensup efendiler bu celpte sevk | olunacaklardır. A) 325 doğumlu yüksek eh- liyetnamelilerle D fıkrasına tâbi | olanlar 1 Mayıs 933 de mektepte bulunmak üzere, B) Bakaya 325 doğumlu ve da- ha evvelki doğumlulardan olup ta sevke tâbi olanlar (o ehliyetname derecelerine göre 1 Mayıstan iti - baren, €C) 326 doğumlulardan yalnız muallimlerle tabip, eczacı, diş ta- bibi, baytar, deniz, sanayii hârbi- ye smıflarına mensup olanlar eh- liyetname derecelerine göre 1 Ma- yıstan itibaren, İ D) — 327 doğumlulardan yal- | niz muallimlerden O ehliyetname derecelerine göre 1 Mayıstan iti- bâren hazırlık kıtasında bulun- | mak üzere sevkolunacaklarından | yevmi muayyenden beş gün evvel yani 25 Nisanda şubelerine müra- 2 — 326 doğumlulardan birin- ci maddenin C fıkrasmda mezkür olanlardan gayri hizmet ve smıfta bulunanların sevki Teşrin 933 cel- | bine tehir edilmiştir. | 3 — Sevke tâbi olan 324 ve 327 doğumlu muallim efendilerin mu- allimolduklarına dair olan vesalki bulundukları mevkiin en büyük Maarif makamına tasdik ettirerek Şubelere ibraz etmeleri, 4 — Fazla izahat almak istiyen. lerin Askerlik şubelerine toplan * ma günü olan 25 Nisan 933 den evvel müracaat ederek sormaları | ilân olumur. © * Gandiye Tutgun 3 KADIN ye Gandi kendisi de ayni şekilde | yaşar. Fakat bu üstat daima 2a * viyesinde ikamet etmez, siyasi fa-| aliyetler için şuraya, buraya gider. Hindistanm her tarafını bir) Mis Madlen, bu seyahatlerde ona refakat eder veya onun yattığı o dada bir köşeye büzülür, yahut kapınm yanıbaşmda bir ot min »- dere uzanır. Gandinin yemeğini hazırlamak, keçisini sağmak, çamaşırını yıkar | mak, ayaklarına su dökmek, ba -| caklarını oğmak, mis Madienin | başlıca vazifeleridir. Ustat ibadete ! daldığı zaman, ona meftun, onun | kutsiyetine âşık olan bu kadın, önünde diz çöker, onunla birlikte ilâhi okur. Gandi,” dolaştığı za! man, Mis Madlen onu gölgesi gibi takip eder. Gözleri âlev saçan, ve| vaktile güzel olan bu kadın, dipten ! kesilmiş saçlarile, beyaz elbisele - | tile, Madonadan farksızdır. İ Hayatı, bu kadar değişmiş olan bu kadmın ismi de değiştirildi. Onun Gandiye intisabile ailesin * | den ayrılması, ailesile her baği kesmesi bir oldu. Anasını, babası « | nı, ailesini, hatta görünüşe göre milliyetini bile reddeden bu kadı nın adını değiştirmesi lâzrmgeli * yordu. Gandi de ona Mira Bai is! mini taktı. Gandinin kendisine (o meftun, Kutsiyetine âşık olan ingiliz kızı na bü ismi takması, Hindistanı tanıyan bütün İngilizleri kızdırdı. | Sebebi açıktır: Mira Bai Hin-| distanın on beşinci asırda şöhret kazanan kadınlarından birisidir. ! Bu Hindu kadın, aşk ve ibtir. en müfritini temsil eder ve bütün | bu ateşli aşk, bu esiri ihtiras, Hin- distanda ammenin ilâhi sayılan ve| aşk, raks ve nağme mabudu sıfa- tile tebeil olunan Krişnaya karşı teveccüh ederdi. Hindistanda kor- tezanların hamisi bu kadındır. O- hun için kortezanlara da bu kadr. nın adımı takarlar, Acaba Gandi, kendi yolunda, bütün varını yoğunu feda eden! en sert ve eni kaba hayata razı olan, kendisine karşı meftunluğunu bir kadının katlanabileceği her feda - kârlıkla ispat eden bu asil, bu ki- bar, bu zengin, bu münevver in - giliz kızma neden böyle münase - betsiz bir at taktı?, Yoksa onun ügüiz kadınma bu adı takması, kir nüfuzu nazar bir keramet eseri midir?. O halde acaba Gandi, bu kadının etrafın - da dolasmakla, ona sımsıkı sarıl- makla. onun yaşadığı haşin ve uh- revi hayat: yasasyakin başka bir| maksat takip ettiğini o seziyor ve ona düşkün muzur, vücutlarını sas! tarak kör hırslara zebun kadınlar- dan müteşekkil sınıfın hamisi olan bir kadına adını vermekle ötra - fında dönen dolabın farkında ol. ! duğunu anlatıyor?! Gandi gibi Hindistanı çok iyi ta- nıya,ı zek' bir adamın bövle bir nüfuz göstermesi hiç 4e edilemez. Netekim bunun böyle olduğu - nu ispat edecek delâil vardır. Bir ingiliz muharriresi şu vak - ayı naklediyor: “Gandinin taraftarlarından bi- rine, üstatlarının Mis (o Madlene, Mira Bai unvanını vererek ona ni- çin hakaret ettiğini o sormuştum. Cevap verdi: isliğrap — Bundan ne diye almıyorsu- Duz?. Sizin mesihinizin bir Magdaleni vardı. - Bizimki! neden olmusn.?. Cevap verdmi: j — Fakat bu mukayesenif ru değil! Bizim mesihimiz dan, siyasetten el çekmiş, © vi bir hükümdar olmak istef ti. Halbuki Gandi dünyevi tanat ve siyaset için çalı Fakat Hintli de İngilizi vabmı kabul etmemişti - Çünkü İsa da, siyasi nat tesisine çalışmak n rından Gandiden rsi Fakat bu muhaverede, © nin, ingiliz kadınma ni! düşünerek ve bu ismin İn$i kızdıracağımı bilerek taktığı teriyor, 3 ne aldırmıyan varsa, Mis nn kendisidir. Çünkü Mister Berney orun bu ismi # sına rağmen şöylece çalıf” anlatıyor: i “Mis Madlen Slade,, Gari dadısıdır. Ondan hiç ayrıl pun her ihtiyacını temin içif men koşar, gece, gündüz onu lef. Ona tapıtır. Hatta habe dığıma göre Mis Madlen her Gandinin ayaklarını oğm Mis Madlenin ayak kimsenin tultafma © gitm Çönkü mukaddes kitap | yaklarını da bir kadının sildiğini kaydediyor!,, vd Mis Madlenin Gandiye id” bmda, ona hizmetinde, on mine girmesinde, hatta ona * masında müthiş bir casus hali (Deva Bir günde üç yang!! Biri Bostancıda, “diğeri B taşta, üçüncüsü de Üsküdi mak üzre evvelki gün şehird yangın çıktı. Bu yangınları sf bildiriyoruz: 1 -— Yangınlardan biri B cıda Üsküdar caddesinde Hayri Beyin tahtı tas ve vapurcu Salih Beyin taht carında olan evden çıktı. in evinden yangın motörcü # Efendinin evlerine atladı; cü İsmail Efendinin iki biri kâmilen, biri kısmen y8f tan sonra bu sefer de ateş #* Cemal Efendinin iki evine. miştir, € Berber Cemal Efendinin * vinden biri kâmilen diğeri MW yandıktan sonra âteş polis” i Efendinin evine atlamış ve / İrfan Efendinin evi de yandıktan sonra yangın lebilmiştir. 2 — İkinci yangm olmuştur. Burada Bostan kağında çıkan yangında © met Sâip ve Musmer Bey i İeri kâmilen yandıktan 40 art” söndürülebilmiştir. 3 — Yangmlardan Üsküdarda olmuştur. sokağında Tahsin Efendim” kânından aleş çıkmış ve kâmilen yandıktan sönr# da yangın söndürülebilm e m i Sabık iktisat vekil” konferansı ! Sabık İktisat Vekili M4” ref Bey tarafından bugün “yi vinde dahili istikraz b konferans verilecektir. © şi |

Bu sayıdan diğer sayfalar: