24 Kasım 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

24 Kasım 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— Bebek cinayeti iğ | | Yedi yerinden yaralı olan Zekiye Hanım Evvelki akşam geç vakıt Be- te yapılan cinayet hakkındaki Polis tahkikatı devam etmekte * Dün cinayet mahallinde tah- kikat yapılmıştır. Katil Galibin morga kaldırılmıştır. Galip tarafındân (yaralanan baldırı Zekiye H. Beyoğlu bele- Üye hastahanesinde tedavi edil- mektedir, Zekiye H. yedi yerin- den yaralıdır. Kurşunlardan biri bacağında kalmıştır. Kurşunlar- dan biri sağ memesi üzerinden Biterek ciğerlerini delmiş ve çık- Başta. Bunun için bir nezif ihti- Balinden korkulmaktadır. Maa- Bafi doktorlar hayatından ümit emişli. Yaralı ile e görüşmesine müsaade edil. İnemektedir. © San'at âleminde özenli sin j i Yarınki konser — İstanbul musiki san'atkârları Mewiyetinin her on beş günde e cuma günleri vereceği kon- #elerden bir tanesi önümüzdeki Mma günü cemiyetin Beyoğlu Borsa sokağı 40 numaradaki Merkezinde atideki proğramla Meilecektir: Sant 15 te alafranga kısmı: 1 — Ouverture: Ruslande Rud- Bila | 2— Vals: Kayzer ( Strausse ) ©, 3— Fantezi: Mudame But- 4 — Slavische Rapsodie — Ame : “Mektepli, gazetesinde “ku ça karşı bir ilâç, serlevhası ç Minca çıkan bir yazıdan dolayı, | “tiba odasınca sıhhat işleri mü. | “ülüğüile müddeiumumiliğe mü- i ğe edilmesi kararlaştırılmıştır. i Yazıda, mayıs böceğiile bal karştırlarak yapılacak bir ilâçtan j lay dilmektedir. Bunu oküyan- ene. ep tara ısırılınca, derhal kuduz Mescsesine müracaat edecek ki mayıs böcekli bal yiyerek kya tedavi usulünü ihmal ede» ox, <ekleri, bu suretle tedavi za- 4 i geçirebilecekleri düşünül- .* alâkadar makamlara müra- kararı verilmiştir. Yıldız gazinosu gazinosu üzerinde be- * ile defterdarlık arasında devam (etmektedir. umuru hukukiyeleri mukavele derhal tan. amiğiie- rköyüne giden obüsler Mimar Kemalettin Bakırköyüne giden durmaktadır. Bu Haka kanları bulunan ta- Cant ba ticaret odasına added erek otomobillerin pie kaldırılması için lerdir, bulunulmasını rica erişte FF gi z EE Z belediyeye mli- a re Bir mecmua aleyhine Bir katil hamal (Su yerine petrol Diğer hamalı katletmesinde kadın parmağı Ağustosun sonuncu günü, Ga- latada hamal Bekir! öldürmekten mazmun hamal Yakubun muha- kemesine, dün İstanbul Ağırceza mahkemesinde başlanmıştır. Davaya göre, Yakubun karısı, Bekirin evine gitmiş. Bundan do: layı ikisinin araları açıkmış. Bir gün, Bekir Yakuba ağır bazı sözler söylemiş, küfretmiş. Bunun üzerine Yakup, Bekiri öldürmüş, Dünkü muhakemede, bir çok bamal şahit olarak dinlenilmiş, çoğu, vak'ayı yukarıdaki şekilde teyit etmişlerdir. Muhakeme, bazı şahitlerin da- ba çağrılması için başka güne bırakılmıştır. Filyos - Ankara demiryolu Zonguldak, 23 (Hususi) — Fil yos - Ankara demiryolunun inşa- atı geçen hafta içinde 86inci kilometreyi bulmuştur. Safranbo- luya bir saat arası olan Karabük durağına kader tay döşenmiştir. Demiryolunun 29 İlkteşrin Cüm- huriyet bayramı günü Safranbo- lüya vermış olması, Safranbolu- ları sonsuz sevinçler içinde bı- rakmıştır. Sinemalarda sıkı teftiş Belediye müfettişleri iki ak- şamdan beri sinemaları gayet sıkı bir surette teftişe başlamış- lardır. « Müfettişler sinema ve Saz marea min MEPA terileri saymakta ve kesilen bi- letlerle karşılaştırarak (içeriye biletsiz kimse girip girmediğini kontrol etmektedirler, Bu teftiş- ler neticesinde iki memura işten el çektirilmiştir. ———— Zonguldakta tavuk kolerası Zonguldak, 23 (Hususi) — Birkaç haftadan beri Zonguldak merkeziyle Devrek havalisinde tavuk kolerası zuhur etmiştir. Kazamızım bazı köy ve mahal- lelerindeki tavuklarda da hasta- lık görülmektedir. Vilâyetçe has- talık geçinceye kadar tavuk ih- racı menedilmiştir. Hastalığın söndürülmesin için çalışılmak- tadır. yin Gizli &mlâkin ihbarı Gizli emlâki ihbar edenlere ikramiye verilmesi usulünün ka- bulünden beri bu şekilde ihbar- lar dikkat ve alâkayı celbede- cek derecede fazlalaşmıştır. Bir ay içinde seksene yakın ihbar yapılmaktadır. Maahaza yapılan tahkikat bu ihbarlardan mühim bir kısmının asılsızlığını ve yan- lışlığını meydana çıkarmaktadır. me üç aylıklar ve banka Emlâk ve Eytam bankasına kırdırılan üç aylık maaşlar ve bu maaşlara dair yoklama mu- amelesi dolayisile hadis olan vaziyet dün defterdarlık tarafın- dan Maliye vekâletine bildiril miştir. Cevabın bir iki güne ka- dar geleceği tahmin olunmak- tadır. —. Iltizar Yazımızın çokluğundan dolayı (Sfenks konuştu ) isimli tefrika. mızı koyamadık. Özür dileriz. Bartındaki hayırlı ku- yunun vaziyeti Bartın, 23 (Hususi) — Yukarı çarşıda Muratbey oğullarının su kuyusundan akmıya (başlıyan petrol için Iktısat vekâleti henüz mütehassıs göndermemiştir, bu- günlerde göndereceği ümit edi- liyor. Geçenki yağmurlarda, kuyu- nun duvarlarından fazla su aktı- ğı ve kuyudaki su çoğaldığı için gazın aktığı bir müddet belli olmamış, âdeta kesirli gibi ol- muştur. Fakat son bir iki gün içinde gene eskisi gibi akmıya başlamıştır. Tacirler birliği Ithalât ve ihracatçıları topliyacak! : ra peciriarinie kendi ara- arında İacir er birliği yaj ğ dünkü nüshamızda m Dün öğrendiğimize göre Ta- cirler birliğini ithalât ve ihracat tacirleri teşkil edeceklerdir, Birliğin nizamnamesi kısmen hazırlanmıştır. Nizamname biter bitmez hükümete müracaat edi- lecektir. “Tacirler birliği., teşkil edilir. ken Istanbul ticaret odası umu- mi kâtibinin bu hususta ne dü- şündüğünü öğrenmek istedik, Vehbi bey bir muharririmize bu mesele hakkında şu malüma- tı verdi: — “Tacirler birliği, namile bir cemiyet yapıldığı hakkında res- men malümatım yok. Hatta hu- susi şekilde de.. Yalnız gazete- lede « okudum öğrendim, miyet yeleli ahu- sus bu tacirler birliği olursa bizi de memnun eder. Esasen sanayi birliği, vapurcular birliği, mani- faturacılar birliği ve saire bir çok mesleki birlikler vardır. Bu | arada ithalât ve ihracatçılarda bir birlik yaparlarsa iyi olur. Bize de yardım ederler. Bir semaver çal mak cürmü 3 sene altı ay hapis Bir semaver çalmak davası, Maznun, sarı sakallı bir adam. Adı: Ziya.... Mevkuf olarak Is- tanbul ikinci ceza mahkemesine getirildi, Muhakemenin son celsesi... Reis, maznuna kararın okunaca- ğını söyledi. Karar okundu. Bundan anlaşıldığına göre, se- maver, koskada bir dükkândan çalınmış. Gece, dükkânın “muh- kem olmiyan,, kapısı “alelâde,, açılmak suretile... Ziyayı, polisler Lâleli yangın yerinde semaveri götürürken ya- kalamışlar. Fakat, kendisi çal- dığını inkâr etmiş. “ Çalmadım, buldum ,, demiş. Halbuki, polis- lerin şehadetile aksi sabit... Bu. itibarla Ziyanin üç sene ağır hapse konulmasına karar verilmiştir. Ancak, sabıkası da olduğundan, bu müddet altı ay arttırılmış, üç sene altı ay hapse mahküm edilmiştir. Otomobille Paristen şehrimize., Suriye reisinin oğlu Nasuhi Bey Elhabip kendi idare ettiği hususi otomobille Paristen şeh- rimize gelmiştir. Nasuhi Bey birkaç gün şehri- rimizde kaldıktan sonra gene otomobille Adana yolile Suriye- ye gidecektir. İşliyen Milk Roman 185 O sene mektepte bundan baş- ka ehemmiyetli hâdise olmadı. Fakat bu vak'a Turanı da daha fazla doktor Vuda yaklaştırmıya sebep oldu. O yılın tatilinde Turan iki ders fazla alarak cünyor sınıfına geçti. Biraz sıkıştığı takdirde iki sene zarfında diploma alabil- mesi mümkündü, e nı Yeni ders yılı gürültülü bir bâdiseyle açıldı. Büyük talebeden bir grup bir öğle teneffüsü esnasında müta- lâahanede toplandı. Bu içtima mevzuu mektepte bir “ Tayya- re ianesi kolu ,, teşkiliydi. Kolecde henüz milli mahiyeti haiz bir teşekkül yoktu. Talebe teşekküllerini sıkı bir kontrol altında bulunduran idare çocuk- ların heyecanlarını ve faaliyetle- rini dalma zararsız, daha doğru- su kendilerince faydalı sahalara sevketmeyi meslek tutmuştu. Müdür doktor Vud bu yeni teşekkülden (haberdar olunca asabileşti. Ertesi gün üç talebe kendisine müracaatla teşebbüs- lerini bildirdiler ve bir umumi içtimada bütün talebeyi bundan haberdar etmek için müsaade istediler. o Doktor Vud müsbet veya menfi hiç bir cevap ver- meksizin: — Düşünelim de sizinle tek- rar görüşürüz. Diye çocukları savdı ve o ge- ce beşler meclisini içtimaa da- vet etti. r, üzün müzakereye ibti- yaç hissetmeksizin ittifak ettiler ki böyle bir teşekküle imkân vermek gayelerine biyanet etmek demektir. * Günler geçiyor ve “ Tayyare ianesi kolu ,, müteşebbisleri mü- racaatlerine dair müdürden bir cevap alamıyorlardı; O haftanın sonunda tekrar kendisini göre- rek içtima gününün tayinini is- tediler. Müdürün yanında mua- vini Mister Allen de vardı. Doktor Vud sesine mümkün olduğu kadar bayırhah bir eda vermiye çalışarak: Çocuklar, dedi. Ben şahsan böyle bir teşekkülü mektep için- de faydalı bulmuyorum. Bakınız Profesör Allen de benim fikrim- dedir. Tayyare cemiyetiniz mem- leketin her tarafından kâfi mik- darda yardım görüyor, sizin top- lıyacağınız beş on liraya muhtaç değildir. Halbuki siz bu yardımı daha faydalı sahalara hasrede- bilirsiniz, Meselâ fakir çocuklara yardım ediniz. Bir insan için bemcinsine yardım büyük zevk olur mu? Çocuklar heyecanla giriştikleri etmekten bu teşebbüslerinde önlerine böyle lüzumsuz engeller çıkarılmasın- dan müteessir olmuşlardı. İçle- rinden biri müdüre itiraz etti: — Biz bu işte toplanacak pa- ra miktarını nazarı itibara almı- yoruz. Maksadımız bütün Türk talebenin memleketin bir müda- faa vasıtasına yardım etmek zevkini duymalarıdır. — Fakat çocuğum bu biraz siyasi bir meseledir ve sizin ka- rışmanız doğru değildir. — Bunun siyasetle ne alâkası var Doktor Vud? Bu mesele bizim için tamamiyle millidir ve biz bu isi basarmıya azmettik. | Yara Yazan; Necmettin Halil — Oro... Siz mektep idaresine karşı karar: vermek hakkına malik değilsiniz. Biz sizin iyili- ğiniz için çalışıyoruz. Menfaati- nizin nerelerde olduğunu sizden iyi takdir ederiz. Binaenaleyh şimdilik bu bahsi burada bıra: kınız, lâzım olursa tekrar görü- şürüz. — Buna mâni olmıya hakkı nız yok Doktor Vud. — Yeter; çıkınız diyorum. * O gece cemiyetin müteşeb- bisleri gizli ve heyecanlı bir toplanma yaptılar. Hepsinin göz- lerinde kinli bir parıltı vardı. içlerinde en ateşlisi Riza ismin- deki gençti; yumruklarını sallıya sallıya: — Ah çocuklar, diyordu; gö- rüyorsunuz ya, teşebbüsümüz bu adamların maskelerini bir kere daha düşürmiye sebep ol- du. Onlarca, bizim içimizde herhangi bir milli duygunun uyanması tehlikedir. Çünkü bu suretle yetiştirmek (istedikleri tip olmaktan çıkıyor. Maale- sef biz de bu bususta lâzım olduğu kadar toplu değiliz; içimizde (kaymış, bozulmuş olanlar var. “Meselâ Osman, “lahir, Turan, Haşim, Hüseyin.. Daha sayayım mı? Bunların hep- sini Amerikaya yollamak vadiyle avutuyorlar; o budalalarda böy- bir nimete kavuşmak için milli- yetlerini, dinlerini fedaya çoktan razı. Biz başımızdakilerle müca- dele edeceğimize asıl bu içimiz- deki mikroplarla uğraşmalıyız. — Yabu, ben Turanı bu sınıf- tan sanmıyorum. — Nasıl değil? Ben ona ne kadar tesir yapmıya çalıştım. Fakat o Mister Peri denen yılan yok mu? Küçükler için zehirin koyusu ondan geliyor. Turan da buraya geldiği gündenberi onun peşindenayrılmıyor. Neyse bu sene cehennem olup gidiyormuş. — Oo.. Merak etme, yenisi var. Şimdi Turanın şeyhi Mister Allendir. — Neyse çocuklar, mevzuu dallandınp budaklandırmıyalım, içinde bulunduğumuz muhitin ne batak olduğu malüm. Biz asıl cemiyet işine gelelim. Bize büs- bütün mani olmıya kalkarlarsa ne yapacağız? — Yapılacak şey bence basit, Yarın müracaatimizi tahriri ola- rak tekrarlarız ve daha ziyade mümanaat etmiye kalkarlarsa Maarife müracaat edeceğimizi de bildiririz, ister istemez yelkenleri suya indirirler. Kabul mü? — Kabul, kabul. Damgasız kaçak etler Şehrin bazı semtlerinde ka- saplarda kaçak ve damgasız et satıldığı görülmüştür. Buna mâni olmak için belediye, şubelere yeniden emir verilmiştir. Dün Sultanahmetteki kasaplara böyle kaçak et getiren bir kaçakçı ya- kalanmıştır. Dün sabah yedide sırtında bir çuval olduğu bir adamın Sultanahmetten tiği görülmüş, çevrilerek çuval» | di daki 43 kilo kai edilmiştir. Kaç: et müsadere alçı. Ali el 2 ml

Bu sayıdan diğer sayfalar: