—e.. Memleket Haberleri San'at memleketi: Isparta Halıcılık, Gülyağcılık, Afyon Iktısadi buhran, Isparta halıcılığının | tekâmül ve inkişafına yardım etmiştir" Ispartadan bir manzara : İsparta hususi muhabirimizden: Memleketimizin hayati san'at- Jarından biri de halcılıktır. İspar- ta halıcıları; evlerimizi, duvarla- rımızı süslemekle kalmıyor, mem- e refah, servet; fakir ailelere Yaşamak kudreti, yoksullara ek- inek parası da getiriyor. İsparta halıcıları İngilterede, Almanyada, bilhassa Amerikada pek tutulmuştur, İktısadi buhra - bm bütün dünyayı sarması, Ame- Ha gümrüklerinde himaye usu- İnün tatbiki, halı ihracatımız miktarını dörtte bir derecesine in- | Öldü. Fakat bu ihracat noksanı ha lacılığımızı gene yıldırmadı. Fev- kalâde ihracat zamanlarında faz- İs itina edikmiyen O halılarımız; gidi öğ 'deriki ve burdebini na- #arlarla ve en cazip, ve göz ka- maştırıcı nefasette yapılmakta- Halı san'atı mütemadiyen tekâ- Mül ediyor.. Halıcılarımız. mem- İeket dahilinde ve haricindeki sa- taşlarında her şeyden evvel temiz Ve erişilmez bir san'at kudreti göstererek bu milli hüneri yaşat- mıya çalışıyorlar, Ispartada Sanayi ve Maadin iştirakile kurulan ip- İk fabrikası hakcrlığın anasıdır, | İmâl ettiği boyakı, boyasız ilme- ler, hahıcılarımıza gösterdiği çok keymetli suhulet ve alüka şayanı tekdirdir. , Hahcılarımız (Mahorlar Birhi- gi )namı altında toplanmışlardır. Bu birlike amele ücretlerinde, ima” lât işlerinde disiplinle çalışmak” tadır, Son günelrde Amerika cümhur sesinin değişmesi, Amerika güm- rüklerinde himaye wsulü yerine verbest mübadele usulünün kona- cağı hakkındaki rivayetler halıcı- larımızın yüzünü güldürmekte ve atiden ümitler vermektedir. Gülyağcılık Gülyağcılık İspartaya mahsus bir san'attır. Senede bir ay de- vam eden, fakat bir senelik yaşa- ma ihtiyacını veren tatlı ve kârl ıneşgalelerdendir, Gülyağcılık uzun bir uyku dev- resinden sonra ancak üç senedir mühim imkişaflar gösteriyor. Memleket baştan başa gül bah- gelerile donanmıştır. Yer yer tak- Girhaneler yapılıyor. Gül çiçeği ve | gül yağorlar için bir (Zirai Kredi Kooperatifi) açılarak bu san'ati- mizin atisi temin edildi. Gül bah- gesi olan zürraa buradan yardım - Belediye parkı | lar yapılarak gül dikilmesine ve yağ çıkarılmasına büyük hizmet- ler ifa edilmektedir. Gülyağınımn mıskalı —bir mis“ ! kal bir buçuk dirhemdir— bu se- İ ne yüz kuruştur. Bir mıskal yağ on okka gül çiçeğinden -busule gelmektedir. Çiçeğin okkasr beş kuruştan satılmıştır. İktısadi buhran tesirini burada da gösterdi. Üç sene evvel üç yüz kuruşa satılan gülyağları bu sene ancak yüz kuruşa satılabildi. Bu- ! nunla beraber Cümhuriyet hükü- | metinin çok kuvvetli yardımı bu milli san'atimizin de günden güne inkişafa doğru yürüyeceğine ve ihracat işinin açılması ile memle- İ kete büyük faydalar getireceğine kanaat vermektedir. Afyon Afyon İspartanın mühim ihra- | cat maddelerinden biridir. Her sene İzmire, İstanbula gönderilen İ afyonlarımız memlekete iyi para getirmekte idi. Dör, beş sene ev- vel okkası kırk liraya satılan af- yonlarımız bu sene sekiz — on iki lira arasmda satılmıştır. Bu milli mahsul fiatının düşme | si üzerine hükümetimiz gelecek sene bir birlik teşkili ile zürraa yardım ve muaveneti düşünmüş - tür. İspartanın İslâm köy ve hava- lisi afyonları kuvvetli morfini sa- | yesinde daima hararetle aran- maktadır. | Afyon ziraati köylülerimizin en sevdikleri bir iştir, Köylü ya- ğı haşhaşından çıkartır, afyonunu satar, sapları da en güzel bir güb- re, en iyi mahrukattır.. İ Hakkı Hâmit Amasyada Amasya hususi o muhabirimizden; Amasyada epey zamandanbe - ri kızamık hastalığı salgm halini almıştı. Bu vaziyeti nazarı dikka te alan sıhhiye vekâleti bu afetin önüne geçmek üzere vekâlet sari hastalıklar mütehassısı kıymetli İ doktorlarımızdan Bilâl Kâmi be yi memleketimize göndermiştir. Bilâl Kâmi bey hastalık hakkın - mıştır. Hastalığa tutulan çocuklar pek çoksa da elhamdülillâh vefi- yat olmamaktadır. Amasyada bir umumi ev var- dır. Burada uygunsuz kadınlar - dan Hayriye bir müddettir kah - da lâzım gelen tetkikatına başla- İ veci ve berber Ali Osman ismin- deki gençle münasebette bulunu- Halkevi Fakir halka yardım kararlarının tatbiki ile meşgul Halkevi ictimai muavenet şu- besince fakir halka yardım için alınan kararların tatbiki faaliye- tine geçilmiştir. Bu cümleden olarak yakında Eyüpsultan taraflarında çok ucuz fiyatla yemek verecek olan bir aşhane açılacaktır. Ayrıca yük- sek tahsillerini yapan fakir tale- be için Sultan Ahmet veya Be- yazıt taraflarında bir talebe aş- hanesi açılacaktır. Bu aşhanenin Sultan Ahmette muallimler bir. liği binasında açılması düşünül mektedir. Halkevi ictimai mua- venet şubesi bu meselelerin il görüşülmesi için yarın toplana- caktır. Matbuat balosu Matbuat cemiyeti her sene vermekte olduğu mutat muaz- zam balosunu bu sene Kânunu- saninin 28 inci Cumartesi gecesi verecektir. Bu gece aynı zaman- da bayramın ikisine tesadüf et- mektedir. Balo için bugünün intihabında, bayram tatili dola- yısile gerek Ankara ve gerekse İstanbuldan Matbuat balosunda bulunmak arzusunu izhar eden- leri tatmin maksadı nazarı dik- kate alınmıştır. Bu fırsattan is- | tifade edilerek aradaki müddet zarfında balonun her veçhile mükemmeliyetini temin edecek çarelere başvurulmuş ve balo- nun mevsimin en mutantan ba- losu olmak hususundaki faiki- yeti muhafaza ve belki de her zamankinden “daha *güzel olması temin edilmiştir. samsuna Pendikte tavuk kolerası Pendikte sari şekilde tavuk kolerası görülmüş ve derhal bu civar tavukları kordon altına alınmıştır. yormuş. Hayriye Osmanda para- (ların azaldığını hissedince eski muhabbetini yavaş yavaş hafif - letmiş ve nihayet ayın on dördün- cü pazartesi akşamı odasına ge - len dostuna yüz vermemiş, Toka- da gideceğini söyliyerek Osma- na odasından çıkmasını bildirmiş tir. Son derece sarhoş olan Os - man bu vaziyetten hıfslanarak ü zerinde taşrmakta olduğu lâz bı- çağını genç kadının arka küreği- ne saplamıştır. Kadın derhal ye - re düşmüş, Osman ikinci darbeyi de yerde vurarak bıçağın kabza- İ sını da kadının vücuduna geçir - miştir. Zabıta vak'adan haberdar olur olmaz vak'a yerine yetişerek mecruhu hastaneye kaldırmışlar- sa da yolda ölmüştür. Katil cü - rüm âleti olan bıçakla beraber za i bıta tarafından derdest edilerek müddeiumumiliğe tevdi edilmiş - tir. Bir zamandır çok güzel.giden Amasya havası geçenlerde bir - denbire değişmiş hararet derecesi sekize inmiştir. Ertesi gün derece nin sıfıra düştüğü £ görülmüştür. Ayni gün sabahı şiddetle kırağı yağmıştır. Hamdolun o memleke- timizde odun kömür (hem bol, ! hem de ucuz olduğu için soğuk Amasyayı fazla zarara sokmaz. Evlerin çoğunda sobalar tütmiye başladı. Amasya tamamen kış manzarası almıştır, » * Melek Sinemasında ça Kadın asker olursa Meşhur Ska nagati ailesinin iki rüknü Giv- sepo ve hemşi- resi o Ântonina temamen ut tabiatta idiler. Giusepo halük, artist rublu hül ya peşinde bir delikanlı, musi- ki ve konser- vatuarı düşünen bir gençti. Hemşiresi Antonia hercins spordâ mahir, erkek (olupta asker olmadı- ğına müteessir bir kızdı. Aile ananesi erkek evlât kü- çük zabit mektebinde staj ya- pacak.Giusepo bunu yapmaktan istinkâf ediyor ve musiki tahsi- ini ikmal için konservatuara gidiyor. Antonia da âile şerefi- ni muhafaza etmek için karde- şinin evrakiyle ve erkek elbise- sile kardeşinin yerine askeri mektebe gidiyor. Neş'esile sevimliliğile mektep ve kışlanın gözbebeği olan An- tonianım kız olduğundan şüphe eden yok. Kışlaya yeni tayin edilen ya- kışıklı mülâzım Lorenz gençle alâkadar oluyor ve bir iki dafa görüştükten sonra gencin kadın Müjık, Sinemasında en selek eemernda görlerilneğe daşlanacak olsn ASKER OLUR. ilminden bir sehre olduğunu anlıyor fakat bir sile sırrı düşüncesile sükütu t ediyor. Genç kız sırrını yalnız mekte? âmiri General'ın kızına söyl” miştir ve her gece iki kız ber luşup konoşmaktadırlar, Bir gece ceneral Zabit kıyaf€ tinde Aptonianın kızının od girmesinden fena balde kuşk”” lanıyor ve bir skandala mai olmak için genci uzaklaştırma! düşünürken gazeteler Giusep*? nun konservatuar birinci mükö fatını aldığıni yazıyorlar. Ha; mektepte kayıtlı genç Gi kimdir.. ? Milâzım Lorenz işe karışmanı” vakti geldiği anlıyor ve her * düzelterek güzel Antonina evleniyor, Mektepli kızlar Bu emsalsiz filmin mevzuu nu ve hulâsa sını 22 ve 23 Eylül tarihli nüshalarımız da etrafile yazmış- tık. O zaman da bahsettiği- miz üzere bu filim hiç bir si- nema yıldızının ismi karıştırıl- maksızır (oOA'- manyanın (âli kız mektepleri- ne ve Darülfünununa mensup yüzlerce genç kızlarla çevril- miş fevkalâde terbiyevi noktala- rı haizdir. En küçüğü 15 ve en büyüğü 22 yaşında bulunan bu film kahramanlarının yarattıkları harikaları görmek hakikaten çok meraklı bir temaşa olacaktır. Film senaryosu Almanyada fevkalâde rağbet kazanmış olan ( Cbrista Vönslee ) nin ( Dün ve Bugün ) namındaki fevkalâde eserinden iktibas edilmiştir. Mektekli kızlar filmi büyük bir sökünet ve sadegi ile baş lıyarak çok heyecanlı sabneleri tasvir etmektedir. Bütün maksat öksüz ve yetim genç kızların leyli mekteplerde dürüşt ve res- mi muamelelerle değil, bilâkis onların kabiliyetleri tetkik edile- rek masumane şefakat ihtiyaç larını sert muamelelerle incitme- den bunlara salim telkinatta bu- Perşenle alşammam #ifaren Mak sinemasında gösterilmeye Başlansssk MEKTEPLİ KIZLAR Aleminden bir sahne lanmaktır. Filmde hiç bir erk yoktur. Bu film dünyanız ii tarafında bu sene en z muvaffakıyeti kazanmış V€ e riste de Almanca olarak Me e sinemasında otuz beş haftâ temadiyen gösterilmektedir” film erkeklerin biç bir muay aç ti olmaksızın tamamen ks” tarafından vücude getirilmi ması itibarile de ayrıca bir meti haizdir. e fil Sinema tarihinde biç bi" 2 etm?” İ r halkı bu derece alâkadar rağ” miş ve bu kadar büyük bet kazanmamıştır. Sir kız mektebinde mw leb” biri orada mevcut bütün tesiri leri maddi ve manevi bİf diri bürmetkâr ile idame etmekti bif Kızlar buna karşı masuma" ge surette merbutturlar. Hatta egr rinden öksüz ve yrtim bir de ğız uğruna fedakâlığa N şebbüs ediyor. ilerde”