18 Eylül 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

18 Eylül 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

UZ Sayıfa 6 VAKİT Askeri Bahisler Almanya Müsavat İstiyor Tahtilbahirler acaba ilga edilebilecek mi ? Bu teklifi İngilizler ileri sürüyorlar, fakat Fransızlar şiddetle reddediyorlar Almanyanın teslihat müsava- tını talep etmesinin ortaya bir çok meseleler çıkaracağında şüp- he yoktur. Bunların en mühim- lerinden biri tahtelbahir mesele- sinin, baştan başa yeniden tet- kik olunması olacaktır. Belki de Fransa, bu sefer, İngiltere ile Amerikanın tahtelbabirleri ilga için vuku bulan tekliflerini daha derin bir dikkatle ve daha fazla büsnü kabul ile karşılıyacaktır. Versay muahedesi, Almanya- nn tahtelbahir yapmasını menet- miştir. Muahedenin akti sırasın- da İngilterenin bahriye mütehas- sısları, bu maddeyi teklif etmiş- ler ve bununla, hem Almanyayı deniz silâblarının birinden mah- e etmeyi, bemde bu silâbm ası için zemin is tihdaf etmişlerdi. kaeşleman e Daha sonra 1921 - 1922 de toplanan Vaşington konferansın- da İngilizler buna mümasil bir teklif ileri sürmüşler, ve 1930 da toplanan Londra konferansında, aym meseleyi bir kerre daha mevzuubabs etmişlerdi. Londra konferansında Amerika bu tek- life müzaheret ettiği halde Ital- ya murahhasları bu tekliften memnun olmarnışlardı. z Fransa muhalif Fakat her defasında bu tekli fe en çok muhalefet eden dev- let Fransa idi, Fransa 1922 den itibaren tabtelbahir inşaatına fev- kalâde ehemmiyet vermiş, ve 80 tahtelbahir inşası için tedbirler almıştır. Umumi: harpten beri dünya- daki tahtelbahirlerin sayısı 200 artmıştır. Hali hazırda da birçok tabtelbabirler inşa olunmaktadır. Almanyanın Baltıkta komşuları olan Rusya, İskandinavya dev- letleri, Lehistan, Finlândiya ve » Litvanya'nın tabtelbahirleri var- dır. Bu suretle Almanyanın da .tahtelbahirler inşa etmesi için 'kâfi sebepler mevcuttur. il İteredeki bahriye mebafili bunu Bazarı dikkate alarak tahtelba- .hirlerin kâmilen ilgasını müda- faa etmekte ve Almanya tara. fından vuku bulan teslihat mü- savatı (talebinin ouyandıracağı akisleri ehemmiyetle takip et- mektedirler. Fransa, bir Alman taarruzu ile karşılaştığı takdirde tahtel- bahirlerden istifade etmek iste- a re Almanyanın tahtel- inşa etmesine müsaade olunduğu takdirde bunun bil- Fransız münakalâtı için müthiş bir tehlike teşkil edece- ğine kanidir. Almanyanın vaziyeti Sonra Alanyanm coğrafi vazi- yeti, tabtelbahir harbini idara için, Fransanın vaziyetinden da- ha çok müsaittir. Çünkü Fransa- nın ticaret filosu çok büyük ol- duktan başka onun çok güven- diği menbalardan biri müstem- lekeleri ve bu müstemlekelerin- den getireceği kuvvetlerdir. Al- man tahteli leri bunların hep- sini tehdit edebilir. Onun İçin bu meselenin tek- rar mevzu bahsolduğu sırada Fransanın tahtelbahirleri ilgaya Mik zl temayül göstermesi beklenilmek tedir, Japon filosu dünyanın en kuvvetli ve en büyük filosudur Japonyanın en meşhur bahriye mubarrirİ.rinden Seitsku İto bir kaç. gün evvel Japonyanın deniz kuçvetinden bahseden bir yazı- sında ortaya yepyeni bir mesele attı. Eu muharrire göre dünyanın en kuvvetli ve en büyük tahtel- bahir filosu Japonyanındır. Japonya, Şimdiye kadar tah- telbahirlerini kemmiyet ve keyfi- yeti hakkında harice hiç bir sır- rın sızmamasına ehemmiyet ve- riyordu. Bununla beraber Japon yanın bu deniz silâbına fevkalâde kıymet verdiği meçhul değildi. Japon moharriri mister İto'ya göre Japon tahtelbahir filosuna pazaran İngiltere ile Amerika filoları çok geridedir. Bilhassa Amerikanın tabtelbahir filosu, ancak Japonyanın en geri tah- telbabirlerile kıyas edilebilir. Amerikanın ea ileri üssübahirle- rinden biri Hauvaii dedir.Bununla beraber Amerikanın tabtelbahir- leri Japonya sularına varmaktan acizdirler. Amerika tahtelbahirleri, ancak sabil müdafaasına yaraya bilir, uksbil Japon tahtelba- hirleri, bir barp vukuu takdirin- de Haurai üssülbahrine kadar gidip o gelmeğe muktedirdirler. Hatta bunlar içinde Sanfransız- koya ve Panamaya kadar gidip tahribat yapa bilecek olanlarda vardır. Japonyanın en selâhiyettar deniz Omubarriri (o tarafından vuku bulan bu ifşaat, bilhassa ingiltere ile Amerikada derin bir merak uyandırmış ve Japon tahtelbahirleri hakkında' neşriyat yapılmasını istilzam etmiştir. ui meşriyata göre Japonya son seneler zarfında son derece süratlı, ve uzun mesafeleri kat'a elverişli büyük ( tahtelbahirler inşa etmiştir, Bunlar içinde 1150 ve 1955 tonluk, saatta 19 mil giden 30 tahtelbahir vardır. Bunlardan başka Japonyanm daha küçük, fakat 700 mil ka- tedebilecek kırk tahtelbahiri var- dır. Bütün bu gemiler, derinden dalmağa muvafık bir şekilde in- şa edilmişlerdir. Japonya gerek hücum, gerek müdafaa işlerinde eşsiz olan 24 mubribi de ikmal etmek üzredir. 1700 tonluk ve 35 mil süratli olan bu muhrip- va ni çok kuvvetlidir ve ar lari ir cöbli pusluk toplarle mü Sonra Japonların yeni kruva- zörleri de çok mühimdir. Bun- dört tanesi yeniden inşa olunuyor. Bu gemilerin en bariz vasfı, süratli ateş prensibinin şimdiye kadar görülmemiş bir şekilde inkişaf | ettirilmiş ol masıdır. Toplar yarı otomatiktir ve 20,000 yarda menzillidir. Bu toplar bir dakikada 150 mermi atıyor. 3 Japonyanın en son sistem kru- vazörleri 8500 tonluktur ve sü- ratleri 33 mildir. Almanların 60,000 tonluk cep kruvazörleri bile bunu yapamıyorlar. Bu gemilerin inşası da ikmal okkalı sonra o Japonyanın harpten sonra yaptırdığı kruva- zörlerin sayısı otuza varacaktır. Söz Kitabı Türk Dili nılan bazı kelimeler Türk dili tetkikleri (yapilirken "Söz kitabı, ünvanı altında Anado- luda Kullanılan bazı kelimelerin top- landığını yazmıştık Bu kitaptan di- ğer bazı kelimeler naklediyoruz: Ahar, akar: 1 — Çeşmelerde koyunlar için su dolduracak oluk, (Teke Ahılkan, Akılkan: Çam sakızı. Akar (Konya Ereğlisi): İr-| mak, küçük dere, çay, akar su, a- kardan su getirdim. Ahar ardı.. Akarca (Kayseri, Kütahya): | 1 — Sıraca, kemik veremi, 2 — Seylânlı hastalık, kadında ve erkekte olan seylân. Akarsu (Niğde): Kadınların alımlarına taktıkları inci dizileri, Akbabaçça (Teke): Papatya çiçeği.. Akbaldır: Bu tabir kasaba ka- dınlarının çamaşır yıkadıkları w- mumi çamaşırhanelere denilir, Akbakla (Çorumun Karğı) : Fasulya, Akbaşlı (Gökçeler köyü) : Ka- rm ağrısı için kullanılan bir çiçek. Akçakanat: Tatarcık, yakarca. Akçekatık (Teke): Yoğurt ku- rusu, kurut, keş, Akdaracak (Malatya, Zile) : Yufka ekmeğini saç üzerinden in- | dirip kaldıracak alet. Döndürgeç, evirgeç. Akıdak (Zile, Kırşehir, Kon- ya): Küçük aptes. Akıdağım gel- di. akıdasım geldi. Akgöz: Korkak. Akgözlü (Bursa): Metin, eimet. Akık: Fazla kaynamasından a- | kide halini alan pekmez ve saire. Bal akığı, şeker akığı.. Akılgan: 1 — Genç ve yaş a- ğaçların sakında odun kısmile ka buğu arasındaki diğer bir ince ka- buğa denir. Şu ağacın akılğanına kadar balta kessin (Çorum). 2 — Suya cereyan imkânı veren meyil (Kilis). Akıt (Diyarbekir): Kalın pek- mez, Akıtma: Atın alnından burnu- na doğru uzanmış olan nişan. Al- nı akıtmalı, ayağı sekili. Akıtmalı köfte: İçerisine yağ ve bahar konarak suda kaynatı- lan bir nevi içli köfte. Akıtma sacı (Gökcekler köyü) : Darı ekmeğini pişirmek için saç. Akkın (Silifke, İsparta): 1 — Az meyilli, düz, arızasız. Bura- dan giderseniz sağınıza bir cılğa gelir; o cılğa sizi köye götürür, akkındır, dölektir, 2 — İşi yolun- da (İsparta), Akko (Diyarıbekir) : Saksağan ala sakça.. Aklan (Konya): Toprak dam- ların su akacak tarafı. Sathı ma- il yerine denir. Akma (Uşak): Katran. Akmak: Meyletmek, Ali Ha- sanın kızıma akmış. Akınmak: Meyletmek. Komşu nun kızma akınıp durursun. Akos (Ahlat): Sapanın geçtiği yerde hâsıl olan çizgi, baran. Akpak (Ankara): Appak, pak, Bimbiyaz, akpak.. Aktarmak: (Göğsün) : 1— Dök mek. Başına bir külek su aktardı- lar; 2 — Bir şeyin bütün eczasını elden geçirerek ikmal etmek; 3 — Kuran hatmetmek. Kuran aktardı. Akyağmur (Kastamonu): Do- Iş. Eyiye yormak kastı olmazsa İden sır, tavrı mütehakkimanesi, Yeni Anadoluda kulla-| Artistik Sinemasında Atlantid Diyarında Başka kopyası yoktur, Pariste yapılmıştır, Fransizça sözlü, dokuz kısın Abder$ Güsl'in romanından muktebestir !22Eylül perşembe günü Artistik sinemasında gösterilecekt” Mevzu : Kum taciri kimdir?. Bu, Var- neskin isminde bir Rustur ki Rus ihtilâlinden kaçarak kâşanesini, | sahrada Atlantid diyarında şaya gelmiştir. Bu adamı ihata e- az zaman zarfında yerlilere bir korku ve hürmet telkin etmişti. Cezayirdeki erkânı harbiye rei- si, mülâzim Vaniyer'e Gardiya'ya | tahkikat için gitmesini emrederek i ona: “Gardaiyada öğrenmek iste- diğimiz garip şeyler cereyan et- mektedir.,, demiştir. Kendini teh- likeye atmak Varniyerin zevkidir. Binaenaleyh bu sergüzeşte mem- nunen atılır. Sergüzeşt, Gardaiyaya vasıl ol- madan evvel görünür. Bu, otomo bili yolda kalan garip bir güzel- likte genç bir kadın a tesadüfün doğurduğu sergüzeşti aşıkanedir. Kadının ismi Grişa'dır veoda Gardaiyaya gitmektedir. Varni- yer, nezaketinin icap ettirdiği söz iler söyler, bu nezaket yol esna- sında daha lâtif, daha baş döndü- rücü bir his uyandırır. Grişa, Varniyerden ayrılırken: —Beni tekrar görmek için hiç bir teşebbüste bulunmuyacağınıza söz veriniz.. Der.. Tutması çok müşkül bir ye- lan Bakan ei mi klan iile larına karşı bihis 'görünmiyen bu genç kadının bu israrınım sebebi nedir?. Slavlara mahsus bir gara- bet mi?, — Aziz dostum, burç üzerinde meş'um bir tesir var. Bir tesir ak tında kalıyor gibi görünenleri kur tarmak, bu fenalığın sırrını anla- mak istedim, biç bir şey anlaya- madım. Yüzbaşı Valleri kayboldu. Mülâzim Prömel ve küçük zabit Lorey dolaşan bu musibetin kur- banı olmağa başlıyorlar. Mülâzim Melkor.... İşte Vaniyer burç kumandanın dan tahkikatın ilk esaslarını bu suretle toplamağa başlamıştı. Ge- ce, kapısının aralığından içeri a- tılan Melkor imzalı bir mektup, Valerinin ölümüne sebep olan, Prömel ve Loreyi kemiren “fena- | lığın sırrını,, ifşa etti. Bu sır, kâ- hışım sözü kullanılır. Bizim köy- de hışım oldu. Akyarnaz (Ayaş): Beyaz yu- muşak buğday, Akyel (Menteşe): Garpten €- sen yel, Al (Malatya, Yozgat, Dinar): Dek, desise, hile. Alabacak (Teke): Seyil beyaz- lığı uzun olan at. Alabanda (Malatya): Haykır. ma, müthiş itap, korkunç tevbih. Alabele (Konya): Kırmızı ile karışık renk. Alaca (Maraş Antep, Kastamo- nu, Konya, Kırşehir): Yerli renk- li dokuma. Alaca zubun ac karın, Salın ağamız salın. Alaca çorba: Mercimek, dövme karışığı tarhanlı, biberli bir nevi çorba. Alaca düşmek (Burdur, Anka- ra): Beneklemek. Üzüme alaca düşmüş, 18 Eylgt 1932 Filimler e İbiraz sonra küşaneye ni şanesinde oturan kum tacirini? | karısı Madam Varneskine karşı “ lan aşkları idi.. j Ertesi gün, tesadüfen, Varniyf Grişaya rastgeldi. Onun, hülya” rı kurcalıyan, burcun zabitleri8i” kalplerini ve düşüncelerini kemi" ren Madam Varneskinden başk” kimse olmadığını anladı. A: v, esmer mi, açık kestane mi, yek sa sarşın mı idi?, pi Varniyer onun esmer olduğ emindi. Nasıl oluyor da, P. onu sarşın ve Lorey açık kesti” görmüşlerdi?. Adam sende... M kördür. Her halde bir kıskanç Öf ha yaratmış, bir yaralı daha # ii cude getirmişti. Bu da bşk bit Lorley'di ki, o akşam bir köpek tarafından boğul olarak bulunmuştu. : Tesadüfün ihzar ettiği bir vw hane ile Madam Varneskin, niyerin odasına girir. Vaniyef na endişeli bir nezaketle hüsfi kabul gösterir. Ve hatâ Madi” Varneskine takdim olunmak teyen bir zabitin gizli arzusu0” muvafakat edecek derecede ii gider.. ç Kadın, garip bir surette Grisi ya benzemektedir. Fakat $: e dır. Varniyer zihni karışmış Ağ il ği daki tir. Fakat, esir olarak o da o bulunan arkadaşı Prömel gibi ye tuzağa düşmüştür. Şimdi, her si de kum tacirinin emrine vi dirler.. İntikamını almadan kum taciri onlara NN eden kadını bir aralık göste: v tir. Vaniyerin sevdiği, baki esmer, Prömelin tahayyül sarşın, Loreyin uğrunda öld de kestane rengindedir. N Bunların ikincisi, Varnoşkifiği hakiki zevcesi, diğer ikiside Re yada ölen kardeşlerinin zevat ; ri ve bugün kendisinin mi , olan kadınlardır. i . Mecidiyeköyündf | yeni evler Belediye hududu dahilinde Li lunan Mecidiyeköyünde kö: den pek ucuza alinan arsalar hiç kimseye sorulmadan f inşaat yapıldığını ve maliye? sit bulunan bu yerlerdeki atın durdurulduğunu evvelc€ mıştık, r Mecidiyeköyünde oturan” ' Ankarada teşebbüslerde muşlar ve bazı kayıtlardan *,. ti ra kış gelmeden evvel yar!” iü e lan evlerini tamamlamala” saadesini almışlardır. BU lardan biri bir heyet köyünde üzerine bina arsalara bir kıymet bi$' bu kıymeti ev sahipleri yen taksitlerle maliyey€ ceklerdir. Bundan baş“ diye tarafından köyün r zilerek sokakların istikâ yin edilecektir. verilen © üzerine köyde inşaata mıştır. Ni vw v k Tİ ç Ni X ve Te inş i / l

Bu sayıdan diğer sayfalar: