Mali İşlere Dair İzahat Tütün, müskirat, kibrit inhisar- ları ve şimendiferler Abdülhalik B.in söylediği nutkun metni Evvelki sayımızdan maabat 952 bütçesinde İnhisarlardan aâla-| cağımız varidat 36,670,000 lira olarak tahmin edilmiştir. O Malümu âlile- ridir ki, İnhisar varidatından bir kıs- mı şimendiferlerin inşasına tahsis e- dilmiştir. o Tütün, müskirat, kibrit gibi diğer kısmı da doğrudan doğruya varidat umumiye meyanında kalır. İnhisarlar varidatına temas etmisken birazda bunlarin tarihçesinden bah- setmeği faydalı görüyorum. Bilirsiniz ki, tütün terekülmenfaa reji tarafından ida- re edilmekte idi. 13 Haziran 929 da bir itilâfname yapılmıştır. O itilâf. pamede hükümetle reji arasındaki âfat halledildi. Ve memleket İn çok mühim iki madde konuldu. Biri itilâfnamenin 5 inci maddesidir ki, şirketin sermayı 40 milyon Frank olarak tesbit edilmektedir, İkinci ve çok mlihim ve faideli o. lan maddesi de 8 inci maddesidir, Bu madde ile hükümet mali senenin hu- Yülünden 3 ay evvel ihbar etmek ve 40 milyonu nakten tesviye eyle mek suretile şirket o makamına kaim olabilecektir, Bu itilifnameye © zaman hükü. met namina imza vezeden ve şim. di bütçe encümeni reisi bulunan İa- san Fehmi Beyefendi, #atın alımaca. gına ve paranın tamamen verilebi- leceğine kani idiler. (Karşımızda. kia ise, hiç Mi: Türkiyenin 40 milvon Frangı nakten te ceğine kani idiler , ir Bu kanaatlerini hadise teyit ey miştir. Mali sene iptidasında e edileceği 340 Teşrinievvelinde şirke te ihbar edildi, 23 Şubat 210 ta. rihinde bu Paranın şirket nana te- diye edilmesi bankaya emrolundu. 1 Martta bu vaziyet karşısında şirket idareyi teslimden imtina etti, O gü- ne kadar kiraren bu parayı vere cek misiniz? o Diye Maliye vekâletini iskandil ediyorlar ve Türkler bü pa rayı veremezler, diye son güne ka- dar ümit besliyorlardı. Halbuki biz, paralarmı temin etmiş olduğu. muz için itilâfnameye istinaden İstan- bul vilâyetine verilen bir emirle İstan- buldaki bir hinaya ve idareye Yuzl yet ettik, Hesapları görüldü ve mu- m Reji şirketinden #40 una müzaran, hükümet hisse. ' 3578000 lira idi. Vaziyet etme. en üç, dört Ogün evvel 26 Şubat tn. yüksek heyetinizin kabul ettiği 998 numaralı bir kanun ile bu sirketin idaresi doğrudan doğruya hükümete tevdi buyuruldu ve bir senelik hir idarei muvakkate tesis edildi. İdarel muvakkatenin bir sene icinde yapmış olduğu satış hasılâtı 21527000 lira, dır. Halbuki şirketin bir sene evvel. ki satış muamelesinin yekünu 10 wil. yon 709 bin liradan ibaretti, İda On Yel O muvâkkatenin safi temettüü 408 lira ve Talimi Mira bulunmakla eş ise 3,S7â,000) Esssen tetkik edili ji i irse reji şirketi- See 1913 &önesine kadar olan torluk hug ayalında bütün impara- 9” da eyl dahilinde hükümete e ski azami menfaat plânço- su gi altından fazla. bunun e ynesindeki rü- rak tutarı e bin lira tir. İdarei Müvâkkadenin (verdiği bu netice, gösterdiği itilâfname yel Tagami bir tabak aldı üzerin. de lokma lokma kesilmiş et ko- yarak yere bıraktı. Sonra Kohar, Şağırarak hamamın yakılmasını emretti. Sonra Nataşaya dedi ki: — Yarın gidersiniz bu g*c! geç oldu. a — Hakkınız var Jtti, yarını beklemek daha iyi olacak. — Çok âlâ; Çaydan sonra ateşin kenarında bir müddet sakin durdular. Ni- bayet Tagami bir tarafta siga- rasını çekiştirirken diğer tarafta lâkayt bir tavır takınarak dedi ki: Tagami fena adamdı değilmi? teki mösyö nazik ve zariftir. Onunla mesut olursunuz. — Hayır iti yanılıyorsunuz, Viyanada büyük bir sinema re- İnhisarı müş-' lrken, millet ve hükümet menfaatine durendişane hareket edilmiştir ve İsa bet edilmiştir. Arzettiğim gibi bir sene için ihdas edilen bu idarenin verdiği netice böy- le olünen, bunun bir sene daha tem- didi düşünüldü. Büyük Millet Mec - lisi 925 Şubatında kabul -ettiği 724 numaralı kanun ile bu müddeti 930 mali senesi nihayetine kadar temdit etti. Rilâhare tütün hakkında 1001 nu- maralı bir kanun kabul buyurdu. Bu kanun mucibince 931 İptidasında tütünün tekmil muamelâtmın hükü- met İnhisarı süretile idaresi tasrih €- dildi. Ayrıca 1660 —661 numaralı inhisarların idaresi hakkındaki ka- nunla bütün inhisarların ne suretle i dare edileceği gösterildi. Bunun da temin ettiği varidat şu- dur: 841 de mali sene iptidası “değiştiği için bu sene 15 ay itibar edilmiştir. MI de 16,149,000 Lira 926 da © 18740000 927 de : 15850000 928 de 24,110,000 929 da o 2500000 SAD .da 20500000 Cem'an 143,860,000 lira bir varidat temin etmektedir. İkincisi -müskirat inhisarımızdır . 790 numaralı kanun ile bu inhisarın devletçe idaresi kabul edilmiştir. Evvelâ bir şirket marifetile idare o- lunduğuşirket muvaffak olamadı, if- lâs etti, Hükümet inhisara vaziyet etti, Kendisi idareye başladı, 920 dan itibaren alınan hasılât berveçhi ati. dir; M6 da 308,000 M7 de 3000000 928 de (4275000 929 da ( 3,658,00 M0, da 3302000 #91 de”. 3.501,00 ni Mecmuu 18490,000liradır.* Kibrit inhisarı işletmesi şirkete verilmişti. Şirket tnahhütalını ifa edemedi, muvaffak olamadı, devlet çe idare edilmiye başlandı. o Bilâhn- re bu inhisarın işletilmesi bir grupa verildi. Ve bir de istikraz aktedildi, Kibrit inhisarından: 926 senesinden itibaren 1,270,000 1i- ra, 927 de 1296000 lira, 928 de 1,580000 lira, 929 “da 1,835,000 lira, 930 da 1,530,000 lira ve 931 de 1.500.000 lira varidat alındı. Bn üç inhisarın varidatı doğrudan doğruya şimendi - ferlere karşılık olarak gösterilmiştir. un için onları ayrı olarak gös terdim. (Devam edecek) » » ” » hira, " Talebe kampa çıkıyor Lise ve orta mekteplerde im- tiharlar bittiği için askerlik dersi gören talebeler yarından itibaren Kampa çıkacaklardır. L'seler Pen- dikte ve orta mektepler de iste- dikleri yerde kamp kuracaklar- dır. Yazan: Janski jisörüdür.. Roznuvar da tesadüf ettim. Bana bir filim çevirmemi teklif etti ve yol mösrafımı avans verdi. Sinemada çok para veriyor- lar. Taliimi tecrübe etmeğe karar vermiştim. Sonra çok zengin o- İsrak tekrar yanımza gelecektim. Sert bir tavırla sözünü kesti: > Tagami fakirdir. Fakat gizin paranıza ihtiyacı yoktur ne için bir haber vermeden üç gün- dür evi terkettiniz? — Çok kederim vardı da on dan bana karşı pek sert davra- pıyorduruz. Artık beni isteme- diğinizi zannettim, Fazla rabatsız. lık vermekten çekindim. in Bu sözleri uzun bir süküt takip etti. Tagami * sigarası bitirdikten sonra tablade #ön- Fransızlarla ilk defa karşılaşıyoruz Fransız futbolcuları, bugün ilk maçlarını Taksimde Fenerbahçe takımımızla yapacaklardır. Fe- prebahçenin Hüsamettin, Yaşar, Ziza, Cevat, Muzaffer, Fikret, Lütfi, A'dettin, Zeki, Niyazi, Hadi... şeklinde çıkacağı avlaşıl- maktadır. Fravsız takımı Paris şampiyonluğunu kazanmış, genç ve hayli kuvvetli bir teşekküldür. Kazanmak azmile oynıyacaklarını tekrar ettikleri için maçın çok heyecanlı olacağı muhakkaktır. Tansızları sahamızda ilk de- fa göreceğimiz için maç netice- si hakkında hiç bir tahminde bulunmıya imkân yoktur. Bu tahminlere, ancak birinci maçı gördükten ve Fransız oyuncula- rwmn gerek ferdi, gerek takım halindeki O kudretleri hakkında azda olsa malümat edindikten sonra, girişebilmek mümkün ola- caktır, Fransız takımında, dün de yaz- dığımız gibi merkez Mmuhacim olarak İzmirli Vahap bey oynı- yacaktır. Misafirlerimiz Fenerbahçe stadını gezdiler Racing Club oyuncuları dün öğleden sonra Kadıköyüne gi- derek Fenerbahçe stadını gez- mişlerdir. Frarsız futbolcüleri evvelki gün de Taksim stadını gezmiş- lerdir. Fransizlar taksim stadını hiç te beğenmemişler ve Kadı- köy stadının uzakta - bulunması yüzünden takımlarının sert bir sahada oynamak mecburiyetin- de kalmasının şayanı teessüf ol- duğunu söylemişlerdir. Fransızlar bu vazıyetin. maçın neticesi Üzerinde “tesiri görüle- bileceği fikrindedirler.' Dün geceki Boks se Büyük bir haksızlık yapıldı Dün gece, evvelki gün işaret eltiğimiz Jozef Levi » Mılâdoviç maçı şebzadebaşında yapılmıştı Sayı hesabile Milâdoviç gaiip ilân edilmiştir. Fakat bu hükmü biz haksız bulduk hiç değilse maçın berabere bırakılması icap ediyordu. Tafsilâtı yarınki sayı mızda vereceğiz. m — Sultanahmetteki terzilik mek- tebinde dünkü merasim Dün, Sultanahmetteki terzilik mektebinin ilk mezunlarına me- rasimle diploma dağıtılmıştır. Bu sene mektepten mezun ola dürdü. Kalktı gerindi ve dedi ki: — Tagami yorgundur. Uyu- yacak. İstediğiniz gibi bareket edersi Banyo sıcaktır. Odasına çıktı. Nateşa yalnız kalınca düşünmeğe başladı. Duvarda asılı duran Mikado- Dun tasvirinden ilham bekledi. Sonra Tagaminin yamna git mekte geçikmek için yüze ka- dar saydı. Gaddarlık etmek, aşıkını bekletmek istiyordu. Fa- kat tabammül edemedi. Çı- kıp banyö etti, vücudu henüz suyun ılıklığını muhafaza ettiği balde yatakta yerine uzandı. Japonyalı maşukasına yaklaştı kulağına mırıldanıyordu: — Size karşı feha hareket ettim. Çünkü sefir beni çağırdı, sizinle beraber sokaklarda dolaş- maklığımın fena tesir yaptığını söyledi. Siz varken eve resmi evrak getirmekliğime mani oldu. Tagami çok bedbaht oldu. Tok- 5 — VAKIT 1 Temmuz 1732 —S . Adliye Koridorunda Cinayet! (Üse tarafı 1 inci sayıfada) doğru akan kalabalık, korkarak, sa- rarak kaçışan insanlarla dolu. Ne oldu?.. Ne oluyor? Herkesin biribirine sorduğu bu. Eçışanlar, ha diseyi merak (edenlere (o anlatıyor- Jar. Rivayetler muhtelif.. o Cinayet, ikinci ceza mahkemesi içinde olmuş. Hayır, önünde olmuş. Vurulan kadın mış, değil, bir erkekmiş. Ölmüş hafif yaralıymış.. Cani kendini yakalıyan - Jara hücum ediyormuş. Şimdi koridordaki hınca hınç ka - Yabalığa, bütün daire memurları da karışmış bulunmaktadır. Bir kaç da kika sonra: — Geliyor. geliyor. Sesleri. yeniden kaçışmalar ve! koşuşmalar.. Kaçmıyanlar, gerçi geri çekilerek yol açıyorlar. Hadisenin faili (o yakalanmıştır. Beş altı jandarma neferi bir o ka - dar polis ortasında, yüzü gözü kun içinde, hirpani kılıklı bir adam. İler tarafmdan sımsıkı kavranmış bir halde. Kurtulmak, etrafma saldır - mak istiyor. Arkadan çarşaflı bir kadın saçlarımı yolarak, dizlerini dö verek ve haykırarak tepiniyor. Gene birkaç saniye sonra uzun boylu, si- yah elbise giyinmiş bir adam — Ki vurulan adamdır — koltukta geçirili- yor. İnliyor. Fakat, çilgin gibi hay. kıran kadının feryadı ve koridorun kulak zarını patlatan uğultusu ara - sında bu inilti çok hafif kalıyor. Ya ralı adam, ilk müdavatı yapılmak ü- zere adliye doktorunun odasina taşı- nırken, yüzü ve gözlerinin içi kanlı katil, kudurmuşa benziyen bir hal i- çinde kapı altma tıkılıyor. Derhal müddeiumumilik vak'aya vazıyet e - diyor ve tahkikat başlıyor. Vak'ayı yakından görenlerin ifa- deleri şudur: İkinci ceza mahkemesinin önün - de, hafi davalarm bitmesini ve aleni muhakemelerin © başlamasını bekli - ri OZ numaralı tramvay kondükt8 « tüdür. Diğeri sivil taharri memuru Mazhar efendidir.. Kondüktör, büyük bir cesaretle caninin tabanca tutan koluna sarılmış, Mazhar efendi de bileğini burarak - tabancayı elinden düşürmiye muvaffak olabilmiştir. Ha san bu defa belinden ufak bir kâm& sıyırmış ve etrafına hücuma hazırlan mıştır. Hüdise mahalline çok geç - meden jandarma ve polis kuvvetleri yetişmişlerdir.. Çılgın adam bu sefer zabıla kuvvetlerile de boğuşmak İs - temiş, yüzü gözü kan içinde kalmış ve nihayet dört taraftan kıs kıvrak yakalanmıştır. İlk müdavatı adliye doktorunun odasında yapılan yaralı Mustafa derhal Cerrahpaşa hastanesine kaldı rılmış ve kendisine ameliyat yapıl « mıştır. Hastanenin verdiği malüma » ta göre, mecruhun sırtından giren kurşun sol memenin altında kalmış, ikinci kurşun da karnı delip geçmiş- tir. Ameliyatla, memenin altındaki kurşun çıkarılmakla beraber, zaval- lu Mustafanın hayatından muhakkak surette ümit kesilmiştir. Mustafanın vuruluşuna çok yanan Hasanın karısı Nuriye hanımı uzun bir müddet teskin kabil olamamış, ka dın avaz avaz haykırarak adliyeyi helecana düşürmüştür. Bir aralık mü başirler bu kadını adliyeden çıkar - mak istemişlerdir. Bu hareket Nuri- ye hanımı büsbütün çileden çıkarmış, sırtından çarşafını sıyırmasına, ba - şımdan örtüsünü atmasına ve öteye eriye saldırmasma sebep olmuştur. Dimağen şiddetli hir buhran yeçiren zavallı kadın da tedavi altına alin « mıştır. Rivayetlere göre Hasan ile Mus - tafa arasmdn bir kadın yüzünden bir muhakeme geçmişmiş, Şiir kitabından çıkan dava yenler, salonu terkeden hırpani kılık İi bir adam, duvar kenârına yana- şarak pusu kurar bir vaziyet aldığı- nı farketmişler fakat o şüphelenme - mişlerdir. "Tam bu sıradadır ki, avukatilel birlikte gene muhakemeden ve kori - dorun baroya giden cihetine doğru yürümekte olan birine karşı esraren- giz tavırlı adamın elini beline attığı ve brovning sistemi tabancasını çek - tiği görülmüstür. Birinci adam Hasan, ikinci Mus- tafadır. Hasanm silâh çekişini gören ler büyük bir korku ve telâş içinde , görü kânli cini, saşıla * kuçığirkön cak bir soğuk kanlirlikla #abancasını Mustafanın üzerine doğrullmuş, ni - şan almış ve ateşlemiştir.. İlk kur- şun her Şeyden bihaber Mustafanm sırtına saplanmıştır. “Mustafa, bir - denbire vurulduğunu anlıyamamış ve şaşkınlıkla geri dönmüştür. Zerre kadar heyecana düşmüiyen ve eli tit. remiyen canl, hedefini şaşırmadan tetiği ikinci defa sıkmıştır. Musta - fanın tam karnına isabet eden ikin- ci kurşun, delikanlıyı yıkmış, fakat ılgına dönen cani, revolverini ateş - emiye devam etmiş ve boşa giden bir üçüncü kurşun daha sıkmakta ge elkmemiştir.. Üçüncü kurşundan sonradır ki, etrafında bulunan ve kaçmıyan bir kaç kişi, hiç umulmadık bir saman - da vukua geden hadisenin şaskınlı - ğmdan sıyrılahilmişler ve Hasanin Üzerine atılmışlardır.. Bunlardan bi. 12 talebedir isimleri şunlardır: Micide, Nuriye, Adalet, Hüsniye. Mü- fide, Melek Hanımlar ve Hüsnü, Abdel. İah, Süleyman, Orban, Mehmet Ali ve Yesut efendiler, yoya aleyhimde yazacaklar ve siyasi istikbalim mahvolacak o vakit siz başka bir zengin mös- yö ile mesut yaşarsınız, değil mi? Kadın inledi: — Hayır ltti memnun olmam. Ben fena bir kadın değilim, Fe- lâketinize sebep olmak istemem. Viyanaya gideceğim, beni unu- tacaksınız, vazifenizde kalacak- sınız, — Eğer Tagami'yi seviyorsa» niz yanında kalınız, yalnız kendi- nizi reklâm etmeyiniz. Rusları buraya toplamayınız. Gösterişsiz bir halde yaşayınız! — Ah Iitine yapsan kendimi gözükmez bir hale sokamam. Bundan başka: Üyemaçın size ihanet eltiğine eminim, beni se- farete haber verir.. Halbuki Vi- yanada çabuk meşhur olurum. Milyoner olduğum zaman sizi ya- mma alırım. Artık çalışmıya ih- tiyacınız kalmaz, (İkimiz) isimli şiir kitabı muza - yiri ar ve haya görülerek, kitabın müellifi Yaşar Nabi Beyle kitabı ba- san matbaa sahipleri Hacı Emin, Sa lih efendilerin birinci ceza mahke - mesinde başlıyan (O muhakemelerine dün de devam olunmuştur. Suçlular dünkü celsede müdafaalarmı yap « mışlardır. Mahkeme evrakm tetkiki ne ve hükmün 10 temmuzda veril « mesine karar vermistir. Etabli rumların mü- him bir iddiası Şehrimizdeki etabli Rumlara Anadoluda be raktıkları em'âke mukabil taz- minat dağılılmasna başlandığı malümdur. Etabli Rumlardan bir kısmı muhtelit mübadele komisyonu Türk murahhaslığına müracastla şikâyette bulunmuşlardır. İddia- larına göre tevzlat listesine ev- velce etabli Rumlar tarafından işletilen bazı maden ocakları da dahil edilmiştir. ç Maden ocakları esasen hükü- mele ait bulunduğu için bu Rumların hiç bakları olmadığı halde tazminat tevz'atından is- tifade etmektedirler. , Alâkadarlar kırk kadar imzalı bir istida ile meseleyi komisyo- na bildirmişlerdir. Mesele boş murahhasımız Şevki bey tara“ fından tetkik edilerek bir kara- ra bağlanacaktır. Tagami bir büyük diplomat, bir sefir olmak arzusunda idi. . On beş yaşında çalışmıya baş» | ladı. Siz çok naziksiniz. Teşek- kür ederim fakat teklifinizi ka- | bul edemem. Demek Tagami yi sevivorsunuz, Or. Uzun müddet konuşarak se- viştiler, Sonra el ele uyudular. Ertesi günü Nataşa gidip Mu- rayı gördü ve haber vermeden evinden © ayrıldığından dolayı af diliyerek vaziyetini anlattı. Mura şaşmadı: >> Roz Nuardan dönüşte seni bulamayınca tereddüt etmeden öfekinin yanına gittiğine hükmet- tim, Fakat Viyanaya gitmek va- dinde bulundun, burasını unutmal — Tabii fikrim deği i. « Ben o kadar aptal Gr se zümün doğruluğunu sana İspat edeceğim. Gel beraber pasaport dairesine gidelim; sen herkesi tanırsın, delâletinle çabuk pasa» port alırim. Türk vatandaşı © *