— Bilmem niçin bunu size an- latıyorum. Sussam daha iyi. Fa- kat bir türlü içimdeki “haykır mak,, ihtiyacına mukavemet ede- miyorum. Her halde, bu ihtiyaç da dünyada bir takım hakikat, büyük hakikat diye anılan şeyle- rin ne kadar saçma sapan olduk- larını söylemekten doğuyor. Me- selâ; Adalet.. ss 3 Babam öldüğü zaman, yirmi yaşında idim, Babam demirci idi, ben de ona yardım ederdim. Annem daha ben doğarken öl- müştü, O zamandanberi de ba“ bam tuhaf tuhaf şeylere merak sarmağa başlamıştı. Meselâ ho- ros besler, dövüştürür, bu uğurda epeyce paralar sarfederdi. Bu me- rakı yüzünden dükkânın işlerini 'de ihmal ederdi. Ben elimden gel diği kadar çalışır, ona yardım e- derdim. Fakat babam ölüp de, dükkân da yalnız kalınca, miras olarak bana bir sürü borçtan baş- ka bir şey kalmamıştı. Alacaklı" ları çağırdım, dükkânı kendileri- ne teslim edip, zaten yalnız başı- ma kaldığım kasabadan başımı alıp çıkıp gittim. Üç aykadar ötede beride dola $arak iş aradım. Bulamadım. Son Paralar da suyunu çekmişti. Ar- tık günde bir defa yemek yiyor, idare ediyordum. Bir gün yolum Kasabasına düştü. — Her halde, diyordum ken: di kendime, bu kasabanın ismi ü- zerinde burada iş bulabilirim. Fakat koskoca kasabada, bir tek demirci dükkânı vardı. Ma- amafih burası geniş ve temiz bir dükkândı. Kapısınm önüne gelin- cs, durdum, içeri baktım. Kırmızı v6 sert sakallı, göğsü açık iri bir adam, oturmuş, öğle yemeğini yi- yordu. İçeriye girerek selâmla - dımı : — Merhaba usta! — Merhaba evlât! Otur baka- hım, nereden gelip nereye gidiyor- sun! age iy — Ben de demirciyim., Iş arıyo» rum, ATAŞ Kendisine bütün maceramı an- lattım, Kadri usta şöyle bir düşün. dü: — İyi, dedi, benim de bir ada. ma lüzumum vardı. Burada çalı- Şırsım.. Kendisile Kolayca uyuştuk . Dükkânm arkasındaki küçük oda 'da yatacaktım. Kadri ustanm evi de zaten bahçenin öbür ucunda i- di. — Mehmet, karnın da açtır 8€- nin, hele bir doyur da sonra işe başlarız. Kadri usta, dükkânın arka ka- pısımı açarak karısma seslendi: — Ayşe, Mehmet kalfaya ye- mek ver, Biraz sonra içeriye baş örtüsü- nün altından çok güzel olduğu an- laşılan genç bir kadın girdi; önü- me bir tepsi koydu. .. 4 Kadri usta fena bir adam de- ğildi. O hafta cuma olunca, beni aldı, kasabanm öte köşesinde o- lan rum mahallesindeki meyha- neye götürdü. Ben içki kullan- mazdım, Bununla beraber hatırı için bir kaç kadeh içtim. O, gali- ba yarım okkadan fazla içmişti. “Demirciler, | Gece yarısına doğru, sızar gibi ol- du, Kaldırdım, zorla eve kadar getirebildim. Sonra dönüp odama çekildim.. | Bir aralık uykumun arasında, bir takım sesler işittim. £ Bir kadın bağırıp duruyordu. o Kulak ver- dim, Kadri usta galiba (o karısını dövüyordu. Biraz daha dinledim. Evet, bağıran Ayse idi. Yüreğim parça parça Oluyor, | Ayşenin sesini duydukça, ye - rimden, fırlıyor, gidip bu kızıl sakalın elinden kurtarmak isti- yordum. Zira, ne yalan söyliye- yim, içimden bu genç kadına karşı muhabbete benzer.. mi di- her şeyi itirafa karar (overdim... Benzer değil, ona şiddetli bir mu- habbet duyuyordum. Güçlükle sabahı ettim, kalktım, dükkâna girip ocağı yaktım ve hiddetimi demirden alır gibi bal- yozu sallamağa başladım. Biraz sonra Kadri usta geldi. — Akşam, dedi gülerek, biraz fazla kaçırmışız galiba., İyi ki ya- nımda sen vardın, omuzlayıp ge- tirmişsin.. — Öyle.. Diye cevap verdim ve balyozu indirdim. Kadri usta, o günkü i- şimden ve dün gece kendisini eve taşıdığımdan pek memnun olmuş- tu, Gittikçe beni seviyordu. Fakat ben ona belli etmemekle beraber, kendisinden nefret ediyordum . M9 Böylece aradan aylar geçti. Ar- tık Ayşenin de bana bakışları de- ğişmişti. Bunun için, ben sevine- cek yerde, dehşetli küsmüştüm. Kadri usta, her cuma gidip içiyor, ve her dönüşünde karısını dövü- yordu. Artık onu meyhaneden ta- şımak, sanki benim bir ikinci işim olmuştu. O cuma; dayanamadım, ben de içtim. Hem demasanın altına Kadri usta ile beraber yıkılana kadar. Maksadım, eve döndüğü- müz zaman , karısını döverken, Ayşenin feryatlarını duymamak- tı, Çünkü artık, kendimi tutamı- yacağımı biliyor, elimden bir ka- za çıkmasından korkuyurdum. . . Ertesi günü, öğleye kadar dük- kân açılmadı. Kadri usta nasıl sarhoşsa, ben de öyle sarhoştum. Ancak öğleyin kalkabildim ve ka- fam kazan gibi, dükkâna girer- ken Ayşe ile karşılaştım. Bana, öyle acı bakıyordu ki: — Sen de mi, dedi, sen de mi?. Ayşenin bu sözleri, bakışı yü- reğime birer ok gibi işlemişti: — Ne yapayım, dedim, feryat- larını duymamak için içtim. Ta- hammülüm kalmadı. 4; Üç cumadır Kadri usta ile mey haneye gitmiyordum. O akşam, Kadri usta, hafta arası olmasına rağmen gene meyhaneye gitmiş- ti. Acaba bir şeyden mi şüphelen- mişti, yoksa cumaları onunla git- miyorum diye bana darıldığın. dan mı idi?. Gece yarısı döndü. Biraz sonra Ayşenin feryatları gene başladı .. Kafamı yastığın altına soktum .. Olmadı.. Kulaklarımı tıkadım, ol- mad. Bir ara sesler o kadar yük- seldi ki, ne olursa olsun diye kalk- tım, eve koştum, kapıyı açtım. Kadri usta Ayşenin üstüne sal- dırıyor, zavallı Ayşe, baş açık ge- celik halile kaçacak bir yer arr- başladın, ” | rekleri atarken, gün yeyim yoksa... evet.. mademki! u. İkisi de beni görmemişler- di. Ben de kapıda donmuş kal- mıştım, Bir ara, Kadri usta, Ayşenin ü- zerine çullanayım derken, yüzü koyun yere kapandı. — Ayşe, du- vara yaslanmış, gözleri anadan uğramış ona bakıyordu. Kadri us- ta kalkınmağa savaşıyorken, bir- denbire, Ayşe duvarda asılı olan baltayı kapınca “Eetme! Dut!,, demeye kalmadan beynine indir- di. Sonra, döndü, kâpıya doğru fır- ladı, onu kucakladım.. » » 4 İncir ağacının dibine son kü- ışıldamağa başlamıştı. Odalarımıza çekilip yattık. Erkenden kalkıp dükkânı açtım. Her zamanki gibi çalışma- ğa başladım. Öğleye doğru Ayşe, merak etmiş gibi Kadri ustayı a- raştırmağa başladı. Biraz sonra mahalleli Kadri ustanın kaybol- duğunu öğrenmişti. e Meyhaneye gidip sorduk, kendisinin geç va- kit kör kütük düşe kalka çıkıp gittiğini söylediler. Zaptiyelere haber verdik. Aradılar, taradılar, bulamadılar.. Nihayet köprüden geçerken, ırmağa düşüp batağa saplandığına hükmettiler. Aradan on gün geçince, ırmak- ta bir ceset bulundu. Her tarafı çürümüş olduğu için kimse tanı- yamadı, Kadri ustanın olduğun - da herkes ittifak etti., vw Pek tabii Ayşe ile evlendik ... Herkes bunu çok iyi ettiğimizi söylüyordu. İşlerimiz genişledi .. Bir çocuğumuz, sonra iki çocuğu- muz daha oldu. Şimdi aradan kırk sene geçti. İbtiyarladık, Ayşenin saçları be- yazlaştı. Benim de öyle... Kasa- banın muhtarıyım. o Çocuklarım büyüdüler, Kızı evlendirdim. Bü- yük oğlum İstanbula gitti. Avu- kat oldu. Küçük oğlum dükânda benim yerime çalışıyor. İncir ağacı çoktan kurudu, o- nun yerinde bir çardak var. Ak- şamları orada ahpaplarla oturur, sohbet ederiz. Bazan ilmü haber mühürletmeğe getirirler, mührü - mü basarken, içimden gülmek ge- lir. Kendi kendime : — İşte, derim, kimse ' Ayşenin kocasını öldürdüğünü benim de gömmek için ona yardım ettiğimi bilmiyor. (o Adalet neresinde kal- dı bunun, Lâkin ara sıra, çardağın altın- da şöyle daldığım zamanlar, üş- tüme fenalık basar sıçrar uyanı- rım, Acaba neden?. Hem artık son günümün yaklaştığını duy- mağa başladığım bugünlerde ne diye bunları size anlatmak ihti- yacını duyuyorum, ne diye.. Söyle sene doktor bey?. .. Genç doktor, Muhtarın baş u- cunda, bir taraftan dinliyor, bir taraftan da “zeydü kâfur,, şırınga ediyordu. Bir aralık nabzını yok- ladı. Durmuştu. Cebinden küçük bir ayna çıkarıp sildi, hastanın ağzma tuttu, bekledi, artık ayna buğulanmıyordu. Halk pazarı Şehrin bazı pazarları açılmasına müsade edil- mesi için belediyeye müracaatlar yapılmıştır. Bu müracaatlar be- yerlerinde Halk lediyece o tetkik o edilmektedir. Bostancıda pazar kurulmasına müsade edilmistir, Bilmecemiz dün bitti hal va- rakalarını derhal gönderiniz 10 numaradan ibaret birinci seri bilmecemiz dün bitmiştir. 1-2-3-4-5-6-7:8-9-10 numaralı bilmecelerin hal vara- kalarını bir zarfa koyup derhal (Bilmece memurluğuna) gönderi- niz. Fakat adresinizi yazmayı unutmayınız, isterseniz: 10 bilmecenin hallerini bir kâ- ğıda numara sirasile yazınız. is- minizi ve adresinizi okunaklı ya- zıp gönderiniz. Doğru halledenlere: Doğru kalledenlerden 150 ka» riimize saat, mürekkepli kalem, çikolata, pisküvi, kitap hediye- leri vereceğiz. Hal varakalarını: Derhal (bilmece memurluğuna) gönderiniz. Kısmetinize güzel bir saât ve yahut bir mürekkepli kalem çı- karsa eğlence ile istifade etmiş olursunuz. Yarın Yarından itibaren 10 taneden ibaret olacak yeni bilmeceleri neşre başlıyacağız. Bu bilmeceleri hallediniz. Ge- çen bilmecede geç kaldınızsa bu bilmecede en büyük mükâ- fatı almanız ihtimali çok kuv- vetlidir. Yarını bekleyiniz. pa ARABAM ALARA ARA BANANA LA SAŞBALU ZAMLA EYLE ALB | Dünya kadın faaliyeti Kadın birliği katibi umumili- ğinden : Bir kaç gündenberi şehrimizde bulunan Amerikalı Madame An- dere Beider Kadın birliğini ziye- ret ederek aza hanımlarla görüş- müş ve kendilerine dünya kadın faaliyetleri hakkında bir konfe- rans vermeği vadetmiştir. Kon- ferans mevzuuna ait resimler Pürüjiksiyonla (o gösterilecektir. Konferans Halk evinde 14 teş- rinisani pazartesi günü saat 17de umuma mahsustur. Kiralık italyadan Amerikay8 gelme Roma, IZ (A.A) — Haziranda italya ile arasında gidip gelme olara edileceği resmen bildirilmi$ hava seferi, uzun zamanda derece dikkatle ihzar edi Birbirini müteakip bi riklerden düşünülmüştür. Asya üzerinden yapıl seferin maruz kalacağı " müşkülât meseleyi hallet” Roma - Şikago - Nevyork “ yolu ihtiyar olunmuştur. Güzel bir intizam te teşkil edecek olan bu sefer ay devam edecektir. ilk iki v hale irlanda ve izlanda ol8! Almanyada siyasi m ların açlık grevi Berlin, 12 (A.A) — EW komünist olmak üzere | dar siyasi mevkuf, mabp” terbiyesine ait yeni rejim€ protesto makamında olmak re açlık grevine başlamı! 4 Bunlardan bazıları, hüc; salonlardakimobilyeleri mek suretile isyan teşebbü bulunmuşlardır. Polisler sükün ve intizar! de etmişlerdir. aaa Komünist fırka kâtibi zevcesinin cenaze$i Moskova, 12 (A.A) — WE. Staline'nin cenaze merasimi büyük bir kalabalık hazır bi duğu-halde yapılmıştır: Alınan birçok taziyet tel nameleri, kamünist fırki pek sadık bir yoldaş kayb" olduğunu ehemmiyetle ka” mektedirler. 1 kümenin Hİ Çocuk hekimlerini d#” Çocuk Hekimleri ene umumi kâtipliğinden: 13 Tef | sani 1932 Pazar günü saat”? | içtimaımız olacağından 4 arzu eden doktor Beylerifi oğlunda Saka çıkmazındi tima mahallini teşrifleri olunur. Ankara caddesinde Orhanbey hanında — Görmek ve kiralamak için yurduna müracaat, mmm