di “> Hava Muhare İARRRRREDAN Verdun Müdafii Navar Yazan: Jacgues Morlane Navar, tek kişilik harp tayyare: | lerinde emsalsiz bir surette döğü şürdü. Navar, harbe başlamadan evvel, düşmanı şaşırtmak esasına dayanırdı. Onun etrafında döner, fevkalâde san'atınm bin bir meha- relini gösterir, hasmına bu güzel temaşadan sonra (o mabvolacağı hissini verdirir, kendisine mukabe. le imkânmı bırakmazdı. Düşman, onun karşısında, bir kedi karşı - sındaki fare gibi kalırdı. Ne yapa: Cağını şaşırır, cesareti Okırılır, mahvolduğunu hissederdi. Navar, düşmanın, bü vaziyete (geldiğini hisseder etmez, tayyarenin kuman dalarını birakır, ayağa kalkar, dikkatle nişan alafâk (düşmanın motörüne ateş eder, onu durdu - rurdu. Birkaç düşmana birden /a5g6 lince, Navâr en zayıfının hangisi olduğunu dener, en kuvvetlişi hangisi ise ilk defa onu saffı harp harici aderdi. Düşmünlarının ay . ni zamanda kendine ateş açmala- rına mâni olmak için ortalafina girer, öyle bir vaziyet alırdı ki ateş etseler, biribirlerini vuratak vaziyete düşerlerdi. Sonra, otada, herkesi şaşırtan bir soğukkanlılık. la çalışırdı. Bir gün, bir Alman tayyaresi nİ, yere inmiye mecbur etmişti Alman tayyarâcile:i yere inip tes- lim olduktan sonra sormuşlardı: — Rasıdinız nerede? — Benim! — Pilotünuz? — O da ben, — Nasıl? Siz mi? Demek tay- yâreyi hem idare eden kem de ateş &den sizdiniz? Tebrik ederim. Bir başka gün Navarın yaralı yarak düşürdüğü bir tayyareci. kendisini görmek istemişti. Navar geldi: : — Sizi yaraladığıma müteessif oldum, dedi, ben daima motöre &teş ederim. Maksadı, düşman İarımı saffı harp haircine çıkar - imuktir, katletmek değil. Alman tayyareci: — Sizin gibi bir adam tarafın - dah mağlöp olmak bir şerefsizlik değildir. Dedi. Navar, avci tayyareciliği» © Mi icat etmişti. Ondan evvel, her » kes, bir türlü hateket ediyordu. Nâvar yeni bir metot yaptı. Fakat bunu herkes tatbik edemezdi. Zi- Fa, €sas spordu. Hem ds ne spor? Fakat ne de olda, hava muharebe: © leri için bir taktik tesis etmek lâ * ç zımdı. Bunun esaslarını yüzbaşı © Guynemer kuruyordu. i Navar için herkes: li — Ne harikulâde aritst! Diyotdu. Guynemer için ise: — Ne büyük asker! A Diyorlardı. Filhakika Guyne « “mer, ber şeyi evvelden hazırlar, | soğukkanlı, cesur, bir tatbikatçi — idi. Buna mukabil, Navar “irtica len,, hareket eden bir cambazdı. Zafer devreleri k Navar, yüzbaşı P.de Betnisin © filetillâsına tayin edilerek cephe « ye döndü. © Kendisini anlıyan bu kuman * L dan, Navarın verebiledeği &zami © randımanı almıştı. Eğer bu ku * © mandan, Navarı tanımamış olsdy- © dı, belki Navar bu kadar meşhur bir tayyareci olamazdı. o Yüzbast de Bernis, onun asabi devrelerini biliyor, bu devrenin geldiğini his- Nak'eden : ta. sedince, kendisine izin veriyor, Navar bir motosiklete binerek yüzlerce kilometre (yapiyordu. Sonra, Navar, sinirleri buhranı yakışmış bir halde vazifesi başma dönüyordu. Navar'ın bulunduğu Ufilotilla, bir avcu filotillası değildi. Vazife- si keşif yapıp fotograf almaktan ibaretti. Avcılık, bu vazife hari - sinde yapılan işlerdendi. Navar, ağır ve yavaş hareket &- den Farmanlardan kurtulduktan sonra, seri tayyaresi (üstünde, mümkün olduğu kadar çok uçuyot, bir düşmana rastlamak ümidiyle havalarda dolaşıyordu. Navar'ın bu vazife harici uçuş - larına kumandanı göz yumuyordu. Hava kumandanı De Rose de Na - Onun, kendisinden bir tebessüm kopara- bilmek için her şeyi yapmağa ha - zir olduğunu biliyordu. Bu fırsatı Navar 1 Nisan 1915 te elde etti, Rasıt olarak mülâzim Robert ile Navar iki saattir uçuş yapıyordu.. Saat 6,25 te, bir Aviatik tayyare si gördüler. Navar, tayyareyi görünce tevi niyor.. Fakat soğuk kanlı olmak lâ zum. Navar derhal düşmana hücum ediyor. Alman tehlikeyi görünce savuşmak istiyor, ve mit ralyözü ile ateş ediyor. Ona mu kabele etmek ne iyi olacak!. Lâ - kin, Fransız, pek az kurşunu oldu- ğunu biliyor, boşuna kurşun sâr - fetmek'doğru'olmaz. Navat arka- daşına bağrıyor: — Ateş etme sakın! Rober arkadaşının kıymetini bildiği için ona itaat ediyor, ve bekliyor. İşte şimdi, oNavar'ın Morane tayyaresi düşmandan ön metre kadar uzaktadır. e Navar bağrıyor: Haydi, ateş! Netice ani oluyot. Robert ateş eder etmez Alman tayyareci elini kaldırıyor, teslim işareti veriyor yere doğru inmeğe başlıyor. Na « var: — Madamki teslim oldu, nediye öldürelim, Diyor. Şimdi Alman tayyaresi, aşağı İnerken, Navarın elinden kurtulmağa gidip kendi hatlarına konmağa çalışıyor. Navar mahirane bir hareketle buna mani oluyor, ve Avrlatik ye: re iniyor. Navar ile arkadaşı ta - bancaları ellerinde düşmanlarına, | tayyareyi yakmasınlar diye hü- cum ediyorlar. Fakat oAlmanlar artık karşılarındakilerin cesareti ni ve meharetini anlamışlardır . Mukabele etmiyorlar, Ecasen, pi « | otun omuzundan Va diz kapağın « | dan birer yarasi vardır. Rasıt, İla | var'a doğru ilerliyor. Selâm ve ta» İ ntşmalardan sonra, ONâvar bir İ doktor bulup getiriyor, ve bu zafe- İrin bir hatirası olarak düşmanın | tabancasını aliyor. ) Buaralık, halk toplanmıştır. As kerler, koşup gelmişler, Navar'ı omuzlarına alıp yükseltmişlerdir. Nâvar, askeri madalyayı kazan * Mişlır, Bu zaferin ertesi günü, Pelletiet Doisy'de trpki buna benzer bir za“ fer kazanmıştı. O da bir tayyare indirip içinde“ kileri esir etmişti. var'ın tabiatını anlamıştı. l | İ 'Navar bunu öğrenince pek se - ! İ birlerini daha #ijüde sevsin. inik 5 r VA<TT ktupı i «sr Me , Vürkiye ermeni'eri ve neşriyatımız (K. Boğosyan) imzasile aldığı - mız mektupturi, Bir yamandanberi gazetenizde Taşnak, Huçak ve ğer Erarni Komitelerinden bahsediliyor. Bu gibi şeyler hiç bir vakit Türkiye Ermekilerini allhağar elieer, Bu - Bünla beraber Türkiye Erisenileri bi gibi şeylerden nefret ederler. Ermenilerin geri | kalmalarına, ticaretleran Gekte verilidesine, başlarına türlü türlü belâler gelmesine sebep bep bU gibi akılsız komitelep olduğunu biliriz. Ermeniler ieendi hallerinde Hecar, san'at - kâr, çalışkin, iietnlekrte şeref getiren bir mihlettir. Abdtihümidin istibdadı, Tattt ve | Enverin iğaresizliği bir hayli Omüna - sebetsizikier olmuştur. Fakat Ermeniler Türklerin e Sadık, eh yakm dostlarıdır. Türklerin İni iwilletie ns yolda ve me Istika - #wetie, ie tartdn, ne gibi ptessipler daire » #ide cide verip çalışarak şu memleketin, şu yalanın ileri gitmesine, terakkisine kiz - met sdebilirlerse bize 6 yolları gösterinit. Siz de o vakit gazeteeilik vazifesini yapmış cdursumaz. Bir takım beyinsiz komiteciler - den bahsetmekle Türkiye Ermenilerine bir büküret ötüş, beni de eski ve fona bir bi- #ihi uyandırmış Gdürsunüz ki hiç bir fayda vermez. Bu vatanın Beri giteiei bütüh Ee menileri memmun eder, Bu topraklarda ya pdacık, çalışılacak o kadar işler var ki öi- ba miiyanlarca bisan geçinebilir. Bu yelda hizmeti sizin gibi seki gazeteellerden bekle fiz, Tier gün gazetelerde sütunlar ağmili, müsubakular tertip eteneli, İİK Meded temit, pâk, parlak fikit uyandırtinl. Kalkıh her bir kent İçin beş on satırla şu toprağın eri gitmesine yardım edecek yölinr Ve fi- kirler göstermili, Milletler biribirletiğe da ha ziyade yaklaşın. Halk tabukaları biri Tikirler ber gün Biriz daha fazla uyansın. Yürü bires dahı farla gülsün. Herkese emniyet gelsid, Serveti olanlar paralarını meydana Çıkar - sh, İşler açılan. Ticaret uyandın, Dünyâ yüründe buhran defolup gitsin. Bu yollâ güzetelerin Yapabileceği işler | büyüktür, Ufak bir gazete havadisi fe Halk aftist olu yot, Türk. Rum, Ermeni, Musevi hiğ bir vas kit ayırt edilmesin. Hepsine de Iyi gözle bas kılsın. Herkesin vatan sevdasi olsün. Her » kesi vatanımıza saradıralm. Hakketiyet b ver, elddi ve çalışkan olalım. Doğru ve na intistâ ölalim. Göreceksiniz İki o vakit kem diliğindön İçler düzeleerktir. İşte bu yolda Mer için üreteniden birer sütun beklerim. K. Bözosyan VAKIT — Bundan evvel gaze- temizde (S. Tumacan) Efendi » nin umumi Harp bâşlarmda İstan- buldâ toplanmış olan büyük Et - meni kongresi hakkındaki hatifa- tmı tefrika şeklinde neşretmiştik. Bü yazılar üzerine bazı Ermeni gazetöleri heşriyatta bulundu. Ba- zı karilerimizden de mektuplar geldi. Fakat bu gibi yazılar doğ- rudan doğruya (S. Tumacan) Ef, ye cövâp olmak lâzım gelirken daha ziyade (Vakıt) gazetesine hitap ediliyor. o Neşrettiğimiz bu mektup bunlardandır. Bütün bu yazılara toptan cevap vermek is « tiyoruz. Bunun için bü kabilden olan yazıları töplüyoruz. Yalnız bugün bir noktaya işa ret etmek isteriz ki gazetemizin (8. Tümacan) Efendinin yazıla « fınt neşre vasıta olmakla Türki « ye Ermenileri hakkında herhangi bir mesele çıkarmak fikir ve maks sadı hatır ve hayalimizden bile geçmez. Maksadımız evvelce de yazdığımız gibi s#üdede tarihe ve hakikate hizmet etmektir. Burdan başka maziye ait olan Ermehi ko mitecilik hâdiselerinin neşrindö Türkiye Ettnenilerine nasil bir hakâret manası bulunabileceğini biz bir türlü anlıyamıyoruz. Nihayet bizim (Tumacan) Ef, nin yazıları hakkında da kendi « mize göre fikir ve mütalealarımız gin daha bir kaç gün böklâmek lâzımdır. vindi. Zira, iki tayyareci pek se « vişirlerdi. Pelletier Doisy de bu hareketinden dölayı lejiyon dönet nişanını âlrişti. Madalyalar, ikisi: nde de ayni gün verilmişti. Şimdi, bu büyük günü tes'it et mek lâzımdı.. Fakat nasıl?. (Devamı var) ii) fe ARAN üyü k harp neden b eş sene sürdü ? Fransiz meclisinde meb'usların mühim ifşaatı ga ğin Mösyö dö Vendel -- Evvelâ Şurasını işaret ederim ki; Rökling ile münasebata girişen müessese demirhane komitesi değildir. Mu- ayyen bir sınai şirkettir. Saniyeh şunu da htırlatırım kis Çelik fabrikalari tarafından bu muamele yapıldığı zaman muka- bilinde alman kömüründen mü * him bir miktar tefrik olunarak a- İsndı. (En sol tarafta gürültü) Mösyö Marsel Koşen — İşte onların o beynelmileleiliği buu. (En sol senahta ve söl denahta şiddetli alkışlar.) o Vatanperver efendi sizin o beynelmileleiliğiniz bizimkinden çok kavi imiş! (Şid- detli münakaşalar ve gürültü) Mösyö Barthe — ,... Evet çe - lik fabrikaları 18000 eshamdan 8000 eshamı Fransanın düşmanı olan Roctlinge tevdi ediyorlardı. Almanya böyle eshamın bir kıs - mına malikti diğerleti bitçok el lerde taksim edilmiş olduğundan her içtimada en çök eshama Ma lik olan daima ekseriyeti kazın” yordu. Filkakika mösyö dö Ven- delin dediği gibi Almanlar Koest İerdeki Karl Alekâandr kömür madeninden (Fransaya esham veriyorlardı. Burada bin müphem Yardı, Halbuki biz Longoida eshamıh hemeh nisfmı vetirken . Almanlar Fransızlara yalnız.280 sehim, yari setmayenin ancak dörtte birimi verirlerdi (gürültüler). Şu halde müessir bir kontrol yapaftiyan bir ekalliyet vaziyetinde idik. Bu $u - retle tahtelârz servetimizin büyük bir kısmıttı takassız vermiş öldük. Yarny ve Saniy madehlerine Fe - nilis, Hosper ve Köş müessöseleti- İnin vücuda getirdikleri “konsorsi- yom,, aldı. Mutye ve Konflan ma denleri taksime verildi. Yüz sehim Fransaya, seksen sehim Almanya» ya, on sshmi de Belgikaya isabet etti. Batiyyi, Joavil, Bulinyi ma * denleri, Tissene verildi. Alman hu dudunda on sekiz kâdar imtiyât Almanlara bahşedildi. Stil Tröst * tefi söhra cihân &h mühim sınai müeseaşasi olan oGelsenkirhiner, Sen Piyermön, Sevey, Hu « hay, Sen Jan, Sent Barb, Krusn, Vale tüp madenleri de Almânların eli ne geçli, Keza Normandiyada diğer bir grup bütün yeralir servetlerimize vazıyet etti, Hulâsa Almanya yüks sek Fransız madeni ( #anâyiinin yardımı sayesinde madeni mev “* cutlarimıza ve milli öervetlerimi « e Vaziyet oOötmeğe muvaffak oldu. oOBen maden (o fabri- kalatımizin Almanyaya (senede yüz milyon kental maderi kömürü ihraç ettiğini söyelrken aldanmi * İ yorum. Hakikatte Almanya gelip vardır. Bütün bünlaiı yazmak i «| memleketimizden kendi maden fi İizlerini alıyordu. (En sol cenahta çok iyi! çok iyi! sesiri) ... Biraz evvel demirhane komüte: sinin başlıca azasmdan olan kön: sorsiyomdan bahsediyor ve Fran- sanın menafiine karşı en caniyans bir damping tanzim edilmiş oldu- ğuhu #öylüyoruni. Bunun bi? tek gayesi vardı. Almanyada ucuz sa- tabilmek için Fransaya pahalı sat sh Imak.. Karbürcüler sendika halin- .de toplandılar, 7000 tonluk ihti - irak eden #örmayeye mukabil 42 bin tonluk bir sermaye vücuda ge- Girerek satış ticari şirketini tesis ettiler. Hugo Kolles isminde bir Avusturyalının delâleti ile ve müs- tehlikleri haraca kesmek emelile, Alman grupu ile büyük zarari mu- tip olan bir anlaşma imizalaridi. İmzd eden Alman Kösorsiyöm für elektroşenik industri Nurmberg dedir, Almânyaya mütemayil şir- ketlari etrafına toplamıştir.Bunlar Louza ile Hayşind fabrikasidır. 17 İkânunuevel 1908 de imzalanan uzlaşmanın birinci maddesi şu - dur: “Sosyete komersiyal Yehi Fransiz sendikasının devamı müd- detince İsviçre, Almanya ve Nor - veğte “karbür dö kalsiyom,, arz teslim ve furuht etmiyecektir. Di - ğer cihetten konsorsiyom da Fran- sada, Fransız müstemlikelerinde ve Fransa himayesindeki memle - ketlerde karbür dö kalsiyom, arz teslim ve füruht etmiyecektir.,, Bu misâkın neticesi hedir? kâr- bür dö kalsiyöm imali için daha İ müsait şersite malik olan Frafsrz sanayicileri Fransız müstehlikleri- ni haraca kesmek için İsviçre ve Notveci ve bü memleketlerdeki küvâyi meyahiyeyi alman gfupu - na teslim ediyorlardı. Onlara te - “kabet edilmiyecekti. Böylece müs tehlik kendisine ucuza mâl olacak ölün bir şeye etnebiden yüzde o- tuz veya kırk fazla vermek mecbu- riyetinde kalıyordu. Buna takas olarak ne gösteriliyordu? Fransız grupuna diğer bir kâr vetiliyotdu. Beynelmilel söhdikâ namına -Al - manyaya hârp sanayiinde kulları» lân ferro silicinm verebilesekti. Bu için? Çünkü şelâleleri ölmit « yan Almanya ferro silidiüimi istih - sal edemiyordü. Krup'la mukaveleler Harpteni birkaç sene mukadde Krupla imzalanmış olan ve bü bü- yük töp fabrikatörüne tonda kırk mark tenzilât temini eden bir Mu: küvele bâştadır. İğinen elim noktası şudur ki Fransiz sanayii Alinan top fabrikatörü ile muka- veleye girişirken harp mühitimatı imali için bü mükaveleye girişildi- ğini biliyordu. Dahası var! Gele - cek harp için Ktuptun stok hâzirla- dığını biliyötdü. Yalnız bu kadar da değil: Harbin 1914 de doğtu zuhür edeceğine de vâkıftı, (Muh- telif hareketler ve gürültüler). (Devamı var) Mektepliler müsabakası Kadıköy lisesinin tertip ettiği liseler arasındaki futbol müsaba - kalarına muntâzaman her perşem- be günü Fenerbahçe stadyomun - du devam edilmektedir. Geçn Haftaki müsabakalarda İs tanbul İisesi ile Göztepe Türk kal- İsji arasında yapılmiş İstanbul İi- sesi bermutât hasmınıl sayiya mülkabil 11 söyi ile Şerimiştir. İstanbul Lisesinde Salâhattin bu gollerin yapılmasında başlıca âmil olmuştur. bii