Sahife 10 al aim Mizyam Hari Şerefine verilen çay ziyafeti Nermin Ahmet Hanım sordu: — Türkiye hakkında bir eser yazacak mısınız? — Bir eser yazabilmek evvelâ o memleketi tanmak lâ- zımdır. İtiraf edeyim ki, ben, zevcim ve çocuğum ile, ilk defa olarak seyyah srfatile bir yere “ gelmiş bulunuyorum. Alelekser, bir yere gidince orada oturur, bir mevsim geçiririm. da gelecek sene gelip üç dört ay oturmak niyetindeyim. Maamafih biz muharrirler, “gaye,, ciheti bertaraf, bütün se- yahatlerimizin maddi bir netice sini almak mecburiyetinde oldu- İstanbula mesleğimizin ğumuz için, Fransaya döndüğüm zaman İskenderiyeden başlıyan ve burada nihayetlenen seyaha- tim hakkında bir eser yazmak ni- yetindeyim. Pek tabii burada da İstanbul hakkında caktır. Bu sözleri ir parça ola- söyliyen Fransız romancılarından Madam Miryam Arap üslubile g men genç, Harridir. iyinmiş, yaşına hayatiyet dolu, sevimli, tatlı bir kadın, Bir- denbire: — Aman ne sevimli şey, diyor, ne güzel... oruz. Bir ka ayakla» rını koyup, ön ayaklarile masa- Hep o tarafa ba koltuğun kenarına nin kenarına bembeyaz bir kedi yavrusu mini mini ağz ile pastaları karıştırmakla için | | İ | l İ tün ananesini muhafaza eden bir yalıdır. diler Türkiyeye gelen bütün ec- nebi san'atkârların ve ediplerin ziyareti bir vazife telâkki ettik- leri yalılarında, Madam Miryam Harri şerefine bir çay veriyorlar. Ev sahibesinin kerimelerinin a- ğırladıkları misafirler, yalınm geniş mustatil salonunda küçük | « gruplar teşkil etmişler. Bir grup- ta, Madam Miryam Harrinin Pa- mektebinde ris güzel san'atlar talebe olan oğlu ile ressam Abi- | din Dino resimden bahsediyor- lar. Yanlarında uzun boylu genç İ bir kız var. O da münakaşaya karışıyor. Bu genç kız, Matmazel dö Manfred'dir. Babası dö Man- fred, Fransada yazdığı zamanlarda bir hayli ve son muvaffa- İ kiyet kazanan Bahri Ahmer kor- Muhak- | kak canavar dersiniz değil mi? Sual soran ve palyaçoyu terle- ten meraklı adam bu cevaba kr zarsa, palyaço da kızar içerisini göstererek: — Buyurun, bedava girin, canavı ra benzetmezseniz para vermeyiniz! | Diye haykırır. Meraklı zat, pişkin ise pekâlâ | bu davete icabet eder, Ben böyle münakaşalardan birisni takip et- tim. Gözlerde şüphe uyanmış, cep- lerden çıkan çeyrekler avuçlarda hapsedilmişti . Biraz evvel giren | zat bekleniyordu. Çok sürmedi. | Palyaço ile münakaşa eden zat dışarı çikti. Mızıka durdu, pal- yaço çıngırağını vazgeçti, sordu: sallamaktan | — Allahi aşkına doğru söyle, içer. | deki NE? ven Parasız bir öküz seyreden me- raklı zat yutkundu, etrafına ba- kındı: — Ne diyeyim bilmem ki, içerdeki öküz, fakat üzerinde üç ayaklı, me. meli, canlı olduğu hararetinden bel, li olan bir hayvan var. Bir kuzu ka- dar, fakat başı meydanda yok. Ökü- rün sırtına yapışık duruyor. Öküz doğurken bu hayvanla beraber doğ- muş, cüssesi irileşmiş, başını göre mediğim için bir karar dedi, veremedim, Bazı çeyrekler ceplere döndü. Öküzü seyreden meraklı zatla birlikte sessizce dağılanlar oldu. Muzika çalmağa başladı. Palya- ço haykırdı: — Yedi ayakta iki can taşıyor, tep- mez, wırmaz, saldırmaz, bir başlı, iki canlı canavarı görün bugün son gün- dür. Yarın Amerikaya gidiyor”... Yekta Ragıp ) sanlarma ait romanlarile hurdur. Büyük ressam meş- Gogen'in bir çok tablolarına malik olan Mat- mazel dö Manfred'in bahsetmekte, bizlerin bahsedişimiz kadar hakkı vardır. Bir başka grupta, Sedat Zeki Bey, Mösyö Hasri ile heykeller- den, mimari tarzlarından gö resimden yorlar. — Ben “feminist, — Ben “feminist” im. — Ben değilim. Ev sahibesi hanımefen- | gazeteden VAKIT Takvim — Pazar 14 Ağustos 11 Rebi.ahir 509 Cumartesi 13 Ağustos 10 Rebi.ahir 19,10 Yıtın kalan Günleri 143 HAVA — Dün sısaklık azami 25,5 | i derece olarak tesbit edil. Bugün rüzgür mütehavyil sür'atle esecek, hava ekseriyetle açık olacaktır. RADYO. gemi AM mi J ISTANBUL — 18 den 19 zak 0 dan 20502 Konser — 20 Musiki — rü, ROMA (4412 m.) — 133 — 1830 Konser — 21 Plâk — 2145 Orkestra konseri, BUDAPEŞTE (5505 m.) — 1015 Konser — 13,05 Konser — 15 Konser — 19,415 Konser, Çi 21 Konser — 22 Plâk, OSLO (40714 m.) — 19415 Norveç musikisi — 21 Konser — 23 an musikisi — H.lar Madam Miryam Harri- | ye, Türk kadınlarının yeni hayat sartlarmdan ve inkılâptan bah- sederlerken, içeriden bir müsik sesi yükselmiştir. Seyfi Bey ve hareminin içle- rinde bulunduğu bir musiki he- yetini, daha sonra Celile Kenan Hanımın bir Anadolu havası ta- ganni ettiğini duyuyoruz. Madam| Miryam Harri derhal yerinden kalkarak memnun, içeri salona gidiyor, ve dinliyor. Biraz son- | ra, Azade ve Selma Sırrı Hanım- lar, Zeybek dansmı oynuyorlar. | Miryam Harri gittikçe memnun, ... Herkesin bir araya toplanmış olmasından istifade ederek misa- firler arasmda bulunanlardan bir kısmını tanımağa çalışıyo- Müzeyyen Hanımefendi, oğlu Mohammet Saddak. — Bu genç, Fransada tahsil etmekte ve muharrir olmak arzusundadır. Kendisinden iyi yazılar ümit e- diliyor — Abidin Süreyya Beyin rum: yk » Konser — PARIS (14458 m.) — 1945 Musiki Haber — 200 Haber — 2190 23 e kadar musiki. KÖNİĞYÜSTERHAYZEN m.) — 7 Jimnastik — 7,15 Konser — | 12 Mu — 13 Konser — 15 Konser — 1730 Konser — 1905 M Musiki — 21 Konser — (1635 İstanbul Deniz Kuman- danlığından : 5 ral acağından kerimeleri, Etem Beyin kerimesi | hanım, Madam Edward's, me Abut Sami- Vedat Abut Hanım, Bey, Ahmet Dino Bey, Salih Bey | Şair Hilmi Bey, Fransanın kara konsolosu Mösyö An- | fikası, Mösyö dö Sent Arduen ve akşamın alacalasan karanlığı i- çinde, devam eden musikinin a- rasindan seçemediğim daha bir çok hanımlar ve beyler. ... Madam Miryam Harri ayrılır- ken: — Muhakkak, diyordu, İstan- bula gelip oturacağım ve muhak- kak tekrar ziyaretinizde buluna- | cağım. Yalnız şunu söyleyim ki, | burada çok kalmaktan çekiniyo- | rum. Zira, bu kadar sihir içinde kendimi unütup gitmekten kor- | kuyorum., fa, Şamber | | ve refikası, Mösyö Kepen ve re- İzi ik ia mi ve :kitap Mi e İD ektep levaznmi Her türlü vray ŞA kanl aaa ve amatör işleri Etem li bal Kütahya Lia —.— <3 1845 | “Ada Ruyası ! : “Duk of Norfolk,, vapuru, cenup denizinin dalgaları Üze- | rinde sallanıyordu. nan yolculardan düşüncesi iş, bir o kısmının düşüncesi aşktı. o Vapurda iş adamları, macera arıyan er- kekler, güzel, kibar kadınlar vardı. Yolcular arasında meşhur İ futbol şampiyonu Robertsle Po- lonyalı Kontes Koralska, banker Morris ve Okyanosu geçen tay- yareci Bergson da bulunuyordu. | ... Yolculardan Con Barlet'in de- nizde hüküm süren fırtına, umu- içinde bulu- bir kısmının runda bile değildi. Asıl şiddetli | fırtına, onun ruhunda idi. Onu Evelin ismindeki kadın tam ma- Dasile meşgul ediyordu. Bu ka- dın' çok güzeldi. Güzel ve aynı zamanda hayattaki ciddi mese | | leleri hiç mühimsemiyen bir ka- dın! Evelin güvertede dolaşıyor, İ etrafından ayrılmıyan zabitlere adeta kumanda ediyordü. O, daima etrafında bir sürü erkeğin İ kendisile alâkadar olduğunu, ken- disi için yanıp tuluştuğunu gör- mek ihtiyacın duyardı. Şimdi, gene aynı vaziyelte iken, Con Barlet de güvertede Danimarkalı Prens Hamlet gibi kendisini me- lankoliye kaptırmış, dalgın dal- gm geziniyordu. ... Ab, bu kadın ! Onu kendisine hasredebilse idi. Fakat, bu müm- kün mü ? Onunla evlense bile, sayısız tanıdık ve peresteşkârla- rından uzâklaştıramıyacaktı, Bun- Man, İm an al yale ank pervaneler gibi gene evlerine | dolacaklardı. Günlerden beri, cenup deni- zinin cenneti andıran adaları arasından - geçiyorlardı. Hurma ağaçları, kitara nağmeleri,........ bu inziva ifadeli bülya ve ta hassür adalarından birisinde bu kadınla yapayalnız, başbaşa ka- labilselerdi,..... bu, ne doyumsuz İ bir saadet olacaktı. ... | o Fırtına gittikçe şiddetleniyor- du. Dalgalar, dağ gibi yükseli- | yor, koca gemi, uçsuz, bucaksız denizin ortasında küçücük bir ceviz kabuğu halinde oradan oraya atılıyordu. Vaziyetin şa- kaya gelir tarafı yoktu. Teh- like (karşısında Oidiler. Bu, bir tayfundu. Genç bahriye za- bitleri, sevimli kızlara zarif kom- plimanlar yapmayı arık Ounut- İ muşlardı. Her kesin beti benzi uçmuştu. Herkes, telâş içinde idi. Yolcular, tayfalar oraya bu raya koşuşup duruyorlardı. Deniz üstünde kopan bü kı- yamelin iki neticesi olabilirdi: Ya fırtınanın gadrine uğrayıp mabvolmak, yabutta bir mucize sayesinde kurtulmak. Vapurun batması ihtimali düşünülerek, sandallar hazırlanmıştı. Oradaki bütün mübim şahsiyetler, şimdi ehemmiyet itibarile sıfıra inmiş- lerdi. Tabiatın kudreti ve meha- beti karşısında... ... Vapur, batmak üzere idi. San- dallar, denize indirilmişti. San- dallardan birinde Con Barletle sevdiği kadın, Evelin, yanyana oturuyorlardı. Vapurun teknesi uzakta dalgalar arasında gözden kaybolurken, denize indirilen i sandallarda biribirlerinden uzak- 5 Ül nak İ yaklaşmasından anlay” ikelelerde içimdeki ud akibetlere doğru gidiyo” Fakat, sevgisi Con Barlet, sevgilisini K tan ümidini kesmemif insana (fevkalbeşe 1 verir, İşte, nihayet sa gi rildi. Denize döküldüle Con Barlet, kadını 5! muş, var kuvvetile ki Uzun müddet deniz üs” dıktan, dalgalarla bo ir sonra, tâli yardım ettir vi düştüler. Bitap bir hai | serildiler, » e Si Aradan saatler gesi” d bütün başmetile etrafi “ saçtı. Deniz, dümdüzdü kuşlar ötüşüyorlardı. Kadın gözlerini açti? — Neredeyim? Erkek, yanında diz ii — Her halde bir a8! muhakkak ki yapyalın” Kalktılar, el ele veri? | Jer. Papağanlar dallardi rışıyor, maymunlar bur larından tecessüsle 08 yorlardı. Cazip, göz Md renkler, hoş, bayıltıcı & # Bir çardak yaptılar. dinlendiler,. Ada hayali ; viminde onlar için ik $İ mes'ut gün, me Fakat, bu sakin, başl şayışın kadına verdiği l kısa sürdü. İçi sıkılmıy4 Istiyordu, ki etrafında ij zamanki gibi birçok erk disine kur yapsın ! Milka 4 derili yerlilerinden bif 74 karşılaşınca, gerine bir Kahkaha attı, nunda hoş akisler ar kahkaha... Kadın, ya tabiata © ! insanları da kendisine mıya tahrik etti, Onlar” tan çıkardı. Ancak b“ can sıkıntısını giderdi... Con Barlet, kadın vl sini cenup denizi adal# künü bile ei din tukuunun ne suref wi olsun başkalaştırılamıya€” ladı. Evet, ada ruyası, di. Ne yazık! ... Bir gün ufukta bir laeti belirdi. Yüksek üzerinde duran Con B' x bi defa olduğu gibi, a vapurun geçitip git medi. Gömlegini sallsdi. örüll e $ v afiş ler verdi. Gemiden $ mukabil işaretlerden “ nın yanma koştu. Evelin, yelilerin ar# a” lardan dinç bir delikani”. kolunu dayan"? kitara dinleyordu. 18 — Bir papur geliyo. K İyi bizi alacak, memleke!* ğiz! Kadın, bu müjdet. yaf dudak büktü. Küçük, b* çe yi delikanlının omuzun“? i şu cevabı verdi: yakı p — Yazık, adada b9* si, için asıl şimdi başlı“ ei İşte uyutulamıya” tabiisinin, başkalaş!! dın ruhunun ifade” rine si Arabamdan meli a i marayı bulana bir üs çi Adres «Tophane PLA set çıkmazı numar