——6.. VAKIT 16 Temmuz 1932 - - — — Bir Hastalık | Yeni Öpüşmek insanı hasta eder mi ? e —ş—... Amerikalı ruhiyat mütehassıslarının bu keşfi, papasların propagandasıdır,sanılıyor Amerikalı rahiyat mütehassıs. ları, ismine Nakolepsi dedikleri yeni bir hastalık (bulduklarını söylemektedirler. Bu hastalık, bir erkek veya bir kadın öpüldüğü takdirde olurmuş onları uyku haline sevkedebilir- mış ve bir insanın başka cinsten bir insan öpüşü neticesinde uyku tevlit edermiş. Amerikalı ruhiyat mütehassıs- larmın bu keşfini, bir çok kim- seler, dar kafalı mürteci papas- lann bir propaganda vasıtası glarak meydana çıkardıklarını şunları söylemiştir — Bütün bu gürültülerin çıkması- na mülteessirim. Bu beni bir galibi. yeten mahrum etti. Bunula beraber, federasyonun kararına munlazırım. Ben maçı kazandım. Al. Brovn iyi vu-| ruyor, fakat beni sarsacak derecede! değil. Ben vazifemi yaptım zannedi- yorum. Hâkemler kararlarını versin! ler, AL. Brown ise şunları söylemek tedir : — Maçı kazandım. Kid Fransis ile haftarın her gününde karşılaşabili- rim. Fakat Marsilyada değil, | larak geçti. Fakat Alânın hemen bü- tün pasları yandan ve sağdan ziyade) ortaya vermesi bir çok hücümları se- meresiz bırakıyor. Soldan gelen uzun ye yerinde paslarda ağırlaşan Zeki. nin ayağında öriyordu. Zekinin bir şütünü direk kurtardı. geri gelen topun bu sefer göne Zeki- nin ayağile kale direğinin üstünden! aştığını gördük. Fakat bes (dakika sonra sağdan iyi bir pas alan Şere- fin ayağından İstanbul bir sayı daha kazndı. Ankra takımında bir değişiklik da. ha: Merkez muavinliğe Hüseyin geldi. Sağ hafa Bilâl geçti. Ankara bu su- retle daha iyi işliyen İstanbulun 801 muhacimlerine daha kuvvetli bir cep- he almak istiyordu. Bir aralık Ankara tazyikten kurtulur gibi oldu. Bir kaç hücum yaptı ve Ali Rıza meşhur şüt. lerinden birisini, fakat hayli uzaktar İstanbul kalesine salladı. İstanbul ka. lesi de buna güzel bir kurtarışin mu- kabele etti. Gene bir aralık bizden de Leblebi çıktı, Yerine hayati girdi.| Muhacrm hattımız gene bozulmağı ve beceriksizliğe başlamıştı. Solumu-| zun nisbeten düzelmesine mukabil bu sefer sağımız aksıyordu. Ve devre sonuna kadar geçen zaman içinde bir kere Hayati, iki defa Zeki, bir kere Şeref sonra tekrar Hayati birer sayı fırsatı kaçırdılar, Istanbul ve Ankara kalecileri da birer güzel kurtarış yap- Roz Nuvar hk. Nataşa mikadonun resmini bir! tebessümle selâmlad:ktan sonra; yemiye başladı. Yemekten sonra bavulları Kohar ile açtr. Robları,! ne ayakkabıları, şapka - , güzelce görülebilecek bir tarz da kanapelerin ve eşyaların üze - rine serdi. Viyanarla satın aldığı üstü ki- raz dalları kelebekler işlenmiş ki- monosunu giydi. Altın rengi kuğu tüylü battaniyeyi yere serdi üze - rine uzandı. — Böylece beni daha hoş bir lacak. Fakat az kalsın Çörtik bu ha- zırlıklarr altüst edecekti. Nataşa - nır beklemediği bir sırada köpek! nefes nefese içeri girdi. Boğazın | dan sevinç hırıltıları çıkararak ka dm üzerine atıldı. Yüzünü yalı. Yor, avaklarının ucunda yuvarla - mıyordu. iddia ediyorlar. Zira, irtica, ta- bii arzuları veyahut eğlenceleri şiddetle meneder. Maamafih, gazeteciler Marko- | lepsi hakkında tetkikatta bulun- mak için, dünyanın em çok öpü- şülen yeri olan Holivad şehrine gitmişler, ve orada, en son ya- pılmış olan bir filmde rol icabı i tamam” yirmi üç defa opüşmüş olan yıldız Joan Bloudel ile ak- | tör Stuart Eroin'e sualler sor- muşlardır. Her iki artist de: — Bilâkis, demişler, biz uy- kudan değil, puselerin tesirile uykusuz kalışımızdan şikâyetçiyiz! | Gayrimübadillerin Bonoları Gayrımübadiller (o cemiyetinin Ankaraya gönderdiği heyet, ce- miyet işlerini takip etmektedir. Bonoların kıymetlendirilmesi için maliye vekâleti! tarafından alınan | tedbirlerin en mühimmi memle- ketin muhtelif yerlerinde ayai İ zamanda emlâk müzayedesini yaptırtmak, birçok yerlerden bu bonoları araştırarak kıymetlen- dirmektir. Yakında Samsun, Mersin, Ada- na, Kırklareli, Edremit, Tekirda- gı, Ayvalık ve İzmirde geniş mikyasta emlâk mfizayedesine başlanacaktır. Istanbulda da gay- rımübadiller hesabına malların satışa çıkarılması kararlaştırı!- mışlır. Yoni mektupçular Sıvas mektupçuluğuna esbak Görele kaymakamı Fabri, Ma- | den saki Cumartesi Pazar 16 Temmuz 17 Temmuz 12 Reblülevvel 13 Rebi. evvel Gin doğuşu 440 443 Gün bataşı 1941 19,39 Sabah nama 3.10 31 Öğle 1220 1220 Pkindi 16.19 16,19 Akşam ” 1941 1939 Ystw * 2148 2185 imak * 206 231 lil 192 Günler | Yum kalan | 173 Günleri | 179 4 HAVA — Dün sıcaklık Azami 25, magari 117 derece 444. Bugün bava açik olacak, roz- gar poyrasdan esecektir. RADYO. a ak im İSTANBUL — 18 den 19 « kadar gramo- #on, 1930 den 2030 kader mlatarka saz. 20,30 .dan 21 e kadar gramofonla opera, 21- den 72 ye kudar alaturka saz, 22 den 2240 4 kadar örkesire. VIYANA (5172 m.) 1230 Konser — 14,10 Konar — Plâx — 1740 musiki — 19,85 konser — 20.20 piya DO konseri — 78,15 konser. BÜKREŞ (304,2 m.) 13 plak — 14 plak 18 muaiki — 20 radyo — 20.40 plâk — 21 konser elo - 2130 Skeç — 21,50 Romen musiklat, ROMA (4412 m) 1248 musiki — 1630 taganmi — 1845 konser — 21,15 musiki — 21,45 opera KUDAPEŞTE (580,5 m.) 10,15 konser — 135 könser — 18 heber— 19 musiki — 20,45 haber — 21 operet — 22,15 musik! — 2430 konser. OSLO — (TL4 m) 19,80 musiki — 2210 Skeç — 28 haber — 28,15 garkı— 23,45 dans, VARŞOVA (idi: m.) 15,45 haber — 1435 ptak — 16.10 plak — 1690 asker muzika — 16,40 haber — 17,5 musiki — 18 Çıgan müblkisi — 10,20 dans— İ 31 konser — 2215 konser — 23,5 Şopen — 23,50 dans. KÖNİGVÜSTERHAVZEN (1635! m.) T fimnastik. - 7,15 konser — 1$ plak — 15 konser — 16,45 haber — 17,30 konser — İS/AD munfki — 2) musiki — 2820 Berin. « 28,30 dane, PARİS (175 m.) TAT Jümnantiiz — 8,45 plak — Ja plak — 20 ruüsahabe — 2010 piak — 31 piak — 2145 konser. € nisa mektupçuluğuna Tokat mek- topçusu Talât, Ordu mektupçu- luğuna Gaziayintap mektupçusu Asi, Tokat mektupçuluğuna Ar- twin o mektupçusu İsmet, Gazi- ayıntap meklupçuluğuna Aksa- | ray mektupçusu Hilmi Beylerin tayinleri âli tasdika iktiran et- miştir. 5 tı ve maç bitti. ... Evet.. Maçı ve ku.payı sıfıra karşı! iki sayı ile İstanbul muhteliti kazan- makla beraber, maç bittiği vakit her- kes kendilerini tatmin, etmemiş, do-| yurmamış bir maçın üzüntüsünü ve! yorgunluğunu ta içinde duyuyordu. . # » Maçı, ancak İstanbul takımının fer- di pişkinliği ve tecrübesi karşısında kaybeden Ankaralıları samimiyetle ve hararetle tebrik ederiz. A. Yazan: Ma. Rude Şanski Köpek toz tproka içinde idi.. İki üç ayda dana gibi bir şey ol - muşlu, Kıvırcık siyah tüyler, kurt ağzı gibi bir ağız, ince uzun bir ruk. Hayvanın gösterdiği mu- habbet Nataşanın hoşuna gitti, ma sanm altında uslu uslu yatmasını emretti. vınn Nataşa Viyanada satın aldığı güzel deftere şu satırları yazı - yordu: “Bonjur dostum. Ne kadar se vinsen azdır. Bütün beyaz sayfa - ların meserretten titresin. İlk beş sayfanı gene milyoner (o Ştravsm | hatırası, şampanyalr gecenin meş um bâdiselerile kirlettiğimden do- layı senden af diliyorum. Ey be nim hatırat defterim, bizim Rus-| yadu doğuşümda çirkin olan ço- cuk sonra güzeller güzeli olur der- ler.. Sen de öylesin. . M. Wellman, Trakya'ya gidiyor Hayvan yetiştirme usullerimi- zu ıslahı hakkında tetkikat ya- parak bir rapor hazırlamak özere davet edilen Budapeşte yüksek baytar mektebi rektörü profesör Vollman, Eskişehirden İstanbula gelmiştir. Profesör on gün kadar evvel Macaristandan geldikten sonra Ankaraya gitmiş, Ankaradan Eskişehire geçerek oradaki hay- van müesseselerini gezmiş ve tekrar buraya dönmüştür. Profesör şehrimizden Trakya- i ya geçecek ve Tekirdağındaki hayvan yetiştirme müesseselerini gezecektir. M, Veliman'a Avkara Zootekni enstitüsü şefi Salâhet- tin Bey refakat etmektedi undan sonra seninle baş ba- şa kaldığım zamanlar hep İtti ile meşgul olacağız, çünkü onu sevi - yoruz. Ah! Onu seviyorum.. Sözü ne kadar tatlı, ne kadâr munis, Bu söz insanı parmi mn ucundan i Tahsil saçlarının dibine kadar hazla tit-! retiyor. ! İnsan birisile iki sene yaşar da bu iki sene zarfında o adamı ne kadar sevdiğini anlıyamazsa ga - rip değil mi? İki sene onun kusurlarını say- dım. Yanında iken canım sıkıldı. İhtivaç yüzünden. İ Kendimi ona teslim ettiğimi sanıyordum. Halbuki (hakikatte ona peresteş ediyordum. Darılma defterciğim. Seni fel- sefi düşüncelerle (o doldurmıyaca- ğım. Fakat İlttiyi tetkik ederken yapacağım hareketleri, © sözleri, hadiseleri tespit edeceğim. Buna muvaffak olacağımı ozannediyo- rum. Dün akşam geç geldi. Hazi- nelerimin ortasında battaniye ü- zerinde yatmaktan yorulmuştum. Eşyayı görünce memnun bir ta- Takvim — Memlekette VAKIT Kayseri Belediyesinde | j 80,000 liralık bütçeden 50 bin iira memif maaşı verildiği Kayseri hususi muhabiritsizden; Kayseriden bir akşam gazete- | İ sine yanlan bir haber, diğer bir | kaç gazete tarafindan daha is- tinsab edilerek gülünç ve acıklı bir mevzu şeklinde gösterilmek istenmiş: Kayseri belediyesinin 80 bin liralik bütçesine mukabil 50 bin liralık memur maaşı varmış! Alâkadar ve salâbiyettar ma- kamlardan öğrendiğim hakiki va- ziyet şu şekildedir. Belediye bu sene yeni bütçe- sinin tanziminde cezri ıslahat ya- parak asgari kadro ile azami iş yapmak için uğraşmız, hatta bir- kaç memurunu açığa çıkarmak mecburiyetinde kalmıştır. Umu- mi buhran tesirile belediye va- ridatı da azaldığından memur adedinde ve diğer rakkamlarda tasarruf mülâhazasile hayalden azade olarak (O tabakkuku müm- kün olan bütçe yekünu - Idarei hususiyenin beş bin liralık yar- dımı da dahil- 123 bin lira olarak tesbit edilmiştir. Bunun o 45700 lirası memur maaşıdır. Bu kad- ro bu sene fazlalaşmış değil, bi- lâkis geçen senelerden 13 bin lira daba aşağıdır. Kayseri Türkiyenin sekizinci derecede bir şehridir. Geniş bir saha,kalabalık bir nufusu olduğu gibi pazar yerleri de muhtelifdir. İltizam usulüde lağvedildikten İ İ sonra varidatın kısmı özamı ta- | hakkuku tahsiline tâbi vergi ve | rusumlardan (ibaret kalmıştır. | memurları istihdamı, da mecburi olduğu cihetle kadroda daha fazla Lenzilâta imkân yok- tur. Kanun mucibince belediyeler varidatının yüzde otuzu nisbetin- | de memur ve müstahdemin kul- lanılır. Fazla istihdama mecbu- riyet husıl olursa dahiliye vekâ- | letinin müsaadesini almak meş- ruttur. Bu lüzum ve ihtiyaç bele- diye meclisi ve vilâyet mekamın- ca takdir edildiğinden yüzde kırk nisbetinde memur kadrosu» na müsade edilmesi için vekâlet- ten istizan edilmişti. Vekâlet bu müsadeyi vermiş o'duğu için be- | lediye meclisi “4 40 nisbetli bir kadrotanzimine #elâhiyyettar olduğu halde tasarruf gayesile | bu müsaadeyi ancak 6 36 nisbe- tinde istimal etmiştir. Eunda bilumum idare, muhasebe, tan- vırla bağırdı: -— Oh, bu da ne? “Mağaza mı! açtırız? O vakit ayağa kalktım ve ken-| disi için aldığım hediyeleri ver- din:. Bana teşekür etti. Beraberce yemeğe indik. Dur sana garip bir şey kaydedeceğim. İtti ile hayatımız şudur: İnip! öğle ve akşam yemeklerini yiyor, sonra yukarı çikıp yatıyor, muay-| yen saatlarda gözüküp çan çalın- dıktan sonra tekrar yerine giren saat kuklaları andırıyoruz. Yemek odasında Tagami ve Üyemaça uyan bir tavır aldım. Yegâne eksiğim limon rengi bir ten, şakaklara doğru çekme göz- lerdi. Yoksa bir Japon kadının»! dan hiç farkım yoktu. Sonra yur karı çıktık. | İttiye, eğer kavasımın — vizeyi! temin ettiğini bilseydim gelmez- dim, dedim. Ve mahsus ilâve et- tim: -— Ne ise bir kaç gün burada kalır işlerimi düzeltirim, Sonra Niyanya ile Viyanaya giderim. İşimi bıraktım. Fakat ziyanı yok. doğru değildir zifnt amelesi, itfaiye t dahildir. Binaenaleyh keten tk edildiği gibi kanunsuz bir k yoktur. Belediye, meyanındaki işlere sisat ayıramamışsa vezaifi umumiyef lâyıkile t8? bunun seb* ! bi meydandadır: Elektrik şirketine iştirak içil istikraz ettiği yüz bin liranın $“ nelik itfa bedeli olarak 36 “ lira ve bunun faizi oiçin © 10,759 lira vermiştir. Gene şi ket aksiyonlarından taahhüt edi?” te bedelini ödemediğinden d* layı 5232, duyunu sabıkaya 43 sigortaya 1,050 liraki cem'#f 57,411 lira tediye etmek ve yö” de 5 ibtiyat akçası, yüzde | Merkez bankası itfa bedeli vazife ve mükellefiyetleri etmek içinde bütçesinden ehemmiyetli bir yekün a! İ mecburiyetinde kalmıştır. Geçen sene yolların inşa “* tamirine dokuz bin lira ayrılmı$' tı, Bu tahsisat sarfedilmediği" den bu sene Üzerine bin lir# daha ilâvesile bazı esaslı cadd€ lerin tamirine ve ilk defa olarak parke kaldırım inşasına başlan” mıştır. Fakir hastalara ilâç parası o!8' rak 800 lira ayırılmıştır. bu mil tar yetişmediğinde diğer fasıllar” ' dan nakil suretile yardıma det vam edilecektir. Kayseride eskilerini kat'iyyen 1" tatmıyan, bilgi ile iş gören v8 çalışan bir belediye vardır. N# çare ki bir çok senelerin ibmak jociliği yüzünden bu bakımsız “* harap memlekette “vu faaliyet göze görünmiyecek kadar azdır; Ni Harp Hatıraları (Harp Hatıraları) birçok kim” seler tarafından bir antika gi aranılıp satın alınmaktadır. Sof Şanghay harpleri münasebetile birer hatıra almak istiyenler d€ az değildir. | Çinliler, bu iş için, Londranif| dar bir sokağında küçük bif dükkân açmışlar, va orada Şang” hay harpleri hatıraları sâtmıy? başlamışlardır. Satılan eşyaları kanlı veya yanmış elbiseler, ki” rılmış vazolar, parçalanmış mo” belyalardır. Maamafi, eşyaların bu bolluğu” na mukabil, alıcılar pek te değilmiş. Elbet beni tekvar alırlar. İkimizin arasından sanki kedi geçmişti. Biribirimizin b9? nuna sarılacağımıza biribirim” trmalamak, ısırmak, paral istiyorduk. Fakat doğrusu benim idi. Rozinka meselesinden do onunla alay etmiştim. Sahte müstehzi bir merhamet tavrı * kınarak dedim ki: — Sizi kabul etmemiş öyle miğ Doğrusu acınacak bir haldesini? O vakit haşin bir tavır ! Kendisinin Rozikayı istememif * duğunu, bunun bir çok seb olmakla beraber daha güzel parça da elde etmiş bulundu! iddia etti, Muhtelif kadınlarla eğlendik” sonra çok güzel bir Rum kızı muş, Bu kız iyi tabiatlı ve b i genç imiş. Tabii sözlerinin biç © rine inanmadım. Benden daha genç mi? Ben mi yaşındayım. Sözde o kız 9” tı veli imiş! Alaya başladım: ği ya başi ij