—— 4— VAKTI 14 MAYIS 1932—— - Şeker Meselesi Fiatların yükselmesinin sebebi ? —iki ayda ihtal edilecek şeker hakkındaki kararname bildirildi Geçenlerde o gümrükten bir haylı şeker çıkması üzerine pi- yasada şeker bollanmış ve tor şeker fiatleri bakkallarda 48 ku- | ruşa kâdar inmişti. Fakat bu bolluk bir iki günden fazla sür- memiş ve piyasaya çıkan şeker- ler ortadan kaybolmuş* fiatlerde kenar semtlerdeki bakkallarda tekrar yükselmiye başlamıştır. Bakkalların söylediklerine gö- re, gümrükten çıkan şekerleri toptancı ve ikinci le tüccarlar saklamaktadırlar. Dün kendisiyle görüştüğümüz bir bakkal bu hususta şunları söylemiştir: — Memlekete ithal edilen şe- ker piyasaya çıkarılmış olsa, ka- tiyen şeker buhranı duyulmaz. Fakat tüccarlar çıkardıkları malı ihtikâr yapmak maksadiyle sak- lamaktadırlar. Şeker almak için müracaat ettiğimiz tüccarlardan evvelâ yok cevabini alırız, Ve nihayet parasını 46 dan vermek, faturayı da 42,5 dan âlmak teklifi karşısında kalırız. Takipten kurtulmak için fatu- râyı 42,5 dan fazla vermedikleri gibi, şekeri de kendi depoların- da tutmayıp başka yerlerde sak- lamaktadırlar. Hepsi değil, fakat her halde böyle yapanlar vardır. Binaenaleyh, bu işi esasından halletmek zamanı gelmiştir: Aksi takdirde şekeri ucuzlatmak ka- bil olamıyacaktır. Bakkallar cemiyeti de, güm- .rükten ve tüccar tarafından gü- nü gününe ihraç ve satış İiste- leri verildiği takdirde şeker et- rafında yapılan hilelerin meyda- na çıkacağı kanaatindedir. Geçenlerde icra vekilleri he- câğı vardır. Burası Türklerle meskündur. Fransanın Suriyeyi parça par- ça ederek vücuda getirdiği “Şar. ki Akdenizde Fransız devletleri, bunlardır. Suriyeyi idare etmek işi pek pahalıya (o malolmaktadır. Her memlekette ayrı ayrı idareler tesisi, bir sürü lüzumsuz ve bü- yük masrafların ihtiyarma saik oluyor. ve bu masrafları çeken mükellefler inim inim inliyorlar, Sonra bu parçalanma yüzün- den Suriye omüslümanlarıyla hıristiyanları bir arada yaşıya- rak birbirlerine alışacaklarına, gittikçe birbirlerinden soğuyor, birbirlerine karşı adavet ve nef- retle mütehassis oluyorlar, Buna rağmen Suriyede milli hisler gittikçe inkişaf ettiğinden yalniz müslümanlar değil, hıristiyanlar- da da müttehit bir Suriye teşkil etmek fikri günden güne kuv- vetlenmektedir. O kadar ki bu gün Suriyeliler kendilerine bıra- kılacak olsalar, ayrı ayrı parça- lar halinde yaşamaktan derhal vazgeçerek birleşecekler ve al- tınde inledikleri yükleri kısmen kaldırmış olacaklardır. Fransanın buna sonuna kadar mümanaat edeceğine şüphe yok- tur. Onun Suriyeye ileride istik- lâl verildiği takdirde Suriye milliyetperverlerinin herhangi bir harekette bulunman ası için şim- diden tertibat alması bunun en canlı delilidir, 0.R. laa in ii A yeti tarafından mayıs ve haziran aylarında omemlekete ithaline | müsaade edilen 3,4ç0,000 kilo şeker Oo hakkındaki kararname gümrük ve inhisarlar vekâletine tebliğ edilmiştir. Vekâlet bu nisbet dairesinde bugün gümrüklere iâzımgelen taksimatı yapmış ve telgrafla gümrüklere tebligatta bulunmuş- tur, Bu tebliğe görn Istanbula 465 bin 800, Izmire 256,200, Haydar- paşaya 186 bin 300, Mersine 232,900 Samsuna 128 bin, Zon- guldağa 46600, Trabzona 176,600 Urfaya 23,300; Ayıntaba 11,600, Karsa 116,400, Ankaraya 58 bin 300 kilo isabet etmiştir. Bu tevziat gümrüklerde mu- kayyet beyannamelere #ıra ile ve altıda bir nisbetinde yapıla- cak ve bu vazıyet 25 Mayısa kadar devam edecektir. Ayın yirmi beşinde eide kalacak olan son kontenjan miktarı da en çok ihtiyacı olan gümrüğe veri- lecektir. Gümrük başmüfettişliğinin raporu Haber verildiğine göre, güm- rük ve inbisarlar vekili Ali Rana B. tarafından gümrük işlerinin ıslahı için gümrü başmüfettişli- ğindea istenen rapor hazırlana- rak vekâlete gönderilmiştir. Ra- porda tarifenin tebdil ve tefsiri- ne, müamelât ve bazı tüccarların bu husustaki müracaatlerile lü- zum görüldüğü kaydedilmek- tedir. Ticaret müdürlüğü bazı kah- vecileri mahkemeye veröcek Ticaret müdüriyeti bazı kah- vecileri yaniden mahkemeye ver- mek üzere tetkikata başlamıştır. Kahveciler birer birer çağınlarak defterleri (tetkik o olunacaktır. Mektupçu Osman Beyin riyase- tindeki komisyon bundan evvel haklarında şikâyet edilen kahve- ciler hakkindaki tetkikatına de- vam etmektedi Beynelmilel sergilerde Türk mahsulâtı Ibracat ofisinin sergi işleriyle meşgul şubesi önümüzdeki sene zarfında Avrupada açılacak olan beynelmilel sergilere Türk mab- sulâtmı ve orjinal eşyalarını hak- kiyle temin etmek için çalışmak- tadır. Şimdiye kadar beynelmilel ser- gilere hususi mahiyette iştirâk i ediliyordu. Bundan sonra umumi mahiyette iştirâk etmek için ted- birler alınacaktır. Gümrüklerde açıcı olan amele ücretlerinden şikâyet var Bazı tüccarlar gümrük ambar ve antropolarında açıcı olarak çalışan amelelerin ücret olarak çok para istediklerinden şikâyet etmişlerdir. Geçenlerde Ticaret odasında gümrük murahhasları- nın da iştirâkiyle yapılan top lanmada açıcı ücretleri tesbit edilmişti. Halbuki şikâyete gö- re açıcılar tesbit olunan miktar- dan fazla para istemektedirler, Eyüpte MHilâliahmer dispanseri Hilâliahmer cemiyeti yeni ve büyük bir dispanser yapılmak üzere Eyüpte bir arsa satın al- mıştı. Öğrendiğimize göre dis- panserin inşasına pek yakında başlanılacak ve son baharda da resmi küşadı yapılacaktır. Dun“ Düne ad i od şehrimizde on gün kaldıktan sh ni Bİ a Yen “yi İn Meraklı Şeyler Hintliler nasıl yaşanlar Gandinin maksadı nedir, nasıl çalışıyor ? Mr. Ernest Wood adlı tanın- mış bir İngiliz filozofunun zev- cesiyle birlikte şehrimize geldi- ğini ve Beyoğlunda Y.M.C.A. Amerikan kulübünde bir konfe- rans verdiğini yazmıştık, M. Wo- sonra dün Hindistana dönmek üzere hareket etmiştir. Mr. Wood evvelce de yazdır ğımız gibi yirmi beş senedenberi Hindistanda bulunmakta ve Hin- distanın medeniyeti eserleri hak- kında tetkikat (o yapmaktadır. Kendisi Hindistanda iki büyük milli darürlfünun tesis etmiştir. Şimdiki halde Haydarabat Sent darülfünununda müderristir ve Hintlilerin felsefe lisanı olan Sanskrit'ceden muhtelif eserlerin İngilizceye o tercümesiyle (o meş- guldür. Mr. Vood'un senelerce Hindis- tanda bulunduğunu düşünerek Hindistan ve Hintliler hakkın- daki fikirlerini öğrenmeği faideli bulduk, Profesör hareketinden evvel kendisini ziyaret eden bir muharririmizin MahatmaGandi- ye dair olan ilk suale şu ceva- bı verdi: — Gandi, tahsili kuvvetli ve çok ze- ki bir adamdır. Tahsilini İngiliz dar| rülfünunlarında yapmıştır. Kendisi- ni de Tolstof'in fikirlerine karşı büyük bir meclübiyet görüyorum, Arzusu, Hindistant istiklâline kavuşmuş gör- mektir, Şimdiki halde Hindistinda İngiliz mallarına karşı büyük bir. boykotaj hareketini faaliyetle idare ediyor Bu- nun için her mağazanın önüne kendi fikrine sadık olan kadmlar bırakıyor. Bunlar, memlekt dahilinde yapılmı - yan bütün malların satılmasına her vasıtayla mâni olmıya çalışıyorlar. Hattâ daha ileri bile giderek her aile- nin yünü kendisi bükerek elbiselerini bizzat yapmalarmı sitiyorlar, İngiltere yavaş, yavaş, Hintlilere istiklâl hukuku veriyor. Fakat Hint- liler, taşım tabintli ve aceleci olduk-! ları için istiklâl hukukunun kendileri. ne birden verilmesini istiyorlar. Ben şahsen Hintlilere derhal istik- lâl verilmesi taraftarıyım, Bu suretle kan dökülmemesinin ö- nüne geçilecek ve Hintlilerin İngilte.! reyle iyi geçinmeleri mümkün olacak-| tır. Hintlilerin hayatını ve zekâsını iyice anlıyabilmek için onların yanında bir müddet yaaşmak, evlerine girmek lâzımdır. Yemek saatinde bütün aile efradı bağdaş kurarak bir daire teşkil eder. ler. Büyük muz yaprakları kendileri- ne tnbak vazifesini görür. Yemeği elleriyle yerler. Buna sebep olarak ta, çatalın bir çok kimseler tarafından | kullanıldığı için kirli ve pis olması ih- timalini ileri sürerler, Hiç et yemez. ler. Fakat bunun sebebi, eti pis bul. maları değildir. Hindistanda başlı. ca gıda pirinçtir ve bu da oldukça pa- halıdır, Hintliler günde üç defa yıkanırlar ve her defasında çamaşır değiştirir. ler. Fakirizm'e gelince, bilmek icap e. der ki, bu bahis üzerinde anlatılanla. rım bir Kısmı doğru, bir kısmıysa ta- mamiyle yalan ve uydurmadır. Fakirizm'in tetkiki sabra ve uzun zamana mütevakkıf bir iştir. o Hindis. de bulundurmak suretiyle kollarını bir daha aşağıya indiremez bir hale gelmiş kimselere tesadüf edilir, Çünkü sinirler ayni vaziyette kal mak neticesinde sertleşmiş ve oy- namaz bir hale gelmiştir. Sivri çiviler üzerinde oturanlar ve- ya göğsü üzerinde taş kırdıranlar da görülür. Fakat birçok şarlataalar özüni & Rusyada Aşk! Piyangoda büyük ikramiye : Devriâle” seyahati,semaverin mecazı manası:Kad m adi Moskova'dan Leningrad'a her gün birçok tren kalkar. Bun- ların en serii, en rahat, en şıkı akşam 10-30 da kalkan trendir. Bu trenin kaç kişi alabilece- ğini saymadım amma, beş altı yüz kişi kadar alabileceğini tah- min ediyorum. Yalnız bu trene bilet almak için birkaç gün evvelinden te- darikli bulunmalı, Leningrad'a gitmiye karar ver- diğim gün, acentenin bulunduğu Pietrocka sokağına saat ona doğru gitmiştim. Benden evvel gelenlerin sayısı iki yüz kadar- dı. Bereket versin üç gün son- ra gideceğim için beklemedim” Ertesi günü, saat 8,30 da gitti- ğim halde gene kalabalık vardı. Fakat bilet aldım. Yalnız gitmiyordum. Luba da beraberdi. Ben, iki yataklı bir kompartıman tedarik etmek ni- yetindeyken ancak dört yataklı bir kompartımanda iki yatak bulabilmiştim. Gişeye bilet parasını verirken, gözüme, şimdiye kadar görme- diğim bir para ilişti OÜzerinde bir ruble yazıyordu. Luba'ya sordum. Bana bunun bir piyango bileti olduğunu söy- ledi. Bu piyangoda şunlar kaza- nılıyordu 1 — Büyük ikramiye: Dört ay devam eden bir devriâlem | seyahati, yahut, 10000 ruble kıy- metinde bir ziraat traktörü, 2 — Iki ikramiye; Iki ay de- vam eden bir devriâlem seyaha- ti yahut, altı aylık benziniyle be- raber 500 ruble kiymetinde bir ziraat traktörü, 3 — Beş ikramiye: Damızlık bir hayvan, yahut bir deniz mo- törü, Beherinin kıymeti 1000 ruble, 4 — Otuz ikramiye: Bir at, yabut bir marangoz âlet ve ede- vatı; Beherinin kıymeti 500 ruble, 5 — Yüz ikramiye: Bir bisik- let, yahut bir av tüfeği, ziraat aletleri yahut bir sanatoryumda bir aylık istirahat, Beherinin kıymeti 200 ruble. 6 — Iki yüz elli ikramiye: Bir dikiş makinesi, yahut bir musiki aleti vesaire. Behe- rinin kıymeti 100 ruble. 7 — Üçyüz ikramıye: Tek bir av tüfeği yahut bir saat, yabut gümüş bir tabaka vesa- ire. Beherinin kıymeti 50 ruble. 8 — Dörtbin ikramiye: Bir mandolin veya bir balalayka, yahut bir radyo ahizesi yahut bir tayyareci (elbisesi, yahut hayvanlar için otomatik bir ya- lak, yahut bir kızak. Beherinin kıymeti 20 ruble. ————————— — bulunduğu için hakiki bir fakiri tanr-| gibi, mak oldukça güçtür. Imam Yahya'nın Oğlu boğuldu Bağdat gazetelerinin verdiği | Ercüment Behzadın işti malümata göre Yemen hüküm- darı Imam Yahyanın oğlu Bed- rettin Mehmet Hudeydeden yarım saat mesafede bi: adada yüzer- ken tehlikeli bir vazıyete düşen arkadaşlarından birini kurtarmak istemiş, fakat boğulmuştur. Mer- bumun cesedi bulunarak çıkarıl- mış ve defnolunmuştur. Imam Yahyann daba başka oğulları vardır. Yazan: Lui Sari Rus" 9 — Altmış iki bin ikram Bir gaz maskesi yahut bif pan. Beherinin kıymeti 10 r9 a Her ikramiye, sahibi ar29 | tiği takdirde nakten de verik biliyordu. simi Tren kalktı, yerleştik. partımanda, benden başka doğrusu bizden başka- bir ri la bir polis memuru var. memurunun Luba'yı öteki kei tercih ettiği dikkatli ve Ha İ bakışlarından anlaşılıyordu. buki ben, polisle öteki kadın! beraber (olduklarını za yordum. Luba bunun aksini iddia eti Esasen biç de konuşmuyorlâi Polis, bir aralık, Luba,ya o kadi yaklaştı ki, kız, kendisinin Y olmadığını söylemiye mecbur San P du O zaman polis, nazari öteki kıza çevirdi. Fakat © © yüz vermedi. Esasen vakit ece yarısına geldiği için, 2 Lubanın dh mucaakf elektrikleri söndürdü. Iki kız yattı, Kadmlar üst yataklarda ys mlşlardı. Ben ve polis alt ya' lardaydık, Biraz sonra hepi uyuduk. SEMAVER “ Tula'ya gidilirken semai türülmez. ,, darbı meseli bana dost Mişel, Luba'yı da Leningr beraber götüreceğimi bildir zama söylemişti. Tula, semaverleriyle m bir şehirdir. Fakat burada maverden (kastettiğim me“ mânayı elbet anlamışsınızdır. Benim semaverim Lu Ve hakikaten onunla beri Leningrat caddelerinde ken, Mişel'in darbı me doğruluğunu anladım. j Güzel kadın meraklıları * Rusyanın eski payıtahtı, ye! den daha tavsiyeye Şşayı Burada, kadınların omuzlar! ba az geniş, boyunları uzun, vücutları daha ince, ları daha yumuşak, gözleri ha tatlıdır. Moskovalılarda henüz bir mujik kam vardıri Lenin taysa, eskiden, birçok asi! ler dolaşiyordu. Şüphesiz rn kanlarından bir patçasi kadınlara da geçmiştir. .. 7 Bizzat şehirde asilzadedir- den ziyade saray var. çok ta mermer, Hatta, rıhtımlar bile, yük purlarından ziyade, yatlar yapılmış gibi. Dükkânlar camekânlarına, Moskovada” yade itina ediyorlar. Mos Le lılar işe aşkla göle | ningratlılar eldivenle gid i (Devam Kadıköy SUREYYA elen wi i ERTUĞRUL SADETTIN Pazartesi günü asşamı gala suvare Otetllo Yerler şimdiden satılmaktadır. Her tarala otobüs temin edilmiştir. Salı akşamı 1Bakırköy LAle şamba akşamı (Erenkön Aile) rında : Beşte Gelen