30 Haziran 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

30 Haziran 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-GENÇLİK Genç Nesille Baş başa , Film sanayii nasıl inkişaf eder ? ii ——— mm asi tezyinâtçı Taceddin B. mevzu tizerinde fikirlerini söylüyor Sağı solu bodur selvi ağaçla- rile çevrilmiş asfalt bir yol üze- rinde tezyinatçı Taceitin Beyle yanyana yürüyoruz. Koşuyoruz. Evvelâ anketimize cevap vermek İster gibi bir bal aldı: Akademi müessesesi. Hamdi Beyin heykeli önüne gelmiştik. Yanlarındaki taş sıraların birine oturduk ve Tacettin Bey haya tini anlatmağa başladı: — San'ata ve edebiyata daha küçükten başlamıştım. Kolejden sonraki lise tahsillerim esnasında resim hocalarımdan bu tarafa intisabı miçin teşvik görüyordum. Kendimde bulduğum hevesin ve bunlardan cesaret alarak gü- İ zel san'atler akademisinin mimari | kısmına girdim. Bir sene kadar burada okudum. Bütün derslerde muvaffak almama rağmen resim ve tezyini san'atlera fazla met- lâbiyetim dolayısile mimari şube- 8ini terk ile tezyini san'atlar şube- sine geçtim ve 929 senesinde tezyinat şubesinden mezun oldüm. Bu tahsilim esnasında iki kere Avrupa konkuruna girdim ve kazandım, Fakat tahsisataızlıktan Avrupaya gönderilemedim. Hali hazırda pek sevdiğim güzel san'atler akademisinden ayrılma- mak ve talebelik hayatımdaki o San'at havasını tekrar teneffüs İ edebilmek için akademide idare memuru olarak kaldım. Müsait Zamanlarımda yine resim ve toz- Yinatla meşgul olmaktayım ve €stetik üzerine ihtısas yapmak- tayım,, — Yaptığınız eserler hakkın. da malümat verir misiniz? Tacettin B. — Yaptığım bir çok eserler vardır. Bunlar. akademi müze- sinde hıfzedilmektedir. — Hangi sergilere iştirak et- tiniz ? — Akademinin açmış olduğu bütün sergilere ve Galatasaray sergilerine, bazı diğer hariçte açılan sergilere iştirak ettim. — Yerli ve ecnebi hangi san'atkâları takdir edersiniz ? Tacettin Bey bu sual üzerine birdenbire durdu ve başını bah- çenin sabit bir köşesine çevire- rek bir müddet düşündü ve: — Şahis üzerinde birşey söyle- meyeceğim, Her san'atkârın ken- dine mahsus bir meziyeti vardır. Yalnız şunu söylemeden geçmi- yeceğim: umumiyet itibarile bu- günkü Alman san'at ve irfanını diğer milletlerinkinden daha yük- sek görüyorum. — San'at ve istkbalinizi nasıl buluyorsunz? — İstikbalden çok ümidim var çünkü hayatımın faal devri bu vatana büyük hizmetler edilebil- mek için fırsatlar veren bir za- mana tesadüf ediyor, — Yeni inkişaf etmiye çalışan film sanayii hakkındaki düşün- ceniz nedir? — İşte şimdi ümit var olmadı- ğım ciheti buldunuz !, Neden di- yecek olursanız bugün bizde film sanayiini idare edenler ara- sında, böyle mühim ve içtimai bir cereyanın yürümesi ve yük- selmesi için lâzım gelen ilmi bir teşkilât yok. Bu işler sadece başlamakla ve hevesle olmaz, tiyatro ve film sanayimi inxişaf ettirecek yegâ- ne âmil bu işin, garek teknik ve gerek mevzuunu ve bütün san'at mahiyeti ile tayin edecek yani estetik ilmine istinat eden bir üssülharekesi olmalıdır. Son- ra bu mahakke alındıktan ve bütün diğer milletlerin bu saha- daki estetiklerile ve nazaryelerile mukayese edildikten sonra yü- 9 — VAKIT 30 Haziran 1932 m Ticaret filomuza iltihak eden kaptanlar rünecek yolda muvaffak oluna- cağını ümit ederim. Bu sebeple tiyatro ve filim işleri birkaç fikre ve şahsa in- hisar ettirilmemeli, belki bir çok kabiliyetlerin ve fikirlerin birleş- mesi ve mukayeseleri neticesin- de keşfedilecek yeni ve öz ka- biliyetlere, yaşamaları için geniş ve müsait bir zemin gösterilme- lidir. Melih Nazmi Darüşşafakalıların Edirne Sevahati Darüşşafaka talebesi Edirne muallim möâktebi önünde Darüşşafaka lises talebelerin- 20 genç muallimleri doktor Ahmet Salim bey ve İstanbul Muallim mektebi muallimlerinden har beyle birlikte İstanbul, talca, Silivri, Çorlu, Lülebur- 8az, Babaeski, Havza tarikile bir Edirne seyahati yapmışlardır. eçen hafta Pazar akşamı sa- at onbirde baradan kamyonla ket eden kafile mehtabın altında uzun bir otomobil yolcu- ndan sonra sabahleyin saat i © buçukta Edirneye vasıl olmuş- R.. ir, ca muallim mektebine Biderek orada dinlenmişler ve mektebi gezmişlerdir. Oğleden sonra saat birde Edirne Erkek muallim mektebi müdürü ve ta- rih muallimi Abdullah bey ve muallim mektebi talebelerile bir- likte şehri gezmeğe çıkmişlardır. Parkta bulunan Gazi heyke- lini meşhur camileri bu meyanda Sultan Selim camisini ziyaret etmişler. Ve camiin müştemilâ- tından bulunan müze ve kütüp- baneyi de gezmişlerdir. Gerek cami ve gerekse müzede bulunan Türk eserlerini tetkik etmişler. dir. Gençlere müze memuru Necmettin Ahmet Bey pek fay- dalı malümat vermiştir, edirne seyahati esnasında - bir mola Saat beşte muallim mektebin de Darüşşefakalılar şerefine ve- rilen çay ziyafetinde döktor Sa- lim Ahmet Bey bir kaç kelime ile Muallim mektebinin göster- diği bu misafir perverliğe te- şekkür etmiş Müdür Beyde buna mukabele ederek çaylar içilmiş sonra Muallim mektebi tarafın- dan Darüşşefakalılara bir buket takdim olunmuştur. saat altıda samimi ve kardeş tezahürleri arasında Darüşşefakalılar (o gel- dikleri yoldan Istanbula dön- müşlerdir. A. Bedrettin Deniz âli tica- ret mektebi im- tihanları bitmiş ve bu sene sor sınftan Celâl Ha« san, İbrahim Ze: ki, oŞababettin, Mustafa Kema Beyler kaptanlık şahadetna mesi almışlardır. Uzun bir tahsil dev- resinden sonra Türk ticaret fi- losuna iltihak e- den Oo gençlefe mes'ut bir istik- deriz. Ticâreti bahriye âli mektebinden kaptan şü- bal temenni &- hadetnamesi alan gençler: Sağdan itibaren Celâl, Ibrahim, Şahabettin, Mustafa Beyler. Mekteplerimizdo Spor: İstiklâl Lisesinde Spor şubesi reisi MedeniB. mektepteki canlı, spor faaliyetini anlatıyor 7 Medeni B, Istiklâl lisesinde bir spor ola- #ı, Ortada küçük bir masa, al tında yedi sekiz top, duvarlar spor temaslarına ait resimlerle dolu,. Kenarda bir camlı dolap içtnde bir kaç defter, pompa, meşin ve müteaddit şekilde sarı lâcivert formalar, biraz ileride dizi dizi futbol ve lâstik ayak- kapları. Işte bu dekor içinde spor şubesi reisi medeni beyle karşı karşıyayız, Medeni bey suallerimize şu cevapları verdi: — Bu sene mektebimizde te- şekkül eden akademi bir çok grupları ihtiva ediyordu. Bunlar- dan biri de spor şubesiydi. lik içtimada bir çok mühim mese- lelerle meşgul olduk. Bunlardan şöyle böyle giden spora yeni bir şekil vermekti. Gayemiz te- kâmüle müsteit vücutları çalış- tırmak ve onlara iyi bir istikbal hazırlamaktı. Ve öyle zannedi- yorum ki biraz da muveffak olduk. Mektebimiz mubtelit ol- duğundan kız talebeyi voleybol, erkek talebeyi de bilümum spor- la meşgul ediyorduk, Kısa bir zamanda kız talebenin Ameri- kan ve ameli hayat mektepleri ile yaptığı maçlarda muvaffaki- yetli oyunlarına (o şabit olduk. Erkek talebenin de, Galatasa- ray İstanbul, Kabataş, Jiselerile muallim mektebi, Tıbbiye, tica- ret, Senbenuva ile yaplığı fut- bol ve Voleybol, basketbol mü- sabakalarında muvaffakiyetlerine şahit olduğumuz gibi geçen se- nelere nazaran çok terakki etti- ğini memnuniyetle gördük. — Peki siz spora nasıl ladınız? — Futbolün ziyadesile salgın bulunduğu senelerde Eskişchir- baş- N i ee ii de idim. O zaman henüz on altı yaşında bulunuyordum. Mahalle- mizde mektep arkadaşlarile bir kulüp teşkil ettik. Sonra Eski- şebrin en kuvvetli takımlarından biri olan idman yurduna girdim. Kaleciliğini yaptım. Fakat tahsil için İstanbula Kabataşa geldiğim zaman vaziyet icabı futbolu terke mecbur oldum. O senelerde Ka- bataş voleybolda en parlak dev-: rini yaşıyordu. Voleybola merak ettim, ve n itemadiyen çalıştım. 929 da içinde bulunduğum ta- kımda “YY. M.C. A,, tornova- sında birincilği alınca hevesim bir kat daha artt. Sonra İstiklâl lisesine geçtim, Elyevm mektep takımınde kaleci oynuyorum ve fakat daha ziyade voleybolle meşgulüm. — Sparda gençlik, ihtiyarlık meselesi mevzubahs mıdır? — Sağlam bünyeler için spor iyi olduğu gibi çürük vücutlar için de okadar zararlıdır. Genç- likte insan vücudunu iyi kulla” nırsa ibtiyarlıkta okadar rahat eder. Bugün Avrupanın en meş- bar futbol takımlarında kırk ya- şında oyuncular olduğu gibi muhtelif sporlarda da iştihar etmiş ihtiyarlar vardır. Fakat gençlikte ifrat derecede spor yapanlar, vakıtsız çökerler ve buren sporu bırakmak mecburi- yetinde kalırlar. Spora spor için yapmak ve bir yoldan yürümek sporda gençlik, ihtiyarlık mese- lesini ortadan kaldırır. — Sporda muvaffak olabil mek için başlıca neler yapmalı? — Şurası muhakkak ki sui istimale uğrnyan vücutlâr az bir kalori sarfile çabukca yorulurlar, Bilhassa sigara ve içki sporun başlıca © düşmanlarıdır. £ Spora başlıyan evvel emirde böyle şeyler kullanmamalı... Bunlar ol- İ mayınca biraz istidat ve azm muvaffak olmıya kâfi gelir... Kapı açıldı içeri beş altı ta- lebe girdi. Maçları olduğundan formaları istiyorlardı, Ben de fazla meşgul etmek istemedim ve ayrıldım. Çıkarken her mek- tepte spora bu kadar ehemmi- yet verilse.. ne iyi olur diye mırıldanıyordum, MH Nusret Ziya

Bu sayıdan diğer sayfalar: