“m 4 — VAKİT 4 MAYIS 1932 Profesyonel takım ! Federasyon reisi bu fikri doğru buluyor m— ——e Dünkü sayımızda, sporda bü- | şekline girmiş ve amatörlükten tün dünyanın profesyonelliğe doğru gittiğini ve bizimde bu mevzuu dikkat ve alâkayla ta- kip etmemiz lâzım iğini izah etmiştik. Fihaliz ağ yakın komşularımızdan başlıyarak di- arar rg spordaki yüksek ini tetkik ederken dai- ma önümüzde amatörlük, profes- yonellik bahislerini görüyoruz. Profesyonellik nedir? Bunu aşaği nl bütün sporcular bi- lir.Amatörlük,hiçbir menfaat dü- şünmeden bu işle meşgul olmak önellikde bu işi san'at meslek haline getirerek bir menfaat mukabili çalışmak- tır. Amatörlüğün şerefi vardır. Fakat amatör kendisine kat'i mecburiyetler tahmil edilemiyen adamdır. o Profesyonelse aldığı mukabilinde san'atını ileri- tmiye (otomatikman mecbur olan kimsedir. Türk kulüplerinin niçin yük- #ek mikyasta ilerliyemediklerini, bilhassa bütün itinalara ve dik- katlere rağmen neden kuvvetli bir Türk takımı yetiştiremediği- mizi tahlil ederken, oyuncuları- mıza bir sistem veremediğimiz- den şikâyet ederken daima; — Ne yapalım. Idmanlara gelmiyorlar ki... deriz. Bu idmanlara gelmemek, eger oyuncunun kendisine güvenme- sinden ileriye gelmiyorsa muhak- kak zaman ve imkân bulamamak yüzündendir. Bir kere bütün sporcuların bittabi işleri güçleri vazifeleri vardır. Yaşamak için çalışmıya mec- budurlar. Spora hasredecekleri saatler çok mahduttur. Bunları muayyen maçlara hazırlamak ve çalıştırmak için, bu çocukların kları o müesseselerden on gün izin almak hususunda çekilen sıkıntıyı da alâkadarlar pek iyi bilirler. Bü şartlar altında bir takım yetiştirmenin ve bu yetişecek takımla Avrupanın binlerce lira sarfederek yetiştirdikleri takım- larla müsavi şerait ali maç yapmanın ne demek izaha hiç hacet yoktur. Çünkü etrafımız misallerle doludur. Bu kısa izahattan sonra iddia ediyoruz ki, eğer sporda diğer kulüplerin eler erene ve istiyorsak onlar gibi bizim de kısmen si eliği kabul Ginemi. ve Bu e zarar ay rüz. Bit tabi amatörlük sailcek ve teş- kilât ilga edilecek değildir. Esa- sen bütün kulüplerimizin profes- yonel hale gelmesinin, ne İüzumu ne de imkân ve ihtimali vardır. Bizim şimdilik lüzum gördüğü- müz şey amatör milli takımın yanı Sam bir de profesyonel milli takım yetiştirmektir. Me- selâ yirmi beş gençten mürek- kep bir kadroyla bu hususta şimdilik iktifa etmek mümkün- dür. Bundan edeceğimiz istifa- deye gelince kendilerine temin edilecek aylık veya diğer mem- faatlar mukabili bu gençler bü- tün günlerini bu işe hasrede- cekler ve kendilerinden çalış- malarını ve kazanmalarını iste- mek hakkı olacaktır. Diğer taraf- tan bu suretle yetiştirilecek takım memleketin amatör takımlarına memleket dahilinde güzel bir oyun ve sistem örneği de vere- cektir. Bunlardan mada memlekette esasen yaşadığı iddia olunan giz- li profesyonellik, bir mevcudiyet tamamen ayrılmış olacaktır. Hamdi Emin bey diyor ki Bu fikir üzerinde ilk defa Hamdi Emin beyle konuştuk. Federasyon reisi bu fikre sami- miyetle taraftardır. Diyor ki: Evet. Kuvvetli bir takım yetiştirmek için a ra kabul etmemiz fena bir fikir değildir. Ben buna taraftarım. Yalnız zannediyorum ki profesi- yonelliği bizim kulüplerin büt- çeleri ve stadlar hasılâtı temin edemez. Büna çare bülunursa bu iş yürür. Ve profesyonel bir takımdan teknik, sistem ve ka- zasmak beklemekte hakkımız olur. Meselâ hükümetten bir tahsisat temin edilirse amatör takımlarımızın . yanında birde kuvvetli profesyonel takım ye- tiştirilmiş olur. Beşiktaş - Beogradski maçı Belgrat, 3 (A. A.) — Avala ajansı bildiriyor: Dün yapılan ikinci müsa - bakada Beogradski kulübü 1 — 2 Be- şiktaşı mağlüp etmiştir. Misafirler çok yüksek fenni ve o nisbette temiz bir oyun oynamışlar, seyircilerin şid- detli alkışlarını celbetmişlerdir. Hâ - kem oyunu iyi idare etmiştir. Maç bittikten sonra ahali Türk takımımı u- zun müddet alkışlamakta devam et- miştir. Vakıt — Beşiktaş takımı o birinci maçta da aynı sayı farkiyle yenilmiş- tir. Istanbul * izmir maçı Futbor Heyetinden: 1 — 6 mayıs 1932 cuma günü mu - karrer İzmir — İstanbul muhtelit ta - krmları maçma heyetimizçe ““aşağıda kulüp ve isimleri yazılı oyuncular tef- rik edilmiştir. Fenerbahçeden: Fikret, Zeki, Ni - yazi, Cevat, Mehmet, Reşat. 2 — Galatasaraydan: Avni, Nihat, Bürhan, Mithat, Mehmet Salim, Ke - mal Rebil, 3 — İstanbul Spordan: Salâhattin, Samih, Aziz. 4 — Vefa - Kumkapıdan: Sami. 5 — Reykozdan: Sedat, 6 — Süleymaniyeden Nuri Beyler. 7 — Maç saat tam 16 buçukta baş- lıyacaktır. Oyuncular saat 15 buçukta Galatasaray kulübünde bütün levazr- miyle hazır bulunacaklardır. 8 — Mağm hakemi, Ankara mm - takasına, mensup Kâmil bey ve yan hâkemi İstanbul mmtakasmdan Ab » düllah beydir. 9 — Stadyum kapıları saat 13 te &- çılacaktır. 10 — İzmir - İstanbul maçından ev- vel saat 15 te Fenerbahçe A, ve B, muh teliti ile karşılaşacaktır. İrmirli misafirlerimiz perşembe gü nü sabah saat 5 te Topane rrhtrmma Gülnihal vapuru ile geleceklerdir. Mıntakamız sporcularmm istikbal me- rasiminde bulunmaları rica olunur. Bu münasebetle Lig ve Şild maçla- rı tehir edilmiştir. Izmir muhteliti geliyor İzmir, 3 (Vakrt) — İzmir muhteli yarm ekispresle İstanbula hareket e- decektir , DAVETLER Mübaşirlik imtihanı Istanbul müddlumumlliğin- Li İstanbul ve milhakatı mahakimi mübaşir. Adana İcra memuru İstan» bul müddelumumiliğinden: Biülhmeriniyet terki varifa ederek İstaniır. Is gelen Adana era ve İflâs memuru Zühtü Beyin Aslen memmriyetimiza müraenatı, Münhal kâtiplikler Istanbul müddelumumlliğin- Masonlar Arasında (Östtarafı £ inci sayfada) vücuda getirilmeleri lâzımdı. Vuku bulan hadise şundan ibaret - tir: Türkiye masonluğu, kendisine men- sup bir mahafelin masonluk nizamatı-| Ji na uynuyan bir takrm hareketlerde bu Junduğunu anlamış, bunun üzerine bu mahfeli muhakemeye karar vermiş - tir. Bunun üzerine inceden inceye tah- kikat yapmış, omahafil azasının hep- si istiçvap edilmiş, ve neticede bu ma- hafilin seddine, bu mahafile mensup bazı zevatın (omasonluktan İhracma, mahafil azasmm gayrı muntazam sa- yılmasma karar verilmiştir . Mason nizamatina göre, masonluk- tan ihraç olunan bir mason, başka hiç hir mahfel tarafından kabul olunmaz ve hiç bir veçhile mason sayılmaz. Böyle bir zatm masonluk namma her hangi bir Ohârekette bulunması için, yeniden masotiluğa intisap et- mesi lâzımdır. Aksi taktirde onun | Üst tarafı Tünel sıyfada | ölüyü teşhislerine istinaden ka- #ilin Estonyalı Yulius Liblik ol- duğu kanaatini hasıl etmiş bu- lunmasına rağmen tesadüf edi- iyor. Bu kanaatte bulunanlar diyor- lar ki; — Resmi neşredilen Liblikle maktul serseri arasında benzer taraflar hiç yok. Neşredilen resimde Liblik'in saçları az, hatta belkide başının ork hiç yoktur, Halbuki haydudun saçları sık ve çok, al- nı da ötekine nazaran daba ba- sıktır. Haydudun ağn Liblikin ağzından daha küçük görünüyor. , Ismi asıl imlâsiyle Julius Leb- lich olan Estonyalı gemici ve bula- şıkçının hadiseye tekaddüm eden günlerde nerelerde çalıştığı ve ne- bu hareketini hiç bir mason tanımaz|relerde oturduğu tesbit edildiği tak- ve onunla teşriki mesal etmez. “Gayrı mumtâzam,, ilân tirde,camgözlü haydutla Liblik'in olunan) aynı şahıs olmadığını iddia eden- masonların üzerinden “gayrı münta -İlerin, belki de muhiyyelelerinin faz- zamlık,, kaldırılımsı, bunlar yeniden mahfellerine devam edebilirler. Bugünkü Türkiye: meşriki âzamı, haiz olduğu selâhiyeti kullanarak kendisine mensup bir mahfeli seddet - tiğinden, bu mahfel ortadan kalkmış sayılır. o Gene Türkiye meşriki âza - mi kendisine mensup ve onun mah -| fellerinde çalışan bazı azayı mason - luktan ihraç ettiği için bu zevatm Türkiye masonluğiyle (bir alâkaları kalmamıştır. Ve onları mason sayacak bir kim - se yoktur. Türkiye meşriki âzami tarafmdan seddolunan ve bazı zevatm teşebbü - siyle yeniden tesisi mevzuu bahsolan Azim mahfelinin vazıyeti, bundan iba - rettir, Bütün Türkiyedeki mason mahfel- lerine hâkim olan Türkiye meşriki, mahfellerden birinin masonluk niza - matına muhalif harekette bulundu - gunu görmüş ve bu mahfeli sedde ka - rar vermilşir. Netekim daha evvel de bazı mahfeller ayn; şekilde sedde - dilmiş, meşrikin hükmü itaatle ka - bul olunmuştur. Meselenin bir cephesi budur ve söylendiğine göre, Türkiye meşrikinin| tı ve Türk masonlarndan yüzde dok - san dokuzu bu hadiseyi, bu şekilde telâkki etmektedirler. Buna mukabil öteki tarafın noktai nazarma gelince? Yeni mason locasının müessislerin- den olan Ahmet Bahri bey şu fikir - leri serdediyor : “Bizim teşkil (ettiğimiz müstakil mason loca hakkında suitefehhümüdai gayrı vaki haberlere tesadüf ediyo - ruz. Evvelâ biz bu teşekkülü Türkiye masonluğun kozmopolist saha ce ce - reyandan kurtarmak için yap” tık, Türk harsini kabul etmiş ve sıfatı matlöbeyi haiz gayrı müslim her vatandaşm cemiyetimize heran için girmek hakkıdır... Nehri beyin busözleri hars milliyetin esas ittihaz eden bir masonluğa ta - raftar olduğunu göstermektedir, Aca - ba Türk masonluğu bu esastan inhi - raf etmiş midir.? Meseleyle meşgul olan muharriri- miz bu nokta hakkında da tetkikatta bulunmuş ve kendisine şu sözler söy- Jenmriştir: “Türkiye meşriki âzamma mensup masonların kahir ekseriyeti, fazilet ve meziyeti müsellem halis Türklerden! ve Türk vatandaşlarından müteşek -| kildir. Türk masonluğu evvelâ öz yatana mukayyet olmak için insani ve vatani vazifesini ifaya çalışmak - tadır. Türk masonluğu milli menfaatler hususunda son derece (hassastır. Ve onün her dakika alnı açıktır. Elhasıl, yeni loca tesisini bir ifti - rak mahiyetinde telâkkiye imkân yok- tur. Ve yeni mahfelin muvaffak olması da mümkün değildir. srereeessessesseneusaruen sararan saran asasenensesesraseee kılnasağından talip olanların Barsa Enel etmeleri, menine mürsenat Bor hukuk hâkimliği Istan- bul müddelumumiliğinden: 40 lirn maaşlı Bor hukuk bâkimliğine ta- Asliye mahkemeleri zabiti kâtiplikleri için 4) yin kılman hikim Apdillhamit Beyin âcilen Mayın 9S? tarihinde müsabaka imtihanı icra) memuriyetimite müracaatı. la genşiliğinden ileri gelen bu şüpheleri, izale edilmiş olacak- tır. Fakat bu halâ kabil olama- mıştır. Zabıta filhakika o Camgözlü haydudun Galatadaki bâzı kah- velerde sabahladığını tesbit et- miştir. Fakat bu adam acaba Estonyalı Liblikmiydi? Dün, halâ tütün esrarengizli- ğini mubafaza eder gibi görü- nen bu mesele etrafında tekrar tahkikat yaptık. Tahkikatımızın neticelerini yazıyoruz: Yulius Liblik sene kadar evvel Beyoğlunda Türkuaz İo- kantasına giderek iş istemiştir. Burada kendisine bulaşıkcılık teklif edilmiş, oda kabul etmiş- tir. Liblik. bii r e ayan ŞİR. hayretini o celbetmiştir. Çünkü ancak 20 lira aldığı halde bu kadar az bir para kazanan bu adam için gayrı tabii sayılacak derecede şık gezmiye başlamış- ar, O zaman Türkuvazın aşcı ba- şısı olan Grigori şimdi Bursa sokağında 9 numaralı Rus lokan- tasında çalışmaktadır, bu adam diyor ki: “- Lblik çok temiz kıyafetle gezer, yirmi İira aylık aldığı balde çiti iki li- rahk çorap, on liralık ipek gömlek gi- erdi. Ublik pek az konuşurdu. “Türkuazda epi kaldıktan sonra bir gün bir Holanda vapurunda iş bulduğunu söyliyerek gitti. Bundan iki boçuk sene kadar evvel gene geldi. Iş istedi, Kendisinden mem. nun değildim Fakat haline acıyordam. Vapurdan niçin çıkığı ısrarla sördu- gum halde bir türlü bir şey söylemek istemedi. Yalnız bir defa Fransız poli- sinin pasaportunu gördükten sonra dışa» rı çıkmasına müsaade etmediğini nasılsa ağzından kâçırdı., Liblik Türkuvazda © çalıştığı müddet zarfında garip halleriyle herkesin nazarı dikkatini celbet- miştir. Hemen hiç kimsenin yü- züne bakmıyarak başı iki eli arasında daima düşünceli ve dal- gın durduğunu eski arkadaşları söyemektedirler. Turkuvazdayiken kendisini u- zun boylu güzelce bir kadının bazı akşamlar ziyarete geldiğini örenler vardır. Bu kadının da im olduğu henüz anlaşılama- mıştır. Dünkü Akşam (o gazetesi Tahmis sokağında (o oturan Madam Agavni isminde bir kadının bahsettiğimiz kadın ol- ması ibtimaliyle polisşçe nezaret altın da alındığını yazmışsa da is müdürü Ali Rıza Bey bu beri tekzip etmiştir. Liblik Holanda vapurunda ça- lışırken aynı vapurda Jorj adlı birisiyle de tanışmıştır. Şimdi Sovyet ceneral konsolos'uğunda aşçı olan Jorj'la Liblik vapuru 'Esrar.. Hâlâ | rini | Jorj'da diyorki; — Liblik'le Van der Zes terkettikten sonra münasebofi” kesmemişlerdir. m Vapurumuz İskelelere her i Liblik telâşa döşet ve vapur ayrılınaya kadar yekiri i ma aşağıdaki işlerle uğraşırd. Va | daima Isyankâr bir bali vardı. Ba ş$f bir çok defa kaptanla kavga eri, Garip bir haber Dün malümat almâk Gn lik'in sal Halke vaj acentesi ider Zee kumpasy#” sına müracaat eden bir rimize şu cevap verilmiştir: * — Van der Zee şirketi bir Hol kumpanyasıdır. Biz burada o kumpany# Dın #entesiyiz. Müstahdemlere müresk lik bütün defterler ve kayıtlar Arms” damdaki şirket merkezinde bulunü” Halke vapurunda Yulivs Liblik adlı bf adamın çalışıp çalışmadığını bilmiyoru$ Fakat belki kaptan barada ameleye yaç görmüş ve bu adamı gemiye or. Muharririmiz kumpanyadan © karken acente memüurlarındaf | biriyle karşılaşmış bü zat mü harririmize şu şayan dikkat sö” leri söylemiştir: — Ben hatırlıyorum, Halke vap” rernda Yulius Liblik isminde birisi çal” t. Fakat bu adam ölmediki. Şimdi kos” panyamızın Kazes vapurunda “çalı ve sağdır. — Siz bu adamı gördünüz mi? Fotorafını göstersem isiniz ? “— Hayır. Çünkü hiç görmedim. F" kat gören bazı arkadaşlarım var. vapuru da şimdi seferde, bir ay sö9f* gene buraya gelir.,, ; Bu memur söylediklerinde eğef yanılmıyorsa mesele büsbütüf karışacak ve şu garip vanyetif | karşılaşacağız, demektir: j enaleyh cam gözlü haydut Liblik değildir.,, rini teyit veya tekzip vi bizce kabil olmadığı içi söylediklerini kayıtla e ken Camgöz katilin Baybürlif Ermeni komiteci Cevo olduğuf” da ısrar eden zatın şu sözlerini de derhal hatırlamamak kabil değil: “— Bu adam Camgöz Cevo” | dur. Bunu maktülün vesminde? anladım. Emin olmak için Mor" ga da gittim. Kanaatim ku buldu, Bu adam bütün Baybüf” | dun tanıdığı ve benim bildiği” | zaman yirmi yaşında buluna” Cevodur. İsterseniz Bayburt | Zübtü beye ve Nalçalı ağa ** Adil EF. lere maktülün resimle” rini gönderiniz derhal tanıyaci” lar ve söylediklerimi tasdik ed” ceklerdir, ,, | Şehitierin ailelerine yardır. Vazife kurbanları Şakir Hakkı beylerin ailelerine teri edilmek üzere polis yeti erkân ve memurin aralar!” da 2500 lira toplamışlardır. AY rıca emniyeti umumiye müd ki ğü de 2000 lira göndermişlerdi” Polis müdüriyeti vazi di | iki memurun hatırası olmak üze re Yenicaminin önünde park? Şakir ve Hakkı beylerin püst” nü dikmek tasavvurundadır. ye ber verildigine göre şeker taci” lerinden başka diger bazı A ve müesseseler de,aralarmdı” lira toplayarak iki şehidin ai rine tevzi edilmek üzere müdürlyetine vermişlerdir. ii Kadıköy Süreyya si, i Bu akşam 21,30 da d Çitte keramet di Vodvil 3 perde. Nakleden : Reşat i