m — X ye ve m i— VAKIT 7 Ağustos 1932 Keriman Hanıma hizmet | eden kadının anlattıkları sapılamızığıı hiçbir şey istemiyordu. o Halbu- ki ötekiler, daha odalarına yer - (üsttaralı | nGi leşmeden evvel mütemadiyen Zi | İe basarak şunu getir, bunu ge- tir diye patırtı ediyorlardı. Ba - zan öyle şaşırıyordum ki.. Hep si birden zile basıyor, hangisine gideceğimi bilmiyordum.. — Ne de olsa güzel güzel kız lara hizmet etmek fena bir şey | değil, — Evet, Fakat biz, sakin müş terileri daha çok severiz. Lâf a- ramızda, asıl güzellik kıraliçele- rinin akrabalarından şikâyetçi - yiz. Gidip bir de berbere, manü- kürlere sorunuz. Kızlarin anne - leri, yavrucuklarının tuvaletle - rini yaptırmak için hep ayni sa- atte onları çağırıyorlardı. — Aralarında uyuşuyorlar - mıydı bari? — Ne gezer... Herbiri kendi lisanında homurdanıyordu. Kira- liçelerin annelerinden bahsediyo- rum tabii. Kızlar, zavallılar bu halden şikâyetçi idiler ama, ne yapsınlar, bu kadar güzel kız - ların yanlarında anneleri olma - dan seyahat etmeleri doğru de - ğildi. Tabii. — Güzellik kıraliçesi olmak güç şey olsa gerek. — Evet, Hele insan kaybeder se, Meselâ, Fransa güzellik kı- raliçesi, Ostanda gitmekten vaz bile geçti. Zavallı görünüyordu. — Keriman Halis Hanım dünya güzeli olduktan sonra ne dedi? pek yorgun — Her zamanki bir şey söylemedi. söylemiş! gibi. Yani | Yukarda da | im ya, fransızca pek ko nuşamıyordu. Fakat halinde bir | fevkalâdelik görmedim. Sol Gelecek sene Istanbul, sonra Japonyamı? Haftalık “Candide, o mecmuası, Spaya, dünya güzellik kıraliçesi in- tihabında bulunmak üzere hususi bir muhabir gönderinişlir. İsmi Pi. | yer Dey olan muharrir makalesine şöyle başlıyor: “Britanya otelinin ilk katında, ikinci Giyyomun hal'ini imzala - mıya mecbur olduğu salon var - dır. Alman imparatoru, başı ö- nünde olarak bu salonu geçmiş, ve kendisini Holandadaki men - fasına götürecek olan otomobi- le binmişti. Bugün ayni otelin sa lonunda, gene bir Alman sesi yükseliyor. Bu bir kadın sesidir, ve bu sesin olması, şık seyyahla rın nazarlarını üzerine çekmiye matuftur. Mis Almanya, saltana- tını bütün dünyaya teşmil ede - i libiahmer cek olan, ve kendisine bunun lâ yık olduğundan hiç şüphe etme- diği dünya kıraliçeliği unvanı - na taliptir. “Geçen intihaplarda olduğu gibi, bu sene güzeller mayo ile sahneye çıkarılmadı. “Maline,, kardinalı, bu hareketi tasvip et - miyeceğini zımnen bildirmiş ol - duğu için, güzeller, suare tuva - leti ile ortaya çıkmışlardı. O ak şam, bütün güzelleri gördük. Her kes Mis Yugoslavya ile Mis Al - manyanın kazanacağını zanne - diyordu. Türkiye güzellik kıra- liçesi, şöyle bir geçmiş, kimsenin nazarı dikkatini celbetmemişti.,, Muharrir, ertesi gün yazinoyu dolduran kalabalığı, güzeller etra - fında dolaşan muharrirleri fotoğraf ları tarif ettikten sonra intihabı şöy | le anlatıyor: “Hakem heyeti dünya güze Ni olarak Türkiye kıraliçesini i - lân eder etmez, büyük bir heye- can ve sürpriz oldu. Vakıa bu heyecan sade seyirciler içindi. Öteki kıraliçeler yerlerinden kı- pırdamadılar bile, Bir çok kimse- | ler, ayılıp bayılmalar olacağını tahmin ediyordu. Fakat bu işi - çin oraya davet edilmiş olan sa- heyetine ihtiyaç hâ- sıl olmadı. Türkiye güzellik kı - raliçesi ismi söylenir söylenmez, ayağa kalkmıştı. Türk marşı “Tuhaf şey.. Garip bir tesa - düf eseri orkestra derhal, sanki hazırmış gibi, Türk milli marşı- nı çalmıya başladı, Marş başlar başlamaz halk bir hafif tereddüt geçirdi, fakat derhal hissedilmiş- ti ki, bu, Gazi Mustafa Cümhuriyetinin milli ve herkes ayağa kalktı. Sonra, bu havadisi, yepyeni bir havadis diye Brüksele götürmi ye döndüğüm vakit akşam gaze- telerinin, şimdiye kadar emsali- ne tesadüf edilemiyecek bir mes- leki kablelvuku hisle, kazanan kıraliçenin ismini ve resmini, in- tihabına neticesinin bizlere Spa- da bildirildiğinden daha evvel i lân etmiş olduklarını öğrendim.,, Kemal Herkes ayakta .. Bütün salon ayağa kalkmış, Mis Türkiyeyi alkışlıyordu. Fo - toğrafların o güzelliği hakkında pek yanlış ve eksik bir fikir ver dikleri dünya güzeli hakikaten hoş bir kızdı. Turuncu bir ipekli giyinmiş olan Mis Türkiye tatlı bir.letafet ve zarafetle etrafı se lâmlıyordu. İnce ve ahenktar 6- İ lan vücudu hakikaten mükem - mel ve tam olsa gerek. Mösyö Marke, gelip sol göğsüne yüz bin frank kıymetinde — pırlanta bir plâk taktı. Spa şehri namına bir vazo hediye edildi. Muharrir makalesinde halkın sah neye çıkışını ve öteki güzellerin Ke- riman Hanımı öptüklerini yazdıktan sonra dyior ki: “Genç kızım burnuna bir mik- rofon dayadılar ve “Bir şey söy- leyiniz,, dediler. Dünya meyus bir hareket yaptı. Birisi “Telefonda olduğu gibi bir şey söyleyiniz,, dedi. Fakat bu Türk kızı yalnız türkçe konuşuyordu. ! Bir zemzeme halinde bir şeyler söyledi. Şüphesiz, bu herkes için güzel sözlerdi. Hakem heyeti sı- caktan mütemadiyen terleyip du ruyordu. Kendileri, dünya kıra - liçesi kadar memnundular. Bun- da anlaşılmıyacak bir şey yok- tu. Zira, Türkiye, iyi bir intihap doğrusu. Gelecek sene için gü- zel bir seyahat var demektir, O- rada, öbür sene tatilini geçir - meyi temin için, Japon güzelini intihaba çalışılacak, Siyasi müş külâlın tamamen bertaraf edil - miş olduğunu da Hakem heyeti (Sabik bir düş - marşıdır, | güzeli | saymıyoruz. | Ticaret nr va saman Ve iktısat | Rekolteler Ziraat vekâleti vilâ- | yetlerden malümat istiyor Ziraat vekâleli bütün vilâyet- lere bir tamim hububat rekolteleri — hakkında maiümat istemiştir. Bu cümle- den olarak her vilâyette büğ- day, arpa, çavdar, yulaf, misir göndermiş ve vesaire gibi imaddelerin rekolte- | lerini, ve bunların ibraca kâfi olup olmadıklarını, vilâyet da- hilinde kuraklığın büküm sürüp sürmediğini, ithalâta lüzum var- sa bunun maddelerden ne miktar nisbetinde icap. edeceği. sorulmuştur. Pamuk ihracatımız Pamuk hangi olması ihracatımızı o tanzim etmek ve asrileştirmek O için Ziraat vekâleti bazı tetbirler almıya karar vermiştir. Bu cüm- leden olarak pamuk mıntakası olan vilâyetlerden pamuk nizam- name suretleri istenilmiştir. Adanada teşekkül eden bir heyet (hazırladığı Oo nizamname suretini Ankaraya göndermiştir. Yakında İzmirde de bir. heyet faaliyete geçecektir. Devlet bankası izmirde bir şube açacak Devlet bankası, ortalarına doğru bir şube açmı ya karar vermiştir. Bu şube açılınca bankanın biri Istanbul- | da diğeri de İzmirde olmak üzere iki şubesi o'acaktır. Yunanlılar möyva Ihracaolını tanzim ediyorlar” Yunanlılar meyva ihracatını, arttırmak için mühim tedbirler almıya karar vermişlerdir. Bu cümleden olarak Frigorifik oda. lar tesis ederek meyvaları Teş- | rinisaniye kadar bu odalarda muhafaza edecek ve Teşrin'sani den sonra ihracata başlıyacak- lardır. Bu sene Yunanistanda incir reko'tesi hem çok iyi bem çok fazladır. Buna rağmen Yu- nanlılar incirlerini kurtsuz ihraç edebilmek için memleketin dört | muhtelif yerinde "takim,, yerleri | açmıya karar vermişlerdir. Orduda fındık rekoltesi Ordu vilâyetinin fındık rekol- | tesi 5,760,000 kilo olarak kat'i şekilde tesbit edilmiştir. Findık- ların toplanmalarına bögünden | itibaren başlanılacaktır. man) devletin mümessi i çerek, bu gün için büyük bir e * İ hemmiyeti haiz İ yatıştırma prensipine hizmet et- olan milletleri miş oluyordu. Vakia Alman gü- zelini seçmediler ama, her halde, kim ne derse desin, henüz pek hususi hatıralar bulunan bir mem lekette, bu biraz fazla olurdu., “Candide,, muhabirinin bu dü - şünceleri pek sahsi hükümler gerek, Maamafih, muharririn, maka lesine biraz “espri, sıkıştırmak iste- k şeylerdendir. olsa mesi mazur görü İ Nitekim, yazısını şöyle bitiriyor; “Sandalyeler, koltuklar atlı - yarak dünya gittiğim zaman yanımda, elinde kalem ve kâğrt bir gazeteci duru yor ve ona şu suali soruyordu: — Matmazel “sutiyen - gorj,, kullanır mısmız? Doğrusu ben, henüz bu ga- | zeteci | S'ns ve cür'ele sa- hip değilim, hemencecik savuş- İzmirde Eylül | güzelinin yanma | e Haberleri © Çenkelköyü yolunda Komiser muavini Matmazel Martayı Ağır ceza mahkemesi odün, genç bir matmazeli tabanca kur - şunu ile yaralıyan bir komiser mu ayininin muhakemesini (gördü. Muavin beyin ismi Salâhattindir. Zayıf, yaşlıca bir adamdır. Mat- mazelin adı Martadır, hadise bir gece Çengelköyünün . askeri li- seye giden yolunda geçmiştir. Ve katil kastı mahiyetindedir. Mat lığı mucip olacak şekilde yara al mıştır. Salâhattin efendi, o nasıl soran reise şöyle dedi: İ — Tabanca attığımı bilmiyo- Sarhostum.. Reis — Bir polis muavini hem sarhoş olur, hem tabanca a tar mı? Maznun — Hiç bilmiyorum... mı? Maznun — Sayılmaz efendim. Salâhattin efendi hadiseyi de söyle anlattı: — O gece Çengelköy askeri lisesinin bahçesinde © müsamere vardı. Mızıka bilhassa Sakarya Geç vakit yanımda iki arkadaş- la müsamereyi terkettik. Yolda önümüzden iki karaltı yürüyor - du. Bunlardan biri bir kadındı. Bir aralık ince bir sesle Sakarya marşını söylemiye başladı. Fa- kat, alay ediyordu... “Türk as - er, yerine, “Türkos geri! yordü.. Birden beynim atti.. His- Bekçi Rüstemi Bekçi Rüstemi öldürmekten suçlu Salâhattinin davasına dün ağır cezada bakıldı. Salâhattin, bir gece, Hanife hanım isminde bir kadının evini soymak istemiş. Pencereden eve ları duyunca, girdiği yerden so - mış.. Gürültüye bekçi Rüstem ye tişmiş. Kaçmakta olan meçhul karaltıyı kovalamış.. İşte maznun Salâhattin bu anda (o birdenbire geri dönmüş ve zavallı bekçiye tabancasını ateşlemiş.. o Rüstem ölmüş.. Salâhattin yakalanmış « tır.. Salâhattin, o gece bekçi Rüs - temi öldürenin kendisi olmadı - ğı iddiasında.. Halbuki Hanife hanım, acaba 6 gece evine gi » ren adamı lâyıkıveçhile teşhis e | debilmiş midir?.. Hâdise mahal linde bir de keşif yapılmıştır. Ve bu keşif neticesinde anlaşıl- mıştır ki, evin bir küçük idare lâmbasile aydınlanan odasında oturan Hanife hanım, pencere- sinden giren yabancı adamı pek güzel görebilir ve.teşhis edebi - lir, İşte dün bu keşfin raporu o « kundu.. Bilâhare bekçi . Rüste - min babası mahkemeye bir isti- da verdi. 2150 lira tazminat is - tedi. | İddia makamı evvelki celse- lerde iddiasını o serdetmiş, ceza istemişti. Muhakeme karar için i ağustosun on üçüne bırakıldı.. İ Şoför Rızanın yüzünü kesen kadının mahakemesi | Şoför Rızanım yüzünü kesen Gülizar diğer ismile Hafize, mu hakemesinin bir hafta (evvelki mazel Marta, on beş gün hasta - | olup da matmazeli yaraladığını | rum, kendime malik değildim... | Reis — Bu mazeret sayılır | marşmı birkaç kere çalmıştı... | girmiş, fakat, görülmüş.. Feryat | kağa atlamış.. Tabanları kaldır- | 'Salâhattin pfendi nasıl yaralamışi” siyatı milliyem rencide oldi de biraz da “sarhoşluk” Bundan ötesini bilmiyöru” Maznundan sonra bir ifadesi dinlendi. Bu şabit ki: gi — Matmazel Marta! döl ne evvelinden tanırım« © $ bir tesadüf ÇengelköyünÜ buluşturdu... Yan yana Yö duk.. Bir aralık arkamıZ s “Dur!,, diye haykırdı” 1 duk.. Döndük.. Ve, birde? İ patladı.. Karanlıktı. silâh gı kim olduğunu bilmiyorum” İ sin geldiği tarafta üç kar” ruyordu. Korktum, deniz€ koştum. Kurşun matmez€ bet etti.. Bir Bir (8 | Marta düşer gibi oldu.. BE çarken, üç el silâh daha *” ğını duydum.. p is — Ö gece birlike düğünüz sırada matmazel söyledi mi? ah.. — Hayır.. — Bir yerde Sakarya çalındı mı? — Hayır.. Maznun muhakemesinin ri mevkuf olarak devamıf! / | di. İddia makamı bunda K bir mahzur görmedi. Mahi Salâhattin efendinin muh mesinin gayri mevkuf ola rasına karar verdi; Muh polis Sabri efendinin sabi tile celirişin erlâlün v0. İ ne bırakıldı. kim öldürdü 7 , ağır cezada görülen celse müdafaasını behemehal bir i le yaptırmakta ısrar elmiş yanın bırakılmasını isime Dün davaya devam Müşteki gelmemişti. le nun hazır bulundurulm. e rar verdi. Hafize kızın dört aydır mevkuf balamai ekkilinin tahliyesini ve m İİ mesinin gayri mevkuf olar rülmesini istedi. Bu talep ve kadın derhal tahliye Muhakeme eylüle kaldı. yedeki yaz tatili o zaman yil bulunacağı için bu davay! * yi duğu asliye ceza mahkem kacaktır. , İ Transit şapkaları meme İ sokanlarıri muhakeme! devam ediliyor Transit suretile liman” # ii deni şapka geçmesi icap € şap me, suz bir muamele neticesi öy ketimize kaçak suretile * gil, den dokuz kişinin muh rine dün 8 inci İhtisas, 0 kemesinde devam edilmif gi nunlar birer birer ad rek şahit celbi için m“ |” talik olunmuştur. sf Artistlerin rol Je şın beğenmeyi wi Kennedi isminde bi” kalı, bir seans esnası” lerin rollerini hek Yy dıklarmı ve bile Y9 iddia ederek bilet seri desi için tiyatro müdür ab ne bir dava açmıştır. Meli davacının deve red v4 Fakat Kennedi ii kemesine müracaat ©