EU vena e La REST ZİNET GULE — Şi ağ m ir |: ©: Ekmek formunu m tirilecek | ne dimi encümen 928'de konu- ekmek formülü kat'i olarak karar vermiştir, e Aralardaki” tabiâkarların kaldı: e. teklifi veresiye aliş veriş bir çe memurları zsrara inülerek encümen tarafından Daki mm müdürlüğü taşındı Müdür ve Belediye sıhbiye lüklerinin © birleştirilmesi ğa e Belediye sıhhiye müdür- ak Sultan Ahmetteki Talat pa- ik, ağından Cağal oğlundaki nm © Müdürlüğü binasına ta- olan F. Orada bulunmakta nm zühreviye teşkilatı da mette başka bir bina- 1 ramaştr. p” “Unapark işi kaldı iz i Macar grubunun Taksim Parkı yle civarında bir Luna- dini tesis etmiye karar verdi- , yazmıştık, Bu hususta bele- Yeyle grup mümessilleri ara- yen cereyan eden müzakerat- bir itilaf teminine muvaffak ii. hir meclisinde gün Şehir meclisi toplanarak bayat paha'ılığı hakkında geçen bi müzakeresi yarım: kalan Sileçel, münakaşasına devam tir, yöslediyeye alt arsalar Angın yerlerinde olup beledi- alt olan arsalardan başka- Win arsalarına zaruri olarak al bulunanların belediye ö afindan taksitle civar arsa sa- Kiye satılması kararlaşlırıl- ZE — m — ki hırsız yakalandı di Galete: oaddebirindeki ampullerini çalan Reşat” € bir hırsız yakalamıştır. | Pılan tahkikatta bu şahsın di- | üşür sirkatlerin de faili ol- ye anlaşılmıştır. Reşat adliye- girilmiştir. gece evvel Balatta Dimitri ki birinin dükkânmi kapı erimi arçalamak suretile ve hekimle bulunan 150 diğer bazı eşyayı çaldık- arap kaçan maruf sabıkalı- Cemil de dün polis tara- yakalanmıştır. e Cemilin muhitinde diğer bazı soy- da faili olduğu edilmiştir. Deniz hamamları yn günlerde deniz hamam- Ül, hakkındaki müracaatler ço- b » Şartnameler bitirilmiş lr 5 sonu müzaye- SEK a a Tefrika 3No. 7 F yat ibtiyar Mısırlınin takma | Mey, Yemek istediği bu memnu | # # li : i ER OSMAN hak y hazmeademiyeceği mu- | vay a yı ol Günün birinde bekle- Hece eder geçmiş bir Yalaz. Sabahında Lâtif paşayı yda ölü buldular! bip türe hanımın eline büyük kalay ele küçük bir çocuk y Genç dul, yaşından ve ya hmdan umulmaz bir ciddi- nyan verdi; İstanbula e Fame böyle bir anay- rl babanın ve böyle İle, , 9 Mabsulüdür. aanesinin bülün gü- tuhu o eski çöl aşif- ti alan bu Yeni kararname ticaret âleminde büyük memnuniyetle karşılandı Snumara Resini ceridede çıktığından bahset- tiğimiz 5 numaralr kararname dün vi- liyete ve müessesata tebliğ edilmiştir. Kararnamenin metni hakkında dün kü nüslumızda izahat vermiştik. Bu kararnameye göre, ellerinde eç- nebi dövizi bulunanlar Onbeş gün zarfmda omikdarını bir beyamma- meyle Merkez bankasma ( bildirmiye mecburdurlar. Dün bu hususta muhtelif mahafil- le temas ettik ve kararname hakkında ki fikirlerini tesbit ettik, Ifhalât tacirleri alelümum karar - hameden memnuniyetle bahsetmekte ve memlekete girecek eşyanm bedel - lerini tesviye etmek için Devlet ban -! kasının nağimirk vazifesini görmesi! hasebiyle ticari ahengin daha kuvvet- li teessüs edeceği kanaatini göstermek tedirler. Ithalât tacirlerinden manifa- turacı Yusuf bey bu hususta şunları söylemiştir: | “Şimdiye kadar sipariş yaptığımız| vakit ya akreğitif açarak ve yahut malm gümrükten çekildiği günden i- tibaren bedelini muhtelif vadelerle ö- derdik. o Ve bunun için bankalardan| ecnebi kambiyosu kapatırdık. Ecnebi! kambiyolari dalma mütemevviç olduğu cihetle ekseriya ucuz kambiyo kapat- mak için tehalük gösterdiğimiz hal - de, zaman ve buhran hasebiyle, ucuz diye kapattığımız kambiyoların binne- tice pahalı olarak kapatıldığı anlaşılı yordu. Bilhassa son İngilizin suku - Yunan ressamı bu- gibi Sterlin kapatmayspta vadesi geldi ği zaman Sterlin alanlar da kazan - mış bulundular. İşte Devlet bankası cak ve yapılan siparişler mevcut kanı- biyolarla yapılacağı için ticarette ye - ni bir sistem açılmış olacak ve tüccar bundan istifade edecektir. o Kararna- menin izaha muhtaç bir noktası var- dır ki, bunun o hükümet tarafından hemen bir izâahnameyle tenviri lâzım- dır. . Bu da kendileriyle Klering ak- tedilmiyen devletlere evvelee sipariş edilmiş olan emteamın memlekete it - haline müsaade edilip edilmiyeceği noktasıdır. Bir de kararnamede zik- redilen bir senelik müddet meselesi - nin tizihine İntizar ediyoruz. Ihracat tacirleri de keza karama- menin bazı maddlerinin tavzühini 1ü- zumlu görmektedirler. Bunlar da diyorlar ki: — İhraç ettiğimiz eşyanın ecneji parası olarak tutarı olan bedelini Tür tirmek mecburiyetini tahmil eden ka - rTarnamenin bu maddeşi tavzih edil - melidir. Bizim anladığımza göre, şayet ihraç etiğimiz (eşyanın ecnebi kambiyosu olârak tutarı olan bedeli - nin mukabiliri Türk parası olarak Devlet bankasına teminat suretiyle hiç ihracat yapmıyacağız demektir. Şayet bir teahhütname gün sergisini açıyor Şehrimizde bulunan - Yunan: ressamı matmazel Diplaraku'nun eserlerinden müteşekkil . sergi bugün saat 16,30 da: Galatasa- ray lisesinde açılacaktır. Sergi Muhiddin Beyin fabri riyaseti altındadır. Merasimde Yunan konsolosu M. Triyanda- filakos'ta da bulunacaktır. İ Matmazel serginin ( açılması ! münasebetiyle oYunan san'atı hakkında (Fransızca kısa bir konferans verecektir. Sergi mayısın İl inci çarşam- ba gününe kadar bir hafta de- vam edecek ve her gün 10'dan 12 ye, 15 ten 18 ze kadar açık bulunacaktır. Tarihi evrak Bulgaristandan iade edilen ev- rak hakkında gümrük idaresine henüz bir emir gelmemiştir. Yazan: Yusuf Ziya kız, bugüne kadar etrafında dö- nen pervanelere bir alev parçası gibi kayıtsız kalmıştı. Fakat şimdi, seviyordu.. Bunu, uzun bir gönül mücadelesinden sonra kendi kendine de İtiraf etti; & — Cemali seviyorüml.. Aşkı anlatmak için, ne şa- irlerin kelimelerine, ne ressam- ların boyalara ne musikişinas- ların seslerine ibtiyaç vardır. Bir bakıştaki mana, bazen bir kitap- ta, bazen bir tabloda, bazen bir bestede bulunmaz. Seven gözler, dünyanın en beliğ lisanile ko- nuşur,. Fahamet böyle yaptı ve aşka dair hiç bir söz söyleme den anlaştılari imi Eski Türklerin dini ve ilk edebi eserlerimiz Istanbul radyosunda türk me- deniyet tarihine ait bir sıra konferans o verilmiye ( başlamıl- | diğım yazmıştık. Refik Ahmet Bey tarafından verilen bu kon- feransların geçen haftaki birin- cisinde Türkün ana yurdu, türk- lerin yer yüzüne yayılışları, kur- dukları hükümetler, medeniyet- ler anlatılmıştı. Refik Ahmet B. bu serinin ikinci konferansını dün akşam vermiştir. Dün akşamki konferansta eski türklerde din mefhumunun vü” cut bulması, tabiat kucağında yöşeren ve yaşıyan natürizm di- ni, törklerdeki ilk dini #yinler, gitgide dini mahiyetten çıkan ve milli eğlence haline geçen Gramofonun gagası, Haifetzin kemanını bir sevdalı kuş gibi inler-j salonlarından ve parlak saçlı, ken onlar göz göze dinliyorlar ve kıvrak bir Arjantin tangosuyla | den daha sevimli, daha sicak, kolları ve vücutları biribirine do- lanarak döne döne, salonları, odaları geçiyorlar, karanlık bos- tanların üstünden oOMarmaraya bakan geniş terasa çıkıyorlardı. ikinci kısım Şu, sapı aşağı çevrilmiş armut kafalı kemancının kuyu çıkrığı gibi gıcırdıyan kemanı; şu, bu- ruşuk kış ayvası suratlı, çarpık bacaklı, avurtları çökmüş paytak kızım söylediği bayat şarkılar; şu tıraşı uzamış yorgun çebreli garson; şu dumanlı meyhane; şu | miye başlamıştı. Perde açılmış, etrafındaki morarmış yüzlü, pat- lak ve kanlı gözlü, perişan saçlı sarhoşlar; şu durmadan içen ça- tik yüzlü, çetin .bakışlı adam; şu. dinlenmeden tabak tabak meze yiyen çifte eek çifte z ei tunda evvelce yüksek fiatla kapatılan) Sterlinden ziyaneden tüccarlar olduğu | dilen mallar için bu ihtimalleri ortadan kaldırmış ola J kiyeye ecnebi kambiyosu olarak ge - yatırmak mecburiyetinde kalacaksak! verilecek-! VERUEAEEU EA EEEA SEREEEUEEA EEE EAEUANEUEEUYUU BANU EE ENE EESNEENEEEEKNEASEPANEE TERE ANAN toplantılar, “bu 3 Yalnız bazı noktaların tavzihi isteniyor $e bir beyis yoktur. Esasen İhraç e- ecnebi kambiyosu memlekete getirmek zaruridir. Bu! zaruret mevcut oldukça ecnebi kaimbi.! yosunun nihayet kabül edilecek müd-! det zarfında getirilmesi kadar ma- kul bir şey olamaz. Fakat ihraç e-| dilen mallar Oankonsiyasiyon olarak| gönderildiği cihetle bedelleri satıl - madıkca tahsil edilememektedir. Bu - nun için her halde bu maddenin tav - zihi lâzımdır . Mali mahafile mensup zevatın mü- talealarma gelince, bunlarda şunları söylemekteğirler: — Kararnamenin yedinci madde - sinde gerek hükmi ve gerek ferdi eş - has hami! oldukları ecnebi kambiyo- sunu kararnamenin neşrinden itiba - ren 15 gün zarfında Devlet bankasına bildirmek meebüriyetindedirler, Aksi taktirde Türk parasmr: koruma kü - nunu tatbik edilecektir. Eşhası hükmi ye, bankalardır. Bunlarin mem- leket dahilinde milli ve o ecnebi olan- ları vardır. o Bundan başka eşhasın| da gerek bankalarda ve gerekse elle - rinde memleket dahilinde ecnebi kam- biyoları olduğu gibi Türk tüccarları- nm da hariçte mühim bir yekün tuta- bilecek miktarda ecnebi kambiyoları vardır. Bu madde mücibince dahil - dekilerden başka hariçte bulunan ec -| nebi kambiyosu da ihbar edilecek mi - dir. o Bu noktanen tavzihi çok mü - himdir. 5 numaralı kararnamenin metni ikinci sayfamızdadır, Ü.K EEE KENNEL ENEEEEE EEE EEEEEEEEN züm mahsulü Bu sene havaların souk git- mesi çekirdeksiz üzüm mahsulü nün mefaseti üzerinde iyi tesir yapacağı süylenmektedir. Alâ- kadarların tahminlerine ğöre bu seneki üzüm rekoltesi 85 bin ton olacaktır. Elektrik telefon malzemesi Şehrimizde yapılan elektrik ve | telefon malzemesinin Avrupadan gelenler derecesinde olduğu ân- laşıldığı cihetle resmi dairelerin ibtiyaçlarını yerli mallarından te- min etmeleri devaire tamim edil- miştir. topluluklar ara sında dini ve içtimai vazifeler gören insanlar, ilk şairler, ilk şifahi edebiyat anlatılmıştır, çüncü o konferans o gelecek salı akşamıdır. Mevzü; Türklerin yazılı edebiyatı, ve türk lehçe- İ leridir. sivri tırnaklı salon çebrelerin- daha cana yakın görünüyordu.. | Bu gece buraya niçin gelmiş- ti2.. Düşündü.. Bir kaç saatlik hayatı, siste beliren silik man- zaralar gibi, dumanlı gözlerinden geçti: Daha evvel Gardenbara gitmişti. Eğlenmek için, gülmek için. Buna ihtiyacı vardı, İstiyor- du ki, herkesi güldüren, herkesi | eğlendiren Şeker Osmanı da güldürenler, eğlendirenler bu- lunsun ! İlk yudum viskiyi henüz içmiş, ilk tuzlu bademi henüz çiğne- elinde © saksafonla, (kırizantem başlı bir kız; çıkmişti. Çalmış, oynamış, bacak hünerleri yapmış, taklalar atmış,. sonra sahnenin merdivenlerinden hoplıya zıplıya inmişti, Elindeki iğri büğrü âleti li ahali arasında d | mahkemesince ! me Nisanın 8 inci pazar günü; — VARIR 4 MAYIS 1932 2 Adiiyede: Çolak Hayrinin muhakemesi Şükrü çavuşu (o öldürmekten suçlu çolak Hayri, Sabri, ve Arifin muhakemelerine dün ağır cezada devam olunmuştur. Mu- bakemenin dünkü © celsesinde, müddetumümi kendi tetkiklerine © nazsran mazoun çolak Hâyrinin 337 senesinde rüsumat memür- larından . birini o öldürmesine ve i davasının görüleceği gün jam darma elinden kurtularak Ana- doluya kaçmış bir şahıs olduğu - nu. bundan başka 926 senesinde Muharrem isminde birini katil kasdile yaraladığından, ağırceza altı ay bapsa mahküm edildiğini söylemiş bu hususların sorulmasını istemiştir. Bu yüzden kalan o muhakemeye mayısın onuncu Salı günü öğle- den evvel devam edilecektir, Sahtekârlık yapan avukat tevkif edildi Noterlerin teftişi < esnasında Istanbul ikinci noterliğinde ba- rodan çıkarılan Nuri bey isminde bir avukat tarafından yapılan bir > sahtekârlığı dün haber vermiştik. öğrendiğimize yöre bu avukat dün tevkif edilmiştir. Gülüzar mağazası sahibi müstantiklikte a Üst üste üç defa tuluşan ve” üçüncüsünde (tamamen yanan Sultanhamamında Gülizar ma- ğazasının 23 bin liraya sigortalı bulunuşu - şüpheyi davet ettiği için muddeiumumilik tarafından | yangın mahallinde bir keşif ya- . pılacağını » yazmıştık, keşif ya» pılmış ve neticede müuddelumu- milik tarafından mağaza sahibi Rafet Osman beyin mevcuden müstantikliğe verilmesine lüzum | görülmüştür. Limon krâlının muhakemesi bitt Limon tüccarı Diyamandi EF, nin mubakemesine dün de seki- zinci ihtisas mahkemesinde de- vam edilmiş ve muhakeme biti. rilmiştir. Müdafaa için muhake- birakılmıştır. | Gelenler, gidenler Romanyanın yeni İstpnbul baş konsolosu M. Anastasiyu dün Romanya vapuruyla < şebrimize gelmiştir. , Eski konsolos M. Yonesku ya- rın Bükreşe gidecektir. z $ Bir müddet evvel memleke- timize gelen Osmanlı bankasi Paris şubesi direktörü M. Bellet rın Parise gidecektir. : —— -——— —— mıya başlamıştı. Belli ki, herke- sin keyfini, neş'esini arttırmak için, musallat olacak, şakalaşa- cak, kepaze edecek birini arı- yordu. Böyle vazıyetlerde, ekseriya tehlikede: olanlar, “iri göbekli, çıplak kafalı, utangaç kimseler- dir. Fakat, bu gece böyle ol- mamış, piyango Şeker Osmana vurmuştu! i Arık, bütün gözler Şeker Os- mana çevrilmişti. Bar kızı, eski bir âşina teklifsizliğiyle Osmas nm kucağına oturmuş, bir kolu- nu boynuna dolamış, kızıl du- daklariyle onun alnına, yanak» larına karanfiller çizmiye başlar muşta... a Bu rezalet he kadar sürmüş-" tü?.. Osman bunu hatırlamıyor * "du.. Yalnız bir alkış ve kahkaha" sağnağı içinde kızı kucağından silkip yürüdüğünü hatırıyordul..