? Lâmia ile yolumuzun ayrılaca- ZI noktaya gelmiştik. Dedim ki: — Seni evine kadar götüre - Yim.. Bu kadar geç vakit sokakta yalnız bulunmamı belki annen is- temez. Lâmia kahkaha ile güldü: — Annemin böyle şey aklıma bile gelmez... Ben çocuk değilim. Geceleri bile istersem yalnız çıka” rım... Hyadi siz güle güle gidiniz. Ama yarın görüşelim, ya sen gel, ya ben geleyim. — Olur canım, görüşürüz. Elimi sıktı, keklik gibi sekerek uzaklaştı. Beyoğlunun, elektrikleri içine daldım. Kaldırımlar (kalabalık. Güçlükle yürünüyor. Ben adeta sarhoş gibiyim... Lâmiaya gipta &- diyorum. Ne iyi, onun dünya u - murunda değil, Evime girdiğim zaman, kendi çocukluğumu düşündüm. Kendi- mi Lâmia ile mukayese ettim. A- ramızda münaseebt yoktu.Ben dur Muş, oturmuş, sessiz sedasız, ağır başlı idim. Lâm'a ise - hatta ge * <eleri bile - yalnız başına sokak- lara çıkıyor, istediği ile görüşü - yor, dansediyor, koktey içiyordu.. —N 8 Teyzemden şu mektubu aldım: “Kızım Bedia , “Çarşamba gecesi eş, dost ye meği bende yiyecekler. Gece ya- rısma kadar da, Garden barda © çalan İspanyol çalgıcılar var.. On , okiyi kadar bizi eğlendirecekler .. 1 * İlânlarda ismini görmüşsündür .. “Bestekâı r Coze kestolla'da kendi” “Her halde gelirsen pişman ol- #Mmazsım. Testrellanın parçaları din lenecek şeyler. Şık giyin, neş'eli ol. Rahmetli kocam, bir kadm aç gözlü ve daima şık ve neş'eli olmalı derdi.. Aç gözlülüğü bir tarafa bırakıyorum, fakat şık ve meş'eli olmanı temenni ederim.,, Bu daveti kabul etmememe hiç bir sebep yoktur. Filvaki kay- Danam öleli altı ay olmuştu am- ma, doğrusu ölen kocamın anası- mın matemini de tutamazdım. Çarşamba günü, saat sekize doğru, teyzemin salonuna girdim. Kalabalıktı, Fakat hepsini a - şağı yukarı ,az çok tanıyorum. İç- lerinde yabancı sima yoktu. Piyanonun önünde uzuh boylu, *smer tenli, ateş gözlü bir erkek duruyordu. Coze Testrella imiş .. Takdim etiler.. Teyzem melodi - lerini pek beğendiğimi söyleyin - <e, bafiçe iğilip selim verdi. Filvaki kendisini dilememiştim amma, plâklarmı dinlemiştim. E- saşen İspanyol musikisine bayı - orum, Fena bir Fransızca ile bir — Nazif Beyi Bediaya takdim © Herkes ayakta idi. Yemek o - dasına geçiyorlardı. Raşide ha - VAKIT'ın Edebi Tefrikası : Bir Yastıkta Kocayın .. v4 Yazan : Mediha Münir Yanıma nazik, kibar, orta yaş- hı bir bey tesadüf etti. Bana hiz- mette kusur etmiyor ve mütema- diyen tatlı tatlı konuşuyordu . Karısı ölmüş, uzun müddet bekâr yaşıyormuş, fakat artık yal nızlığa tahammül edemiyecek - miş... Hrm1... Teyzem bu zatı neden yanıma oturtmuş, şimdi artık anlar gibi oluyorum, Evlenmek istiyen bir erkek.. Herkesin evlendirmek is - tediği dul genç bir kadın.. Amma ne yapalım, ki bu dul kadın kat'iyyen evlenmek fikrin - de değil.. Bunun için iş yok. . Kendisine, kapalı sözler, cı- naslar, imalarla evlenmek arzu - sunda olmadığımı ihsas ettim. Nazif bey konuşuyor. Şayanı hayret bir adam bu... “Ben böyle- yim, böyle düşünüyorum... Hoşunu za gitmiyorsam vız geliri, diye bir hali var. Ben henüz onun gibi bir erkek tanımamıştım. Konuştukça hoşu » ma gidiyor... Sofrada her kafadan pe 6 BAN #00 0D 00 AMARE Memleket Haberleri * Üner varam arsam İ | l Salihlide iki kişi boğularak öldü Salihlide palamut tüccarından Esedüllah Efendinin çiftliğinde bir kuyu kazmakla meşgul olan kuyucu Mehmet usta ile kuyuyu teftiş etmekte olan Esedüllah ef. nin kâtibi İhsan bey, birdenbire sukut eden toprak ve taş yığını altında kalarak ölmüşlerdir. İhsan Beyin cesedi çıkarılmış ise de Mehmet ustanın henüz çr karılamamıştır. , İhsan bey Salihli Bozkurt klü- bü idare heyeti azasından ve çok sevilmiş bir gençti. | Mahkümlar Bigada bir mah- kümu öldürdüler Biga hapishanesinde, hırsız * | yin konferansı, gerek bizim kü - , Sayfa: 8... Lünlal inüdürü Hamdi beyin konferansı en sonseesens0s4 hesesnnsnzma0010 18401190000 000001000 00004800 04090000000p 900 bA0AnNAN 00 ar Serbest mübadele şartlar rının gittikçe bozulması.. Dünyanın yeni bir serbest mübadeleye doğru gitmesi için artık ümit kalmamış. en büyük tehlikeye bilerek veya bilmiyerek sürüklüyorlar. Dikkat edelim, Bu inhidamın altında kal- mıyalım!,, vü Hamdi Bey bu sözlerden sonra garp ilim ve medehiyetinin nasıl doğduğunu ve büyüdüğünü anlat- çük münakaşamiz müderris Fazıl | mış, “harbi umumiyi icap ettiren Beyede de fikirlerini o bildirmek | başlıca sebep, bir farklılık tezadr, fırsatını verdi. Geçen celsede din- | nın tasfiyesi ve sanayici ve müs“ lediğimiz bu fikirler nihayet bi- | temlekeci milletlerin mal müba < zi de harekete getirdi. Görülüyor | dele edecek yeni pazarlar açmas ki bütün bu işlerde ilk hareket he- ! ları zarureti olduğunu söylemiştir. yecanınını veren Ağaoğlu Ahmet İ Sanayici milletler bunun için biri» ü Beydir, birlerinin nüfuz mıntakalarma tes İktasatçılar cemiyeti dün bir toplantı yapmış ve Liman şirketi müdürü Hamdi Bey bu toplantı- da bir konferans vermiştir. Ham- di Bey demiştir ki: “— Gerek Ağaoğlu Ahmet Be- d Ağaoğlu Ahmet B. ve Fazıl B. | cavüzden başka çare bulamadılar, çünkü artık sanayi işba haline gelmişti. Müstemlekeler mübade | lede marşın çoğalması imkânı kal- $ mamıştı. Dünya milletlerinin son biri içtimaiyat, diğeri iklısadiyat bakımından ayni neticelere var » mış, fikirlerinde israr ve bunları açıkça ifade etmek meziyetini lıktan dört seneye mahküm Şah İsmaille hayvan çalmaktan roah * küm Sefer bir sigara yakmak me- göstermiş iki Darülfünun profesö- rüdür. Kendileri yeni bir şey icat etmediklerini, garp ilmine bağlı bir ses çıkıyor, fakat Nazif bey ağ| çelesinden kavga etmişler, Şeh | olduklarını söylüyolar. Binaena - zını açlımı, herkes susuyor. Onu| ismail sapsız küçük bir çakı ile | leyh ben kendilerine de cevap ve- dinliyorlar. ' Yemekten kalktık. İspanyollar çaldılar, biz oynadık. Sonra beste kârm nağmelerini dinledik. Nazif bey Raşide ile meşgul ben de onunla meşgulüm. Gözlerimi bu adamın üştünden alamıyorum... Bir aralık Raşideye: — Ben kadını elbisesinden anla rım, elbisesine “biçtiğim © mânevi “Riymer; kada verdigim keymet - Tir, dedi.” * © iye Hemen bir aynanın önüne gidip kendi elbiseme baktım. Acaba el- bişeme ne kıymet vermişti!., Aynanın önünde dekoltem, göğ süm, omuz başlarım hoşuma gitti. kendi kendimi beğendim. Fakat Nazif Bey beni beğenir gi bi davranmıyordu. İyi de ediyor - du. Çünkü yanıma gelip konuşa - cak olsa yüzüne bakamıyacaktım Gözlerinde öyle bir parıltı var, ki göz göze gelmekten korkuyorum.. Yalnız bir kere göz göze gel - dik. O konuşuyordu. Ben uzakta dinliyordum. Başmı Okaldırdı ve bana baktı.. Alay ediyormuş gibi baktı, Muhakkak içinden: — Bu sessiz sadasız kadı, et » rafmdaki güzelliği dinlemekten hoşlanıyor! Demiş olacaktı. iri Geç vakit çay istediler. (Devamı var) arasan rana Halı deposundan tüc- car şikâyet ediyor Rıhtım şirketinin idaresinde bu- lunan halı transit deposundaki ha- lı tüccarları, Rıhtım şirketinin ken dilerinden fazla para aldığını id- dia etmektedirler, Tüccarlar, Rıh- tım şirketinin evelce halıların be- her metro murabbamdan depo ki- rası olarak 100 para alırken depo ya halı koymanm doğrudan doğru ya serbest bir icar ve isticar mü - kavelesine istinat ettiğini ileri sü- rerek metro murabba fiatını 75 ku Tuşa kadar çıkarttığından şikâyet etmektedirler. Tüccarlar, şirketin imtiyaz mukavelesine menafi ola- rak alınan paralarm iadesini ve şirketin mukavelesine riayet ettiril Seferi karnından yaralamış ve öl- | dürmüştür. Hâdisenin başlıca sebeplerin - den birisi de hapishanedeki izdi - hamdır, Bunu nazarı dikkate alan İ hapishane komisyonu hapishane bahçesinde bir pavyon inşasına lüzum görmüştür, Karamürselde 43 YAYI emellere in Acıklı bir cinayet Karamürselin bir sat mesafe- sinde Karapınar köyünde çifçi | Şahin Efendi, ticaret için köyün - İ den ayrılmış bulunduğu bir sıra - da, geceleyin karısı evinde feci bir şekilde öldürülmüştür. Geceleyin yatak odasına giren üç kişi kadmcağızı yakalıyarak beraberinde bulunan küçük ço - cuklarının gözü önünde 24 yerin- den kama ile yaralıyarak öldür - müşlerdir. Mütearrızler kadını öldürdük. ten sonra odadaki sandığı açmış- lar, içindeki paraları almışlardır. Kadının yastığı altnda bulunan beşi bir yerdeleri mütearrızların dikkatini celbetmemiş ve bırakıl - mıştır, : Feryada yetişen komşuya evin haricinde pusu kuran iki şahiş | tarafından silâh atılmış, bilâhare köylü taarruza geçmişse de ka »- tiller firar etmişlerdir. Küçük çocuk katillerden biri- nin bir kaç gün evvel babasının bağında çalışan Pazarlı Kara Ali oğulları olduğunu söylemiş ve za- bıtanın seri tertibetile can acisile maktulenin üzerlerinden kopar - dığı parça pantalonuna tatbikle ve ayak izlerile yeakalanmışlar » dır, Hendekte boğulan kız Urlanın Zeytinalan köyünden Boşnak Yusuf çavuşun üç yaşın - daki kızı, ovlanmakta olan baba- sını takip ederken Bemleklerden birinde biriken o suya düşmüş ve boğularak ölmüştür. mesi için iktısat, nafra vekâletle -| Bartın orta mektebi rile Ticaret odasına mürecaatta Bartındaki hususi orta mektep | zam bir binanın devlet bütçesine alınmıştır. m rirken garp ilminin ne olduğu hakkında fikirlerinimi bildirmek isterim. Garp ilmi, serbest mübadele ve serbest ticaret ve mesaiye isti- nat eden bir medeniyet devrinin ilmidir. Yani o medeniyet tarihini ve tekâmül seyrini izah eder. Ce- miyet bâdiselerini buzlu camla kapanmış bir fanus içinde müta- Isa eden insanlar, son garp-mede- niyeti dediğimiz serbest mübade- le medeniyetinin sadece bir tari - hinden ve tekâmül seyrinden bah- setmesi lâzım gelen bir ilmi, me- deniyetler tarihinden ve insanlık tekâmülünden bahseden bir ilim gibi görmüşler ve ondan ebedi zannettikleri kanunlar çıkarmış - lardır. e Halbuki bu medeniyet kendi tekâmülü nisbetinde tezat- larmı vererek, inhilâle başlayın - ca bu ihnin kanunları da çözül - müştür. Cemiyet ilimleri, bilhassa ikti- sal ilmi, şimdiden bütün kanun - larile ve görüş tarzlarile tarihe malolmuş, ve bugünkü şartlara göre mütalea edince hikâye hali- ni almış bir takım malümattan ibarettir, Onların hakiki kıymeti, ifade ettikleri medeniyet rejimi tehlikeye girince değil, ilmin ka- i nunları, bizzat ilmin kendisi dahi tehlikeye düşmüş oluyor. Bizim için burada mesele çok canlı ve hayatidir. Çünkü yeniden iktisadi uzviyetlerini / teşkil et - meğe kalkışmış geri bir milletin hayat ve memat meselesi vardır. Türkiye, tarihin en büyk inkılâp- larından birini geçiriyor, Dayamı- zın ehemmiyeti meydandadır. Bu hayati meselede aldığmı aynen tekrar eden garbin bir aksi seda” sı kulağımıza geliyor ve bize di- yor ki: Sana ilmin yolunu göste- receğim, o yolda ilerliyeceksin! Efendiler, biz bu sese itimat etmiyoruz. O bize istismarcı bir garp ilminin, bir buçuk asır ya - şamış serbest mübadele rejiminin havasmı çalıyor. Bugün o ilim doğduğu memleketlerde bile red - dedilmiş, istihaleye uğramış, ve bir çok yerlerde esasmdan sarsıl- mıştır, Yıkılmıya mahküm muaz- altıma doğru bizi GLA Pin vaziyetini kısaca tetkik edersek bundan bir buçuk asır evvel baş- lamış olan serbest mübadele şart-' 5 larınm gittikçe bozulduğunu gö « rürüz.,, Hamdi Bey bundan sonra serbest mübadeleye, eski şartlarla dönmek imkânr o kalamadığını, memleketler arasında serbest müs badeleye imkân vermiyecek mâ“ nialar vücuda getirildiğini ve bu mâniaların bir çok memleketler» de yeni bir rejim şartları gibi yer- leşmekte ve kanunlaşmakta oldu- ğunu anlatmış, Hamdi Bey sözle © rine şöyle devam etmiştir: “— Dünyanın yeni bir serbest * mübadeleye doğru gitmesi için artık ümit ve imkân noktaları kal- mamıştır. Küçük ve büyük par « çalara ayrılmış milli hükümetler | mevcut oldukça ve eski koloniler “ ve ziraat memleketlerindeki mil» Ji uyanış hareketleri ve siyasi ve iktisadi davaları böylece devam ' edip kuvvetlendikçe, serbest mü“ badele rejiminin umumi harbin © arefesindeki şartlarla dahi olsa, | geri gelmiyeceği anlaşılıyor. ii, Dünyanm artık yeni bir iktısa- di temel üstünde tutunabilmesi çaresi ancak yeni bir şartın, yeni bir zihniyetin ve yeni bir âlemin başlangıcında ve hattâ içinde bü- lunduğumuzu bilmekle © serbest mübadele rejimi, son tekâmül saf- hasında bir inhilâl buhranile dey- “ rini bitirmiştir. e Binaenaleyh bu rejimin bir ifadesi olan garp ilmi de temelinden sarsılmıştır. i Garp ilimlerine göre İlerlemiş olan memleketlerin bugün içinde “ bulundukları elim ve geniş sikin” te ve buhranlarr inkâr mı ediyo ruz? Milyonlarca insan İşsiz, sefil ve açtır. Garp Bütün ilimlerile, “ darülfünunlarile, on binlerce mü « © tehassrslarile bu geniş derde en ufak çareyi bile bulamıyan şaş“ 4 kın bir vaziyette değil midir? Bizi bu yola götürmek istiyen ler, en sonunda böyle hazin ve e- lim şekilde bitecek bir kemali nas a sıl ideal bir şekil diye kabul eder» ler?,, Müsaadesiz bir müsamere Taksimde “Yenişehir — Kurtus © luş,, spor klübü binasında usulü da iretinde müsaade almadan müsa « mere tertip edildiği haber alm | mış, zabıtaca klüp müdürü M. Po. Hibroni halkında, bu noktadan tah 4