A O! Almanyada intihabat Mücadelesi Martın 13 üncü günü Almar- yada yeni reis cümhur intihabatı Yapılacaktır. Şimdiki halde en mühim mücadele merkez ve sol cenah fırkalarının namzedi olan Hindenburgla müfrit Milliyelper- verlerin namzedi olan (o Hitler arasında cereyan edecektir. Şim- diden intihabat propagandalan başlamıştır. Hitler o taraftarlarının bütün mevcudiyetleriyle mücadeleyi ka- Zanmıya çalışacakları anlaşılmak- tadır, Verilen ma'ümata göre Hitlerin fırkası intihabat müca- delesinde muvaffak olmak için 120 bin içtima aktedecektir 8 milyon risale dağıtılacaktır. 12 milyon gazete basılacaktır. Bir milyon duvar ilânı yapışlırıla caktır, Birkaç gün evvel Hitler ilk defa larak aktedilen bir içtima da möbim bir nutuk söylemiş, sözleri arasında şu cümleleri kul lanmıştır: “Bizim için yeni yapılacak re- isicümhur intihabatı alelâde bir | devlet reisi intihap etmek de- ğildir. Bu intibabat (9) Teşrini- Sani tarihini Alman milletinin tarihinden silmektir.,, “Namussuz bir millet bak sa- hibi o'amaz.,, Banunla beraber Hitler reisi- cümhar Hinderburga karşı te- cavüzkârane bir lisan kullanma- miş, bilâkis ondan hörmetle bahsederek şöyle demiştir: — — Vaktiyle biz ihtiyar Mare- şaln arkasından gittik. Bugün | kendisine diyoruz ki: “Biz ken- dilerini mahvetmek istediğimiz adamları © arkanda saklanmış görmiye tahammül etmek süte- tiyle sana hörmet ediyoruz. Fa- kat artık seni bu adamların önünden çekmek lâzım geliyor. Eğer yeni intihabatta hakika- ten müfrit O milliyetperverlerin Yeisi Hitler Hindenburga galebe eder ve Alman reisicümhuru Olursa yalnız Almanyanın değil, bütün Avrupanın manzarası bir- denbire değişecektir. Bu tebed- i dül çok mühim siyasi neticeler Verecektir, ».x , İisas mahkemeler Dün işe başladı, iki | davaya baktı Kaçakçılık bâdiselerine bak- mak üzere İsianbul gümrükleri baş müdürlüğünde teşkil olunan ihtisas mahkemesi dün saat 14,5 ta işe başlamış ve iki mubake- me yapıştır. Bunlardan birisi Loit Triyes- tino vapur kumpanyasının direk- | törünün huzuriyle ceryan etmiş- tir. Davanın esası, kumpanyanın ahiren İstanbula gelen bir va- purunun gümrüğe ibraz ettiği manifestosunde 65 balya kâğıt yanlı olduğu balde vapurdan gümrüğe ancak 63 balya teslim edilmiş olmasıdır. Evvelâ iki balyanın manifesto no:sam ol- mak dolayıse acentadan talep edilmesini mutazammın gümrük idaresinin dava arznhali okundu. Hâkim Fevzi B. kunpanyanın direktörünü isticvap ettikten sonra iddia makamı bâdisenin İ kaçakçılık kântnunun neşrinden evvel ceryan etmiş olması itiba- riyle evvel emirde tahkikat ha- kimliğine havale edilerek son i tahkikatın açılmasına karar ve- rildikten sonra mahkemeye de- hakkında bir ka- edi. Maznunun vam olunm rar verilmesini avukatı da aynı isteği gösterdi ğinden muhakeme Cumartesi günü saat 14 e bırakıldı. Bundan sonra Seyrisefain ida- | resinim İzmir vâpuru aşçısı yama- ğı Recep Kâmil Ef. nin muhake- mesine başlanmıştır. Recep Kâ- mil Ef. vapurun sandalile Kaba- taş iskelesine çıktığı sırada mu- hafaza memurları tarafından Üze- ri aranmış ve dört ipekli kadın başörtüsü bulunmuştur. Maznun başörtülerinin üzerinde olduğunu kendisi haber verdiğini ve kaçır- mak istemediğini iddia etmiştir. Mahkeme şahitleri dinlemiş ne- ticede eşyanın fiatlarının tesbiti için mahkemenin pazar günü saat İde bırakılmasına karar verilmiştir. Dünkü muhakemede birçok gümrük memurları ve ko- misyoncular osamiin mevkiinde bu'unuyorlardı, Adliyede: Şeker davası Martın sekizinci gününe bırakıldı Alpullu şsker fabrikasının ihti- kâr komisyonunun mazbatası ü- zerine sulh birinci ceza muhake- mesine verild gini yazmıştık Mu- hakemeye dün başlamlacaktı. Fakat muhakemeye davet edi- len fabrika müdür muavini Hay- dar B. rahatsızlığından bahis bir rapor göndermiş ve dava 8 Mar- ta bırakılmıştır. Dükkân yakanlar tevkif edildiler Şubalın üçüncü günü Mahmut paşada bir yavgın o'muş, İsrail Efendi isminde birine ait bir dükkân yanmıştı. Hâdiseye müd- deiumumilik vazıyet etmiş, dük- kânın ve dükkânda bulunan eşyanın 70 bin küsur liraya si- gortalı olduğu anlaşılması üzeri» ne tahkikat © derinleştirilmişti. Öğrendiğimize göre tahkikat dün bitirilmiş ve yangında kast bulunduğu tesbit olunmuştur. Tahkikatın bu şekilde netice- lenmesi üzerine dün dükkân sa- hibi :srail Efendi ve müstahde- minden İsak tevkif edilmişlerdir. Hepse mahküm edilen esrercilar Esrer içmekten maznun Cev- det ve Nikönun muhakemeleri dün ağırcezada bitirilmiş ve Ni- ko yedi ay, Cevdet 2 aybir gün hapse mahküm edilmiştir. Müddeti indirilen bir hapis cezası Erenköyünde, sevdiği halde “kendis'ne verilmiyen Feyziâli ta- lebesinden Bedia hanımı öldüren Tevfik Fikret efendi, evvelce Ağırcezada cereyan eden muha- kemesi neticesinde 15 sene hap- se mahküm edilmişti. Temyiz verilen bu kararı nakzetmiş ve davaya dün yeniden bakılmıştır. Düokü celsede katil filinde es- pabı muhaffıfe görülmüş, maznu- un öldürdüğü sırada on sekiz yaşından küçük bulundu;u da nazarı itibare alınarak 15 sene- nin mabkümiyet kararı 6 sene sekiz aya indirilmiştir. | Maznun aym zamanda beş bin lira taz- minatda verecektir. Sırp paralarını taklit edenler hakkında takibat yapılıyor Sırp paralarının taklit edildigi Mahmut Nedim Bey TE ( Son Yemen valisi ) 30 Senelik Siyasi Esrarı ifşa E diyor | ARAR ar arasan Tefrika: 5 Onun! Fakat saray daha (fazla kar. döleülmesinden çekinir bir hal al- Bir kaç ay evvel; — İma- ş mutlaka yakalıyacaksınız, bi » tevakkuf harekâta devam!.. Di- saray şimdi: — İmamla anlaş dır. Bir heyet gönde- kendisiyle temas ediniz, fik- metalibini anlaymız, ve se- ildiriniz, diyordu. Halya Aptülhamidin, isyan başlan - n sne menfi ki - yola getirsinler diye Serbest bıraktığını yazmıştım. Bu adamlar arsmda Seyyit Bara ile oğlu Ahmet de vardı. ; Mas, doğru Sanaya gitti, oğlu Yan b da kaldı, ER İtalya konsolosbanesi Tercüme ve iktibas hakkı mahfuz nin önünden geçerken bu aileye mensup birinin konsoloshaneye girdiğini gördüm. Yanımdaki hiz- Ii metçiye bir kenarda bekliyerek! bu adamı konsoloshaneden çıkın-| ca yapakatıp bana (getirmesini söyledim. Meclisi idare içtimamdaydık.! Bir müddet sonra adamı karşıma getirdiler. Sap sarıydı, üstünü başını arattım bir şey çılımadı, kesi hayet başından sarığını alınca mektuplar döküldü. Bu kâğrtlar)rek tesriini arzu buyuruyorlar ve kı meyanında Mısırdaki Kibsiden Sanadaki babasına gönderilmiş bir de mektup vardı. Bu mektup- i tan bazı parçaları aynen alıyo ;/ rum: “.. Muhibbimiz Memet Ali Ulviye (1) olan mektubunuzu o verdim. Mektubunuzda hain Türkler hak» kındaki satırlar mucibi K Osmanlı devleti Akabe kudu-| dundan vaz geçerek İngilizlerin bilcümle metelibatını kabul etmiş ve binaenaleyh bilcümle islâmlar! İngiltere devletinden artık nefret etmişlerdir... Şimdi Yemen isya- nını bastırmak için Akabeyle Mr-| sır hududunda mütehaşşit kuvvet Yemene gönderilecektir... İmamı fukahanın nüfuzundan kurtara - rak daima elde bulundurunuz. Hü deydeden San'aya ve San'adan Amran ve Yerim cihetlerine şimen difer yapılmak meselesi tahakkuk ediyor. Bu bizim için bir felâket olacaktır... oİmammn yazacağı; mektup doğrudan doğruya kırala hitaben olmalıdır. - (2) İmam bul mektubunda yakında Romaya bir heyet göndereceğini de zikretme - lidir. Bu mühim işe süphesiz ki beni de memur edecektir. İtalya mümessili cenapları bu meseleye fevkalâde bir ehemmiyet atfade - ral hazretlerinin de İmam ceva- bma intizar eylemekte oldukları-| nı söylüyorlar. Biliyorsunuz ki İtalya devleti bilcümle devletler - den hayırlıdır. Gece gündüz ken- dileriyle temastayım. Müşarüni - Garbi Trakya Dağıtılan tazminatta yolsuzluk mu yapılı Dünkü akşam gazetelerinden biri, Garbi Trakyadaki Etabli Türklere Ankara muahedesi mu cibince verilmekte olan tazmi- natın dağıtılmasında i azı yolsuz- luklar olduğunu yazıyordu. Bu gazetenin verdiği malümata gö re, Yunan Maliyesi, Garbi Trak- yalı Türklerden, Malları muha- cirlerin işgali altında bulunduğu zamanlara ait vergileri istediği | için, verilen tazminat bu vergilere mahsup edilmekte ve bu suretle a'âkadarların eline bir şey geç- memektedir. Dün bu haber hakkında mu'ı- telit mübadele komisyonu Türk murahhas heyeti reisi Şevki B. şunları söylemiştir : “— Garbi Trakyadaki etabli Türklere, istihkaklarına mukabil vazıldığı gibi, senet değil ban- ka çeki verilmektedir. Banka- lar bu çeklerin oObelellerini | tediyeden imtina edemezler. Çek bedellerinin bankalar ta rafından ödenmediği haxkında da şimdiye kadar komisyona bir şikâyet yapılmamıştır. Binaena- leyh bu çeklerin vergilere mab- sup edildiği hakkındaki iddianın da varit olmaması lâzımgelir., Garbi Trakyadaki Türklere bir müddet evvel bir kısmı da- gıtılan 150 bin Sterlinin tazmi- matın, ikinci. taksit tevziatına bir kaç güne kadar başlanacaktır. Tasarruf hakları tesbit edile- memiş olan bir kısım Türklerin vaziyeti de pek yakında halle- dilerek istihkakları verilecektir. İstanbuldaki etabli Rumlara dağıtılacak olan 159 bin Sterlin tazminat için de alâkadarların cetvelleri hazırlanmaktadır. Bu iş bittikten sonra mevcut paraya nazaran istihkak n'abeti tayin edilecektir. Tevziatın bir hafta sonra başlıyacağı tahmin edilmektedir. ve şehrimizin bazı taraflarında sürüldügü baber alınmış ve elli- den fazla şahıs hakkında könuni takibata başnılmıştır. men ahalisine muavenet için fır- sat beklediklerini defaatle söyle - diler. Kızım hastalanınca mümes silin doktoru başı ucundan günler- le ayrılmadı, ilâçlarmı da onlar gönderiyorlardı. İtalya devletinin bilâmum is - lâmlara ve bilhassa Yemenlilere olan muhabbetine bundan büyük delil olur mu?... Abidin paşa ve - fat etti, huzuru rabbülâleminde| * muhakeme oluruz.. Kıral hazret- lerine takdim edilmek üzere en âlâ cinsten ipekli beş seccade, bir de altın kakmalı kılıç ve bir mik- tar kahve gönderiniz. Bunları biz- zat mümessil hazretleri kırala tak dim edecektir, tesri ediniz. Ay- rıca mümessil hazretlerine ve dök tora ikişer, kâtiplere birer secca - de hazırlaymız, ayrıca bilâhara gelecek heyete de bir miktar ya -; kut, Yemen taşları ve asarı atika| dan fenerler gönderiniz. İmam bu| hususata itina etsin. Kıral haz - retleri kendi ceplerinden ibrazı se mahat buyurmasalardı burada pa- rasız kalacaktım... Aziz kari, bunu yazan adam, pek az bir zaman sonra mesruti - yetin ilk meclisi meb'usanma Ye- leyh hazretlerini kalben yon pe meb'usu olarak dahil oluyor- İçtimai yardım Ve Halk evi (Halk evi) nin dokuz kola ay rılan çalışma işleri arasında bir de (İctimai yardım) şubesi “vardır. Halk Fırkasının devletçi siyase- ti, ve acılan Halk evinde (İçtimai yardım) fikri yan yana getirilince üzerinde işlenmesi lâzım olan (İç- timai yardım) plânının bizim için yepyeni bir cephe olduğunu anla- mak müşkül olmaz. Yardım kelimesi, zaman zaman muhtevasını < değiştiren, devrine göre müna ifade eder. Teokrasi devrinde (yardım) ım hedefi (rızayı rabbaniyi tahsil) dir. Rızayı rabbaniyi tahsil için u- sul fert, fert fakirlere yardımdır. Meselâ sebil açmak, imaret vücu- da getirmek, mescit inşa etmek gi“ bi.. Teokrasi devrinde fazla zengin lik, servetin sigortası halini taşı - dığı müddâtçe yardım (sadaka) halinden dişarı çılkmamıştır. Sada ka verenler kendilerini (o kısmen teşkilâta tâbi tuttukları halde yar- dıma muhtaç olanlar fert, fert na zarı itibara alınmıs, fakirlerin gün delik ihtiyacına gönülden kopan « la yardım edilmiştir. Bu devrin iki tipi var, hâlâ ya- şıyor: Mütevelli, sadıka veren adam dilenci! Teokrasi devrinde belki bu yar- dımın bir mânası vardı. Fakat bu- gün için bu, artık kanunla mene « dilmiş bir fiil halini almıştır. Çün- kü dilenmek memnudur. ve » Büyük sermayedarlık rejimi tes şekkül ettiği zaman, içtimsi yar * dım, pek çok gerilere bırakılmış, ancak din devrinin bir devamı ola rak zenginlerin fakirlere şefkati | şeklini almıstır. Bu sefkat de bazı hayır sahiplerinin.yardım komi: leri teşkil ederek cemiyetin — mına muhtaç olan hastaları, kims sesiz çocukları, fakirler, işsizleri himaye etmeyi gene bir fert mese lesi addetmiştir. Fakirlere yardım gene hissi ols maktan dişarı çıkmamıştır. » * # Bugün içtimai yardım meselesi devletlerin aldığı şekillere göre, bir siyaset meselesi olmuş ve libe- ral düşüncelerin yerini devletin iktısadi refah meselesiyle meşgul olması muasır memleketlerde kıs- men cebri, kısmen zaruri bir va - zife addedilmiştir. Modern cemi « © a) yette içtimai yardım devlet siya « seti içinde yer bulan bir müesse « sedir. a Halk evinin içtimai yardım şu (Lütfen sayfayı çeviriniz) A lâzımdır ki o günlerde « Osmanlı meclisinde Buşo efendi gibi meb- usların yanında sarıklı, cübbeli, tesbihli bu Kibsi efendiler de var- dı. Bu ve bunun gibi bazıları na- sıl meb'us olmuşlardır, ittihadr terakki fırkaşına nasıl sokulmuş- lardır, ; saraya ve padişaha nasıl hulâl etmişlerdir... Bunu “ileride mevzuu bahsedeceğiz. Zavallı saray ! Abdülhamidin emriyle benim riyasetimde, . heyeti teftişiye aza sından Mehmet Raşit paşa, mah» kemei şeria azasından ve imam zadolerden Seyit Abdullah, evkaf hariciye nazırı Seyit o Kasımdan mürekkep bir heyet teşekkül etti. Vilâyet mektubi kalemi mümeyyi- zi Ahmet bey de (3) başkâtipn o- larak — diğer memurinle — Hey- ete refakat ediyordu. Evvelâ İmama heyetin teşekkü- lünü bildirerek onun da bir yer tas yin ederek heyetini göndermesi « ni istedik, Amran ciyarmda Re dede imam heyetiyle karşılaştık. Bu heyet İmamm en nüfuzlu ve salâhivettar adamlarından müte « şekkildi. (Bitmedi) (1) Mesrdaki İtalya mümessi linin tercümanı, 2) İtalya kir