nil . e O SE ea ER *v —ş— . e A a v A ma Re > » 2 9 A mn VE VE RM Ne. MER ŞR.. Günün — Meselelerinden Ekmekciler belediye İle alay mı ediyorlar? İstanbulda çıkan ekmek buhra- »ı, esefle itiraf edelim ki, İstan- bul belediyesi için acıklı bir imti- han oldu. Bu imtihanda beledi- Yenin muvaffakiyetsizliği gün gi- bi meydana vurdu. Bir kere ek" mek narhı her hafta çarşambe günleri değiştirilir iken, beledi- yenin bir gün daha bekliysmiye- rek salı günü yeni narh ilân etmesi, bu muvaffakiyetsizliğin birinci merhalesi idi. Bu suretle belediye ekmekçilerin, fırıncıla- rım, ve onların arkasındaki de- ğirmencilerin tazyikine boyun eğ- miş oluyordu! Fakat iş burada kalmadı. Ek- mek için yeni narh, dokuz buçuk ş olarak ilin edildikten sonra, diğer bir hadise oldu: Narhı dokuz buçuk ku - Tuş olmasına rağmen, bu defa (osekiz (Okuruşa ekmek satanlar görülmiye basladı. Bu da, ekmek için belediye narhunın ne kadar acele ve hesapsız kon mus olduğunu gösterdi. Mademki belediye narhını haf-| tada bir defa, çarşamba günleri! ilân ediyordu. Bu usule göre, belediyenin her fırıncıdan, ihtiya-| <ı nisbetinde bir haftalık ununu hafta başında tedarik edeceğine| dair evvelden bir teahhütname alması lâzım gelirdi. Böyle bir teahhütname veremiyecek olanla-! ra, fırın işletmek hakkı veril mezdi. İşte bu tarzda hareket e- dilmiş olsaydi, bafta içinde gör düğümüz karğaşalıkların önüne geçilirdi . , Bununla beraber gerek bu tarz- da bir tedbir alınmış olsun, gerek olmasın, fırıncılar hafta içinde “Narhı yükseltiniz!,, diye hare- kete geçince, yapılacak şey, her -Şareye baş vurarak, mukavemet gimek, fırınlardan bazılarına; is cap ederse vaziyet ederek, bele diye kontrolü altında ekmek çı- ak ve muayyen narh üzeri- ne sattırmak, her halde çarşam- ba gününe kadar narhın devamını! temin etmekti. Çünkü ancak bu! suretle belediye ve hükümet kuv-| vetinin memleketteki nüfuzu mu- hafaza edilebilirdi . Fakat şimdi de işitiyoruz ki, dokuz O buçuk kuruş oo ü- zerinden narhın ilânından sonra sekiz kuruşa ek- mek satıldığını gören belediye bu defa gene hafta sonunu bekle- meden ekmek fiatmı değiştirmek, yani sekiz kuruşa indirmek istiyor muş. Bu suretle hesapsız bir surette konmuş olan narh hatasını gene acele bir şekilde tashih et- Mmeği düşünüyormuş... Gelenler gidenler Paris Tıp fakültesi profesör- İetinden M. Charles Andre ve ailesile Fransız asebi hastalıklar profesörlerinden M. Danjan Tah- tandan şehrimize gelmişler ve dün akşam İtalyan vapurile Mar- İyaya bareket etmişlerdir. $ Fransız sefiri Kont de Cham- ve Fransa sefareli ataşe militeri kolonel Saron Ankaraya gitmişlerdir. lik mekteplerde İstabul ( vilâyeti dahilindeki bilimum ilk mekteplerin son sı- Bif imtihanları dün bitirilmiştir. artesi günü mektep ida- teleri tarafından numaralar tes- bit edilerek şahadetnameler dol- durulacaktır. Tarih gurupu bakalorya imtihanları 2 Temmuzdan İl Temmuza kadar Ankarada devam edecek olan tarih kongresine, bir çok Muallimlerin iştirak edebilmesini için lise ve orta mektep dari grapu bakalorya imtihan- larının Pazartesi günü yapılması & Bir kontrolör feci Bir ölümden Kurtuldu Beşiktaş Tramvay deposu kon- trol Gmemuru İbrahim Suphi efendi, dün sabah Ortaköy Ak- saray tramvayında kontrol vazi- Ekmek narkı Zahire borsası | ne diyor ? Ekmek narhının dokuz buçuk kuruşa çıkarılması üzerine, ek - meğin sekiz kuruşa idare ettiği fesini yapmak için: Beşiktaş is- | halde, narhm birdenbire buka-| tasyonunda tramvaya atlamıştır. Fakat sabahleyin tramvayın ör sabanlığında fazla müşteri ol- duğundan içeriye girmiye muvaf- fak olamamış bu esnada bindi- ği tramvay, istasyonda duran, tramvay arabası hizasına gelince Ibrahim Efendi iki tramvay ara- sında kalmıştır. Feryat üzerine vatman birden» bire tramvayı durdurmuş ve bu ani manevra iki hadiseye sebep olmuştur. Ilki vagon aresında kalan kon- trol İbrahim Suphi Ef, sağ ko- | undan ve sağ kaburga kemiğile yüzünün bir kısmından yaralan- mak suretile müthiş bir faciadan kurtulmuştur. Ibrahim Ef. derhal Beyoğlu zükür hastahanesine götürülmüş- tür, Ikinci hadise tramvay içinde bulunan Ortaköyde Dereboyun- da 45 numaralı evde oturan mektep talebesinden Matmazel Antipinin de başını birdenbire | tramvayın camına çarpması yü- zünden cam kırılması ve kızcağı | zın yüzünün muhtelif yerlerinden / kararnamesinin dokuzuncu mad - yaralanmasıdır. Maamafi Matma- zelin yrası bafiftir. Evine gön- derilmiştir. iki otomobil kazası daha Şoför Burhanettin Efendi ida- resindeki otumobille istiklâl cad- desinden geçerken kapucu Zih- niye çarpmışlır. Zihninin so! kolu ile alnı hafif surette yaralanmış- tır. Burhanettin Efendi. yaka- lanmıştır. Şoför Kâzım efendi de idare- sindeki 2519 numaralı otomobil ile Beyoğlunda Yeni çarşıdan geçerken aynı mahalde 70 nu- marada oturduğu anlaşılan 7 ya- şındaki Arşalos ismindeki kızca- ğa çarparak muhtelif yerlerin- den hafif surette yaralanmasına sebebiyet vermiştir. Kâzım efendi yakalanmıştır. Fethi dayak yedi Beyoğlunda sebzeci Koço ile seyyar manav Fethi bir alacak meselesinden kavga etmişlerdir. Koço, Fethiyi sopa ile döğ- düğünden yakalanmıştır. Kama düşüren mada Ayasofyada mektep sokağında Çarem Yunan dün sırrı keşfedebilirler, ayyy yy yy dar yüksetilmesinin doğru olmadı! ğını yazmıştık . İstanbul Vali ve belediye reisi Muhiddin Bey, bu hususta şun - ları söylemiştir: — Bizim tayin ettiğimiz fiat, zahire borsasınm resmi bültenle - rine bakılarak tesbit edilmiştir. Binaen aleyh, zahire borsasına i - zafeten vaki olan neşriyaim ha - talı olduğunu söylemek lâzımdır. Vali Beyin bu beyanatı üzeri - ne ticarel ve zahire borsasına mü - racaat eden bir muharririmize, a - lâkadar bir zat, şunları söylemiş - tır. — Borsanın rakamları doğru - dur. Biz, en ince teferruata kadar rakamları tesbit ederiz. Belediyenin tesbit ettiği fiat 15 günlük cedvellere bakılarak kon * duğu için, bu karışıklıklar olmak tadır. Hele son hafta zarfında buğday fiatlarının sür'atle inip çıkması bu karışıklığa sebebiyet vermiştir. Adliyeye gönderilen fırıncı yok Ekmek buhranma sebep olan fırmcılar hakkında tutulan zabıt varakaları belediye tarafından tet- kik edilmektedir. Dün, son pos ta gazetesinde, noksan ekmek çıkardığı tesbit O olunduğundan| dolayı meshür bir fırıncının iaşe desine tevfikan muhakemesine ba kılmak üzere Adliyeye verildiği © şeklinde bir haber çıkraıştır. Müddeiumumilik nezdinde yap tığımız tahkikata göre, hakkın * da iaşe kararnamesi tatbik edil - mek üzere böyle bir fırıncı he “ Ze Adliyeye gönderilmiş değil - ir oturan seyyar kartpostalcı 24 yaşında Rıza ismindeki şahsiyet Ayasofya polis roktası önünden geçerken yere büyük bir kama düşürmüştür. Memnu eslehadan olan bu br- çak derhal alınmış Rızada yaka- lanmıştır, Bir baca ve bir dam yıkıldı Şehireminde Uzun Yusuf ma- hallesinde Şükrü Efendi soka- ğında sakin Ahmet Efendinia oturduğu evin üzerine yanındaki Kadri çavuşun evinin toğla ba- cası büyük bir görültü ile yıkıl- mıştır. Bu tazyikin tesirine da- yanamıyak Ahmet Efendininde evinin tavanı olduğu gibi yıkıl- mıştır. O esnada evde kimse ol- madığı için nufuzca biç zayiat olmamıştır” Ankaradan Döndü Vapurculuk inhisarı hakkındaki! lâyiha üzerine Ankarada temâs - larda bulunan vapurcular birliği heyeti dün şehrimize dönmüştür. Murahhaslardan ve vapurcu -| lar birliği reisi Muzaffer Bey An - karadaki faaliyetleri hakkında şu malümatı vermiştir: — Hükümetimizin tanzim ettiği lâyiha henüz enetimendedir . Biz va - purculârın noktai nazarını hükümet erkânma ve mebuslarm ekserisine ar -| zeltik , Bizim bu husustaki noktai naza - rımız hükümetin ve vapurcuların men fanti noklasından, Seyrisefain vel vapurcuların ayrı çalışmasıdır, dedik. Eğer hükümet vapurculuğu - mızın inkişafiçin birtedbir almak! istiyorsa, istediği nizamnameyi, talimatnameyi, hattâ kanunu tan - zim etsin. Biz de bu emirler, ve kanunlara göre çalışalım. İcap| ederse, hep birlikte kurduğumuz! şirketle çalışalım . Uğraşalım. Bizim bu fikrimizi gerek hükü-! met erkânı, gerekse muhterem! mebuslarımız derin bir alâka ile dinlediler . Kendilerine çok mü - teşekkiriz . İnhisar hakkındaki kanun lâ 7 yihası henüz encümende olduğu için daha fazla Ankarada kalma -! ğı faydasız bulduk ve döndük. İ İcap ederse derhal Ankaraya gideceğiz. oDerdimizi, < tekrar encümende, Millet Meclisi umu - mi heyetinde anlatacağız . Artık bundan sonra hükümeti »/ mizin vereceği karara ittiba ede- ceğiz . Tabii hükümetimiz memleke -| timizin dertlerini hepimizden da - ha bilir. Ve iyi ona göre tedbirler alır, Halkevinde Temsil şubesinin faaliyeti ücretli bir temsi! heyeti teşkil ediliyor Halkevi temsil şubesinin idare heyeti geçende toplanarak şube- nin faaliyet programını tapzim etmişti. Bu program Halkevinin umumi idare heyetince tetkik ve tasvip edilmiş, bunun üzerine temsil şubesi bir senelik bütçe: sini bazırlamıştır, yakında tatbi- kine geçilecektir. Halkevi temsil şubesi, sahne san'atkârı yetiştirmek üzere bir kurs açmağı kararlaştırmıştır. Bu- raya orta tahsilini ikmal ve ebe- veyninin muvafakatini istihsal et- miş gençler alınacak, okutulacak- tır. Bunlar arasından şimdilik üçü kız, üçü erkek olmak üzere ya güzeli Aynarozda! vermen, 1930 senesi Yunan ve Avrupa güzellik kraliçesi Matmazel (Diplaraku) erkek kıyafetine girerek Aynaroza gitmiş ! Ve bu işe Aynaroz papazları fevkalâde kızmış! Doğrusu garabet içinde garabet manzarasını gösteren bir hadise... Çünkü güzellik kraliçesinin erkek kıyafetine girerek Aynaroz papazları arasına girmesi ne kadar aklın Kabul edeceği bir şey değilse, ara- larına böyle dünya güzeli bir kızın girmesinden dolayı Aynaroz papazlarının kızmış olmaları da o kadar havsalaya sığmıyan bir garibedir. Bununla beraber birdenbire insana imkânsız bir hayal gibi gelen bu hadiseye inanmak lâzım geliyor. Çünkü Atinadan gelen telgraflar bu haberin lâtife olmadığını söylüyor. O halde aceba bu meselenin aslı ne olabilir ? Hatıra gelen en kuvvetli ihtimal Aynaroz papazlarından birinin Yunan dünya güzelini bu bekârlar diyarına bir çare bulup gizlice celbet- miş olmasıdır. Ve ihtimalki Aynaroz papazlarının hiddetleri de Yunan güzelinin Aynaroza girmesinden ziyade bu fevkalâde macerayı hazırlıyan papazın gösterdiği muvaffakıyete karşı kıskançlık ve haset hissi duymalarındandır. Izmirde Bozyaka'da âyinicem halinde iken zabıta tarafından yakalanan bektaşiler arasında bir takım kadınların ve genç kızların bulunmasına hayret edenler vardı. İzmirli bektaşilerin enç kızları nasıl âyinicem meclislerine getirebildiklerine hayret edenler Aynaroz papazlarının Şii dünya güzelini nasıl olupta yanlarına celbedebildiklerice bakarlarsa belki anlıyamadıkları sy yy yy yg yg ag yl Demek ki kadınların kalbi garip bir madendir. Bu madeni celp ve cezbeden mıknatıs bazen bir bektaşinin yahut bir papazın elinde bulunabiliyor. O mıknatıs yaklaştığı zaman o madeni mutlaka kendine celbedebiliyor ! Vapurcular heyeti! | cek değil, | Bunların mesaisinden bir netice çığ“ makinesi mi, Yakut parçası mı?! Teslihatı tahdit konferansı büh » ranlar içinde yüzüyor. Artık onu mü Ateş vaffakıyeisizlikten (kurtaracak hiç bir çare kalmamış gibidir. Teslihat konferansı geçen nisan ş dan beri, yeni bulduğu bir tabirle meşgul olmaktadır. Konferans, teslis hatı iki kısma ayırmış, birine kemi yet teslihatr birine de keyfiyet tesli hatı, demişti, Son üç ay zarfinda kon ferans, bu keyfiyet meselesile uğra « şıp durmakta, buna mukabil ordu « ları, donanmaları tahdit etmek; kara ve deniz bütçelerini kısmak işi tama miyle bırakılmış bulunmaktadır. Halbuki teslihat konferansı, tesli- hatt tahdit etmenin en emin usulün den bahsederek bunun (Tecavüzt si- lâhlar,, : menetmek, yahut beynelmi tel bir hale getirmek olduğunu temin etmiş, bütün dünyanm bu esasa mi zaherstini istemiş, ve bütün dünyanın parasmı yalnız keyfiyet teslihatıma vermesini İleri sürmüştü. Fakat netice? Mütehassıslar iki aydan fazla bir zamandanberi (tecavüz!) ( silâhların ne olduğunu müzakere ettikleri hal, de bir karar veremediler ve ne oldü- ğunu tarif edemediler, Bunun neti - cesi olarak menolunacak silâhların hangileri olduğu anlaşılamadı. Amirallardan, jenerallerden ve sair zevattan müteşekkil olan müte- hassıslar, mevcut teslihattan birinin | “tecavüzi,, mahiyette olduğunu kabul edemiyorlar. İngiltereyi temsil eden amirallar dan biri İngilterenin bütün donanma sını, sırf ledafüi bir silâh olarak gösterdi ve onun tecavüzi hiç bir ma hiyeti bulunmadığını ve “yakut par « çalarından daha pahalı olan (') İn « giliz donanmasma,, hiç bir fecarüzt mahiyet atfolunamıyacağını izah et - ti. Diğer devletlerin hepsi hattı hareketi takip ettiler, Bunun böyle olacağmda hiç şüp- de aynı he yoktu. Çünkü teslihatı tahdit İğim (© le meşgul olanlar, teslihatı eksilte'» artıracak oadamlardır mıyacağını bilmiyen yoktur. Onun & çin konferans çıkmaza saptı. Bu gön lerde konferans ya büsbütün akame le uğrıyacak, yahut yeniden işe bey « lhıyarak hakiki bir muvaffakıyet ka » zanmiya çalışacaktır. Çi Bulgar bale Heyetinin temsili Iki gün evvel, Bulgar gazete cilerile birlikte Varnadan şehri- mize gelen amatör gençlerden müteşekkil bale heyeti yarın ak- şam saat 21,30 da Tepebaşında Darülbedayi tiyatrosunda umu- ma mahsus bir temsil verecektir, Bilet fiatları ucuzdur. Heyetin Ankara'ya da gitmesi mehte- meldi; m m li ime kişilik bir temsil beyeti de teşkil olunacaktır. Temsil heye- tine alınacak gençlere şimdilil zaruri masraflarına karşılık ol” mak üzere ayda on beşer lira ücret verilecektir. Bir çok gençler Halk evi temsil şubesinin Gülhane parkı methalinde alay #öşkündeki mer- kezine müracaat ederek isimle- rini kaydettirmektedirler. Kayıt devam etmektedir, temsil heyeti bu gençler arasından seçilecektir; Halkevi temsil şubesi, tiyatro kursuna lüzumlu ders, dekor ve gardrop levazımını tedarik et- mektedir. Derslere ve tatbikata yakında başlamlacaktır. Halkevi temsil şubesi, memle- kette tiyatro sevgisini kökleştir- mek, tiyatro kültürünü tesis et- mek üzere konferanslar verdir- meyi, neşriyat yapmayı da ka- rr