Hareketleri Celile Enis H. Konserini muvaffa- | kıyetle verdi a yüksek musiki mektebi me- dan Celile Enis H., dün saat buçuk'n Galatasaray lisesi me Salonundı., memlekete döndük. sonraki ilk umumi konserini ver ir, Genç ve kıymetli san'atkâr, on gün a salonda talebeye mahsus ©nser vermişti. Bu konserin W- da dırdağı alâka, dün bir çok güzide vetliler Galatasar merasim salo- oz toplamıştı. Başından sonuna dinl r muvaffakiyetle verilen konser, Yu eyenler tarafından takdir ve hay. mhkla karşılandı. Celile Enis FL, e il ettiği her parçanın sonunda Taretle alkışlandı. edile Enis H. a, M. Adinolfinin ta- belerinden Fuat Bey, piyanoda mu- Vaffakiyette refakat ediyordu. Üç kı- proğramdaki garp musiki üs. rinin muhtelif parçaları, kısmen manca, kismen Türkçe, kismen İs- Panyolca olarak taganni edildi, Türk. Se olarak tagann; edilen Şuman'ın ve i TAMS'ın eserlerini güfte tercümeleri Ye vu! “> yapılmış, besteyle bir imtizaç temin etmesi için uğ m. mış, muvafak olunmuştu. #mdel'in, Mozart'ın ve Grig'in eser- *ri Almanca olarak, proğramı son emundaki “İspanyol dansı, yle diğer * barça da İspanyolca olarak söy- enilmiştir. Celile Enis H. ın çok tatl, çok Hi bir sesi vardır. Bu sesi, yüksek teknik bilgisi ve ölçülü bir hassa- Siyetle idare, ses iniş, çıkışlarını, en v bir ihmale uğratmadan, tam bir ukla ifade ediyordu. Celile Enis H., Arnavutköy Ameri- m kız kollejinde okumuş, sonra al- M:* mektebini tamamlamıştır. Musi- Ye olan İstidadı, daha pek küçük İâşta İken kendisin göstermiş, bunu ie (ettirmek için M, Adinolfide, Mü» sonra Mm. Molçanovadan piya. dersi almış, mü'zakiben taganni #rslerine başlamıştır, Nihayet Almanyaya gitmiş, Kolon- Nİ konservatuvara girerek, orada ii sene kalmış, diploma alarak bir © ay evvel İstanbula dönmüştür. Celile Enis H, ın konserinin mevsi- ek ll könseri olduğu, mu başlı başma bir san'at Mdisegi teşkil ettiği muhukkaktır. konserden sonra Kehdisine kimenak edilmiş, bir kaç konser da- vermesi rica olunmuştur. Talebe konseri Ni kurulmasını Iktisat vekâletinin, milli vapurcular işini tanzim| için bir kanun £lâyihası hazırladığı ve Seyri- sefainin de iştirakile teşekkül oedecek olan bir şirkete bütün vapurların devredilerek her va- pur sahibinin vapurlarınm kıymeti. nisbetinde bu şirkete hissedar o'acakları yazılmıştı. Haber aldığımıza göre hazırlanan bu kanun lâyihasından yapurcular memnun olmamışlardır. Iddialarına göre böyle bir şirketten kendileri mu- tazarrır olacaklardır. Dün görtetiğişeie vapurcularm bu husustaki fikirleri şu suretle hulâsa edilebilir: 1 — Vapurcuların piyasada olan hesaplarını Günün Haberleri Milli vapurcular bir şirket istemiyorlar tasfiye etmek meselesi böyle bir şirketin teşek- külünden sonra zor olacaktır. 2 — Bugün bir vapur sahibinin piyasada gör- düğü işle temin ettiği vazıyeli, şirketin teşekkü- lünden sonra vapura takdir edilecek kiymetin ge- tireceği temettü ile temin etmesine imkân yoktur. Diğer taraftan haber aldığımıza göre milli va- purcular iktisat vekâletine uzun bir telgraf çeke- rek kendilerinin vazıyetlerinden şikâyetçi olma- dıklarını ve şirkellen mutazarrır olacaklarını bik dirmişle ve bu tasavvurdan vez geçilmesini iste- mişlerdir. 3 — VAKIT 23 Nisah 1937 Ticret Para değiştirmek Merkez bankasının gösterdiği koylaylık Haber aldığımıza göre Cüm- buriyet merkez bankası halki ve bilhassa esnafı şiddetle alâ- kadar eden mühim bir karar vermiştir : Esnafın elinde toplanan ufak paraları büyük paraya, büyük paraları da ufaklığa tahvil et- mek için sarraflara yüzde iki sarrafık vermek mecburiyetin- de kaldıklarını nazarı itibara alan banka, esnafın ve halkın bu ibtiyaçlarını, hiç bir komis- yon almadan temin etmiye ka- rar vermiş ve bânka gişeleri müracaat edenlere ufak paraya mukabil büyük para, büyük pa- raya mukabil de ufak para ver- miye başlamıştır. Cümburiyet merkez bankası- nın çok yerinde olan ku kararı esnafı çok sevindirmiştir. Bundan başka banka Türk altımnı Ja 925 kuruş üzerin- den almakta olduğundan altın parasını tebdil etmek istiyenler bankayı sarraflara tercih et- mektedirler, e ———— tur. Bilhassa, Muallim Âli Sezai Be yin uzun senelerden beri talebesi © lan Pakize İzzet Hanımın solo kema» nr, Darülbeday; operetinde ve İstâh- bul sokakları filminde gördüğümüz Seniha H, m tagannisi çok alkışlan- mıştır, da ih, Tepebaşı belediye tiyatrosun- Konseri verildi, Büyük ve güzide bir a abalık vardı. konser, umumi heye- a Hibariyle güzel ve muvaffak olmuş- Bostanci oğlu kendisini o kadar Prş içinde bir çürükmeyva küfesi İağı çorak ortasına fırlatıp atan ku- 1! Kesik deli Mehmetten intikam a- sevinmiş, usulca kubbeden alarak yere inmişti, ma bostancı oğlu Soluk soluğa kapısına koşuyordu. Kapı “al b hu” ağasıma, yahut kollukçu N gelmezse mutlaka yeni, Yaşama, iziksiiiye Bilki 4 n kimbilir hangi namahrem karı. bu ygaldırarak buraya kapatmış olan Paşa düşmanlarını ertesi gün Emin ta) “ Meşhur palasile “sepetleme, Dağ ikiye bölecekti. Mivayi Şimdiden kulağı kesiğin hama- <a çı, sallanarak ikiye bölünmüş ko- kay sesini görüyor gibi oluyor, inti. Huyordu Te seviniyor, sıçrıyor ve kös) Rüyasına Sirenlerin kafalarını mı koparaa palalı Emin rvatuvarm üçüncü talebe| Tekinsiz Konak —3— Pa m Paşa Gelene eyaletine tayin © İçinde bır indenberi ortalığı dehşet bir Alarm zalim, kanlı, gaddar 8 soku > Büyük küçük yanına kim- dı. Adeta demir parmak-i Ancak, kü;“X bir idari kusura işa ret edeceğiz: Proğramm tatbikine sa- at beşte başlanacağı yazıldığı halde beş buçukta başlanmıştır. Alafranga bir teşekkül için bu alaturkalığı gü- zel bulmudık. bklı bir kafes içinde homurdanarak dolaşan yırtıcı bir kaplana benziyor- *du. Mutadı her sabah kalkinca hapis- hanelerde idama mahküm adam ara- mak, onu Paşa kapısının ortasındaki meşhur kazığa elleri arkasmda bağ- atmak olurdu. Karabacak dediği az- gm atının üstüne atlar, siyırdığı eğri palasile dört nala süratle koşturduğu atının üstünden bu bağlı zâvallıya bir pala sallardı. Sepetleme dediği hama- ili çıkarmak suretile biçarenin omzun- dan uyluğuna kadar vücudunu ikiye bölmekteki maharetiyle sevinir, artık çok büyük bir iş görmüş gibi dairesine döner. Çubuğunu kahvesini içerdi. Hapishanede o sepetlenecek adam kalmamıştı. Sıra borçlu mahpuslara geliyordu. Kan dökmekte o kadar şöhreti, gad- darlıkta o rütbe mahareti vardı ki, © mun valilik ettiği yerlerde kimse ka- dılık edemezdi. İstanbulda fetva kapısında Mutta- lip Beyden usanmış, sepette, sandıkta satacak birşeyi de kalmamış olan Çu- bukçu zade Molla Mehmet Efendi Şeyhislâmı etekliyerek mevleviyet is- tediği vakit; “ hizi is ali nı çıkarmış, bir haylı dünyalık Yeşil Hilâl müsame- resi verildi Yeşil Hilâl ve Türkiye içki aleyhdarı gençler cemiyeti tara- fından dün saat on dörtte Te- pebaşı Darülbedayi tiyatrosunda bir müsamere verilmiştir. Müsamereye doktor Fahrettin Kerim beyin açış nutkuyla baş- lanmış, bundan sonra Fen mek- tebinden Tevfik bey de “Genç- lik ve alkol, mevzulu üzün bir nutuk söylemiştir, Müteakiben konservatuar he- yeti bir konser vermiş, Cümhu- riyet Gençler Mahfeli tarafından Mücteba Salâhattin Beyin bir perdelik “Uzun senelerden son- | ra,, piyesi temsil edilmiş, Tarık Bey adlı bir genç Mithat Ce- mal Beyin “İçme şunu!,, şirini okumuştur. Bundan sonra Yeşil Hilâl marşı söylenmiş, Zeybek oyunu oynanılmıştır. Müsamereden (oOevvel | içki aleyhtarı (Ogençler cemiyetinin senelik kongresi toplanmış ve yeni idare heyeti intihabati ya" pılmıştır. Et pahahlaşıyor Et fiatı gön geçtikçe artmak- tadır. Bir hafta evvel 60 kuruşa olan koyun eti 90-100 kuruşa, inek eti 80 kuruşa çıkmıştır. Kuzu 80-90 kuruş arasinda sa- tılmaktadır. Kasapların söyle- diklerine nazaran bu fiat yükse- lişi devam edecektir, Bu yükselişe sebep de, son günlerde Anadoludan ve Trak. yadan koyun gelmemesidir. Bun- dan başka balığın az çıkması i görüşmeleri bir müddet sonra da ve dolayısiyle haikın ete fazlaca rağbet göstermesi de pahalilaşma da rol oynamak- tadır, Çet dilecek bir münhal yoktur. Oraya da Emin Paşa anda oldukça talip çık maz. Demişti. —Dainizi o matlabı zapta talip olu- rum, İhsan buyrula. — Mehmet Efendi mülâhaza üzere mi söylersiz, yoks8 sevki zaruret ve ihtiyaçla mı? — Her iki suret müveceehtir. Tale- bimiz hiveçih değildir. — Lâkin o zalimle umur görmek fennj müşkül olsa gerek. Hak söz din- lemez bir zalim olduğunda raviler müttefiktir. Sakileri deri devlete arzı mahzar eylerler, Lâkin valde Sultan canibine kuvvetle taallâku olmak hs- sebile sahibi devlet dahi hakkından gelmekte aciz ve mütehayyirdir. — Müraselesin dallerine ihsan bu- yurunca belki kendileriyle hemhal 6- Vur, hayra delâlet ederiz de müsap © Turuz. Bir apti mümini ikar kebairden ve halkı da ıztıraptan kurtarmak na- sip olur. Kadı Mehmet Efendi Çirmen aya- letine geldikten sonra hemen her gece Emin Paşanm sofrasında yemek yer, gece paşanın memleket eşrafından celp ve iltifat ettiği dağ deviren oğlu Ali ağa, Münceli zade Mehmet Reyle şatranç oyunlarında hazır bulunurdu. Kadr İstanbulda çektiği açlığın acıst- gz dd Di m ei n ayaletinden başka zapte-' Bir kadın Kurşunla ağır surette! yarâlandı Dün sabah Küçükpazarda Ha- cıkadın maballesinde iki kardeş arasında çıkan kavga neticesin- de bir kadın tabanca kKurşunuy- la ağır surette yaralanmıştır. Hadise şöyle olmuştur : | Hacıkadın mahallesinde 7 nu- maral evde oturan Fahri efen- diyle biraderi Cafer efendi dün cuma olmak münasebetiyle ara- larındaki miras meselesini hallet- | mek için bir araya gelerek gö- | rüşmiye başlamışlardır. Fakat bu | bararetlenmiş ve iki taraf da birbirine hücum etmiye başla- mıştır. Bu sırada Fahri efendi taban- casını çekerek biraderi Cafer efendinin üzerine iki el ateş et- miştir. Fakat çıkan kurşunlar Cafer efendiye değil orada bu- lunan Cafer efendinin refikası Rahmet hanıma isabet etmiş ve kadıncağızı sol ayağı kalça- sından ağır surette yaralamıştır. Silâh sesi üzerine vak'a yerine gelen polisler yaralı Rahmet ha- nımı Haseki Nisa hastanesine kaldırmışlar ve kaçan Fabri e- fendiyi de yakalamışlardır. Sasi çalan tululdu Sabıkalı yankesicilerden Hay- rettin dün Fatih cıvarında Çinili hamam caddesinden geçerken lise ta'ebesinden Osman efendi- nin saalini çalmış ve kaçarken polisler tarafından yakalanmıştır. Sündürülen ateş Evvelki akşam saat bir bu- lemişti, Bir gece geç vakte kadar uzun süren! bir satranç oyununda Emin Paşayı, dağ deviren oğlu iki ve Mehmet Bey bir defa mat etmişlerdi. Şerbetler içilmiş, buhurlar konul- muş ve dağılmışlardı. Kadı evinin ka- pısı yıkılır gibi hizli hızlı vurularak uyandırıldı, Kapıya gelen Emin Pa. şanın sarıca seymeni elindeki musam- ba fenerle kadıyı hemen Emin Paşa huzuruna götürmek için geldiğini söy- ledi. Kadr mahvolmuş, dili tatulmuş, şaşkın şaşkın dualar okuyarak, evde- kilerle helâllaşarak paşa kapısının yolunu tuttu, Paşa kapısının iki tarafındaki yük- secik binek taşların üstünde Ali a- ga ile Mehmet Beyin kesilmiş kellele rini kan içinde gördü. Kadının dizleri nin bağı çözülmüştü. | istifade odebilmek için cemiyete Emin Paşanın kapı perdesi kaldır” ıp ta kadı içeri girdiği vakit paşa! mehip bir sesle haykırdı: | — Gel bire kadı başıma gelenden haberin yok, Bu gece tamam yatağa) yattım. Uykuya daldığım sırada şu| iki fasit herif rüyama girmesin mü? Bir sert şatranç oyununa tutulduk. Sürferzi, al beydaki, yürük atı, kiş bi- re kiş.. Kan ter içinde kaldım, Uyan- dım. Hemen herifleri getirip kufala-! rını koparttım da biraz nefes aldım. Seninle biraz daha sohbet edeyim dir, i ii ii nek Miş ek Şİ Tüccar korunacak Beynelmilel teşkilât yapılıyor ticari orabıtaları ve muhtelif Beynelmilel kuvvetlendirmek | memleketlerle muamele yapan 1 tüccarı o muhtemel zararlardan korumak için Pariste bir cemi | | yet teşkil edilmiştir. , Verilen malümata göre, beynel- j milel bir ticaret sicili kurulacak- tır, Hiç if.âs tehlikesine ugramamış ve baklarında adli takibat ya pılmamış olan ihracat ve ithalât tüccarları, osanayiciler (o buraya kaydedileceklerdir. Teşkilât, sanayi ve ticaret er- babının diğer memleketlerdeki alacaklarının yüzde seksenini si*. gorta edecektir. Ancak bundan aza olmak lâzımdır. Cemiyet mensupları, sigorta et- tirmek istedikleri malın kıymetine göre kayıt ücreti vereceklerdir. 200 bin franklık sigorta yapbır- mak istiyen bir tüccardan 1200 frank ücret alınacaktır. Teşebbüs, memleketimizde de alâkayla karsılanmıştır. Istanbul Ali ticaret mektebi müderrisle- rinden Hakkı Nezihi B., bu mevzu etrafında tetkikatta bu- lunmaktadır. — m Gelenler, gidenler İsviçre sefiri M. Hanri Martin Karamani vapuriyle Avrupadan şehrimize gelmiştir. . i Bir müddettenberi şehrimizde bulunan İngilterenin Kıbrıs valisi Sir Ronald Stors dün Kıbnsa gitmiştir. $ İtalyan sefiri baron Pom- peo Aloizi dün Ankaradan gek miştir, ie $ Dön Romanya vapuriyle şehrimize 100 Romen seyyahı gelmiştir. Bugün de İtalya va- puriyle 110 Amerikan seyyabı gelecektir, smesamanssnsan. eeeereren sese ine sErU EEE EeAN çukta Çelebi oğlu Alâattin ma- hallesinin Sultanhamam cadde: sinde 4 numarada Gülizar ma- ğazasıma üstündeki Pavlinin tu- hafiye atalyesinden yangın çıkmış ve genişlemesine meydan veril- meden İtfaiye tarafından söndü- rülmüştür. il ye celbettim. — Mahzı isabet efendimiz. Münase betsizler uykunuzu ihlâl etmenin <6 zayi sezasını bulmuşlar. n Biraz sonra kadıya izin verince Mehmet Efendi Hemen menzilden ft darik ettiği hayvanlara ehil ve ayali- ni yükleterek sabahtan evvel ayalet hududundan dışarı çıkmıştı. a Üç gün sonra Şeyhislâmi etekler. ken: — Vay Efendi, habersizce teşrif ve muavedet buyrulmuş. va — Vallahi velinimet efendimiz, şim diye kadar her dediğine, her yaptığı na mahzi isabet diyerek mansapta ka- lsbildim. Lâkin rüyasına girmemek elimde olmadığı için bir gece İçinde kaçup geldim. İşte Çirmen valisi o zaman bu gad- dar adamdı. Bostancı oğlu Abacılar başımdan A. ses kolluğuna doğru koşarken birden önünde dikilen bir kaç kişinin karşı. sında dondu kaldı. Emin Paşa tam karşısında o duruyordu. Karanlıkta Saşkın, nefes nefese, üst baş perişan bu adamı böyle koşarken gören Paşa haykırdı: Ke — Ağrrtutmuş kadına ebe mi aras mağa gidersin. Kani elinde kandilin?” O zamanlar gece sokağa ancak bir ha- cet için çıkılabilirdi. Başka türlü 80- kakta yakalananların kapı altında Gitmedi ğe Ak dn idi