a: Z Ârmsirong Sevr günlerinin hasretini çekiyor Dali sh el (Başmakaleden devam) teriyor! Sonra da bunu Türklerin boğazlarda tatbik ettikleri kontrol usulüne isnat ediyor! Galiba Armstrong bugünkü Londra ticaretile bundan beş on sene evvelki ticaret vaziyetini hiç mukayese etmemiştir. o Asradaki büyük farkı görmemiştir. İngiliz İrasının niçin altı kıymetini kay- bettiğini öğrenmemiştir. Atinayı ve Selâniği cennet gibi gösteren Arnstrong bugünlerde Yunanista- nı sarsan siyasi buhranların hep iktisadi ve mali sıkıntıdan geldi - ğini anlıyamamışlır. » İstanbul rılhtımında bir tahmil ve tahliye şirketi olabilir. Bu şir- ketten Türklerin şikâyeti buluna: bilir. Fakat bu nihayet Türkler için dahili bir meseledir ki boğaz- İarın vaziyetile, ecnebi memleket lerin ticaretile küçük bir alâkası bile mevcut değildir. Armstrong Türkiyenin boğaz - lardaki beynelmilel ( idarede bir mevkii olmasma tahammül edemi. yor, Lunun için şöyle diyor: “Bir ferdin Şahsi servetini birçok kimselerin ticaretine mâni olmak şeklide idare etmek salâhiyetini kaiz olmadığına kaniiz. Bunun gi- bi milyonlarca insanm saadetine tesir eden boğazlarm bu şekilde kontroluna müsaade etmenin bey- nelmilel bir cürüm olduğunu ds biliriz.,, Birazieyvel izah ettiğimiz gibi boğazların beynelmilel ticari nak İiyatı tamamen serbest bırakan (- daresinin hiçbir memleketin iktisâ diyalma en küçük bir zararı yok - tur. İeyh maksadı milyonlarca insanım saa - deii olamaz, Olsa olsa bu adam mütareke günlerinde İngiliz işgal kuvvetlerinin kendisine vermiş ol- duğu resmi sıfatı suiistimal et - tiği zamanların halâ unutamadığı çapulculuk hatırası ihya etmek hırsına ve arzüsuna tutulmuş ola- bitir, Şayanı dikkat olan bir nokta şudur ki Armstrong Türkiyenin buğünkü vaziyetinden şikâyet et boğazlar kontrol komisyonundaki mekle kalmıyor. Türk (milletinin istikbaline de temas ederek İsmet Pş. nın Türkiyeyi sanayileştirmek programma da şiddetle hücum e- diyor. Bu arada “Saf ve ahmak Türk köylüsünün fabrika zihniye- tini irkişaf ettirebilmesi için bir gok batmlar geçmek lâzımdır. Ve allahtan dilerim ki bu zihniyeti asla inkişaf ettiremesin.,, diyecek kadar küstahlıkta ve rezalette ile- riye gidiyor!. Fakat Armstrong denilen bü al- çak iyi bilmelidir ki Türk milleti onun zannettiği gibi ahmak değil- dir. Eğer ahmak olsaydı kendisi bugün Londrada değil, mütareke senelerinde olduğu gibi gene İs - tanbulda bulunurdu ve o vakit Üs- küdarda jandarma yüzbaşısı sıfa- tile yaptığı gibi çapulculukta de - vam edip giderdi. Eğer Türk milleti ahmak ol- saydı (Sevr) muahedesi yerinde kalırdı. Türk milletini (Sevr) den kur- taran, (Armstrong) gibi medeni - yet namma gittikleri yerlerde şa- kavet yapan düşmanlardan kurta- ran Türk zaferi yalnız kol ve ayak ği (Baş tarafı birinci sayıfmda) lup biten şeyleri ve kendi menfa - atlerini yanlış bir surette kavra - dığını gösterir. Silâhları elinden alınmış mil - | letler hak ve hürriyet istiyorlar. iSilâhları ellerinden olan milletler bu dileği “hesaba Okatmalıdırlar. Yalnız beşler konferansın beyan namesi hukuk beraberliğile emni- yetin biribirine bağlı şeyler oldu- ğunu tanımıştır. Bu sözlerden sonra M. Macdo- ald milletler arasında itimat duy gusu hüküm sürmedikçe hukuk be raberliği işinde ilerleme baş gös - termiyeceğine dikkati çekmiştir. M. Makdonald silâhları azalt - bırakılması düşüncesine itiraz et miş, bünun şimdiki halde bir mu vaffakıyetlizliğe uğrama demek olacağını söylemiş ve nutkuna şöy le devam etmiştir: — İngiliz projesi Fransa ile Almanyâ arasında karşılıklı bir an laşma mövcut olduğunu ve bej - ler konferansının beyannamesin - deki şartlarmi gerçekleştiğini far - zetmektsdir, “© M; Macdonald bü plânın elbir- liği ile çahışma düşüncesile tetki - kini istemiştir. M. Mac Donald devamla de miştir ki: : ” : — Teklif ettiğimiz plân beş se- ne müddetle mer'i olacaktır. Bu plân silâh kuvvetlerinin azaltılma sını derpiş etmekte, yeniden si - lâllanma yolunda hareketlere ma ni olmakta ve devietlerden her - hangi birinin taahhütlerinden sıy- rılap kurtulmaşı için o beynelmilel bir kontrol esası kurmaktadır. Eundan başka bu plân silâhlarm tekrar azaltılması yollarını aramak üzre daimi bir teşkilât yapılması- nı istemekte ve itimat duygusunun kuvvetlenmesi için siyaset saha - sında da çalışılması imkânmı ta- nmaktadır, M. Macdonald, ordu mevcutla - rı için Fransız plânında ileri sü - rülen müşterek esası kabul etmek- | Romanya ma konferansının başka bir vakte | VAKIT İtedir. M. Macdonald deniz itilâfına daha başka devletlerin de iştira - kini istemiş, her türlü tayyare bom baardımanlarınm kaldırılmasını teklif etmiş, sivil tayyarecilik me selesini bir tarafa bırakmış, mik- rop ve kimyevi maddeler vasıtasi- le muharebe yapma usulünün kal dırılmasını da kabul etmiştir. Hal sureti ! Cenevre, 17 (A.A.) — M. Mac i Donald'ın konferansa teklif et - tiği mukavele O projesi emniyet projesi hakkında şu hal suretini ileri sürmektedir: | Paris misakının bozulması ya « hut bozulma tehlikesi karşısında | kalması halinde misakı imzalı - İ yan devletler arasnıda, bunlar - dan beşinin talebi üzerine, bir koneferans yapılacaktır. Bu konferans bazı tedbirler kararlaştırılması ve mes'ullerin ortaya çıkarılması maksadını gü- den kararlar alacaktır. Bu kararlar büyük devletlerin ittifak ve diğer devletlerin ekse - riyeti arasile verilecektir. İngiliz plânı silâhları azaltma işinde şu sureti teklif etmektedir: Ordu mevcutları askerlik vâzife » sinin ifa edildiği günler sayısı - nm vasatisine göre hesap edile - cektir. li kara kuvvetleri i- çin vasati ordu mevcutlarını faz lalaştırmamak üzere şu suretle tespis etmektedir: Birinci rakamlar ana vatan kuv- vetlerini, ikinci rakamlar da de - Diz aşırı kuvvetleri ihtiva eden kuvvetlerin .yekünunu © göster - mektedir; Ana vatan Deniz xKuv, Kuv. Sovyetler 500000 (500000 Fransa 200000 400000 İtalya 200000 250000 Almanya 200000. 200000 Lehistan 200000 200000 İspanya 120000 - 170000 150000 (150000 Türkiye - Fransa hudut komisyonu müzakeresi ADANA, 17 (A.A.) — On beş gündenberi devam etmekte olan Türkiye — Fransa daimi hudut ko misyonu müzakereleri bitmiştir. Fransız heyeti murahhasasr bu- günkü ekspresle Halebe hareke etmişler İstasyonda Vali, Beledi - kuvvetile olmamıştır. Hatta top ve tüfek kuvvetile de olmamıştır. Ka- fa kuvvetile (o kazanılmıştır, Türk dehasının kuvvetile kazanılmıştır. Nasıl ki Türk zekâsı harp mey - danlarında olduğu kadar Lozan sulh masasında da kendi mevcu « diyetini göstermiştir. Nihayet bu- gün de Türk milleti Armstrongun sözlerini — güya milyonlarca in- san namma söylenen bu sözlerin mahiyetini, kendisinin gösterdiği 'Türk düşmanlığının o sebebini — pek iyi anlamaktadır. Onun Ka - radeniz etrafındaki memleketlerin menfaatini ve mevcudiyetini ileri» ye reisi, Emniyet müdürü ve Türk murahhas heyeti tarafmdan uğur- lanmuşlardır. Fransız heyeti hare - ketlerinden evel valiyi makamla - rmda ziyaret ve arzı veda etmişler dir. Heyeti murahhasamız da ya- ye sürerek bu perde altında ifade ettiği şahsi ihtirasları pek açık görmekte ve anlamaktadır. Fakat Armstrong iyi bilsin ki Türk milleti kendisinin dünya yü- zünde yok farzedildiği günlerde hazırlanan, bununla beraber her şeye rağmen ne boğazlarda, ne de Türkiyenin herhangi bir köşe - sinde tatbik edilemiyen © (Sevr) muahedesinin hiçbir vakit geri gelmesine imkân yoktur! Arms - trong o bir türlü hatırından çıka - ramadığı mütareke günlerini gö - remiyecektir... Mehmet Asım İngiliz başvekilinin silâhları azaltmak için yaptığı teklif Çekoslavakya 100000 (100000 Belçika 60000 Felemenk 25000 den herbininin ordu o mevcutları top yekün 60000 kişiden ibaret o- lacaktır. Ingiliz plânı yeniden yapılacak | Yada imparatorluğun iadesine müteharrik kara topları çapı için | baslangıç sayılamiyacağını, bu ” 103 milimetre, bugün mevcut bu | sadece Alman milli temerküz kabil topların çapı iğin de 188 mi. | reketinin bir işareti sayılması 18 | zımgeldiğini söylemekte ve Al limetre tespis edilmiştir. Deniz 1935 senesinde bu hususta bir konferans toplanacaktır. Bu kon - ferans bütün devletlerin deniz si- lâh kuvvetlerini memnuniyeti mu cip bir surette karalaştıracaktır. İngiliz plânı Fransa ve İtalya- nım deniz kuvvetleri hakkında kruvazörler ve torpito muhripleri için 1932 birinci Kânununda İn - giltere ve Amerika tarafındari yapılan müşterek teklifi esas tut- muştur. Gene bu plânda safıharp gemileri inşaatında umumi bir mütareke yapılması teklif edilmiş- tir. Bu plân, Almanya hakkında Versay muahedesinin tayin ettiği keyfiyetçe tahdit esasmı tansmak- ta, fakat tatbikat sahasında bu mütarekeyi Almanyaya da şü- Tayyare bombardımanlarinn men'i, askeri tayyareler miktarı - nın azaltılması, Bu son teklife göre Fransa, Ja- Sövyetler ponya, Amerika ve İngiltere mevcut as- keri tayyarelerini 500 e indirecek- lerdir. Diğer hükümetlerin mevcut as- keri tayyarelerini indirecek hadler $u suretle gösterilmiştir: 200 Çekoslovakya, Lehistan, İspanya, Yugoslavya, 150 Belçika Felemenk, Romanya; 100 Türki - ye, Çin; 75 Yunanistan, Norveç, İsveç, İsviçre; 50 Danimarka, Es- tonya, Letonya, Litvanya, 25 Fen- landiya ve Portekiz. İngiliz plânı teklif ettiği muka- vele projesinin meriyet müddetin- ce yeniden tayyare yapılmasını mennetmekte, O bulundurulması memnu tayarelerin yarısının 6 Ha ziran 1936 tarihinden evvel öteki yarısmın zu mukavelenin müddeti bitmeden evvel tahribini derpiş eylemektedir. Dördüncü kısımda kimya mad- deleri, mikrop ve yangın çıkaran bombalar vasıtasile harp yapılma» sı menedilmektedir. Beşinci kısımda daimi bir ko- misyon teşkili teklif edilmektedir. Bu komisyon, 5 sene için mer'i olacak ve mevcut sulh muahede - leri ahkâmının yerini tutacak o - lan bu mukavelenin müddeti bit- meden evvel toplanacak ikinci bir silâhları azaltma konferansı için hazırlıklar yapacaktır. Murahhaslar dönüyorlar CENEVRE, 17 (A. A.) — M. Daladier ile M. Paul - Boncour Paris'e dönmek üzere saat 14.30 da Cenevreden ayrılmışlardır,. M. Böurguin İngiliz plânı hak- kmda hükümetine danışmak için Brüksele gidecektir. İZ “e Sr ÜN e İA'man bayrağt i 75000 | kırmızı zemin ortasında beyaz 75000 | daire ve bunun üzerinde si; Bulgaristan, Yunanistan, Maca. | renkte (Tagen Kroys) denilen tistan ve Portekiz hükümetlerin - | haç bulunmaktadır. kuvvetlerine gelinde, C.H. F. Kütahya id Bir hocanın bayrağımızı t kir eürmünden dolayi le mullendirmektedir. ve İ ALI, 17 (Husi 18 Mart 1933 Hindenburgun emri LE (Baş tarafı birinci kırmızı renkte idi. devrinde kabul edilen ba; siyah, beyaz, sarı renktedir. Hitlercilerin bayrağında Şehrimizdeki resmi Alman mü hafili, eski imparatorluk bayr& ğının tekrar kabulünün Almaf manyada bayrak meselesinin halline kadar bu iki bayrağın lanılması hakkında Mareşal denburgtân emir alındığını dirmektedir. 4 re heyeti seçildi KÜTAHYA, 17 (Hususi)- C. H. Fırkası Kütahya vilâyeti dare heyeti intihabatı, usulsüzlük görüldüğü için bü süz sayılmıştı, Fırka kongresi, bu iş için karadan gönderilen Ankara lâyet idare o heyeti Mümtaz Beyin de iştirakile; top lanarak yeniden -intihabat ve idare heyetini seçti. e etirmild, den dolayı Hasan hoca, müddej muwilikçe hemen tevkif edildi. yakalanan kaçakçıla ANKARA, 17 (A.A) B ayın ikinci haftası içinde gümrü muhafaza kıtaları tarafından nup hududumuzda müsademeli müsademesiz 34 kaçak vak'ası © muş, birisi ölü ve ikisi ağır olmak üzere 25 kaçakçı kayalan” mıştır. ri Iran heyeti Ad » nadan geçti! ADANA, 17 (A.A.) —Ce den dönmekte olan İran adliye * ziri Daver Han ile İranm Paris firi Alâ Han ve başkâtip Han: bugünkü ekspresle şehrimizd geçmişlerdir. Istasyonda Vali, Belediye ve Emniyet müdürü İran ve Fi sız konsolosları tarafmdan karşi lanmışlar ve uğurlanmışlardır. A Matmazel Şor Sahle pasaportâ gitmemi ve hâlâ At'nada imiş! ATINA, 17 (A.A.) — Matmsj / zel Şorun sahte bir pasaportla naya geldiğine dair olan habe aslı çıkmamıştır. Bunun için mazel Şor babasile birlikte Yu da nadan Avrupaya gittiğini Atina #3 janst bir hafta evel bildirmi: Şimdi de sahte pasaportla gil diğini ve. Yunanistandan çıkab ceğini hâber veriyor. Bü şey?)