İntiza Pr. sene maydanda yoktular! an bayramında, Yaptığım * gibi, Ulya kurmiya başlamış; i Payı gelse, İH “avurma yapsam, mır,, marak aşağı köşar: — Kim o?. Verir; Cık: et parçasıl.. rek mırıldanır; b Kulların var. İİ kusunu aliyorlar! Ak baba | ği Dirhem v Bemciyle çırağı arasında! — Usta., ii — Na var? — Mâç tartacağım, beş gram morun. a >> Beş gram yoksa terazinin iye beş kuruşluk “bir bronz O da beş gramdır — Peki nstal,, iin kaç dakika sonra, tarttığı ZA paketlere dağıtan çırağınâ Mta sorar; ii Beş gramı buldun mu? & İbliğler gibi mh tait; 1 Evvet.. Yalnız sarı beşlik BE de onun yerine beş e kuruş koydum! yokken hava raporla- yazalım... Zamanki gibi ibtimal i Bugün havanın kısmen Te açık olması muh- artına. ihtimal vardır. Dön gün bayramı, evde hulya urmak ve kapının çalınmasını : beklemekle geçirdim. Beyhude : Ne bizden kimseye bir ği dal pirzola gitti, ne kimseden i ize bir kemik et geldi.. Burun ları av köpeğinden daha hassas : Olân bayram dilencileri bile bu : Hani, Nasreddin hoca, bir kur- ii tıpkı benim evinde oturmuş — Şimdi kapı çalınsa, şöyle ? | Yağlı tarafından irice bir kurban Etlerinin bir kısmını suyuna da bir âYuç pirinç atıp çorba kaynatsam! Derken, Şatçat kapı çalınmaz Hoca, sevinçten etekleri hava- Sirnaşık bir dilenci sesi cevap — Allah rızası için birlokma Nasrettin hoca, hayretle elle- tini açıp gözlerini göke çevire- — Hey Allahım, ne açık göz Hulyânın bile ko- | Gale be E ayram, bütün di- | İğ lenciler, heğ ğaldıkları kapıdan | #ncak böyle bit hulya kokusu — Şu Tbrahim ne sevimli a — Elbet kamaştınr » Bütün ... 22.0000000... Hafız Divanı Daha Dartilbdai kurulmamıştı, Raşit Rıza, Behzat ve diğer ba- ğı arkadaşlân, Şehzade başında toplanmışlar, bir kumpanya bâ- linde çalışıyorlardı. Bir gün, şair Tabsin Nahit ve Şahabeddin Süleyman merhum- lat tarihi bir piyes getirdiler, Gençler eseri seviriçle kârgılâdi. Hazırlığa başladılar, Sahne, Top- kapı sarayından bir oda olacak» tr. Dekorları Behzat yapıyordu. Tahsin Nahit ş — Duvarlara talik hatla Fa- risi beyitler yazılacak, dedi..; Behzat rica etti; — O halde © beyitleri siz seçip getiriniz, ben yazayım. Fakat, Tahsin Nebit ihmal etü ve getizmedi... Burun üzerine Beh- xat, her kelimenin sonuna bir (est) bir (ra) ilâve ederek şöyle beyitler uydurup yazdı Det hümaya in kenarest Hane budi men pinar est Basel can bahşıadem in çurü Çeşmicanan «ynibademi in çura Ertesi tiyatroya yen Tahsin &hitle o Şehabeddi a beyler Behzada ie — — Yeh bu beyitleri neredet buldun Me gayet ciddi “cevap V in divanından seçtim... Bu cevap. üzerine, iki edebi- yatçı arkadaş başbaşa verip be- .yitleri ia tekrar okuduktan sonra bayretle mırıldandılar : — Şu Hafız ne büyük, ne em- bir şairdir? Asrımızın gönül felsefesi: . dam, G ki altın | Takip Yolda, bir züppeyle bir genç kadın arasında; — Havm efendi, niçin dur- dunuz? — Peşimden gelmenizi Istemi- | yorum da ondan. — O halde ben önden yürü- yeyim, siz arkadan geliniz! ali” Iskönto Iki ahbap arasında; -— Tebrik ederim yahu., — Neyi? — Bir ay mezuniyet almışsın.. —Ha, evet., çok yorgünum da,. — Ali. bir ay dinlenirsin.. — Yok.. bir ay değil. on beş gününü iskonto et.. — Neden? — On beş gününür bizim-kay- nananın yalısında geçireceğizl.. —————— Meşhedi — Özümün şu guşla beraber bir folografını keşide edeceksin... Bean şart ki, guş âğrandisman < o'acak, mendeu dahâ. büyük sörüneceleii 1... Aşk -» Para... ülüşü gözlerimi kamaştırıyor . ğe mame İ Iki kişi arasında; — Hayri Beyle aranızda ras bıta var mıdır? e Pek ar. — Ne gibi? — Bana ikilira borcu vardır! ii Kabiliyet! Bir moda mağazası için bir kâtibe ihtiyaç vardı. Gazöteye ilân verdiler; Ertesi gün, ince | bıyıklı, favorili, sinema perde- sinden fırlamış gibi bir genç damladı; — Kâtip istiyormuşsunuz,, — Evet! — Ben talibim. — Pek ölâ! — Ne maaş vereceksiniz ? — Bir kaç güm tecrübe ede- lim'de, kabiliyetinizs göre bir “ miktar söyleriz., — Kabiliyetime göre mi?.. — Delikanlı müstehziyane gül- dükten sonra ilâve etli: — Zannetmem.. O kadar çok para veremezsiniz | Ne kafa Mahkemede: — Bayram günü, “bir meyba- nede kavga etmişsiniz. Davacı. muşsun öyle mi? — Evet. — Peli, sonra ne oldu? — Ne olacak beyim, ani şişe ; lefonu süratle kapıyarak cevap i getirmişsen.... $, telefon ediyordun?. £ nuşmişem!. ya e na na 11 e amma am 2 ME e KR NANE MAK RAN AN a a ANİ ER ye yanan hünaekümanmkann yaly inen Şnlükberepükiimdyirsindezi Heva . ve, RİA ERO GONAOANBES nın. kafasına bira şişesiyle - ver- | İZ Nisan j 1932 (nara ilâresi İm sy e vk ae ve İranla Teleton Torik Necmi, Meşhedi Cafe- rin, akrabasından Kerbelâi Ka- sımla Salamon efendiye devret- tiği çaycı dükkânma erkenden damladı. — Sabahin kalimera dadaş.. Kerbelâl Kasim, elindeki te- verdi: — Eyvallah Törih efendi da- daşıml.. Hoş gelmişsen, safalar — Böyle sabah karanlığı, kar- ga kahvaltısını etmeden kime — Menmi?.. — Yok, ben! — Özünün telefon ettiğini görmemişem ki kime ettiğin bi- tem gardaşım!.. — Ha, anlaşıldı.. Sen de Meş- hediden geri kalır numara de- ğilsin.. Ulan sana soruyorum, sana... — Ne bilem Torih Efendi, maksadın aşikâr söylemirsen kil, Men, imdi Meşhedi Caferle ko- — Allah,allah... Meşhedi İran- ii değ ve mi? .. İrandedi.,. — O doğru konuş, daha ilk şşününden havai fişeği uçur- mal, Istanbuldan İrana telefon var Mu? — Yekti!.. — Peki, yoktur de nasıl, ko- huştün ? — lile İstanbuldan raga fe, lefon yekti.. Amma, n İstanbüla telefon yardi!. ra va yp za SSL I En güzeli Kayımyalde damadına sorâr: | — Ekrem bey, oğlum,. — Buyurun .. elbise bana yakışıyor mu?.. yakışan bunlar değil. — Ya hangileri? yeldirme!., an. Apartıman Iki kişi arasında; — Kolay gelsin yahu. Gene inşaat mı? — Evet. büyütüyorum., i çıkıyorsun? -i — Hayır, odaları ortadan bö- İ lüp ikişer oda yapıyorum! | | — Baban senin cıgara içtiğini görürse şaşmaz mı?.. — Ni gn mu biç?. Iki gözü de 2 meli — Nasıl, bu yeni yapdırdığım — Fena değil amma, &ize asil | — Sokağa giderken giydiğiniz | Bizim apartımamı — OB, oh.. Üzerine bir katmı | il 5 İl İl İl |