5 : Son Bir Tetkik a | Bolşevik âleminde! — Yazan : Kontes Karolyi — Çalışan adam açlıktan ölmek tehlikesinden masundur .. Vesikayla Alış veriş — Fiat farkları — iş, para ve eşya — r tarafta şatranç — Rus çocukları — Hen nvni ruh — Büyük çocuk : Lenin ! Bir kuş bakışı: 8 Her fabrikanın yahut her sendi- kanın kendine mahsus kooperatifi Vardır, Bundan yalnız âzalar alış Veriş edebilir. Kooperatifin vazi- Yeti merbut bulunduğu fabrikala- tm imalâtiyle alâkadar bulunur. İş Şıl r kooperatif vasıtasiyle kendi inin menfaatine dolayısile işti- €tmiş olur. Eşya bulunmama- âma veya noksan bulunmasına kargı vesika usulü ihdas edilmiş- tir. Un'un bolluğuna binaen ek-| Mek vesikası kaldırılmak üzere-| « Üç nevi vesika vardır: Ame-| leye, memurlara, çocuklara ab | *US vesikalar. Süt ve pirinç münhasıran ço- Suklara ve hastalara tahsis edil- . Miştir, Amele vesikası: Ameleye, mü- hendislere, fen adamlarma, mu harrirlere, artistlere ve her evil Mütehassıslara verilir, Memurlara mahsus vesika: Hükü- Met memurlarına, doktorlara, prö- İsörlere verilir. Doktorların şim-! “ye kadar düşük olan vaziyetleri püze İmek üzeredir. Bunların ame-| smıfıma geçirilmek suretiyle derfihleri düşünülüyor. Hükümetin her hangi bir me- iyetinde bulunan kimse bir iayaka vesikası almak hakkını ha- ir, Ve her çalışmak istiyen a- dn açlıktan ölmek tehlikesin- masundur, Mari bir vazife gören papaslar, , kulaklar, başka birini ça- yaşıyanlar teşkilât has « Bunlara Lişenetz denir ve A pi haklarından mah- LA Vesika ile ne alınır? dek ini şu eşya sa- Memurlar için : ek: günde © gtwm O 400 İmei #ydn — kile 3 Tere yağı: syan tee ı Ş Yağı: syda o kile 05 syda mel K ayda yam yi Mint #ydn o gram o 60 sabunu; ? ayda gram | 409 üvalet sabunu: ayda parça 1 e bulığı: ayda © gram © 609 İeg ayda oo gram (o g9 NK 6 ayda metre 5 Amele i in : eek # günde © gram © sop kilo Zeytin Yağız ii Nitro » > Yağış ayda Gram dop Oayı nlp smd Meme > sabunu: 2 ayda gram 400 Süme sabunu: ayda o parça ı| Balik; me yda gm i 3 ri ete 5 b esikayla senede iki çift a- e e köylerde fazla olarak Ven, de çizme —, Çorap, eldi- tapka almır, Palto ve emsali mirile MAİ hususi bir e- Fiat farkları Devlet mağazalarından, bunla: | ra ilâveten, yüksek fiatlarla ol- mak üzere her şey alımabilir. Bu suretle kooperatiflerle devlet ma- azaları fiatları arasında fark var dır ki, şu cetvelderi anlaşılır: emi iy 3 Ya 2 3 Ş ay -$ z 8 E Ekmek; kilom 025 rable 2 Et: kilosu 1 ruble 7 Tere yağı: kilesi — 250 ruble 20 Yumurta: 10 tanesi o 090 ruble 25 4—5 Tuvalet sa.: parçası o O,STrubie 25 0,50 ruble 8 4—35 Kundura: İç © dü ruble 32 40—00 Bir takım esvap: 50 ruhle 209 a0 Biutbak'sa.: kilom © OzTruhla 4 Çomp: 1 gift 1 rable 2,5 3 (Resmi cetvel, Temuruz 931 kontrolü) Ana hatlarıyle teşkilât harici bir adamın 500 rublesi kooperatife bağlı bir mahallenin 100 rublesi derecesinde iştira kuvvetini haiz- dir; bu da devlet mağazasından alış verişte bulunanların amele kooperatiflerine doğrudan doğrur|vsmamın ya bir yardımla mükellef tutulu- yorlar demektir. Devlet mağaza- larının temin ettiği kâr diğerleri- nin açığını kapar. Bu usul tabhia- tile muvakkattir. Hâlen eşyanın noksanından münbeistir. Ekseri- ya duyulan şikâyetler Nep zama nmda para 6'mayıp eşya bulun- masından neş'et etmiştir. Şimdi hal onun maküsudur. İş var, para da var, eşya yok, yahut noksan. Hars bahçeleri : Hars ve istirahat bahçeleri Bol- şevik icadıdır. Bunlar daha iyi dü şünülmüş, daha istifadeli Lüna - Parklardır. Her büyük şehirde ya- pılmıştır. En iyisi Moskovada ol- mak üzere, bir çoklarını gezdim. Günde beş kopek, yahut mevsim- den mevsime 3 ruble veren her Sovyet vatandaşı izin günlerinde izin saatlerinde burada en ucuz bir fiatla sporlardan, kütüphane- den, lokantadan, sinemadan, ko- sudan tiyatrodan istifade eder. Uzun sandalyeler üzerinde tam bir istirahat için salonlar vardır, Moskova nehrinin sandalları ö- nünden geçer, çalgılar çalınır. Her tarafta şatranç Her tarafta şatranç oynanır. Buna o kadar ehemmiyet verilir ki, beş senelik pilânda bunun da-| dan bu yurtlara akar, gelir, bura- ha ziyade neşr ve tamimi de kon- muştur. Bahçenin en güzel yeri “çocuklar şehri, dir. Anneler yavrularını oraya en büyük emni- yetle birakabilir. Çocuklara ba- kan oynatan, kendilerine müte- madiyen bir çok şeyler öğreten terbiye mütehassısl?”7 vardır. Artık kolları üzerinde ağlıyan çocuklarını taşıyan bezgin bir an- me görülmez. Artık annelerine Yapışmış, büyüklerin konuştukla- rı şeylerden bir şeyler anlıyamr- yarak bunalmış çocuklar görül mez. Moskovada fenni (o taharriyat müessesesi direktöründen aldr- fım $u rakkam!; se kadar mem- a — VAKIT 23 Nisan 1932 —— Bu ağır ve sebepsiz mağlübiyetin hesabını kim verecek? Meşhur W Sisteminin Dün Taksim Sahasında Uğradığı Akıbet. Uzun dedikodulardan sonra ma « hut Macar takımiyle dün revanj ma: çını yaptık ve bu sefer maalesef bire karşı iki gibi hafif değil, bire karşı dürt gibi mühim ve ağır bir mağlübi « yete uğradık. Üçüncü #mıf bir Macar takınımın $ Türk milli takımını iki defa yenme « si, futbol hayatımız için unutul « mıyacak kadar ağır hir hadise ol; « rak kalacaktır. Derhal kaydedelim ki, dün uğra dığımız bu ağır mağlübiyetin sebep « " lerini Macarlar değil, bizzat kendi « miz hazırladık; N Çorba gibi bir takım yaparak ve henüz nazarıyatını bile kavrıyamadı « ğımız bir sistemi, birinci maçla oldu « ğu gibi tatbik etmekte israr ederek... Bu işin başında bulunanların, bu işlerle alâkadar o olanların hemeh dörtte üçü, oyuncularımızın kabili - yetlerini (o pek âlâ bilen, ( bilmeleri icap eden şahıslardı. (o Böyle olduğu halde böyle bir takım nasıl kurdular, böyle öğrenilmemiş bir sistemin tatbi ki hüsusunda hangi cesaretle ısrar et tiler?. Bahusus bu maçların temsili mahiyette ve karşılaşan takımla - rın (Mili) olduğunu vesikalarla is - bat etmek için çalıştıkları halde... Bu dakikada bunları yazarken i - çimiz çok samimi, çok derin bir eza ve esef içindedir. Yeni takım Sahaya çıkarak vaziyet aldığı va » kit milli takımımızın şu şekli aldığı görülüyordu: . Avat Nihat Bürhan Baflet, İhsan, (İzmirli) Cevat Fikret, Selâhaddin, Zeki, Hakkı, Sait (İzmirli) Bu mükemmel (1) tertibi haklı bir senemesaamasersasnenessanemmasasansmanmsssassez0? nuniyet verici şeylerdir: Yalnız Moskova çocuk bakım yurtlarında 75000 çocuk vardır. Halbuki ihtilâlden evvel mevcut yurtlarda ancak 50 çocuk bulu- nurdu. Bu yurtlara girildiği zaman pembe ve mavi önlüklerini tak- mış, kendi boylarına göre mobil- yeler arasında dolaşan bir cüce- ler şehrine girilmiş zannolur. Ço- cuklar yanakları al aldır; fındık kurdu gibi besli, toplu ve son de- rece temiz bir haldedirler. Ledi astor, Stalinile görüşür“! ken “çocuklarınız fazla temiz. On- lar oynarken biraz kirli olmaları tabiata daha yakındır,, demiştir. O büyük mahrumiyet seneleri na- sıl olup ta bu yavrulara bir eza damgası nakletmemiştir? Onlar analarının babalarını çektikleri ıztıraptan nasıl olupta bir iz taşı- mıyorlar? Bu, bir mucize midir? Çocukların yaşlıcaları havuz- larla bezenmiş bu bahçede ağaç- ların gölgeleri altında, emirlerine bırakılmış olan minik sandallar- da, tam bir hüriyetle oynamaktan dır. Analariyle babalariyla yazın deniz kenarında, yahut dağ ba- şmda bir kamp'a gidememiş © lanlar Moskovanın her tarafın- larda yeşilliklere, serinliğe kavu- şur. Buralarda kendilerine göre yapılmış çiftlik hayatı bulurlar ti- yatro oynatırlar, “kostümler, de korlar, maskeler emirlerine hazır- Yağmurlu günler için büyük bir oyun salonu hazır vardır. Orada dokuz taştan, satranca kadar her türlü oyun masaları bulunur: Zi- hin açıcı bir çok oyuncaklar top- lanmıştır. Çocukların oyunlarm- da yalnız, eğlendirmek değil, ay- Bi zamanda öğrenmek gayesi ko- valanır. “Geç kalmışız, gidilecek! yol uzundur, her çareden istifade etmeliyiz!,, fikri hâkimdir. . —Devam edecek— , haldeydi. Kelemize 3 üncü gol İ merak ve hayretle karşılıyanlâr pek çoktu. Nasıl hayret edilmesin ki; sene - lerce merkez muayin oyniyan Nihat Bey hiç bir tecrübe maçı geçirmeden müdafiliğe alınıyor, İzmirden geti - rilen oyunculardan İhsan Rey gene hiç tecrübe edilmeden merkez mun - vinliğine konuluyordu. Ası) berbat şekil mühacim hattındaydı. o İzmirli diğer oyuncu, Sait Bey, sağ açık mev- külne, sağmsalt mevkiine de ağır bir oyuncu olan Hakkı Bey o getiriliyor, sağınsayt mevkiinin tam oyuncusu © lan Salâhaddin B. solinsayttn Fik - retin yanma veriliyordu. Bu suretle, bütün hatları arasm - daki rabıta ve insicamını kaybeden bu garip takım, bu yerlerini yeni yerler - le değiştirmiş gençlerimiz bu vazıyet içinde bir de henüz öğrenme safha - sında bulundukları meşhur W siste - mini de tatbik elmiye memur ve ret - bur ediliyorlardı. Macar takımı bermutat (birinci maçta giydikleri formayla sahnda yer almışlardı. Hakem, birinci maçın| hakemi Mister Allendi. Oyun başlar başlamaz, aklı başın - da sporculârm takımı (görür görmez duydukları endişeli o anlar tahakkuk etmiye başladı, o Milli takım, evvelâ on beş dakika kadar taze ve hararet - li gibi göründü. Bu kadar dedikodulardan sonra bu pek tabiiydi. Fakat dakikalar iler - ledikçe aksamalar, Obocalamalar da başlamkta asla gecikmedi. Bütün gayretine ve henüz yorulma masına rağmen Nihat Bey yerini tu - tamıyor, insaytler ve merkez mun- vinler meşhur sistem icabı geride oy - nadıkları İçin ortada açılan boşluk - ta Macar muhacimleri mekik doku - yorlardı. Macarlar bizim takımın aksine da- ha iyiceydiler. Seri çıkışları ve ne - fislerine itimatlariyle ilk maçtan da - ha kuvvetli görünüyorlardı. Yirminci dakika sağdan akan bir Macar hücumu, bir atlama ve bir gol - le neticelendi. o Akabinde büyük bir| tehlike daha gecirdik. Asıl entresan vazıyet 25 inei daki - kada oldu. Hakem Macarlar aleyhine bir penaltı cezası verdi. Daima olduğu gibi vuruşu Bürhan yaptı. Fakat cidden Macar takımı - rim en maharetli oyuncusu olduğuna şüphe bulunmıyan kaleci bu sıkı şü | tü tuttu. Fakat hatalr bir vazıyet aldığı için hakem cezayı tekrar ettir - di. Gene kaleci topa yetişti ve tuttu. Kalemiz tekrar sıkışmıya başlamış- tı. Bir kafa golünü direk kurtardı. 35-) inci dakikada Macar kalesine bir pe- naltı daha, (Bu sefer Salâhaddin bu cezayı sayıya çevirdi. İlk ve son sn- yımız işte budur. İ 40 iner dakikada Nihadın bir 1s - kası bize bir sayıya daha mal oldu. Birinci kısım biterken günün en| kıymetli bir sıyrılış vuruşunu yapan Fikretin muhakkak bir golünü de bu sefer Macar kalesi; direk sayesinde üt- lattı. Aynı dakikada Bürhanı atla - tan Macar açığı acelesinden topu a - yvula altı ve birinci kısım bitti. Bu kısımda Bu kısmın İlk on ve son on dakika» sı lehimizde geçmiştir, Mühacim hat trmız asla bir rabıta ve bir ahenk te sis edememiş, İzmirli Sait Beyle Hak- kı hiç anlaşamamış, Zeki olduğu yer- de saymış, Salâhaddin de haklı ola- rak yeni yerini yadırgamıştır. Di - Zer taraftan yerinin Otam oyuncusu olan Mithat da çok aksamıştır. Ikinci kısım Bu kısmı uzun boylu anlatmak İs- temiyoruz. o Takımımız bu devrede mânen ve maddeten © iflâs etmiş bir Bu iflâstan kalecimiz bi- le âzade değildi ve Macarlar on be - şinci dakikada müdafanmızı kolaylık» la atlattılar. oKaleci lüzumsuz yere ileri koştu ve o da atlatıld. o Macar- lar boş kuleye ikinci sayılarını attı « lar. Kalemize akın üstüne ukın yağı « yordu. İki sayıdan daha tesadüf sa « yesinde kurtulduk, 25 inci dakikada Macar #olaçığı Nihadi atlattı: Bir gol daha... 44 üncü dakikada bir atlama, ka- lecimizin lüzumsuz bir ileri çıkışı dr. ha; Macarlar dördüncü sayılarını ge ne boş kalemize attılar ve maç bit « ti... Bu devredeki yegüne yaptıkları « mız; Hakkının bir şütü, ve hir kafa vurusumuzdan ibarettir ki, ikisini de umulmadık vaziyette Macar Kaleği « si tulmıya muvaffak olmuştur, Izmirli oyuncular İzmirden getirtilerek ilk defa Mik Ni takımda oynatılan © Sait ve İhsan Beylerin kıymetli birer oyuncu olduk- ları muhakkaktır. Fakat Sait Bey dün hiç muvaffak olamadı. Heye « dı, alışrzadığı bir sahada ve he nüz tanıdığı arkadaşları yanında bu | vazıyetini tabii bulduk. Ihsan Beye gelince; soğuk kanlı oynayışını ve uzun boyundan istifa de ederek kafa vuruşlarmı beğen « dik, Fakat bu genç de lüzumu kadar çeviklik ve sürat yoktu. (Bu itibarla Nihattan çok daha az yerini tutabil « di. Böyle bir oyunda ve böyle şerait altında bu kadar da muvaffak olma masını takdir ederiz. Netice Yazıya başlarken işaret ettiğimiz gibi böyle bir takımın böyle bir sis « tem kullanarak Macarları yenmesini beklemek (o esasen doğrü olamazdı. Galibiye* kazansaydık, bu mücize ka- bilinden olacaktı. İçimiz; milli formamızı tecrübele- re kurban edenler acaba bu dakikada ne düşünüyorlar, bu ikinci skandali nasıl telâkki ediyorlar, içlerinden vicdan âzabına yakın bir his duymu- yorlar, mı?.. Gibg acı sorgularla dolu Stadyumun dar, berbat kapısından çiletık. A. Sırrı istanbul mınlekası haklı Macar takımının asla milli B takı. mı olmadığı, Üçüncü sınıf bir muhte. lit bulunduğu fakat temsil kubiliye. tinin kendisine verildiği dün iyiden iyiye, anlaşılmıştır. Bu hakikat karşısında — İstanbul miniakası haklı çıkmaktadır; Diğer taraftan bunun temsili bir maç ol - duğunu söyliyen Federasyon da bu sözlerinde belki hâtâ etmiş sayıla « maz. İşin aksak tarafı, O gelen iakımm Macar B milli takımı olmayıp bir muhtelit olduğunun, fakat kendisine temsili bir maç yapmak hakkının ve rildiğinin evelee (ilân edilmemesi - iğ (Lütfen sayfayı çeviriniz)