Mürtekibe verilen mükâfat : Cezaen zajnmi maaş Şu nakledeceğim fıkra, büsbü- tün uydurmadır. o Tarafımdan tertip edilmiştir. Zilzurna, bir oğul, babasının yanma geliyor: — Baba! Fena sarhoşum. Lâ- kin param azdı. iyi rakı içeme- dim. Ah, biraz param olsaydı. Dün gece bir âlem yaptık. Lâ- kin, malâm ya, kesemiz pek dolu olmadığından davet ettiğimiz nesneler bayağı cinsindendi. i Baba, hiç kızmıyor ve, daha iyi bir âlem yapması için oğluna bir avuç para veriyor, y Böyle bir baba ve böyle âtifet istiyen-bir oğul, şu âlemde, şu a- sırda bir âcube olur.. Ben, ken- di hesabıma, icat ettiğim bu ti- pe İnanmıyorum. ssse» «Fakat, hikâyeyi nak- ledeyim de gözünüz açılsın . Hi- kâyenin doğruluğuna söz veri- rim: Rüsumata devam eder. Dağis- tanlı mı, Azerbaycanlı mı, Kâ- zanlı mr, büyük cüsseli, çetrefil, kaba saba bir zat vardı. İsmini unuttum . Unutmasam da söy - lemem ya . Bu galiz, mert, ken - disine emanet edilen devlet mialı - nâ ihanet etmiş. Zimmetine bir hayli para geçirmiş . Rusumat emini ya, Raif Paşa idi, yahut Hasan Fehmi Paşa. Dayanamamış, tahkikat yaptır « muş. Herifin suistimali sabit. Fezlekesi yapılmış, mahküm ol - müş. Lâkin Efendi sağda solda gü - rültü çıkarıyor. Şikâyetin bini bir paraya. Fakat hırsızlığın, ibtilâsmi asla inkâr etmiyor. İddiasi şu cümle ile hulâsa edile - bilir; e ğer Pr Pa- ni mahküm ederlerse, memuriye « #imden olacağım . Kapı dışarı e - dilirsem, hapis olursam bu pa * ranın tahsili imkânı da kalmaz. Hem devlet zarar görür, hem şoluk çocuk aç kalır. Bunun i- yisi beni daha büyük bir memuri - yete nasbetmektir. Ben şimdiki maaşimi alırım; zam farkı ile de açığımı öder, padişahrmrza beş vakitte dua ederim.. Hem ben, hemi yedi nefer ailem efradı! Ne buyurursunuz? Bu herifin takdim ettiği istirhamnameye padişah mücibince der; muhtelis terfi eder, İhtilâsım mükâfatı! Ben bu fıkrayı yakından bili - yordum. Meğer bu, vaktile, bir dereceye kadar kaide imiş. Aziz bir üstadım bundan daha kıvra - ğını anlattı: — Diğer biri; ayni vaziyette, 3000 kuruş zam istemiş. Bunun 1000 kuruşu ile 17 senede açığı ka- panacak, 2000 kuruş ta mükâfa- tan kendisine kalacak.... Rahmet deryasının ne idüğini var kıyas et. İhtilâs, irtikâp, hırsızlık, sui - istimal her devirde olur, lâkin bunların failleri yakalanmca ce « amlarını görürler. Olsa olsa cü - rümleri örtülür. İş, örtbas edi - lir, Eski devrin şu icabma bakı - nız ki, cürüm örtülmek şöyle dursun, bir terakki, bir terfi se - bebi oluyordu. Padişah mürteki - be mükâfat veriyor!, Umümüi ahlâk gene sağlam i - miş ki, bu emsalden istifadeye kiyam eden çok değilmiş . İrtikâp, irtişa ... Demek ki, teşvike şayan bir şey . Bu güm - rükçüler açık vermeselerdi, te - rakki edemiyeceklerdi . Müstakim, afif, hamiyetli Raif veya Hasan Fehmi Paşanm cek - tiği âzap veya ezayı tasavvur bu - yurunuz! Her memurun bir tercümei ha - İi olmak kaidedir. Pek âlâ, a - taba, bunların siciline terfi se- bepleri nasıl geçti? s.s. Ben iyice anladım. İkinci Aptülhamit elbette bile bi - le rüşveti himaye etmez, sirkati devlet müessesesi haline koymak istemezdi. Avamfirip ve 7e- bünküş olmıyalım . Böyle bir hâbasette Sultan Hamidin bir menfaati olamazdı. Doğruluğunu temin ettiğim şu hâdise üzerine biraz düşünmeli - yiz. Ben anlıyorum ki, böyle abuk sabuk bir istirhamı kabul e » den padişah, iyi ile fenayı, doğ «| ru ile yanlışı, güzel ile çirkini birbirinden ayıramıyacak derece « de dimağı çürümüş, mantığı kokmuş, müvazenesi cıvıklaş - muştı . Onun içindir ki, kendi. lerinden sadakat umduğu bazı haydut vezir ve nazırları seneler - ce makamlarında tutardı. Diye - çeksiniz ki, belki onların edep - sizliklerini bilmezdi . Hayır, öy - le değil!. Bu gibiler her gün, her saat birbirini mübalâğa ile cur - nal ederlerdi. Hattâ curnalları iftira derecesine varırdı. Fakat Yarın Galatasarayda birihtifal yapılacak Yarın, Şair Tevfik Fikretin de- ğumunun yıl dönümüne rast ge - liyor. Edebiyatımızın yenileşme - si, garplileşmesi tarihinde hem bir mevkii ve hizmeti olan Tev - fik Fikret, tahsilini Galatasaray lisesinde yapmış, sonra da bu mek tebin müdürlüğünde bulunmuş - tu. Bu itibarla geçen sene mek - teplerinin bahçesine şairin bir büstünü dikmiş olan Galatasaray klar, bu sene de şairin doğumu- nun yıl dönümü münasebetile ya- rın mekteplerinde bir toplantı ya- pacaklardır. İçtimaa fikir ve san- at âlemine mensup birçok kimse- ler çağrılmışlardır. İçtimaa saat on altıda başlanır” lacaktır, Galatasaray lisesi müdü- rü Fethi Bey, Tevfik Fikretin mektebe olan hizmetlerinden bahsedecek, Tevfik Fikretin san- at arkadaşı Halit Ziya Bey Fik - rete ait hatıralarını anlatacaktır. Bundan sonra Refik Ahmet Bey tarafmdan Tevfik Fikretin ede- verilecektir, Bunlardan sonra Şü- küfe Nihal H., Tevfik Fikret için yazdığı bir şiirini okuyacaktır. — — mıştı . Bununla beraber: Onun için irtikâp, irtişa, ihtilâs pek ehem - miyetsiz cürümlerdi . Sigara iç - İ mek, rakı çekme, enfiye ul - | lanmak gibi.... i Birineirtikâp ismat etmişler. Padişah onu huzuruna çağırıp, keyfiyeti kendisinden sormuş: İ — Şevketmenp Efendimiz, “is - i tikbalimi temin ediyorum; demiş. Yalnız mürtekiplik omazardan düşmeyi müstelzim değildi. He- le sadık bir adam mürtekip olur - sa, onun irtikâbı hiç görünmez - di. Reji Şirketi — Ah! O ne mel'un bir şirketti! — Bütün ricali, vü - kelâyi, hususile valileri, mulasar - rıfları, o kaymakamları, nahiye Aptülhamidin, hiç bir gün, irti - müdürlerini, polis ve jandarma kâp dolayısile bir veziri, koda « manlardan birini muhakeme al - tana aldığı yoktu . Minareyi çalan kılıfı da ha » zırlar, derler. Evet! Her mür - tekibin biraz kurnaz olması lâ - Zımdır. (Kurnaz demek akıllı de - mek değildir. Bayağı hileler ya - pana kurnaz derler) . Onun için hırsızlar, mürtekipler: (— Bâ - dii terkim sirkat senedi odur ki), diya çaldıkları paralar için ilmü - haber vermezler. Şu kadar ki, © zaman bile, mürtekip bir vezir ile müstakim bir vezir ayırt edi » Tirdi . İrtikâp gizli geçmezdi , devlet salnamesin - de herkesin isminin başına mür - tekip diye bir m, müstakim diye bir s harfi korlardı. Bazılarının irtikâbı tevatür derecesini bul - Muştu » Vasrtaları çarşı, pazar - da bu ciheti gizlemeğe lüzum görmezlerdi. Bilâkis ilâncılıkta menfaat görürlerdi . Başka sahalarda O memlekete hizmet etmiş büyük adamlar var - dı ki, mecidiyeye tenezzül eder - Ni lermiş. Hasılı, şeklen irtikâp gizli ise de herkes kimin para can Iı, kimin doğru olduğunu pek âlâ bilirdi. Elbette Sultan Hamit te, vezir « zabitlerini, bir dereceye kadar hâkimleri bir usul ve kaide altın - da irtikâba alıştırdığı, bunlara bir irtişa terbiyesi verdiği halde, padişah, hiç bir zaman, bu hare - kete, bu umumi cereyana karşı gelmeyi düşünmemişti. — Kapraltı hasılâtı! ... . Bir hâkimden bahsedi - Wyordu. Hem de büyücek bir hâ - kim. hâkimin çok meziyeti var - mış. Lep demeden leblebiyi an - larmış. İlmi, Omalâmatı geniş imiş . Görgüsü çokmuş . Ve saire. Biri sordu: — Hiç bir kusuru yok - mu? — Cüzice irtikâp buyururlar; lâkin &leni haksızlık etmezler. Binlerce meziyetin yanında, şu ifadeye göre, irtikâp, ancak tav - lâ meraklısıdır, yahut biraz müs - riftir, yahut uykuyu çok sever gi- bi ufak, hurdebint bir kötü huy o - mey Daha büyük bir şey de - Fakat teslim ederim, çirkefler içinde, lâğım sahillerinde, geçmiş zamanlarda gerçekten doğru a - damlar vardr. Bir devri muha - keme ederken o devrin bütün ri - calini ittiham etmek insafa muva - lerinin mürtekip, müstakim (diye, | fık değildir. hiç olmazsa aklen cetvelini yap - Celâl Nuri bi hayatı hakkında bir konferans | Neşeli, sevimli ve gerçlikle dolu Baş rollerde : 4 gerç büyük arti ilâveten: en son FOX b Genç Kızlar — Genç | Beyler ARTİSTİK SİNEMASINA gidiniz ve FRANZ LEHAR'ın meşbur opereti Bekârlı&a VEDA Mariha Eggeri-Ernst Verebes-Rolt Von GotheLizzi Nalzi#” 23 Kânunuevvel 1 932 ve hisel mevzulu filmini görünüz is alihazır dünya bavadislaris Gi | Seyrisefain ve bir Yunanlı Ege vopurunu baczettirmeye! kalkan Yunanlı aleyhine dava açıldı Seyrisefain idaresi, Ege vapu - | runa Pire limanmda haciz koy - durmağa teşebbüs eden Hrristo - | mos adir bir Yunanlı aleyhine Yu nan mahkemesinde (1,500,000 drahmilik bir tazminat davası aç- mıştır. Bu işi takip için geçenlerde Pi- reye giden Seyrisefain hukuk mü şaviri Emin Ali Bey buraya dön- müştür, Seyrisefainin Yunan mah kemesindeki vekilleri Yunan avu katlarmdan iki zattır. Davaya sebep olan hâdise şu - | dur: 324 senesinde meşrutiyet ilâ - nından bir kaç ay evvel Hıristo - mos adlı Türk tabiiyetinde bir müteahhit idarei mahsusaya 7500 liralık kömür salmış, meşrutiyet ilân edilince bu parayı alamamış- tır, Bunun üzerine müteahhit 325 te deniz ticareti o mahkemesine müracaat ekmiş, paranm tahsili için hüküm almıştır. Fakat hü - küm infaz edilememiş, 7500 lira gayri munlazam borçlar faslma ithal edilmiştir. Şimdi Yunan tabaasi olan mü- teahhit hâdiseden 24 sene sonra Pire mahkemesine müracaat ct- miş ve İstanbul mahkemesinden nın tahsili için hükmün tasdikini istemiştir. Seyrisefainin eski ida- rei mahsusadan ayrı bir teşekkül olduğunu nazari itibare almıyan Yunan mahkemesi bu ilâmı tas - dik etmiş, bunun üzerine Eğe va- puruna Yunanistanda haciz ko- nulmağa teşebbüs edilmiştir. Fa - kat işin anlaşılması üzerine haciz kaldırılmıştır. Seyrisefain idaresi açtığı dava- da haksız olarak Eğeye haciz koydurmağa teşebbüs eden ve gemiyi yolundan alıkoyan müte - ahhitten bir buçuk milyon drah - mi tazminat istemektedir. İstanbul maliye işlerinin bir müddettir on beş omalmüdürlüğü ve defterdarlık şeklile idare edil- diği malümdur. Bu idare şeklinin gerek eshabı mesalihin işlerini ge- ciktirmek, gerek mürskabe nokta. sından bazı müşkülâta sebebiyet verdiği görülmekte olduğundan vaziyet defterdarlık tarafından maliye vekâletine bildirilmiştir. Bu itibarla idare şeklinde bazı ta- dilât yapılması muhtemel görül - mektedir. Memleket hikâyeleri Muharrir arkadaşlarımızlan Eekir Srtkt Bey (Memleket Hizüyeleriy adlı bir Gör Beyretti, Eser Anadolunun şimdiye kadar gili kalmış güzelliklerini, barakterlerini İş göstermektedir. Bekir Hıtkı Beyin eserini 6 kuyucularımızA tavsiye ederiz. Satiş yeri aldığı ilâmı göstererek alacağı - | Istanbul mali işleri TAKVIM Cuma Cumarte! 23 K. evel (o 24 Keve | 24 Şaban (| 25 Şaban Gün doğuşu 7 r# İ Güz başi 1644 ui Sabah samazı © 649 s* Öğle azma er int izledi bamazı 14.83 us Akşım namazı 543 16. | Ya 8 namazı © 1823 saf imsak 835 ss» Yıfte geçen gözleri 487 sl talan Hava — Yeşilciy mskeri rasat moarkd den verilen matimata güre bugün havf seriyetle açık olacak ve rüzgür sakia aw esecektir « / Dün cekti en çok 11, en az 4 dere hava tazyiki do Ti milimetre âdi, Radyoda : 7 den 1745 kadar o Bar yerel # 1TAS ten 15 kadar Gramofon, 18 ©” kadar Kemal Niyazi Bey ve arkadi 19 den 20 kadar Orkestra, 90 der 30$İ dar Belkis TL. 2040 can 2130 kadar Hİ lar sez heyeti 2130 dan 22,30 kadar ire, Ajans ve Boran haberleri, mat ef, 1p'i-hOn8 nrmaN lu, eni cnf öf emi BORSA 22 Kânunuevvel 1937 Nukut © (Satış) Ker 20 L Fransız 170,— 1 Silin Av (Sterlin o 707, |! Peta g —) Mak ie Mü oi a 38” 20 Balçırr “tüy, | çe çen 20 Drahmi 24 İ ğü Dinar m 20 Isviçre Bİ ş çerrosi tı Yeni. 5 1m eagi , ii cadi, 30 Karton Çek 183, | 1 Desi Çek fiatları Paris 1208 sasi e 74150 | Vivana Ner-York o 04899) Bisdeit sat Miliro B1898 | Berlin 19 örüksel © 32490) Varşova © #f7 Atina 7,1750 | Peşte 48) Cenevre 24101 Bükreş 79as9” Sotya 66.051 | Belgrat Amsterdam 1.1617 Terkos Çimentn Ar, .* | e Şir. Hayriye Tramvayı 430 | İtalya U. Sigorr 14. | Şark m. ceza Fomaoti yi Asx. dahili 98. Elektrik Şark h.yollan o 540! Tramvay D.Müvahhide © 40, ; Tünel Gümrükler $ 60 | Rıhtım Saydi mahi 420 | Anadolu 1 Bağdat 450 | Anadela Aşkeriye — İZA ötümesei OsrUlbedayi Şehir Tiya' Temsilleri ı İSTANBUL Bugün matine sant 15,30 da (üç saat) Opereti 3perdeZ7tablo Yazanı Ekrem Reşit 8. Besteliyen: Gemal Reşit B. Tlk İ 37 inci temsildir. / Bugün — Kadıköy Süreyya Sinemasmda Büyük renkli operet ALEV ŞARKISI i Püreler Foks dünya havadisl” i mz