i onservatuvarın Onseri a stanbul konservatuvarı tale- — bir senelik mesaisi neti- esini göstermek üzere sıra . er tertip edilmiş ilk iki kesiyo konseri Tepebaşı tiyat- nda verilmişti. Konservatu- a* bu musiki müsamerelerine Cuma Saat on yedide Tepebaşı da üçüncü konser ve- vlan yy Konserin ilk kısmında Nihâl solo keman, Şefik bey solo çalacaklar, Bedriye ve hanımlar solo şan yapa- ii ir, Konserin ikinci kısmında Gü- ide ve Dilâduriyan hanımlarla bey solo şan yapacaklar, H. solo keman çala- ŞI Saktır, Garp musikisinin yüksek üs. tatlarına, eserleri çalınacak ve 5 ilecektir. Konser davetli- “8 mahsustur. di m - Hakaret davası i pi Cahit Beyle Peyami k arasnda geçen yazı çönakaşasından sonra Burhan Cahiç Bey tarafından Peyami ve Son Posta neşriyat mü- Selim Ragıp Beyler aley- açılan hakaret davasına dün Üçüncü ceza mahkemesinde de- Sm olunmuştur, Dünkü celsede mu Peyami Safa Bey, yazısı- Na hakareti mitezammın olmadı- Lo söylemiş ve Burhan Cahit Bey tarafından da tabrik vaki mu ilâve ederek, Burhan Cahit Beyin makalelerinin #ün- İ. wetmduğu gazete nüsha- | sının. tetkikini istemiştir. Va bakemeye 24 nisanda de- m olunacaktır. m Bir cinayet Iki en Ni Evye Abanoz Yüzünd ii FEF! gece (Beyoğlunda sokağında o sarhoşluk feci bir cinayet ol- day taşlı manav Sait, arka- Meşin umumi evlerden € eğlenmekteymişler. Bir yeli evdeki (o kadınlarla bir- ta sokağa çıkmışlar, Bu es- zada sokaktan geçen Zeki Bey ide bir gençle karşılaşmış- * Her nedense Zeki Beyle ll Sait arasında bir ağız igin olmuş, ve nihayet Mur- Beyi, taşıdığı saldırmayı - Zeki karnına ve omuz başına lam ve yere yıkmıştır. Zeki derhal” ölmüştür. Murtaza alanmıştır. Müdeeiymumilik cinayet hadi- işinin tâhkikatına başlamıştı Günün Haberleri Zabıta muhtelif kasaları kırarak soyan Macar şebekesir! ele geçirdi Tekinsiz Konak Saz Şairleri arasında bir yarış : Kulağı Zabıta on aydan beri muhtelif yerlerde kasa hırsızlığı yapan bir Macar kumpanyasını yakala- maya muvaffak olmuştur. Bu gün Grmerferi, Piriyens, Prans isimlerinde üç uzyu elde bulunan bu şebekenin şimdiye kadar yap- tığı soygunculuklardan bir kısmı tesbit olunmştur. Sekiz ay ev- vel Eminönünde Alâiye hanında ikinci katta kereste taciri Azak zadelzzet beyin kasasını soymak isteyen,fakat içinde para bulama- yınca anahtarımı alarak giden bu şebekedir. Beş ay evvel Beşik taş maliye tabsil şubesinin ka- sasını kırmak suretile gene bun- lar soymuşlardır. Kumpanyanın en şayanı dik- kat soygunculuğu Sultanhama- mındaki belediye ceza tahsil şu- besinde olmuştur. Hırsızlar bu kasayı gayet mabirane bir su- rette kırmışlardır. Sirkeci istas- yon kasasını, Beyoğlu Tiyatro sokağında mezeci Nikolanın ka- sasını soyanlar da gene bunlar- dır. Kasa hırsızları herşeyi itiraf etmişler, hatta Şangur, Sons isimlerinde iki arkadaşları daha Inhisarlar Taşınmıyacak Şehrimizde bulnan gümrük ve inhisarlaa vekâleti müsteşarı Âdil Bey dün tütün inbisar idaresinde akşama kadar meşgul olmuşlür. Bugün tütün inhisarında şeh- rimizdeki . Maliye (müfettişleri Adil Beyin riyasetinde toplana- caklardır. *Söm teftirlerm netice- leri tetkik edilecektir. Dünkü gazetelerden bâzıları tütün inbiharında dünden itiba- ren memurlar arasında tasfiyeye başlanacağını yazıyorlardı. Dün yaptığımız tahkikata göre bu haberlerin aslı yoktur. Diğer taraftan dün şayi oldu- ğuna göre inhisar idareleri mer- kezlerinin Ankaraya nakledilme- lerinden bir sene için vazgeçil- miştir. Yalnız inbisar idareler! kendi memurları arasında tasfiye yapacaklar ve azami derecede | tasarrufa riayet edeceklerdir. — amı. Recep B. Haber aldığımıza göre Halk fırkası umumi kâtibi Recep B. yarm Ankaradan şehrimize ge- lecektir. Nihayet.. Bulgaaistandan iade edilen tarihi evrakın bayanmamesi Güm- rüğe verilmiş ve muamelesi ya- pılmıştır. Evrak bugün Müze tarafından tesellüm edilecektir. kesik deli Mehmedin kahvesinde ei | rilk hanmdaki saz şairlerinin Aşık Sadainin astığı muan» Seyri arıyordu. Bir evin girmiş, artık evde irili w- Me Varsa “hıryatı menzileye kas hepsini vezne, kafiyeye getire -| döküyordu. Bir şair bir) tertip eder, onu kahvede Şa bölünmüş peykenin duva - 1. Artık muammayı çözmek Saz tufan her şair burada sa) muammayı hal için uğ -| Sayan. Şair Seyri de bu ece n muammasını bir evin *9asını sayarak halletmek v ili ii : #PFE İİ il a ii istiyordu: “Şilte, yorgan, höcre yapak mu muamman âşık Sadal,, “Tas, lenger, sahan, tencere, Kapak ma muammân âşık Sadat., Tarla kapılı kulağı kesik deli Mehmedin işlettiği bu şairler kahve. sinin bir imtiyazı, bir şöhreti vardı. Şehre uğrıyan her şair mutlaka bu kahveye sazını asardı. Şehirdeki şairler de bu yeni gelen âşıkla müş are ederlerdi. Bu o zaman için pak revaçta bir eğlenceydi. Her nükteye| bir nükteyle cevap vermek epeyce bir! şeydi. Yakalanan Macar hırsızla: bulunduğunu da söylemişlerdir, Kumpanyanın kasa soymıya mah- sus aletleri de meşin bir çanta içinde Beyoğlunda Alman mek- tebi yanındaki arsada taşların altında bulunmuştur, Evvelce es- rar kaçakçılığı yaptığı için hu- dut baricine atılan Vangelin metresi Antuvanetin ve Pirinye- sin karısı Rozanm kumpanya ef- | radına yataklık yaptıkları anla- | şılmıştır. Gene yapılan tabkika- ! ta göre kumpanyanın Seyrisefain, Sevindirilen Yavrular | Himayeietfal cemiyeti Eminön” ubesi Kurban bayramı müns- sebetiyle Hoca paşada İstanbul 48 inci mektep talebesinden yedi küçük çocuğun elbiselerini, ve bu gün leyazımını temin etmiş, küçükleri baştan ayağa kadar giydirmiştir. Resmimiz bayramda sevindiri- len yavruları gösteriyor. Doğum Istanbul Radyo şirketi muha- sibi Suat beyin bir çocuğu dün- yaya gelmiştir. Doğan ismi ve- rilen yavruya mesut bir istikbal ine saadetler dileriz. Kahvenin kemerli kapısından gi - rince, iki tarafında uzun ve geniş pey- keler vardı, Kapmın sağmdaki ağac kola mihlânmış büyük para çekmece sinin başında kulağı delik bağdaş ku- rar, gelen gideni selimlar, yer göste- rir, iltifat ederdi. Derhal tabla: | — Ağaya tez bir cubük, mümensek! bir okkalı! Burma sarığının alımda güneşten tunelaşmış düzgün bir çehresi yardı. Yastıklı bıyıklarınm ucu o al ve kült yanaklarından dışarı fırlamışlı. Be «| lindeki Trablus kuşağın üstünde du - ran silâhlıkta fildişi kulaklı yatağa « niyle gümüş topuzlu piştorları pırıl, pıril parlardı. Peykelere sıralanmış çıplak bacak. lı, sıvalı kollarında Çeşit çeşit yazılar, çifte Yâtl”lar, Zülfükarlar döğülmüş iri yarı yeniçeriler, dizdarlar, sipahi-/- ler, sarayı âmire bostancıları yase- min, mülür, kiraz cubuklarım koca - Jülelerinden teltel sarkan nefis! . ” fiyatını dliye icra dairesi, Şehremaneti, ve Galatada demir tüccarı Ova- kimyan efendinin kasalarını da soymak için mahallerinde keşif yaptıkları ve bu kasaları peyder pey ve sırayle soymak istedik- leri anlaşılmıştır. Kumpanya bu işleri bitirdikten sonra meml'eket-, ten ayrılmak, Amerikaya kaçmak için de tekmil hazırlıklarını bi- tirmiş bulunuyordu. Kumpanyanın şimdiye kadar çaldığı paralardan ancok 750 lirasıyla 50 doları geri alınabil- miştir. Hu kasa hırsızları uzun bir müddettenberi Macar zabıtası | tarafından da sıkı bir surette ta- kip edilmekteydiler, Polis, ayrıca münhasıran hır- | sızık yapmak üzre teşekkül eden ve Macar tebeasından mü- rekkep olan bir hırsız kumpan- yası deha yakalamıştır Bu kum- danya Kışmıklus ve Artur isim- lerinde iki kişiden müteşekkil- dir. Bunlarda Beyoğlunda mü- him bazı sırkatler yapmışlardır. Her iki kumpanya bugün evrak- lariyle birlikte adliyeye verile- | cekrir. Bakır piyasası gittikçe düşüyor | Bakı tröstleri istihsalatının tah- | didi hakında verilen muhtelif ka- rarlara rağmen bakır fiyatı git- tikçe sukut etmektedir. Nisan başından beri cihan bakır istih- sal membalarının yüzde doksanın- ! İl | | da istihsal miktarı yüzde yirmi azaltılmıştır. Böylece aylık istih-” salât 65 ilâ 70 tonu geçmeyecek- tir. Bütün mütehassısler müstah- sillerin razla fedakârlık edemiye- söylüyorlar. Esasen şim- diki istihsalât sarfiyatı o ancak yetişeceği için piyasanın düşe- ceği zannediliyor. Piyasada 775,000 ton kadar stok bakır mevcuttur, Madenin asıl düşüren bu fazla stoktur. Stok bakır miktarı pi- yasada azaldıkça (fiyatlarında yükselerek o mutedil bir derceyi bulacağı ümidi vardır. » Rus ticaret mü- iğinden ceza almıyacak Oda meclisi, Ticaret ve Sa- nayi odasma kaydedilmiyen Rus ticaret mümessilliğinden (kayıt ücretinin cezasıyla birlikte tahsil edilmesine karar vermişti. Ha- ber aldığımıza göre Iktısat ve- kâleti, cezadan sarfınazar edil- | mesini Ticaret odasına bildir- | miştir, N Yaka tütününün dumanlarını halka, halka kahvenin simsiyah zifir olmuş tavanına doğru savururlardı. Aşıkların sazları, türkü ve destan. ları bu titiz, sert tabiatli, şamatacı a- damları yerinden sıçcratıyordu. Muammanın asılı bulunduğu tah - İnn önündeki çanağa tâbiler vasıta. siyle gönderilen ( bahşişler atıldıkça tabi bir defa veren ağanın adını yük- sek sesle söylerdi. Asık irticzlen bu isme münasip bir deyiş uydururdu. o Arkasından çal ! nan Saz uzun, tiz bir nağmeyle bunun musikisini ikmal ederdi. Çok defa bu deyişlerden kavga kr; zışır gibi olurken © kulağı kesik deli Mehmedin top gürültüsüne benziyen kalm ve sert sesi işitilirdi: — Bire yoldaşlar hakka baş, şey- tana taş, sohbete aş diyelim, Nemize lâzım bir mangır için dalâş! Derhal bir homurtudan başka or - tada bir gürültü kalmaz. Tekrar âşık İ bir cahildi.. 3 — VAKIT2I ! geçmek suretiyle i karaya da uğriyarak Asyada bit .... Era KARAKAN AE EEE EEE RANEEEUNEEEREEPANEKEEAEEAEAENANEANUAUUNNERASANAEANEEEEEA SEREN i leceğim. İ Tebelerinden büyük bir kafile de göleş Nisan 1932 m e” Ecnebi Gözile Istanbul nasıl Tanzim edilmelidir? İsviçrede Schönenwerd darülfünü- nu müderrislerinden (Oo M. Frederle Steiner şehrimizde bulunmaktadır. İsviçrenin muhtelif mecmuaların « da yazılar yazan profesör Siciner Türkiyeye inkılâbımız hakkında tet « kikat yapmak üzere gelmiştir. Ken « disi dün bir mutharririmize şunlari söylemiştir; — İnkılâçı Türklerle ilk defğ onlara “Kemalist, denildiği bir zamanda, Lozan konferansını müza » kereleri esnasında tanışmıştım. O za» mandanberi Türkiyeye (gelmeyi çok istiyordum. Bu fırsat ve imkânı bul duğumdan çok mesudum. 4 Yeni Türkiye ve inkılâp hakkında yapılan tetkikat Ankaraya gitmeden hiç bir zaman tam ve mükemmel ola- maz. Bu itibarla Ankaraya da gide« ceğim. Istanbula ilk defa geliyorum, İ güzel bulduğumu söylemiye lüzum var mı? Şehriniz coğrafi yeb itibariyle büyük bir istikbale zettir, İstanbula her sene binleres ş v. yah gelebilir ve gelmelidir de. F; iğ bunun için bir teşkilât dahilinde ad pi rasyonel bir şekilde p T ip mak lâzımdır. İstanbulun m ği ve çirkin bulduğum Şey, yol dır, Bundan başka kanaatimce Anadolüym Avrupaya epeyce bağlıyabilmek İçi Boğaziçi üzerinde bir köprü yapılma sı lâzımdır. — Ayrıca beynelmilel büt'4 yük bir otomobil şösesi Bu yol ta Calnis'den başlıyarak b Avrupanın omühim merkezle Istanbula g L bahsettiğim köprüden geçerek ve An « Gi lidir. ? Geleceksene tekrar İstanbula ge i Ru sefer benimle berabez İsviçreli darülfünun prof. Ye ta, | cektir, Kaçak etler Son bir hafta zarfında Şişlide Hasan efendiden -3,5 kilo kuzu , Şişlide Yusuf efendiden beş ok- ka koyun hayriye lisesinden 112 okka sıgır, Fatihte Ali efendi- den 153 okka manda ve Şişlide | Mahmut efendiden beş okka 4 koyun, Ismail efendiden beş okka o | kuzu Mustafa efendiden 45 ok- , ka kuzu, Etem efendiden 29,5 okka kuzu, Ahmet efendiden 4 okka kuzu, Yasin afendiden 165 kilo kuzu kaçak et olarak mü“ sadere edilmiştir. ; Ekmek fiyatları Niçin yükseliyor Son günlerde ekmek fiyatları" nın yükselmiye başlaması üzerine belediye iktısat müdürlüğü fet- kikat yapmış ve bu yükselmenin ber sene yeni mahsul zamanla-. rında görülen tabii bir hal ok duğu anlaşılmıştır. Geçen sene nisan ayında ekmeğin 9 kuruşa kadar çıktığı da tesbit olunmuş- tur. | | | i bir neşeli destan söylerdi. Ekser bu destanlar Bodün, Vistül suyunun Tu « na boylarının şanlı ve şehametli me « nakibini terennüm ederdi, Bu gece âşık Sedainin zafer gece ; siydi. - Kalem şairlerinden Elfi, o Nigâhi, j Hayvayi gibi bir kaç rinde meşrep şair 1 de şöhreti Tibrizden o Tunayy kadar , yayılmış olan üşik Sedaiy; dinlemek için gelmişlerdi. Bunların arasında bostancı oğlu da vardı, Bü kalın ka. falı bir softaydr. o Her şeye karışır, sırasına göre âlim, müfti, şair geçi «. nirdi, Kahveden içeriye girdiler, Kulüğr kesik bu İmameli, ecüppeli, geniş şal « varlı, lâpçinli şairleri görünce; — Buyurunuz, kalem şairleri, bi « zim âşıklarla bir boy ölçüğüntüz, Dedi. d Şair bostancı oğlu Bakiyi, Fuzuli. yi hiçe sayacak kadar küstah, mağrur (Bitmedi) e şair geçipen- e demine