Şehrimizde Fenerbahçe — Galata| saray muhteliti ile iki maç yapan| Selânik takımı dün Taksim stadya -| munda Peralılarla son oyununu oy - nadı. Maç sant tam altıda başladı. Pe- Ta takımında Kaleci mevkiinde (00 - nidis bulunuyor ve Anastaris, Lim - bik, Mihailidis, Angelis, Agop, İste - fan, Japoni, Helvacı, Bambino, İste- pan takımı teşkil ediyorlardı. Oyun başlar başlamaz Peralılar hakimiyeti ele aldılar ve gayet sert oynamıya başladılar. Selânikliler de) evvelki maçlara nazaran sert oynu yorlardı. Başından nihâyetine kadar Peralıların hakimiyeti altında geçen ' birinci devre Parnlıların sıfıra kar-| “İ giki golüile hiti. N İkinci devre başlar başlamaz Se- ” Yânikliler biraz açıldılar, Pera ksle- sine akımlar yapiyorlard. Bu akim - , İsr esnasında Üç sayı kaçırdılar, Fa kat biraz sonra Peralılar gene haki- : miyeti eje aldılır ve Peralıların sağ : Tef Bambino 9 metreden bir goat İt ve bunu bir ikincisi takip etti, Va, kit tamam oldu ve maç dört sayı ile Peralıların lehine olarak hitam "ul- du. Selânikliler yorgun görünüyorlar - dr. Buna rağmen dünkü maç ilk iki ' oyuna nazaran çok heyecanlı oldu. Paris'teki büyük yarışlar Paris, 20 (A, A.) — Paris büyük Steeple chase yarışı dün, reisicüm - hurun huzurunda ve büyük bir kala balık muvacehesinde çok güzel bir ! hava ile Autenil'de yapılmıştır. Mü - kâfatlar, 500,000 frank ve bir san'at ederi idi. Koşulacak mesafe, 6,500 di. Birinci gelen M. Taeguet'ye ait ve cokey Tremacau'nun binmiş oldu- ğu dük Anejou isimli at idi. ı ı : İkinet Strelitz, üçüncü El Hadjar j isimli atlar idi. ' Yekdiğerini takiben gelen hayvan Yarın araları bir at başı kadar açık ö bülunmakta idi, Bahsi müşterek bire 65, 17, 14, 9 vermekte idi, Yarışa işti-| ; i — Vadedilen bir hediye o he- *| diyenin vereceği ümitle ipsam “| Zzevklendirir, eğer sonra hediye verilmese bile ümidin verdiği ./) Muvakkat zevk hürmetine min- | Dettar kalmak lâzımdır. Rum karısı Uyamaç'ın bu ne- zaketi fıtriyesini öyle küfürlerle rşılamıştı ki Japonyalı kaçmak- başka çare bulamamıştı. Canım, Istanbulda kış oldu mu Züvler kısalır, ne olur efendim, Mantosu yoksa otursun da efen- diciğini beklesin 1. em bir kadının sokağa o adar çok çikmasıda iyi değil . Yoruluyor, başına kaza ge- bilir, münasebetsiz kimselerle rşılaşır, lüzumsuz para sarfe- r. Halbuki başka erkekleri Zörmek vesilesini bulamazsa $a- VA AT Dünkü maçlan bir intiba v"“ | Roz Nuvar 5 Gi rak eden atların miktarı rekor teş - kil eden 21 adedine yükselmişti. Halk, bütün Paris halkının mev - sim imtidadınca beklemiş olduğu mo danm hangisi olacağını tayin edecek şekli burada gördüğü şıklıklardan istihraç etmekte idi. Cumhuriyet muhafız alayı, kıtaa- tından bir bölük intihabatlan beri ilk defa olarak Autenil'ye gelmiş bu- lunan reisicümhuru azimet ve avde- tinde selâmlamıştır. Atina'da bir maç Atina, 2) (A. A.) — Aris ve Paok takımları arasında dün yapılan fut- bol maçında Aris takımı rakibini si- fıra karşı Üç golle mağlâp etmiştir. Nurmi'yi geçti Helsingfors, 20 (A. A.) — Önümüz deki Olimpiyatlara iştirak edecek at letler için yapılan seçme müsabaka - sında Lehtinen şimdiye kadar Nurmi ye ait olan iki cihan rekorunu kır - mıştır. 5000 metrelik mesafeyi 14 da- kika. 16.9 — 10.saniyede ve 3 mil me safeyi 18 dakika 50 6 —10 saniyede katetmiştii. Bir tashih Geçen cuma günü Robert Kellejde me runlara diploma tevzii münasebetiln Ame rika sefiri M. Sherril tarafmdan söylenen nutükta, sefir hazretlerinin mektepte tah - sillerini Ikimal eden gençlerin bundan sen- ra hayata atdacaklarmı, bunun da ayrı bir tahsil demek olduğunu çok güzel bir Jisan- al iade ettiği yazılırken, bu arada “Şirodi türkçeyi de üğreniniz., tarzında bir siz süy tediği de kaydolunmuştu. Bu etimlenin yanlış olarak tesbit edil - diği anlaşılmıştır. Memleketimizdeki bü « tün ccnebi mekteplerinde olduğu çihi Ko bert Kolej'de de türkçe okutulması ve mektepten mean olanların, İlsanmuzı et 1 raflı surette öğrenerek (tahlillerini o #emal etmeleri itibarile, esasen bu şekilde bir s5- zin söylenmiş olamıyacağınn intikat müm) kün olmakla beraber, bu nokiayı tasrih ©e- diyoruz. Bu yanlışlığı tasbih ederken, memleketi. mize yeni gelen, fakat ax bir zaman zar - fmda kendisini Türk mahitine sevdiren muhterem sefir hazretlerine İtizar boyun ederiz. | Yazan: Mm. Rube- janski bırsızlık, arzu ve iştiyakla Mösyö Uyamaçı bekler, Uyamaç efendisi Tagymi San gibi zayıf, iradesiz bir adam de- gildi. Bereket versin son günlerde efendisinin balinde oldukça sa- lâh gözüküyordu. Banda San bizmetçinin getirdiği haberlerden memnun olacaktı. Üçüncü kâtibin odasına girdi, bürmetle yerlere kadar eğildik- ten sonra merasimle söylemiye başladı; — Tagami San evini yağma eden dilencilere kapısıni kapadı, Rus karısına kafa tutmıya bap ladı. — Demek artık akıllanmıya başladı, öyle mi? — Evvet, tamamen akıllandı. — VAKTT 21 Haziran 1932 — Sinemada Gördüklerinin Tesiri Şuursuzca Cinayetler işleyen Adam Katil Jan Konstantinesku, Romanyada Müebbet Küreğe Mahküm Edildi Bundan birkaç gün evvel, Bükreş! nir » karısı, birinci katta, mutbahta mahkemesi, çok kanlı bir cinayetin) mes W Yalnızdır. O gün hizmetçi - muhakemesini görmüş ve “Düssel - dort katiliain ikinci nüshası,, ismi ve-| rilen Jan Konstantinesku isminde genç bir duvarcı amelesini müebbet küreğe mahküm etmiştir. Filmin tesiri Meşhur “Metrupolis, ve “Aya se yahat,, filmlerinin rejisörü Friç Lang m en son filmi olan (Katil) isimli © ser, Düsseldorf katilinin hayatından alınma bir parçadır. Bu filmde, baş roldeki adam, bir çok çocukları öl - dürmekte, nihayet kör bir dilenci ta rafından yakalanmaktadır. Bu film o kadar muvaffak olmuş - tur ki, insan, görürken büyük bir haş yet duyar. Nitekim, Belgratta göste- rilirken, filmi seyre gelmiş olan se - yircilerden ezngin bir fabrikatörün karısı, evde çocuğunun boğazlanmak ihtimali ile büyük bir heyecana kapı larak bayılmış ve menenjit'e yakala- narak ölmüştü. Bundan bir müğdet evvel, ayni film, Bükreşte “Kapitol,, sinemasında gösleriliyordu. O gün, heyecana teş ne bütün halk sinemaya hücum et - mişti, Üçüncü mevkide, seyirciler & - rasında bir genç, meşhur musikişinas Grig'in bestelerinin ahenkleri arasm- da, filmde katilin bir çok çocukları! ve kadınları öldürdüğünü görüyor ve asabi bir teşennüçle titriyordu. iki saat sonra Akşam saat 7 olmuş, film bitmiş- ti. Genç Konstantinesku sinemadan çıkmış evine dönliyordu. O gün pa - zardı. Bütün halk sokaklara dökül - müş, dükkânlar elektriklerini yak - miş, cadde pırıl pırıldı. Fakat genç hiç bir sey görmüyor, kalabalık ara - sında ilerliyordu. Kulaklarında hâlâ Grig'in besteleri vardı. Şehrin en fakir mahallesi olan Grivitaya geldiği zaman, saat sekiz ol muştu, Bu mahalle kasaplar mahsl- lesi idi, ayni zamanda şehrin en teh- Jikeli yeri de burası idi. Polis, burayr sık sık akınlar yapar, sokak araların- da silâh sesleri duyulurdu. Fakat bu- na rağmen, belediye reisi muavini Pujyer Serban burada yaptırdığı bir köşkte oturuyordu. Serhan Bükreşin en zenginlerinden İdi, Kasaplıktan işe başlıyan bu adam, otuz milyon ley ka dar bir para biriktirmiş, belediye re- isi muavini olmuş, fakat eski mahal lesini terketmek istememişti, Konstantinesku, Serhanın köşkü - nün önüne gelince, birdenbire dur - du. Açık pencerelerden, radyo ile, bir az evvel sinemada duyduğu Grig'in besteleri aksediyordu, Genç, köşkün kapısını iterek içeri girdi. Bir taraftan radyo çalarken.. Saat dokuz. Belediye reisi muavi-| an içinde vazi Filmdeki “Katil, Petet Lor, Bitode “Kasil,, rolünü yapıyor inayetler işleyen adam, bu artisti tak- lit etmiştir. ler, tatil günü olduğu için, izinlidir. ler. Birdenbire kapı açılarak içeriye birisi girmiştir. Kadın dönmeden &0 rar: — Kim 0? . Cevap yok, Madam Serban başımı çevirince, karşısında, yüzü ter için » de, gözleri hümmalı bir yabanci gö- rüyor, ve: — Ne istiyorsunuz, diyor, kocam burada yok. Eğer bir şey... Salondan, radyo Grig'i çalmakta devam etmektedir ve Kunstantines - ku birdenbire kadının üzerine atılmış tır, Bir elile ağzını kaparken, öteki elile tuttuğu bıçak, kadının kaburga ları arasma yerleşmiştir bile. Kadı” nın feryatları kısmen katilin avucun- da ve kısmen de radyonun gürültüsü arasında boğulmuştur, Bununla be - raber, can hevlile fırlıyan kadın, bitişik odaya koşuyor ve balkona çi kıp imdat çağırmıya teşebbüs edi - yor. Bir fecaat daha.. Tam bu esnada kapı açılarak içe- riye, belediye reisi muavininin on ya $ındaki kızı Dida giriyor. Katil, bir! tin vehametini anlı - yarak kadınm “üzerine atılıyor ve bıçağını bir ikinci, bir üçüncü defa daha saplıyor. Artık, madam Serban ses çıkarmadan yere yıkılmıştır. Di- da ise, gördüğü manzara karşısında korkudan dili tutularak olduğu yer « de donmuş, kalmıştır. Konstantines- ku bu sefer onun üzerine atılarak ço- cuğu boğuyor, sonrü da, yerde, kün- lar içinde can çekişen ve çırpınan ka dının yanına gelerek vahşi ve behi- mi bir his tatmin ediyor. Bu alçak- ça tecavüz neticelenirken artık rad- yo susmuştur. Ve o anda, katilin ak- N başma gelmiştir. Derhal ne yapi. ğımr anlıyor, elini yüzünü yıkıyarak evden fırlıyor. Kapıdan çıkar çık - maz, İçeriye doğru giren bir adama çarpıyor. Bu adam, belediye reisi muavini Serbandır. Zavallı adâm Mösyö Serban içeriye, evine girin ee, karısını ve kızımı yerde kanlar içinde görüyor, düşüp bayılıyor. O « nu, komşuları bu halde buluyorlar ve polis, şiddetle taharriyata başlı » yor. Pr ey Bütün Bükreşin fena mahalleleri taranmış ve 700 kişi tevkif edilmiş- tir. Fakat katili bulmak kabil değil « dir. Aradan haftalar geçiyor. Tekrar ayni tilm Altı hafta sonra, Mastari isimli bir sinemada Friç Langın ayni fil « mi ikinci defa gösterilmektedir. onstantinesku gene seyirciler 4- rasindadır ve tam Grig'in musikisi çalınmıya başlıyan sahnede kalkıp sinemadan çıkıyor, Luler gazinosu - nun arka tarafındaki boş arazide yü rümiye başlıyor. Tesadüf, bu sefer, yoluna, elinde bir testi taşıyan bir çocuğu çıkarıyor, müthiş bir çığlık duyuluyor. Etraftan polisler, hâlk i koşuşuyor. Çocuk ölmüştür. Vütudu delik deşiktir ve boynunda boğuldu- ğunu gösteren parmak yerleri var, Fakat bir adam caniyi kaçarken görmüştür, Herkes peşine takılıyor, ve onu, nihayet bitap bir halde yaka lamakta gecikmiyorlar, Halk, bu müthiş katili linç etmek İstiyor, polis yetişerek güç hal ile yarı ölü bir halde kurtarıp yakalı « yor. Tuz kuyularında Konstantinesku'nun o muhakemesi fevkalâde heyecanlı olmuştur. Mah « keme reisi, salonu bir kaç defa tah liye etmek tehdidile ancak süküneti temine muvaffak olabilmiştir. Niha » yet, bu katil, müebbet küreğe mah «- küm edilmiştir. Hayatını, son nefesi. ne kadar, ölümden daha müthiş ezi- yetler ve cefalar içinde tuz madenle rinde ve kuyularında © geçirecektir. Bu suretle her tarafta nefret uyan- dıran kanlı cinayetlerinin cezasını çel > — Böyle olmalıydı... Insan bir |hayası yoktur. Avrupalı kadını metres alınca delirir, fakat bir Sanmuray ken- disini çabuk toplar. sonra evde durmaz. Servetinizi çarçur eyleyor. Ben Avrupada Amerikada (Avrupalı metresi Hiç bir gün öğleden — Evet. Şimdi erkekçesine hareket ediyor. Maamafi Mösyö Bando San söyliyeceğim sözden dolayı beni mazür görsün; ken dimi fazla metbetmeden diyebi- lirim ki bu benim sayemde ol- muşlur. olan bir çok kimselerin yanında çalıştım. Hiç birisi sizin madama verdiğiniz gibi yüz vermezdi ve sizin göz kapadığınız şeylere göz kapamaz dı. Hazır hanım daha gelmemiş, ben sizin yerinizde , | olsam fazla“ beklemez yemek — Kendisine iyi nasihatlar ve- | yerdim,, dedim. riyorsunuz, öylemi ? Beni dinledi. Sonra erzaka — Bir akşam yemek saatinde |dikkat etmekliğime müsaade etti, kadın gelmemişri. Bundan istifa- Kadın saat dokuzda geldiği za- de ettim, Edendiye Avrupalıların | man yemek yemeden yatmıya tabiatını anlattım. Vaktım boldu, | mecbur oldu. Kadın haber vermeden dokuza Bir iskandal olmadı değilmi? kadar dışarıda kalmıya cür'et — Hayır Bando San var. Her etmişti. Ha nı hürmetle söy- |ne kada Tagami şimdi çok sert dav- lerken kendisine karşı sadakat | ranıyorsada kadın hiç ses çıkar- ve fedakârlığımı ispat ettiğimi | mıyor, doğrusu, sebebini anlıya- anladı, Her halde hizmetçilik | madım. mevkimi tecavüz etmeyordum. — Kocakarı ne oldu? Efendiye söyledim, “bu kadının — O atladı. Haber aldığıma ———— ——— göre Rus kilisesinin yanındaki, kilise akarında oturuyor. Ne ise bir tanesini temizledik. Müsterih olunuz, ötekisini de atlatacağım, işler tamamen yolunda.. Evvelisi akşam kadın yatak odasında ateş istedi. Madam akşam soyunurken, sa- bah tuvalet yaparken üşür. Efen- dim, üşüyorsa saatlerce çıplak dolaşmayıversin. Usulünce kalksa aşağı inince yemek odasında ve sıcak sobayı bulacak, Namuslu bir kadın her sabah baştan aya- ğa yıkanır mı? Yazın terlerse anlarım. Fakat kışın bunun ma- ması ne? Bunu efendiye anlattım, Beni haklı buldu. Her gün ha- mamın ısıtılmasını menetti, Gö- rüyorsunuzya işler yolunda. Yal- nız Kohara yatağa iki şişe sıcak su konmasını emretti, Bando dedi ki; — Çok iyi çalışıyorsunuz eğer Tagami San'ı kurtaracak olursa» nız sizi memnun edeceğiz. (Bitmedi)