Sayıfa 8 Istanbulda ne var, . yok ? Yeni Reçeller, Yeni Turşular .. Kavun kabuğundan reçel, karpuz kabuğundan turşu ! - Herşey ucuz, Lokantalar neden bahalı ? - Balık kepazeliği ! Mahallebilerde tenzilât Bu yazıyı sabık İkdamcı Ahmet Cevdet Beyin tarz ve ünlübunda yaz. dik: Dünkü gazetelerden biri ka- vun karpuz kabuklarından nasıl Şe ” “em ği tarif ediyordu. tarife göre k karpuz kabuklarından iin reçel ile turşu pek enfes bir şey- ler oluyormuş. Biz, bir tarihte dondurmacının birine sormuştuk ; —Her şeyin dondunması o- luyor da dutun niçin olmıyor? Dutçu da şu cevabı vermişti : — Neden olmasın ? Yaptıktan sonra dutun değil, domatesin bile dondurması olur birader efendi! Tıpkı onun gibi her şeyin re- çeli turşusu oluyor da yaptıktan sonra kavun karpuz kabukları- nm niçin olmâsın ? Tasan, şekerle sirkeye kıydık- tan sonra sade kavun karpuz | kabuklarının değil, taneleri yen- miş üzüm” çöplerinin, hatta mısır köçanla rınm o bile hem reçeli olur, hem £ turşusul.. Evet bun- lar olar ama, zannederim bu bollukta değil! Kavunun karpuzun, sonbahar- da mezarlıklara dökülen selvi kozalakları gibi yollara dökül- düğü bu bollukta onların içleri- ni yemekten insana gına geliyor nerede kaldı ki üstelik bir de şeker, sirke harcıyarak ve bir sürü emek sarfederek kabukla- rını yiyeceğiz | Geçen gün Çatalca köylerin- den gelen bir arabadan yirmi yedi buçuk kuruşa, her biri ikişer okkalık, yedi kavun al- mıştım. Bu yedi kavundan an- cak dört tanesini de dura dura sip bozulmamak için : — Alın futbol oynayın ! Diye karşımızdaki çayırda koşuşan çocuklara verdik. Müba- rekler bu kadar bol, bu kadar ucuzken ve herkes, nerde ise kavun —. banyo, karpuz su an apacakk; rl Km ri deklerine kim metelik verir ? Kavunla karpuzun bu kadar ucuzluğuna rağmen lokantalara ne dersiniz ? Onlar hâlâ benim | gibi yedi tanesini yirmi yedi bu- çuğa aldıklârı, hatta toptan al- dıkları için benden daha ucuza kabullendikleri bu kavun, kar- puzlardan her birinin dörtte bi- rine on kuruş alıyorlar. reçel, turşu yapılmasını sağlık veren gazetenin bu tavsiyesini lokantacılar okudu ise kışın vay balimize | Şimdi bedava toplıyacakları bu kabukların porsiyonunu iki ay sonra yirmi kuruştan önümü- ze dayarlar. Görüyorsunuz ki ucuzlek, sa- de kavun ve karpuzda değil, herşeyde ve her tarafta gırla.. Lâkin Jokântalardan (birçoğu hâlâ kovun karpuzu ateş paha- sna verdikleri gibi okkasın elliye aldıkları etin elli dirhe- ğe » çekir- | Mestmerssr ss san sena mini yirmiye satıyorlar. Evelisi gün toriklerin çifti balıkhanede elli paraya kadar düşmüş, hatta birçok kayıklar, içlerindeki ba- lıkları, para etmedikleri için : — Haydi geldiğiniz yere | Diye denize dökmüşler. Böyle olduğu balde, dün gene, Istan- bulun en ucuz Jokantasında kü- çöcük © çingene © palamutunun dörtte birine on iki buçuk alı- yorlardı. Ya suya ne diyelim? Sakalar Hamidiyenin tam bir eşek yükü- nü, yani 4 tenekesini 40 kuruşa taşıyorlar, lokantalar aynı suyun yüz dirhemlik bir şişesini çeyre- ğe okutuyorlar. İnsan, doğrusu bu zamanda lokantacı olmalıy- mış! Hazır sırası gelmişken bazı yerlerdeki börek puğaçaları da unutmıyalım: “Unun okkâsi on kuruş, halis Trabzon yağı seksen beş, peynir elli... Böyleyken isim leri lâzım olmıyan bir iki yerde böreğin, puğaçanın okkası yüz kırk... Gel de şimdi ayıkla ba- kalım pirincin taşını! Yiyinti içinti bir yanda sudan mcuz, öle yanda ateş pahasına! Maballebicilere ne dersiniz? Soğukluğun, yani kavunun, kar- puzun, üzümün, incirin, şeftalinin, mürdümün, kızılcığın bu ucuz'u- ğunu. görünce tutmuşlar, onlar da mahallebinin, sütlacın fiatla- rını kirmışlar, on beşlik kâseleri, tabakları ona indirmişler. İster- lerse indirmesinler, soğukluğun bu kadar bol ve ucüz zamanın- da âlem giderde iki kaşık sütlâç veya mâhallebiye on beş kuruş bayılır mı? Mürdüm, kızılcık dedim de aklıma geldi. Gördünüz mü asıl reçel yaapılacak şeyleri? Bir de tutmuş da gazetenin biri kavun karpuz kauğundan reçel yapalım diyor. Aman azizim, yedişer bu- çuğa âlâ mürdümle kızılcık du- rurken kavun karpuz kabuğun- dan yapılacak reçeli kendin yap da kendin ye! Osman Cemal Maarif adamları arasında Konya edebiyat muallimi Ap- tülbaki Beyle, İstanbul felsefe muallimlerinden Sadettin Nezhet İB i Kavun karpuz kabuklarından ey vekâlet emrine alıumışlar- dır. Ankara erkek lisesi Türkce muallimi ile Kız lisesi edebiyat muallimi - Hamdi Bey Kadıköy lisesi Türkce ve edebiyat mual- limliklerine nakledilmişlerdir. —urm Ağır ceza reisliği Hasan Lütfi Beyin Ankara ağır ceza mahkemesi reisliğine tayini özerine inbilâl eden şeh- rimiz ağır ceza mahkemesi'reis- liğine Üsküdar ceza mahkemesi reisi Aziz Bey tayin edilmiş ve dünden itibaren vazifesine baş- lamıştır. — VAKTI Acaba maksatları nedir ? Fransızlar Alman hu- dudunda manevramı yapacaklar? İskeçede çıkan (Yeni Adım) gazetesi hiçbir memba zikretme- mekle beraber bir Fransız ordu- sunun Alman hududunda büyük manevralar yapacağına dair şu malümatı vermektedir: Fransanın şark vilâyetlerinde, yani Alman hududu üzerinde büyük askeri manevralar yapıl- mak için hazırlıklara başlanmış- tır. Harekât, eylülün yirmisinde başlıyacak, otuzunda nihayet bu- lacaktır. Bu harekâtın hedefi, bir taarruz muharebesinden, mo- törlü nakil vasıtalarından ve bil- hassa küçük tipteki zırhlı oto- mobillerden ne derece istifade olunabileceğini tespit etmektedir. Bu harekete yedi piyade, iki topçu alayı ile iki Şimali Afrika piyade fıkası, dört Cezayir ni- şancı alayı, on beş süvari alayı, bir Alp nişancı alayı, ii alay dağ topçusu, bir motörlü mitral- yoz livası. Bunların haricinde mubtelif hizmetlerde kullanılacak iki fırka daha manevralara işti- rak edecektir. Bu kuvvetlerin haricinde hava müdafaa tokçu- larının da tecrübeleri yapılacak- tır. Manevralâarı bizzat Fransız ordusu erkânı harbiye reisi ida- re edecektir. Namuslu borçlu Bulgaristan ve yeni hatları Sofya, 6 (Hususi) — Bulgaris: tan Demiryollar Nazırı G: Kostur- | kof yeni şirmendifer hatları ve Bul garistanın mali vaziyeti hakkında $u beyanatta bulunmuştur: “— Yeni yapılmakta olan hat- | larda faaliyet pek bati gitmekte dir. Buna da sebep iktisadi buhra- nın memleketimizdeki tesiri layısile hükümetin maddi imkân- sızlık içinde bulunmasıdır. Eğer Eylül ve Teşrinievvel ay: ları içinde toplanacak olan kon- feranslar büyük meseleleri hallet- miyecek olurlarsa vaziyet bugün- künden daha fena olacaktır. Vaziyeti kurtarabilmek için â- zami derecede tasarrufa riayet et- mek suretile iş görmekteyiz. Fa- kat imkân dahilinde olan bütün tedbirlerin alınmasına rağmen bu fenalığın önüne durulamamakta dır. Bütün millet ve bütün dünya tarafından bilinmesi lâzımdır ki Bulgaristan mali cihetten iflâs et- miş bir haldedir. Ve bu bir haki- kattir. Bulgaristan namuslu bir borçlu” dur. Ve öyle kalmak ta istemekte- dir. Bunun için alacaklılarına bor: cunu vaktinde ödemek arzusuna rağmen buna imkân bulamamak. tadır. Bu sebepten harp tazmina- tı ve sair borçlarımızın ödenmesi meselesi hakkında Akvam Cemi- yetine müracaat ettik. Eğer müra- caatımız nazarı itibara alınmıya- rak bu hususta iyi bir karar veril. mezse 3-—-dâaysonra vaziyeti- miz daha fena olacaktır. Hiç şüp- hesiz bundan mutazarrır olacak yalnız biz değil ayni zamanda, a- lacaklılarımız da zarar o görecek- lerdir, salı İLİ e ize do: | Londrada çıkan amele — taraftarı (Daily Herald) geretesi bu mesele hakkında şunları yazıyor: Seksen seneden beri İngiltere- de Lancashirs mensucat fabrika - larmda fabrikatörler ile amele a- rasında ücret meselesi üzerinde u- mumi bir itilâf vardır. İlk zaman- larda bu itilâf muhtelif formüller üzerine tesbit edilmişti. Fakat bi- | lâhare bütün formüller (Uniform list) denilen bir esas üzerinde bir- İeşmiştir. 1928 senesinden beri va- ziyet hep bu suretle devam ediyor du. Bir halde ki, ücret tayinine e- sas tutulan formül amele ile fab- rikatörler arasında bir nevi kanu nu esasi şeklini almıştı. Şayet a- melenin ücretine bir miktar zam yapmak icap ederse esas formüle istinaden yapılırdı. İşte bu suretle (1920) senesinde harp ve sair es- bap dolayısile amele ücretleri a - zami haddini bulmuştur. Fakat bi lâhare bu miktar tenzil olunmıya i başladı. Tenzilât ücretleri yüzde (215 ten yüzde 82 ye kadar indirdi, İ Şimdi bu yüzde 82 nispeti fabri- katörler tarafından yüzde 46 ya indirilmek isteniyor. Diğer taraftan on senedenbe - ri Lancashirs mıntakasmda bulu - nan mensucat amelesinden biç bis ri bütün bir ay muntazaman çalı- şarak yevmiye almış . değillerdir. Bunun için nasıl yaşamışlar, ha - yat müşkülâtı içinden kendilerini nasıl kurtarmışlar, bunu anlamak kolay değildir. Bu defa yeni tenzilât meselesi mevzuu bahsolunca amele ile patronlar arasında çıkan ihtilâf e- hemmiyet kespetmiş, nihayet mü bim bir kısım amelenin grevi ile neticelenmiştir. Grev tabii olarak amelenin çektikleri mali müşkülâ tı bir kat daha artırmıştır. Lanç - ashirs bir amele matem şehri ha- line gelmiştir. Kazanç yok!.. Londtada çıkan müstakil Obserber gazetesi de şunları yazıyor: Bugün mensucat âmelesi ile pat - ronlar arasında çıkan ihtilâftan hiçbir taraf kazançta değildir. Ba siretkâr olanlar her iki tarafın kendi noktai nazarlarında inat ve ısrarlarından dolayı hakikaten meyus bir haldedir. Bu vaziyetten dolayı umumi bir yeis vardır. Pat- ronlar masraflarını o kısmaksızın mevkilerini muhafaza edemezler. Amele ise yapılacak tenzilâtm ha rici rekabete ve bilhassa Japon rekabetine karşı patronları müda- faa etmesine imkân bulunmadığı- nı ileriye sürerek ücretlerde teklif edilen tenzilâtı reddediyorlar. Ev velce bir aile içinde üç, yahut dört çalışan insan vardı, ücretler- deki tenezzül de bugünkü derece- sinde değildi. Halbuki bu gün va - ziyet çok değişmiştir. Ve amele- nin ücretlerinde yapılan ber ten- zilât aileler üzerine müthiş bir darbe oluyor. Vaziyet çok ciddi» yet peyda etmiştir. Bir taraftan ecnebi rekabeti şiddetini artırı » yor. Diğer taraftan amele ile pat ronların mütekabil izzetinefisleri bütün hüsnü niyetlerine rağmen mensucat amelesi meselesini için- | lan bu yere uğrıyan * e 7 Eylöl 1 Müthiş Bir Buhran İngilterede Pamuklu Mensucat San'at! ME YP RE e Mensucat fabrikaları şehri patronlar m | çıkan ihtilâf neticesinde amele grevin dolayı meflüç bir hale gelmiştir den çıkılamaz bir hale bulunuyor. Londrada çıkan Liberal gi #ı naşiri efkârı (News Ch zetesinden: ji Pamuklu mensucat amele” patronlar arasında cereyâ” müzakeratın inkitar e ve bütün İngiltere için vayy felâkettir, Memleket yaba at içinde bulunuyor. Ame' lân ettiği grev sadece bir meselesinden mütevellit de İhtilâfm esasları daha çok “ dir. Ücret meselesi bardağ ği ran sön damla miyim met mevcut fenalığın m # nı iyi tetkik etmelidir ve tarafr biribirine yaklaştırın kânlarımı aramalıdır. Eğer Irk'esasından halledilmek ii” yorsn ayni zamanda İni pamuklu mensucat mel muhtaç olduğu esaslı rslahsi rine umumi dikkati celbeti d Şimdiye kadar Lamenabii cut müşkülâtı kendi kur istinat ederek bertaraf ed 4 ği zannediliyordu. Eğer 4 kün olmıyacaksa bu sana't sine yardım etmek lâzım $*© demektir. i f Balkan tenis. şampiyonlukl#” Dün müsabaka ol” bugün olacağı İstanbul, 6 (A.A ) — icra edilecek olan tenis görülen lüzum Üzerine tebif yi, miştir, Yarn tekrar müs ii ya devam olunacaktır. Pı aşağıdadır: # roman 79.932 Sant iy Nikolaides - Yordanoff, sant da: Treguboff - Sedat, CufEyf 9.932 saat 10'da: Botez” saat 11,30'da: nca SE saat 1$te: Suat, Sedet “Yi noff, Sonroudjieff, saat 15 “ Şoduvar , . Şirinyan » Ni Stalios, Cumartesi 10.5:937, 15te: Suat, Botez galibi» şt laides, Yordanoff galip, sale 30 da: Bune, Stalios galibi ş” dat, Treguboff galibi, har 9932: Final maçları © tır. gk e Kafa kesicile" teşkilâtı ! Sofya, 6 (Hususi) — sefy* p carlarından Marya LüizA sarh Yusif caddelerinin deki ticarethane sahibi Levi “korkunç,, bir mıştır, iy “Kafa kesiciler teşkilâ ae sını taşıyan bu mektup pi Levi'den gösterilen Y9'* “.. A leva bırakması iştenme" gi Bırakmadığı takdirde deeri y sinin ve ailesinin ii haber verilmektedir. Da berdar ettikten sonrs rayr gösterilen yer8 | Fakat polisin nezareti