15 Mart 1933 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

15 Mart 1933 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

VAKIT'ın Edebi Tefrikası : w 20 Bir Yastıkta Kocayın.. Raşidenin şaşalaması geçmişti. Artık gözlerinin içi (o gülüyordu. Dedi ki: — Sana her şeyi anlatırım Be- dia, Sen de bizimle beraber olur sun, bizi müdafaa edersin. Dedim ki: — Senin mes'ut olman için ne lâzrmsa yaparım Raşit, — Teşekkür ederem. Yarın sa- na gelirim olmaz mı? Gelirim, ko- muşuruz, anlatırım... Sen de ba- na Monte Karlo'dan haber verir- sin. Lâmia ne âlemde? Onu çok göreceğim geldi. — Onun da seni çok göreceği geldi. — Her halde annem ona benden iyi bakar, — Ama hiç kimse “anne” yeri- ni tutamaz Raşide. Raşidenin kığılcımlı gözleri etra fa bakındı. Yanında duran adamın gözlerini aradı. Elini tuttu. Adam bu eli çekti, öptü. Fakat öyle şefkat ve muhabbet: İe öptü, ki Bedia imrendi. Adam, ayni muhabbetle, müşfik bir sesle diyordu ki; — Üzülme... Bütün bu üzün- tülü günler geçer.. Bana itima: . Sabrın sonu selâmettir. Raşide “hayır” demek ister gi- bi başımı salladı, fakat kendini ça- buk topladı. Doğruldu, yaşarmak üzere olan gözlerini kuruttu. Yazan: Mediha Münir da edemem... Çocuklarımı çok severim. Fakat Refik, ömrümü ay- dımlattı. Evlilik hayatımın acıları- nı bana o unutturdu. İzdivaç bağlarım çözülünce ge- niş, rahat bir nefes aldım. Bugün bambaşka bir kadınım.. Bu saade- ti tasavvur ediyor musun Bedia? — Ediyorum, Yalnız... — Yalnız! — Bu kuvvetli aşkı nasıl gizli- yebiliyorsunuz?. Mütemadiyen ha- lecan içinde, binbir yalan uydura rak yaşamak çok feci bir şey ola- cak. Raşide, acı acı güldü. Gözlerinin içi gene kığılcrmlandı: — Ne yapayım?.. Şimdilik böy- le yapmam zaruri. Maamafih Re- fik te senin fikrinde. Böyle gizli sevişmemize tahammül edemiyor. — Evlensenize. > Refik te evlenmek istiyor. — Elen. — Korkuyorum. — Neden? — Eğer evlenirsem, belki ko- cam küçük kızımı elimden alır. — Bilâkis, eğer bu münasebeti- nizi duyarsa alır. — Ben evlenecek olursam, g€- ne dava edip kızımı alacağına € minim. Şimdi sen söyle, bana bir akıl öğret, ne yapayım? — Vallahi Raşide, benim bu hu- susta fikrim yok... Bilmem ki, in- “İsan bu kadar ağır bir vazifeyi yük- ğe mecburuz... Benim halime mü- samaha et. Ben mazurum. — Mazursun Raşide. Hayatta uslu oturmanm güçlüğünü takdir ediyorum. Ayrıldılar, —I Raşide: — Sana gelirim ve demişti, Raşideyi beklerken, Bedianın kulaklarmda hep bu sözler çınla- dı. Nihayet kapı çalındı. Hizmetçi haber verdi: — Raşide Hanımefendi geldi. — Buyursun. Bedia, Raşidenin neler anlata- cağımı evvelden biliyordu. Raşide, sobanm önüne oturmuş, “o şakağma dayamış düşünüyor a, Bedianın odaya anlatırım, girdiğini bile — Safa geldin, dedi, söyle ba- kayrm, sana ne yardımım dokuna- bilir? — Konuşmağa başlamadan ev- vel sana bir ricada bulunacağım, Sözlerimi yalnız kulağınla değil, kalbinle dinle... Dün, Refik Bey- le aramdaki samimiyetin derece- sini elbette anlamışsındır. Bedianın kalbi çarptı. O, Raşi- deden daha halecanlı idi: — Biribirinizi seviyorsunuz, de di, — Bir senedenberi. Bugün onu, her şeyden ve herkesten fazla se- viyorum. — Çocuklarmdan fazla mı? İm- kânr yok. — Hayır, onlardan fazla değil. Hem, bu muhabbeti çocuklarıma olan muhabbet ile karşılaştı.ma. © başka, bu başka.. O Mes'utol- mam İçin bana bem çocuklarım lâ xrm, hem de Refik Bey lâzım. Ne sonları. Refiğe. ne Refiği onlara fe- lenebilir mi? — Rica ederim bana vazifeden bahsetme, .. Ben henüz otuz beş yaşındayım... Ön beş sene, yirmi yaşımdanberi, kaba, © terbiyesiz, rezil bir adamın kahrmı o çektim. Babam bu felâketimi gördü, ds yüreğine inip öldü... fe hissi kalmadı bende.. Ben bed- baht bir kadınım, o saadete susa- dım. Mes'ut olmak istiyorum. . Şu dünyada daha kaç sene mes'ut o larum Kaç senelik gençliğim kal- dı... Bedia titredi. Bu sözler, aynen kendi düşünceleri idi. O da tıpkı Raşide gibi düşünüyordu. Raşidenin ellerini tuttu; — Hakkın var, dedi, (o hakkm var ama, ne yapayım, bana gayri meşru bir münasebet çirkin geli- yor. Bunu mazur göremiyorum. — Evleneyim mi? — Evlenirsen, çocukların övey b»ba elinde kalacak, (Devamı var) Mekteplerde diş bakımı ve teftişi Diş Tabipleri Cemiyeti Reisle- rinden Ziya Cemal ve Orhan Ab- dullah Beyler Vali Muhiddin Beyi ziyaret ederek mekteplerde dişba- kımını daimi ve sıkı bir kontrol al- tında bulundurmak için belediye bütçesine bir müfettiş ( tahsisatı konmasmı ve bu vezifeye bir diş tabibinin tayinini rica etmişlerdir. Mekteplerde diş bakımına ehem- miyet verilmesi Sıhhiye ve Maarif Vekâletlerince vilâyet ve belediye ye evelce tebliğ edildiği işin Ziya Cemil ve Orhan Abdullah Beyle- rin bu teşebbüsü gayet m.üsait kar şılanmıştır. Bütçeye bir müfettiş tahsisatı konulması kabul edilmiş: r DİLİM T. D. T. Cemiyeti umumi kâtibi anketin ehemmiyetini anlatıyor İ Türk dili tetkik cemiyeti umu- mi kâtibi Ruşen Eşref Bey cemi- yetin çalışması hakkında dün bir muharririmize şunları söylemiş - tir: “— Dil faaliyeti devam ediyor. Gazetelerde teferrüatı görüldüğü üzere, T. D.T. C emiyetini kuran hâmi Reis Gazi Hz.nin huzurla * rında toplanan cemiyetin merkez heyeti bizzat Gazi Hz.nin yüksek Yeni 12 kelimenin! 'Çıkan üçüncü listedeki Türkçe karşılığı ve kullanıtışları Dünkü 12 kei melik listeye ge en cevapları da basıyoruz T.D.T.C.nin daha evel gönder- ları bulunmak üzere tebliğ ettiği 12 kelimeyi ve bunlara bulduğu- muz karşılıkları dünkü sayımız. da basmıştık. Bugün ayni vasıta ila kelimenin karşılıklarını yoruz. Okuyucularımız bu kelimelere buldukları karşılıkları bize gön - derirlerse dilimiz sütununda yer bulur. Nitekim bugün muharrir akadaşarmızdan Mehmet Nu - rettin Beyin ve okuyucularımız - dan (K. L.) ve Seyrisefain idare- sinden Halit Ziya ve Muallim Os- man Beylerin “buldukları karşılık- ları koyuyoruz. ÇARE — Yol, ilâç, çıkar Bu işin başarılması için hiç bir yol bulamadım. Bu işin çıkarı yok- gelen 12 da yazı- Artık vazi» | tur. Yeni 12 kelimenin karşılığı ÇEHRE — Yüz Bu adamın ne güzel yüzü var. ÇELENK — Ünlük Yarın 16 Mart şehitlerinin me- zarlarma ünlük konacaktır, ÇEMEN — Ot, çayır Bahar gelince otlar yeşermeğe başlar. DAFİA — İtim, kovucu Her cismin bir alım kuvveti ol- duğu gibi bir de itim kuvveti var- dır. DAĞDAĞA — Gürültü Avrupa bir türlü Melen kurtulamıyor. DÂHİ — Özgeuslu Mimar Sinan özgeuslu bir yapı- crmızdır. DAİR — İçin, ötürü “Hasan Ef.nin işine dair konu- şacağım,, yerine Hasan Ef.nin işi için konuşacağım, denebilir. DAİRE — Tekerlek, iş yeri, de- ğirmi Arabasile meydanlıkta bir de - ğirmi çizdi. Bugün hasta o oldu ğu için iş yerine gidemedi. DAVA — Dava (Karşılığını bulamadık) DEBDEBE — Gösteriş, şatafat Bu adam gösterişi, şatafatı pek sever, DEHŞET — Ürküntü Herifi görünce içime ürküntü geldi, Gümrük ticaret kâtibi Dahili gümrük ticsret kâtibi Fa- ruk Bey muayene (memurluğuna ve kâtip Mehmet Bey de tahrirat at | kâtipliğine tayin edilmiştir. irşatlarında tayin buyurdukları yeni faaliyet veçhesinde bu anke- ti açmaktadır. Bu anket bir ta - raftan devam ede dursun diğer ta- raftan derleme çalışmaları eskisi gibi ayni hiz ve ayni kuvvette yü- rüyecektir. Bütün şubeler üzerle- rine aldıkları vazifeleri ileri gö - türmektedirler. Bu yeni anketin hususiliği ve yüksek değeri her gün kullanılagelmekte olan lâ; za ve tabirlerin bir an evvel nı “ ğını bulmağa bütün milletin o kur yazarlarını ve dil işlerine merak edenlerini davet etmektedir. Ar ketten beklenilen netice elde edir lince Türk dilinin kendi gü , ğine ve istiklili yolunda büyük bi açıklığa (o kavuşacağında yoktur.,, 3 4 kelimelerin karşılığı T. D. T. Cemiyetinin gönder - diği listelere okuyucularımızdan gelen karşılıkları koymadan evvel bu işle gazelemizde uğraşan mu- harrir Mehmet Nurettin Beyin bulduğu karşılıkları aşağıya alı - yoruz: 1 — Cadde: Uluyol (Bu kelime Lahçede olduğu gi- bi Anadoluda da eskiden kalma yollar hakkmda kullanılır.) Bu uluyol Ankaraya gider. 2 — Cahil: Bilmez, bilmeyen Bilmez o göründüğüne bakma, bilgiçtir. Tuhaftır hali âlem, bilmeyen söyler, bilen söyler. Lâedri 3 — Caiz: Olur, olabilir Olabilir, yapabilirsiniz. olurya, olamaz mı? N 0.S, 4 — Cali: Yapma, yapmacık Yapmacık yapmasa içi rahat et- mez. A O ağlama, o sızlama hep yap- madır, sahici sanma. 5 — Camit: Taşçıl ip Ne et, ne ot, taşçıl bir şey. 6 — Canip: Yan, yön, yuğaç (Bu kelime bir nehrin bir tarafı manasına kullanılır.) İstanbulu denizle dağ iki yö - nünden kucaklamıştır. Yanım sıra giden kimdir? * 7 — Casus: Çaşıt Düşman çaşıtlarmdan ikisi -a- | srldr. 8 — Cazibe: Çekim, alım, sevim | Nüvtonun elmasmı toprağın çe- kimi yere düşürdü. , O ne alım 0? : Kendisinde benzersiz bir sevim var. 9 — Cazip: Çeker, alımlı, se- vimli 10 — Cebir: Zor, zorlama, cebir (ders ismi) Zorla güzellik olmaz. 11 — Cephe: Alın, sınır, ordu alını i 12 — Cerrah: Bakşı (Bu kelime hakkında not: Şim- di cerrah diye bir iş güç sahibi yoktur. Eskiden vardı. Daha eski- den ise hem şairlik eden, hem de hastalara bakan Ozan'ların yar- daklarına Bakşı denirdi. Bu kar. şılık ondan alınmıştır.) », , Düüeltme: — Dün çıkan karşılıklar arasın - | da gene bir iki dizme yarlışı gö- züme çarptı, 1 — Bir yerde “öğdül,, öğdük diye dizilm ğ EDEL karşılığı ör Çöktü) çıkmış; Li (Cütkü) dür. NI — Amade sözüne kı olarak ileri sürdüğüm ANIT sözü de ANITGAN olmuş, bakmayın. K.L. Beyin bulduğu karşılıklar Cadde — Anayol Cahil — Bilgisiz Caiz —.... Cali — Yapmacık Camit — Donuk, cansız Canip — Yan, geçe Casus — Casus, muştucu © Cazibe — Alım, çekme... Cazip — Alımlı, çekici Cebir — Zor Cephe — Yön, annaç Cerrah — Operatör Seyrisefain idaresinden Halif Ziya Beyin bulduğu karşılıklar Cadde — Geniş yol Cahil — Toy, bilgisiz Caiz — Olabilir, yap Cali — Yapmacık : Camit — Donuk, cansız Canip — Yan Casus — Düşmanın gözlük doğrusu . 7 Cazibe — Çekicisi / Cazip — Çekici Cebir — Zorlama Cephe — Ön, karşı . C Cerrah — Yarıcı, yara yarı&ı deşici. 4 Muallim Osman Beyin bul duğu karşılıklar Cadak — Cadde, Şose Anadolunun Şark ve muıntakalarında söylenir. caddeden galattır. Cılga — Keçi yolu ince yol iz ha ve ve şarkta. z © Rusyada Türk sanayi heyeti MOSKOVA, 14 (A. A.) —R Beyin Riyasetindeki Türk Heyeti buraya gelmiş ve istasyon da Ağır Sanayi Komiserliği muka veleler şubesi reisi Lorentz ve Rus Heyetine Türkiyeyi ziyaret a sında riyaset etmiş olan Orlof ta» rafmdan karşılanmıştır. ad Türk heyeti mensucat teşebbüs“ lerine ait inşaat plânlarının tani mi için ve raukavele ku

Bu sayıdan diğer sayfalar: