Sinema ( BILMECE | | a Selma, Tokatlıyanın önünden geçerken durdu. Pastahanenin ön kısmında, camekânda, gözüne “maron glase,, ler ilişmişti. Ken » di kendine: — Yüz dirhem alayım bari, Diyerek içeri girdi, ve Lâtife ile karşılaştılar. — Ayol nerelerdesin, kayıpla- ra karıştın? — Ya sen? — Biliyorsun ki ben çalışıyo - rum, Artık bu sene (imtihanları verebilirsem, diplomamı rum. — Gel şurada oturalım, biraz konuşuruz. z İki arkadaş, darülfünun ede - biyat şubesine devam ederlerken tanışmışlardı. Lâtife, devam et- memiş, ayrılmıştı. Selma da o se- ne mezun olacaktı. Öteden beriden konuştuktan sonra Lâtife sordu: — Ey Kadri ile aronız nasıl? i Selma omuzlarını silkti, gül- üz — Nasıl olacak, zavallı çocuk da âşıklar serisine dahil (o oldu. Fakat ne yalan söyliyeyim, ne de olsa ötekilerine tercih ediyordum ama, doğrusunu istersen beni tat min etmiyor. — Ne gibi? — Dur bak sana anlatayım. Geçenlerde tutmuş uzun uzun şi- irler yazmış. Bana verdi. Oku - dum. Bir şeylerden, bir takım hislerden bahsediyor ama bir şey anlıyamadım. Ne demek istiyor, ne diyot? Sonra geldi şiirler hak- kında fikrimi sordu. Alelüsul be - ğendiğimi söyledim. Fakat bu sözleri “alelüsul,, söylediğimi an lamış olacak ki, somurttu. O gün- denberi aramız açık.. Lâtife, Selmaya garip garip bakıyordu. — Sakın, dedi, bu şiirler “E- debiyat gazetesinde,, çıkan şiir - ler olmasın? > Simin, Lâtife, gazete « kesilmiş iki parça dı. Bunlar, Kadrinin rn - gal, ve “Hırs, isimli şiirleri idi. Selmâ, şöyle bir göz atmca: — Evet, dedi, bunlar,. Lâtife kaşlarını çatarak: — Selma, dedi, asıl sen tuhaf - sın doğrusu. Kadrinin yazdığı bu şiirler, bir haftadır herkesin di - Tinde.. Ben daha bu kadar güzel yazılmış bir şey görmedim. Birisi benim için böyle şeyler düşünse, daha doğrusu, birisinde bu kadar derin alâka uyandırabilsem, ken- dimi mes”ut telâkki ederdim. » Aman Lâtife, bunlarda ne var ki sanki. Saçma sapan şeyler. Hem artık gidelim, sinemaya geç kalacağım, Selma, Ltifeden ayrıldı, bir sinemaya gitti. Seansın başlama" sma daha on dakika kadar oldu- ğu için, oturdu, bekledi. İki da - kika sonra, ressam Şevket: — Vay, diye karşısma dikildi, ne iyi tesadüf! Sinemaya mı gi - receksiniz? — Evet.. beraber seyrederiz. © — Hay hay, yalnız beş dakika mü aade edin, şuradan bir “Ede- biyat gazetesi,, alacağım. Bizim rinin fevkalâde güzel iki şiiri varmış. — Peki, © Selma gittikçe sinirleniyordu. Şimdi de Şevket, ona, Kadriden ve şiirlerinden bahsediyordu. Bu insanlarda zevk namına her hal - de bir şey kalmamıştı ki bu kötü alıyo - şeylere bu kadar ehemmiyet ve - i riyorlardı, Üç dakika geçmeden Şevket, koşa koşa geldi. Peşinden Kadri- yi sürüklüyordu: — Bak, Selma, yazılarını arar- | ken kendisini buldum. Bizzat bi- İ ze okur, Haydi, sinemayı bıra - kalım da bize gidelim, Bir çay içeriz, Kadri de şürlerini okur, sonra, öteki matineye yetişiriz. Şevket, bütün itirazlarına rağ- men Selmayı bir koluna, Kadriyi bir koluna takarak, hemen ora - cıkta olan apartımanına sürükle - di. Kadri, Selmaya karşı gayet res mi bir vaziyet almıştı. Ona fev - kalâde nazik bir şekilde muame- le ediyor, alâkasızlığmı, fazla a- lâka ile kapatmıya (çalışıyordu. Çaylar geldi. Şevket: -— Ey, haydi bakalım şairi mut lak, oku şu şiirlerini de dinliye - lim. — Canım bırak şu kötü ştirle- ri.. Nereden yazdım bunları, bil- mem ki.. Kime rasgelsem “aşkol- sun,, diye bir kompliman, bir kompliman.. Şöylece, alelâcele ka ralanmış şiirler, öyle değil mi ! Selma hanım? i — Selma, bu suale mubatap ola- cağını hiç beklemiyordu. Şaşırdı, kızardı.. Nihayet: — Hiç de değil, dedi, bilâkis çok güzel.. Bana ilk gösterdiğiniz zaman da söylemiştim ya.. — Ya, siz de mi bunları gü - zel buluyorsunuz? Yoksa, yüzü - İ me karşı hakiki düşüncenizi söy- Tememek için... — Hayır, hayır.. Ciddi söylü - yorum, Yalnız itiraf edeyim ki, bunların içinde © anlıyamadığım bir takım yerler var. Kadri, başmı önüne iğdi. Bir müddet öylece kaldı. Yüzünde , içinden müthiş bir mücadele ge - çirdiği belli oluyordu. Demek, bü- tün bisleri, bütün kalbi ile anlat- mak istediği şeyleri, Selma anla” mamışlı, Vakıa, Kadri, ona karşı olan hislerini apaçık söylememiş- ti. Bu gibi şeylerde biraz müphem biraz esrarengiz olmak lâzım de- ğil miydi? Onun için, hislerini, şi- irin derinliklerine kırakmış, flu bir tarzda ifade etmisti, bunları Selma anlıyacak zannetmişti. Ni- hayet, kat'i bir karar verdi ve Selmaya: — Evet, dedi, bir çok yerleri, anlaşılmaz gibidir. Yalnız Selma hanım, bunlar anlamasını bilmi - yenler için anlaşılmaz şeylerdir. Ressam Şevket, mükâlemenin böyle garip bir şekil almasına | hayretle bakıyordu. o Müdahale etti; — Canım, şimdi edebi müna - kaşalara girişecek değiliz. Sen şu şiirini oku da dinliyelim. Öy - le değil mi Selma hanım? — Evet. Evet, Dinliyelim. (Kadriye) Anlamasak bile Kad- ri bey, bu şiirler sizin olduğu için zevkle dinlemesini biliriz. Fakat Kadri Selmaya azap şeklinde bir “Zevk,, vermek iste- medi, sadece saatini çıkararak: — Aman, dedi, sinema vakti gelmiş, haydi gidelim. Hem bu film Villi Friçin şaheseri imiş. TA a 5 1 a AL ARE Italyanın gümrük resmi alya hükümeti itbalâı emtiası üzerine yüzde on beşten fazla gümrük resmi koymuştur. Bu emtia içinde bizim memle- ketimizi alâkadar eden yağlar ile susam vardır, di , VAKIT — Numara: Bugünkü bilmecemiz heceler- den cümle teşkilidir. Bu iki cüm- ledir. dık - ha -la- va-an-lar-so- ni -Şu-gi-yun-di-ca - gel - şın » kr. sın « ver »lık s İay-kosra-la ra-ka-fı DIKKAT Bu bilmeceyi hallettikten son ra 1-2.3-4-5-6 numaralı bilmecelerin hal varakaları gibi bunu da saklayınız. 10 tane ©w lunca bunların hepsini bize gön- dereceks'niz. Doğru halleden karilerimize birçok hediyeler ve mükâfatlar vereceğiz. İbmal etmeyiniz. Bil- meceleri hallediniz. ERMEDLARANIIN BARSAK AR 15 milyar mum'uk bir ışık 34 milyon mil mesafeyi se- yahat ederek Mezih yıldızı na işaret verecek Togitere âlimlerinden mürek- kep bir bey'et İsviçtenin Tuvg- zrau dağının tepesinden Merih yıldızına işaret vermeye karar vermişlerdir. işaret morskudile verilecek ve orada akıl sahibi insan veya diğer bir mahluk varsa cevap vermesi beklenecek. İşaret ışığa verileceği için mw azzam bir cihaz hazırlanmışlır. Verilecek Işık işareti 34 milyon mil seyahat ederek Merih yıldır zma varacaktır. İşik vececek projektör 9500 İngiliz irasına yapılmıştır. Verilecek ışık işare- tinin - kuvveti . 15-milyar mum kuvvetinde olacaktır. Işaretler verildiği zaman bütün dünya rasathaneleri bu işle alâ- kadar olarak rasatlar yapacak- lardır. Irak Milletler cemi- yetinde Bağdat, 7 (A.A) — Daha ge- | çende bariciye ve milli müdafaa vazılıklarına getirilen Cafer As- keri Pş., bir bafta evvel, ifisal ettiği Londra sefaretine tekrar tayin edilmiştir. Kendisi Irakı Milletler cemiyetinde temsil ede- cektir. ommlibireii Memleketin havası Ibracat ofisi metco'oji enstitü. sünden aldığı malümata istina- den hava vaziyeti hakkındaki | raporlarını tekrar neşre başla- mıştır. 1 Teşrinisani tarihli hava vazi- yeti şudur; Yalovaya, Bornovaya' Kayseriye, Dörtyola, Erzurisma, ! Tarsusa, Kasabaya birer mili- metre, Löleburgaza, Manisaaya, Giresuna, Samsuna, Hayrabo'u- ya, Sivrihisara ikişer milimetre, Bo'uya, Eskişehire üçer milimet- re, Kastamonuya, Kırşebire be. şer milimetre, Pulat, Denizli, Uşaka sekizer milimetre, İsparta, Eurdur, Afyon, Adanaya 13 çer, Aksaraya 17, Konyaya 21, Ka- ramana 21, Jlgma ise 19 mili- melre yagmur yağmıştır. msn Fransa Bulgeristandan tütün alıyor Fransız tütün rejisi Bulgaris- taodan 6 milyon frank kıymetin- de tütün mübayaasi için mümes- sillerine emir vermiştir. vidi Di | muhtaç olmaktan kurtuldu. 8 Teşrinisani ” İtalyada yeni rejirf Faşistliğin ruhi ve milli işleri On sene içinde neler yapıldı! Telgraflar, bir kaç gündenberi i Faşistlerin on sene evvel Röma- ya yürümelerinin yıl dönümü mü- ! nasebetile bu kâdisenin gerek İ- talya dahilinde, gerek İtalya hari- cinde yaptığı akisleri anlatmakta- dır. İngiliz gazeteleri şunları yazı- yorlar: Bu on sene zarfında İtalyanın bir çok çorak arazisi, takip olu- İ nan ağaçlatma proğramı sayesin- de yeniden yem yeşil oldu. Ziraat usulü ıslah olunduğu için İtalya, buğday mahsulü itibarile, harice Ro- ma ile bir çok İtalya şehirleri fen- ni şebireilik usulü sayesinde in kişaf etti. Bu şehirlerdeki tarihi eserler, göze çarpacak ve seyyah celbe- decek bir surette gösterildi. Çırıl çıplak sahalar ağaçlarla doldu. Susuz yerlere sular getiril- di . Limanlar genişletildi. Bu Faşistlerin bütün bu muvaf- fakıyetleri hiç şüphesiz, değerli- dir, Kısa bir zamanda bu kadar büyük işler başarmak imkânı, an- cak Sinyor Musolininin himmeti ile mümkün oldu. Onun memleke- tine yeni bir ruh nefhetmesi sa- yesinde bütün İtalya değişti. Fakat Faşistliğin daha büyük bir muvaffakıyeli onun başardığı | ruhu ve ahlâki inkılâptır. 1922 de İtalyanların maneviye- ti son derece sarsılmış bir halde idi. Umumi harp ve umumi har- bin neticeleri İtalyayı hoşnut et- memişti. İşsizlik alabildiğine ge- nişliyordu. Maişet pahalılığı, ma- aş erbabını sıkıyordu. o İktisadi buhran, mütbişti. Memleketin i- çinde siyasi bir anarşi hüküm sürmekle idi,. Liberaller, kleri - kaller, soysalistler, o memleketin ibtiyaçlarını kavramaktan © aciz- diler, 1923 senesinde sinyor Musolini nin iktidar mevkiine geçmesile her şey değişti. Kendisi o gün bu- gün iktidar mevkiindedir. Sinyor Musolini derhal işe başladı. İcra heyetini kuvvetlendirmek, devlet ! müesseselerini teskin etmek o lâ- zımdı. Sinyor Musolini 18 ay bu işler- le meşgul oldu. Halkın ekseriyeti onun ortalığı huzura, süküna ka- vuşturmak için sarfettiği mesaiyi İ alkışladı. lr sere AE A e > ! Burada Faşist ki muhasımları arasında bir İ pışmalar esnasında bir si i seler vuku bulmuştu. Faki İ yor Musolini bunların İ geçmeğe muvaffak oldlu. * 1925 senesinde Faşistlik” İ İtalvaya taamüm etmişti âzaları hep Faşistlerdendi” / kat meclisin salâhiyetlefi İ mahduttu. Mahalli hüküf işi yapacak halden çil Çünkü belediyelerin salâbi” büyütülmüştü. Faşist di i fırka vaziyete hâkimdi. i Musolininin dediği gibi İ Faşist fırkası, bütün reji | hca temeli olmuş,, ve bu rine yeni bir sistem kurul” Yeni rejim, bilhassa bun” İ şında bulunan Sinyor Mus talyaya yaratıcı faaliyetlef liyetini vermiştir. İtalyanın | na en faal, en kudretli ve Faşist unsuru getirmiştir. İtalyaya eski Romanın © sadakat, an'aneye hürroeli! daya ve ferdanın icaplarınA" hislerini vermiş, İtalyanl küçültmelerine, görmelerine mani olmuş, © suretle bütün İtalyanın s0 yükseltmiştir. Sinyor Musolini, her | fazla bütün milletine tnperveğliği vermiştir. D' Ağeglio, 1861 de, yarattık, artık İtalyanları 7 cağız, demişti, Sinyor bu vazifeyi deruhte etti ve | da milli bir şuur yaratmağ vaffak oldu. Umumi barpten sonra ya sırf teşrifat olarak “mi bir devlet,, ünvanını verm! selesi konuşulmuştu. Bi bir kimse İtalyanın bu ünv yakatini inkâr etmiyor.. dilerini Onun için Sinyor sösi daha fazla kuvvetle yor ve İtalyanın maddi ku den fazla onun milli şu bu mevkii temin ediyor. Gizer eeii Ee derr EA EErEEEE A AAET EZEL ZE Deri fabrikasında kor©| Galatada oturan deniz lanndan Rüştü ile sn sandalla Karaağaçta deri kasına giderek hırsızlık istemişlerse de yakalan AN BERE ASE SALMAN