Pan VAKIT Rusya'da ihtilâl başlamak üzere. (kabine Kerenski Aşenden bir taraftan doktor Ors, diğer taraftan Anaztasya ça» lışmağa başladı. Rusyanm vaziye- ti günden güne kötülemekte idi, | Muvakkat hükümet! reisi Karenski gururuna kurban gidiyor ve kondi mevkini tehlikeye koyacak her na- zırı hemen azlediyordu. Kerenski mütemadiyen nutuklar irat eder dururdu. Kendisi mevkiini tekli- | keye attıkça nutuklar irat ederek | vaziyeti kurtardığını sanardı. Bir | aralık Almanların Petrograda yü | rümeleri mevzuu bahisti. Kerenski buna karşı nutuklar irat etti. Kıt- lık gittikçe şiddetleniyor, kış yak- laşıyor ve ortada mahrukat namı- na bir sey bulunmuyordu. Kerens- ki nutuklarile meşguldü. Bolşeviks ler çalışmakta ve (Lenin) Petro- gratta bulunmakta idi. Rivayete göre Kerenski kendisi de (Lenin) in nerede olduğunu bildiği halde onu tevkife cesaret edememiş ve en irat etmeğe devam etmiş- ti Mister Harington bütün bu pa- tırdılara ehemmiyet o vermiyerek kendi işile meşguldü. İnsanlar ta- rihin bir dönüm noktasına saptık- ları halde Harington yalnız * işile alâkadar oluyor, kücük memurla- ra rüşvetler vererek büyük me- murlarm iltifat ve teveccühünü kazanmayı umuyor, buna rağmen intizar salonlarında saatlerce bek» liyerek boş oturuyordu. o Haring- ton nihayet büyük adernlarla da görüşmiye muvaffak olmuş, fa- kat boş lâflardan başka bir şey a- İamamıştı, Aşenden ona hemen Amerikaya dönmesini tavsiye et- miş, fakat Harington inat etmiş. ti. Kendisi ya işini başaracak, ya: hut bu uğurda canından olacaktı. Harington Anastasya ile de dest olmuştu, Harington onun masum ve maz lâm bir kadın olduğunu söylüyor ona karısmdar, oğullarından, A- merika kanunu esasisinden bah- sediyordu. Buna mukabil OAnas- tasya ona Vlâdmirden, Tolstoy- dan, Torkeniyeften, Dostoyevski- 'den dem vurmakta ve ikisi hoşça bir vakit geçirmekte idiler, Harington, Anastasya oAlek- sandrova ismini telâffuz edemedi ği için na Delila demekle ikti - fa etmekteydi. İkisi her gün bir çok adamları ziyaret ediyor ve Anastasya ona müfit olmak için elinden geleni yapıyordu. Fakat Rusyanım vazi- yeti çok fena idi. Ötede beride arbedeler vuku buluyor, sokaklar gün geçtikçe çok tehlikeli bir mahiyet alıyor: du. Bir gün Harington ile Anas- tasya tramvayda gidiyorlarken a- tılan silâhlar camları parçalamış, herkes tramvay içinde yüzü ko yun yatmağa mecbur olmuştu. Harington'un üstüne yaslı bir ka- dın abanmış, onun altından kur- tulmağa çalışırken Anastasya onu yakalıyarak “yerinden kımılda- ma!,, demişti. Harington vak'ayı Aşendenin önünde anlatıyorken ilâve etmişti: — Bu memleketin ihtiyacı da- ba az san'at ve daha fazla mede- niyettir! Anastasva cevap verdi: Beynoimlilel Yerarenaz Kuvvetler Türkçeye Çeviren Ö. Rıza sallanıyo — Mister Harington. Senin bur- juva olduğun belli, Ne yazık ki İ münevver adam değilsin! — Bumu ilk söyliyen sensin. Ben de münevver değilsem bir İimseye münevver denilemez. Bir gün Aşendenin kapısı ça- lnmış Anastasya içeri atılmış ve heyecanla konuşmağa başlamış- tı; — Bu adam hemen Amerikaya gitmezse burada öldürülecek.. Bu gün yanmda bulunmasaydım ba- şından büyük bir kaza geçecekti. Harington içeri atılarak cevap verdi: — Yanılıyorsun Delila. Ben kendimi iyi muhafaza etmesini bi- lir bir ademim. Orun için kat'iy- yen tehlikoje maruz değildim. Aşenden merak etti: — Ne olduğunu anlatsanız a... Anastasya anlattı : — Dostyevskinin mezarını zi - yarste gittik. Yolumuzda; ihtiyar bir kadına fena muamele eden bir askere rast geldik. — Ona fena muamele demez- ler; Barbarlık derler, İhtiyar ka- dın, kolundaki sepetle gidiyordu. Derken ona iki asker yaklaştı. Li- risi kadının kolundan sepeli ka- parak yürüdü. Kadın bağırıp ağ“ lamıya başladı. Öteki asker, tüfe- ğini kaldırarak dipçiği kadının kafaşına indirdi. Böyle değil mi? Delile... i — Evet, doğru! Ben Mister Ha- ringtonu tutmağa vakit bulma- dan, kendisi askerlerden birinin ü zerine atılmış, sepeti elinden al- miş, sonra ona, hırsız, eşkıya de- meğe başlamıştı. Askerler ilk ön- ce ne yapacaklarını şaşırmış, fa- kat tam üzerine zaman ben koşarak Miste Haring- tonun ecnebi ve sarhoş olduğunu söledim, — Sarhoş mu?. — Evet, öyle dedim. Bu sırada bir sürü adam toplanmıştı. Vazi- yet iyi değildi. Bu askerler seni öldürür, geçerlerdi. e Kalabalık içinde biri de onlara mümanaat etmezdi. — Delile, sen benim Amerikalı olduğumu unutuyorsun. Benim bir kılıma dokunamâzlar.. — Amerikalı olduğun için Rus askerlerinin seni öldürmekten çe> kineceklerini zannediyorsan ha- ta edersin... Aşenden münakaşayı kesti: — Sonra ne oldu?, — Askerler bizi bırakıp . gitti- ler, Kadın yerde yatıyor ve kafa- sından kan boşanıyordu. Bir ara- ba durdurarak kadını. içine al- dık. Kendisinden adresini öğren- dik. Kadının kanını durduruncıya / kadar hayli zahmet çektik. Anastasya, Haringtonun yüzü- ne bakmış, o da tepeden tırnağa kadar kızarmıştı, Aşenden merak etti ; — Neye sustunuz?, — Kadının kanını dindirmek için sarğımız yoktu. Haringtonun mendili lâpa lâpa kan içinde idi. Üzerimde — kullanabileceğim bir tek şey vardı. (Devamı var) | Bulgaristanda Çiftçiler buhranı hal- İledilmiş olacak mı? Burası şüpheli .. Sofya, 6 (Hususi) — Kabine - eki çiliçi İırkasına mensup Ba - / zmlardan bazılarının değiştiril - mesi meselesi tahakkuk etmek ü zeredir. Çiftçi fırkasının idare he- yeti, kabinede bulunan çiftçi fır kaşı nazırlarından mafia nazırı | Görgi Yordanofun fırkanın umu- mi kâtibi Vergil Dimof ile tebdil edilmesi hakkında bir karar al - mış ve bu kararın başvekile 'bildi- rilmesine ziraat nazırı D. Giçefi memur etmiştir. Haberdar olduğu bu karar üze- rine başvekil çıkarılması mevzüu İz nafia nazırı Yordanof | ve diğer çiftçi fırkası erkânı ile temas etmiştir. Başvekil bütün ka- binenin istifasmı vermeden, bu suretle başgöstermiş olan kabine buhranını halletmek istemekte ve bunun için de Yordanofu istifa etmesi için iknaa çalışmaktadır. Fakat Yordanof rızasile istifa et- mek niyetinde değildir. Kendisile görüşen gazetecilere bu hususla şunları söylemiştir: “Ben istifa etmek niyetinde de ğilim. Bunun için hiçbir sebep de göremiyorum. Bazı gençler nazır İ olmak istiyorlarsa onun da zama- İn gelecektir. Memleketin ne da- hili ve ne de harici vaziyeti böyle ' bir değişikliğe lüzum gösterme » mektedir.,, Çiftci fırkası erkinmdan ziraat nazırı Giçef ile fırkanın umumi kâtibi Vergil Dimof da nafia na - 1 51 Yordanofun fırkanm idare he yeti tarafından alınan karara ita- at etmesi lâzımgeldiğini söylemek tedirler. Söylendiğine göre Yordanof istifa ederek çekilmediği takdir - | de Gospodin Muşanof bütün kabi- nenin istifasını verecek ve yeni - den teşkil. edeceği kabineye Yordanofu almiyacaktır. Halbuki kabineden çıkarılma" #r istenilen nafia nazırı Yordano- fun çiftçi fırkası arasında, bilhas- sa halk tabakası arasında mevkii çok kuvvetlidir. Sekiz sene fırka nın umumi kâtipliğini yapmış ve bu müddet zarfında memleketin her tarafını gezerek halkla temas etmiş ve teşkilât yapmıştır. Bina- enaleyh halk tarafından sevilen Yordanofun çrkarılmasmın çiftçi | fırkası arasında büyük bir mem - | nuniyetsizlik (husule getireceği tahmin edilmektedir. Nişanlanma Binbaşı Adem Beyin kızı da- tülfünun mezunlarından Hürriyet Adem Hanımla Almanyada tah- silini ikmal eden genç müallim- lerimizden Osman Faruk Beyin nişanları Adem Beyin Kalamış- taki evlerinde icra kıltamıştır. Gençlere sonsuz saadetier dileriz. — Ormacılar cemiyeti reisliği Bolu meb'usu Ismail Hakkı Bey Türk ormancılar cemiyeti reişliğinden istifa etmiştir. di. übüizdiğn Sk si a Peek ir 05 Gi ği Mi a ğiiğ me pet Sİ iş e Muhayyileden istisna etmesini, se- vimli ve müessir görünmesini bil- miyen sönük ve çıplak bir akıl da kâfi değildir. Bu teşebbüsün O uhdesinden gelebilmek için; çok akıl, çok sev- gi ve bilhassa hürmetkâr bir sevgi lâzımdır. Hele ruhun henüz genç, kalbin henüz saf ve pak olmasına kat'i ihtiyaç vardır. Bu noktada aile ahengini ihlâl eden fena âmil- lerden birine temas etmiş bulunu- yoruz: Taze ve körpe bir ruh ile yıpranmış ve kurumuş bir ruhun; lâtif tahassüslere müştak bir kalp ile.sui istimalât yüzünden porsu- muş ve donmuş bir kalbin, zarif ve cazip bir tecrübesizlikle tok ve pürmelâl bir ihtiyar tecrübekârlı- ğının arasındaki tezat ve tenafürü daima göz önünde bulundurmak lâzımdır. Karı koca arasmdaki yaş farkının çok olmamasına pek çok itina edildiği malümdur. Şüp- kesiz, bu doğru ve makul bir hare- kettir. Fakat yaş yalnız senelerle ölçülmez, ayni zamanda kalp ile de ölçülmelidir. Çocuğu çocukla, cahili cahille evlendirelim demek istemiyoruz. Çünkü bu da bambaş- ka bir felâkettir, Fakat soruyoruz: Kadına bu yeni terbiyeye taham- mül kabiliyetini vermek, izzeti nefsini susturmak ve serkeşliğini silâhlarından otecrit etmek için lâzım olan kuvveti, mülâyemel ve şefkati nerede bulacaksınız? Bir “çocuğun kalbini ve dimağımı va kur ve nazik bir basiretkârlığın icabatma uydurmayı, yarm veya öbürgün sizin yardımınıza müh- taç olmadan gösterdiğiniz yolu kendiliğinden takip edebilmesi i- çin bertaraf etmeğe mecbur oldu: ğunuz tecrübe ve imtihan çukur- larını doldurmayı nerede öğrene- ceksiniz? Bu kadar güzel ve asil bir teşebbüsün önündeki arızaları tesviye için elzem olan servet menabiini nereden tedarik ede- ceksiniz? Bu kadar güzel ve asil bir teşebbüsün önündeki arızaları tesviye için elzem olan servet me- nabiini nereden tedarik edeceksi- niz? Siz ki aileye sönmüş bir mu- hayyileden, bitkin bir kalbin en- kazından başka bir şey getirmi - yorsunuz; siz ki geçici zevkler uğ- runda gençliğin zinde kuvvetleri- ni israf ettiniz; siz ki her şeyinizi yok pahasına sattınız; demiyoruz ki, yalnız şahsi saadetinizi, hayır, fakat müstakbel saadetinizi ve o- finizi de tükettiniz... Kanunu medenice emredilen i- Fakat itiraf etmeli ki, kanunu me- deni, bu hususta müşkülpesent değildir. Ahlâk, bilâkis daha çok titizlik gösterirve sadakat umde- sine yalnız aile ocağında değil, fakat evin dışında, fakat dünya- nm her tarafında riayetkârlık bekler, Ahlâk, bununla da kanaat etmez; yalnız ef'al ve harekâtın değil, kalbin ve müfekkirenin de sadık kalmasını emreder, Erkeğin bazan kendini mezun zannettiği şu mahut (pay etme) usulüne as- lâ müsaade etmez. Yani evin için- de sakin, metin, kalbi muhabbet- ler; evin dışında zevkler ve he- vesler, Böyle bir inkısamın mu- hayyile de bile vuku bulmasına nüsait olmıyan ahlâk, vazife ve L Karı koca arasındaki yaş farkını i çok olmamasına itina i Mütercim » Zonguldak mep'v3"“ | Eğ nunla beraber ihtimal ki aile şere- | , kinci vazife sadakattir, demiştik. | 7 Er E | > iN i ihtiras arasında yapıl taksimleri, müfekkireY! i tıraplarla cezalandırır”. in Erkek, sadakat vazifesi” “ği mulünü kanunu medeni iğ bakım noktasına göre © iin | Vakıa kanunu medeni, il | daha şiddetli davranır. — | şiddetin ahlâki eşasatlâ | kası yoktur. Çünkü kanu” ff. ni yalnız halkı müdafas © kadının yapacağı hatali x hukukuna vahim tesirlef a leceğini göz önünde tutar: ğin yapâcağı hataların Vr Ni sirleri olamıyacağından l tanddi olmadıkça vazın KAN vi ğin yolsuzluklarını kanuni” 4 olmıyan alelâde hare ii deder, Fakat hareketleri ne göre değil, esas ve ne bakarak muhakeme © o kocadaki sadakatsizliği kinden dahâ az mücri dığını ve bu hususta m manın ekseriya pek mü duğunu tasdik ederiz. Maamafih #ıkı bir “İ merbut kalmakla, erkek 0 mükellefiyetleri ifa etmiş “uf 4 na zahip olmamalıdır. C” #0 ve rahim, lütfe mukarin, # haya mail olmıyan bir sad” 4 i , Mu 1 pr | e ol 1 lenin saadetine pek az kunabilen soğuk ve mi ziletten başka bir şey © kayyüt ve ikdam, alâka vE mam, hüsnü muaşeret ve “# neseden de erkeğe terelti vazifelerdendir. Kadın bu” y karak kocasının yalnız lim dğil, ayni zamanda N muhterem bir dost old zi dir eder, Ailemiz “ENİ düşmanı vardır ki, bunusi? dele etmeyi bilmek de kof | zifesidir. Bu düşman, «Ci hayat) tır, Bu hayattaki 291 şam, kadırı, oltanın ucun©”.. gibi iğfal eder. Onu müda” ii le ve göz boyamaları ile b” #1 rek tedricen ailenin hari f rükler, durur. Kadın, asri! ve ; ardı arası kesilmiyen ©$” #, şenliklerindeki velvele v€ * | nın yanı başında evini 19 si yatındaki intizamı a, manasız, aile muhitindeki basit zevkleri tatsız ve Y8 miye başlar. Erkek bu ** yetin ilk ârazını hemen 49" li ve bu gibi dalâletlere My cak tedbirleri almakla b*”* | hayatını da kadına tatlı VE di li görünebilecek surette © Pi melidir, Kadını kendi bali“ den bir erkek; fenalığı dakikasında sezebilir mi? yil bir adam için vakit ve i felâketin önüne geçmek ke müdür? Bu gibi halleri iy e ğinden kapanıvereceği bite, ri bir kalbin içinde, olup P lar leri soğuk ve abus tav?» get, fetmek kabil midir? Tabi yi Çünkü nafiz olabilmek İSİ fil itimat için de sadaka Nüfuz ve iktidar, boş bi lenin savurduğu durrs! kalan ve göreneğe kapla ef İl bin gizli dalâletlerine, rma ve iddiakâr guru” şı hiç bir şey yap (4 ———————— n (*) Daima Fransa kW si anlaşılmalıdır. i ski ri in